Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/1027 E. 2020/288 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1027 Esas
KARAR NO : 2020/288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2019/9
KARAR NO : 2019/30
KARAR TARİHİ: 17/01/2019
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 30/01/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili Bakırköy İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1177 Esas sayılı dosyasında; … San. ve Tic. Ltd. Şti. … Tic Ltd. Şti., … San Ve Tic Ltd. Şti. ortakları, yetkilisi ve şirket borçlarının müteselsil kefili olan gerçek kişi müvekkilleri ile davacı şirketler hakkında 2004 sayılı İİK’nın 285. ve devamı maddeleri uyarınca konkordato talebinde bulunmuştur. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi gerçek kişi davacılar hakkındaki talep yönünden dosyanın tefrikine karar vermiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; ”.. Bu itibarla, İİK 285. maddesindeki şartları taşımadığı, 286. maddesinde aranan şartları karşılayan belgeleri sunamadıkları, sunulan ön projede de konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği, bu açıdan da ön projelerin uygulanabilir olmasının mümkün gözükmediği, borçluların, sadece alacaklıların icra tehdidinden kurtulmak amacı ile konkordato talep etmelerinin bu müessesenin amaçlarına uygun düşmediği gerekçesi ile konkordato talebinin reddine, ..” karar vermiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dosyanın tefrik edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıların, dava dışı şirketlerin ortakları/ yönetim kurulu üyeleri/ şirketlerin borçlarına kefaletleri bulunan şahıslar olduğunu şirketlerin aile şirketi olup … adı altında faaliyet gösterdiklerini, yapılandırmak istenen borç ile şirket borçlarının ortak olduğunu, şirketten kar payı alamayan davacı gerçek kişilerin taşınmazlarını satmaksızın borçlarını vadesinde ödeme imkanlarının bulunmadığını, konkordato müessesesinden faydalanmaları halinde taşınmazlarını haciz ve satış tehdidi olmadan gerçek değerleri üzerinden satarak rahatlıkla ödeme güçlüğünü aşabileceklerini, kefalet nedeniyle davacıların borçlarını vadelerinde ödeyemez duruma geldiklerinin, davacı gerçek kişilerin projelerinin tek başına davacı şirketin projesinin başarılı olmasına bağlanmadığını, evraklarda eksiklik bulunması durumunda mahkemenin ek süre vermesi gerektiğini, gerçek kişiler adına konkordato talebinin reddinin kötü niyetli alacaklılara doğrudan müdahale yolunun açıldığını, projenin yeterli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile dosyanın yeniden tefrik edildiği dosyayla birleştirilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, iflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı gerçek kişilerin yerleşim yerindeki yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesin de konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davacıların ortakları/yetkilisi oldukları …. San. ve Tic. Ltd. Şti. … Tic Ltd. Şti. ve ….San. ve Tic. Ltd. Şti. ile birlikte konkordatonun tasdiki davası açtıkları, dosyanın mahkemenin 2018/1177 Esas numarası aldığı, 18/10/2018 tarihli ara karar ile davacı gerçek kişi ve şirketler hakkında 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verildiği, tedbirlere hükmediği, 3 kişilik geçici konkordato komiser heyeti görevlendirildiği geçici konkordato komiser heyetinin 23/11/2018 tarihinde ön rapor sunduğu, 17/01/2019 tarihli celsede davacılar hakkındaki dosyanın tefrik edilerek davacı gerçek kişiler yönünden davanın reddine karar verildiği, dosya kapsamında 23/11/2018 tarihli konkordato geçici komiser heyeti raporu dışında başka bir raporun bulunmadığı anlaşılmıştır. Ön raporda davacı gerçek kişilerle ilgili herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığı görülmüştür. Mahkemece, davacı gerçek kişiler tarafından sunulan konkordato projelerinin başarıya ulaşmasının diğer 3 şirketin konkordatoyu başarıya ulaşması ihtimaline dayandırdığı, gerçek kişiler tarafından sunulan kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermeyen, tamamen borçlu şirketin ön projesi üzerine temellendirilmiş bir konkordato ön projesinin uygulanabilir olamayacağı, gerçek kişilerin İİK 285. Maddesi anlamında borçlarını ödemekte zorlandıklarını, nakit dar boğazına girdiklerini gösterir mali bir tablonun bulunmadığını, gerçek kişilerin kendilerine özgü konkordato projesini sunmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK’nun 7101 sayılı yasanın 15. maddesi ile değişik 287. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi, konkordato talebi üzerine İİK.’nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak sunulduğunun tespiti halinde geçici mühlet kararı vererek 297/2. maddesindeki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.İlk derece mahkemesinin, İİK’nun 286.maddesindeki belgelerin sunulmamasını red gerekçelerinden biri olarak kabul edilmiş ise de; İİK’nun 286.maddesinde belirtilen ve dilekçe ekinde sunulması dava şartı olan belgelerin tamamlanması için HMK’nun 115/2.maddesine göre kesin süre verilerek, belgelerin tamamlanması halinde İİK’ M. 287’ye göre geçici mühlet kararı verilmesi, aksi halde sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, belgeleri tamamlaması için süre verilmeden geçici mühlet talebinin ve davanın yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki Konkordato Komiserleri ön projeyi incelerken eksik gördükleri belgeleri İİK’nun 286/son maddesi gereğince her zaman isteyebilir. Yine ilk derece mahkemesi, dosyaya sunulan belgeler çerçevesinde, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu yönünde değerlendirme yapmış ise de, İİK’nun 287/3.maddesi gereğince; mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir, hükmü dikkate alındığında, teknik bilgi gerektiren Konkordato davalarında komiser atanması yasanın emredici hükmü olup, Konkordato ön projesinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağının denetlenmesi hususunda Konkordato Komiserlerinden görüş istenip rapor alınmadan yapılması doğru görülmemiştir.HMK 166 ve 167. Maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi tarafından aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davacılar hakkında her zaman birleştirme yada tefrik kararı verilmesi her zaman mümkündür.Tüm dosya kapsamına nazaran; ilk derece mahkemesince öncelikle davacı gerçek kişilerin kendilerine özgü konkordato ön projesi sunup sunmadıkları hususunun denetlenerek, geçici konkordato komiser heyetinden ön projenin başarısı konusunda gerçek kişiler hakkında rapor alınmasına, eksikliklerin tespiti halinde davacıların gerçek kişilere kesin süre verilerek sonucuna göre işlem tesisi gerekirken yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/9 E. 2019/30 K. 17/01/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince her bir davacıdan alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 696,30 TL harcın, davacılar tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 530,60 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacılar tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi ve icra iflas kanununun 293/2. Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/01/2020