Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1048 E. 2022/950 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1048 Esas
KARAR NO: 2022/950
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2015/596 Esas, 2018/1192 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili iddiasında özetle; müvekkili şirketin banka ve şirketlere ait para taşıma işlerini güvenli bir şekilde gerçekleştirme amacı ile kurulduğunu, davalının ise … Merkezinin işletmecisi olduğunu, 22.08.2014 tarihinde müvekkili şirket çalışanlarının AVM’nin otoparkında silahlı yağmaya uğradıklarını, davalının uzun yıllar AVM işletmesi yapmasına rağmen gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeni ile müvekkilinin zarara uğradığını, şirket aracında bulunan kasadaki 939.055,00 TL ve 200.000,00 USD.’nin tutuklu sanıklarca gasp edildiğini, eylemin AVM İşleticisi olan davalının gerekli güvenlik önlemlerini almamasından kaynaklandığını, araçtaki parayı gasp eden kişilerin geldikleri araç ile AVM’den ayrıldıklarını, benzer eylemlerin daha önce başka şirketlerin de başına geldiğini, davalı tarafça araçların herhangi bir kontrolden geçirilmeksizin içeri alınması nedeni ile zararın doğduğunu ileri sürerek şimdilik 10.000,00 TL’lik maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili davaya cevabında; müvekkili şirketin AVM’yi … A.Ş. ile düzenlenen vekalet sözleşmesi hükümlerine göre yönettiğini, anılan şirketin sözleşmeye ilaveten müvekkiline temsil yetkisi verdiğini, temsil olunan adına yapılan işlemlerin hak ve borçlarının temsil olunan kişi adına doğacağını, bu nedenle müvekkiline açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkilinin güvenlik işlemlerini yerine getirmek amacı ile … A.Ş. ile sözleşme imzaladığını, davanın güvenlik şirketine ihbarını talep ettiklerini, esas yönünden ise alışveriş merkezinin kamuya açık alan olup, otopark giriş ve çıkışlarında araç ve üst arama yetkisinin bulunmadığını, araçların sadece LPG yönünden kontrol edildiğini, müvekkilinin mevzuat uyarınca kişileri duyarlı kapılardan geçirdiğini, iddia edilen olayın silahlı gasp olayı olması nedeni ile müvekkilince önlenemeyeceğini, otopark çıkışında güvenlik görevlilerinin aracı durdurmaya çalıştıklarını ancak güvenlik görevlilerin silahsız olması nedeni ile engellenemediğini, güvenlik görevlilerin kısa sürede olaya müdahale etmesine rağmen olayın ani şekilde ve hızlı gelişmesi nedeni ile engellenemediğini, AVM’nin değişik noktalarında yüzlerce kamera bulunduğu gibi 40 adet güvenlik görevlisinin çalıştığını, olayda davacı şirketin kusurlu olduğunu, davacı şirket çalışanlarının araçlarının takip edildiğini fark etmediğini ve aracı güvenlik görevlisi ve güvenlik kamerasının görebileceği yere park etmediğini, ayrıca soygunculara hiçbir direnç göstermeden teslim olduğunu, davacının aracında sadece bir sürücü ve güvenlik görevlisi görevlendirilmesinin de davacının kusurlu olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin doğacak risklere ilişkin olarak poliçeler düzenlendiğini savunarak davanın husumet ve esas yönünen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; dava konusu olaydan önce de alışveriş merkezinde benzer gasp olaylarının yaşanmasına rağmen gerekli önlemlerinin alınarak eksikliklerin tamamlanmadığı, benzer olayların sonucuna göre para nakil araçlarının güvenliği için gerekli tedbirlerin alınmadığı, otoparka bu tür araçların giriş ve çıkışı için güvenli ortam ve kapıların sağlanmadığı, bu nedenle basiretli bir tacir davranışı gösterilmediği, davalının %20’i oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle yeniden açılacak davada raporun kesinleşmemesi koşulu ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, ek rapor alınmadan ve müvekkilinin kusuru kesinleştirilmeden verilen kararın usulen hatalı olduğunu, davacı şirket çalışanlarının araçlarının takip edildiğıini kontrol etmemesi ve aracı doğru bir yere park etmemesi nedeniyle olayda davacı şirketin kusurlu olduğunu, davacı çalışanların aracını özel araçlar için ayrılmış yere park etmediğini, AVM otoparkının kamuya açık olduğunu ve sadece araçların LPGli olup olmadığının kontrol edildiğini, olay tarihinde 40 güvenlik görevlisinin görev yaptığını ve AVM’de 282 adet farklı kamera olduğunu, AVM’de her türlü güvenliğin alındığını, AVM güvenliğinin silah kullanma yetkisi bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı ve istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, davacı şirkete ait para taşıma ve nakil aracının davalının işlettiği AVM’nin otoparkında gasp edildiği iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının işlettiği AVM’nin otoparkında, şirket aracında bulunan kasadaki 939.055,00 TL ve 200.000,00 USD’nin gasp edildiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davalının olayda % 20 oranında kusurlu olduğu belirtilmekle beraber yeniden açılacak davada raporun kesinleşmemesi koşulu ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının, alacağının şimdilik belli bir bölümü için açtığı davaya kısmi dava denir. İşin niteliği gereği kısmi dava açılabilmesi için, talep konusunun bölünebilir olması gerekir. Mahkeme kısmi davanın tamamen kabulüne karar vermiş ise kısmi davada verilen hüküm, açılacak ek davada kesin delil teşkil edecektir. Somut davada, davacı vekili iddia konusu alacağın belli bir kısmının tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bununla birlikte mahkemece davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazları hususunda ek rapor alınmamış ve alınan raporunun kesinleşmemesi koşulu ile davanın kabulüne karar verilmiştir. HMK’nın 281/1 maddesi uyarınca, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını mahkemeden talep edebilirler. Davacı vekili tarafından süresinde bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden, itirazların karşılanması için bilirkişiden ek rapor alınması gerekir. Ayrıca davacı davasını, dolayısıyla zararına neden olan olayda davalının kusurlu olduğunu ve zararını usulüne uygun delillerle kanıtlamalı, mahkemece de taraflarca sunulan delillere göre olayda davalının kusuru olup olmadığı ve zarar miktarı belirlenmelidir. Ancak somut davada mahkemece, davalının olayda % 20 kusurlu olduğunu belirten bilirkişi raporunun açılacak ek davada kesinleşmemesi koşulu ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Buna göre davalının olayda kusurlu olup olmadığı netleştirilmeden davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Açıklanan nedenler ile davalının rapora itirazları değerlendirilerek ek rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/596 Esas, 2018/1192 Karar ve 23/10/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a6.fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/09/2022