Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/951 E. 2021/261 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/951 Esas
KARAR NO: 2021/261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2017
NUMARASI: 2016/1049 Esas, 2017/842 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; 09-12 Mayıs 2016 tarihlerinde düzenlenecek … Fuarına katılım hususunda müvekkili ile fuar hizmetleri sunan davalı şirket arasında 03/03/2016 tarihli sözleşme düzenlendiğini, sözleşmeye el yazısı ile fuarın % 50 devlet teşvikli olduğunun yazıldığını, ancak fuarın devlet destekli olmadığının öğrenildiğini, müvekkili şirketin fuarın devlet tarafından desteklenen fuarlardan olduğu yönünde kandırılarak fuar katılım sözleşmesi düzenlediğini belirterek şimdilik sözleşme bedelinin yarısı olan 8.500,00 TL zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; sözleşmede devlet teşvikli olduğunun yazmadığını, davacının sözleşmesine el yazısı ile bu kaydı eklediğini, devlet teşviki kapsamında olan fuarların Ekonomi Bakanlığı’nın sitesinde ilan edildiğini, tacir olan davacı şirketin, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, bu hususun internet sitesinden rahatlıkla öğrenebileceğini, davacının fuarın başlamasından 21 gün önce fuarın devlet destekli olmadığını öğrenmesine rağmen sözleşmeyi feshetmediğini ve fuara katıldığını, bu durumda ancak daha uygun bir sözleşme yapma imkanını kaçırmasından doğan zararı isteyebileceğini, ancak fuarı tek düzenleme yetkisinin müvekkili şirkete ait olması nedeniyle bu zararın da istenemeyeceğini, müvekkilinin 3 kişi olan Devletin ödemediği teşviki ödeyebilmesi için sözleşmede 3 kişinin fiilini taahhüte etmesi gerektiğini, ancak müvekkili şirketin böyle bir garanti vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; davacının sunduğu sözleşmeye matbu yazı dışında elle “% 50 Devlet teşviki garantisi” yükümü eklendiğini, HMK’nın 207 maddesine göre senetteki çıkıntı, kazıntı ve silintiler karşı tarafça onaylanmadıkça göz önünde bulundurulamayacağı, davalı tarafça inkar edilen elle yazılı bu garanti hükmünün nazara alınamayacağı, e-maillerde davacının fuara katılımı ve teşvik alması için davalının gayreti görülmekte olup, teşvikin garanti edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; davalının ıslak imzalı bir evrak sunmamasına rağmen davalının beyanları gözününde tutularak karar verildiğini, davalının sözleşmeyi % 50 Devlet Teşvikini garanti ederek imzaladığının hem aslı sunulan sözleşme, hem de mail yazışmalarıyla sabit olduğunu, davalının senede karşı ileri sürdüğü iddialarını senetle ispat zorunluluğu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf talebinin reddini istemiştir
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, fuara katılım sözleşmesi kapsamında, devlet teşviki alınamadığı ileri sürülerek zararın tazminine ilişkindir. Taraflar arasında fuara katılım sözleşmesi düzenlendiği ve davacı şirketin sözleşme kapsamında fuara katıldığı sabit olup, uyuşmazlık sözleşme bedelinin % 50’sinin devlet teşvikli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı, sözleşmeye el yazısı ile “% 50 Devlet teşviki garantisi” yükümü de eklendiğini ileri sürerken, davalı bu kısmın davacı tarafından doldurulduğunu ileri sürmektedir. Taraflar arasında düzenlenen matbu 03/03/2016 tarihli fuar katılım sözleşmesinde, davacı katılımcının devlet teşviği alması yönünde herhangi bir düzenleme bulunmayıp, ancak sözleşmenin sonuna el yazısı ile “% 50 Devlet teşviki garantisi” ibaresinin eklendiği görülmektedir. Bir senet düzenlendikten sonra, senette bazı noksanlıklar bulunduğunun farkına varılınca, çıkıntı yapılarak noksanlık giderilebilir. Ancak bu çıkıntıların ayrıca imza edilmesi gerekir. HMK’nın 207 maddesi uyarınca senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu nedenle el yazısı ile sözleşmeye eklenen ibarenin imza edilmeyip, davalı tarafça inkar edildiği gözetildiğinde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 98,10 harçtan mahsubu ile bakiye 115,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/02/2021