Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1049 E. 2019/2327 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1049 Esas
KARAR NO : 2019/2327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/886
KARAR NO : 2018/1393
KARAR TARİHİ: 21/12/2018
DAVA : TAZMİNAT (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
KARAR TARİHİ: 19/12/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili; müvekkiline işyeri sigorta poliçesiyle sigortalı olan işyerinde, kanalizasyon hattının tıkanarak geri tepmesi nedeniyle hasar meydana geldiğini, hasarlanan mallar için sigortalıya hasar ödemesi yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.834,16 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; idari yargının görevli olduğunu, müvekkili idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla müvekkili idare arasında bir illiyet bağının da kurulmasının mümkün olmadığını, idare tarafından yapılan incelemede atıksu kanal bağlantısının müvekkili idare İSKİ Genel Müdürlünüce yapılmadığını, müvekkili idare onaylı projesinin bulunmadığını, kanal bağlantısının ise ilgilisince denetimsiz yapıldığını, müvekkili idare tarafından binaya iskan görüşü verilmediğini, alınması gereken tedbirlerin alınmadığının tespit edildiğini, bina parsel bağlantılarının tıkanıklıklarını açtırma yükümlülüklerinin bina yönetimine ait olduğunu, binaya ait fen ve sanat kurallarına uygun atık su parsel bacası ve yağmur suyu parsel bacası olmadığını, hasarın meydana gelmesindeki temel etkenin mevcut alt yapı sisteminin kafi gelmemesi değil, binanın yağmur sularının atıksu kanallarına bağlı olması ve bodrum taban kotunun toprak seviyesinden aşağıda ve toprakla temas ettiği halde yer altı sularına karşı temel izalasyonun yapılmamasının sebep olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; görevli mahkemenin idari yargı olduğunu, binanın iskan ve yapı ruhsatı bulunmadığını, atık su kanal bağlantısının müvekkili idare tarafından yapılmadığını, onaylı projenin bulunmadığını, binanın iskan görüşünün olmadığını, binanın tahliye ve deşarj sisteminin yetersiz olduğunu, proje onaylarının bulunmadığını, su parsel bacası ve yağmur suyu parsel bacasının bulunmadığını, olayın şiddetli yağmur suyundan kaynaklandığını, suların bina pencerelerin den içeri girmek suretiyle hasarın meydana geldiğini bu yöndeki görgü beyanının değerlendirilmediğini, kanalizasyon deşarj yönetmelik hükümleri gereğince sorumluluklarının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücu’en tahsli istemine ilişkindir. 2560 sayılı Kanunun 17. maddesinde kanalizasyon şebekesi bulunan cadde ve sokaklardaki her taşınmazın kanalizasyona bağlanmasının zorunlu olduğu, bu bağlantıların, bedeli taşınmazın sahibinden alınmak suretiyle İSKİ tarafından yapılacağı veya projesine uygun olarak yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Kanunun 18. maddesinde ise yapı için belediyeden ruhsat isteyen gerçek ve tüzel kişilerin, daha önce İSKİ’den su ve kanalizasyon durumu hakkında belge almak zorunda oldukları, İSKİ’nin o yerdeki su ve kanalizasyon şebekesine göre su ve kanalizasyon durum belgesi vereceği, yapıların durum belgesi alınmadan veya tesisatın durum belgesine aykırı olarak yapılması hallerinde imar mevzuatının ruhsatsız yapılar hakkındaki hükümleri uygulanacağı belirtilmiştir. Yönetmeliğin 27. maddesinde ise yönetmelik hükümleri uyarınca ya da diğer mevzuatla yasaklanmış olan eylem ve eylemlerin ya da faaliyetlerin tespiti halinde bu faaliyetlerin veya eylemlerin durdurulması, engellenmesi ya da ortadan kaldırılması için yapılacak işlemlerin neler olduğu belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere İSKİ’nin kanalizasyon hattının yapım, bakım, onarım görevlerinin yanı sıra denetim yükümlülüğü de bulunmaktadır.Yönetmeliğe göre mal sahibi, müteahhit veya apartman yöneticisi parsel çıkış bacasına atıksuyun geri gelmesinin önleyecek tedbirleri almak zorundadır. Ancak bu önlemlerin alınmamış olması davalı İSKİ’nin denetim yükümlülüğü nedeniyle olan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kaldı ki, İSKİ’nin kanalizasyon sisteminden doğan zararlardan yapı sahibi olarakta sorumluluğu vardır. Nitekim İSKİ kanalizasyon sisteminin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamakla yükümlüdür.
Mahkemece davalının iddiaları irdelenmemiş, dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmasıyla dava sonuçlandırılmıştır.Bu nedenle mahkemece, sigortalı işyerinin bulunduğu binanın şebeke bağlantılarına ait ruhsat, izin, proje gibi evraklar ile arıza kayıtları ilgili idarelerden celbedilerek, olayın oluş şekli, Deşarj Yönetmeliği hükümlerine göre şebeke bağlantılarında eksiklikler olup olmadığı, parsel çıkış bacasına atıksuyun geri gelmesinin önleyecek tedbirlerin alınıp alınmadığı, bu tedbirler alınmamış ise zararın meydana gelmesindeki etkileri, İSKİ’nin kusurunun kaldırılmasına veya azaltılmasına üçüncü bir kişinin eyleminin olup olmadığı, müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağı hususları nazara alınarak davalı İSKİ’nin denetim yükümlüğünden kaynaklanan herhangi bir kusuru olup olmadığı, var ise davalı iSKİ ve bina sahiplerinin zararın meydana gelmesinde ne oranda kusurlu olduğu konusunda uzman bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda ifade edilen bina ile ilgili kayıtlar getirtilmeden ve bu konudaki deliller toplanmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu sebeple mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Mahkemesinin 2018/886 E. 2018/1393 K. 21/12/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan 82,60 TL istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep hâlinde yatırana iadesine,5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı + 121,30 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 189,50 TL harçtan, davalı tarafından peşin yatırılan 121,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 68,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-Duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Dairemiz kararının tebliğ ve harç tahsil işlemlerinin, 7035 sayılı Kanunla değişik HMK’nın 359/3.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 19/12/2019