Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/940 E. 2021/292 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/940 Esas
KARAR NO : 2021/292
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2017
NUMARASI: 2015/362 Esas, 2017/911 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 20/04/2015 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili tarafından müflis hakkında 20/12/2009 tarihli 7.500,00 TL bedelli, 20/01/2010 tarihli 7.500,00 TL bedelli, 20/02/2010 tarihli 9.000,00 TL bedelli karşılıksız çıkan çek bedellerinin tahsili amacıyla Gebze … İcra Müdürlüğünün … icra takip dosyasında takip başlatıldığını, iflas tarihi olan 12/09/2014 tarihli hesaba göre toplam 47.259,02 TL alacağın masaya kaydı için başvurulduğunu, masraf avansının depo edildiğini, yine müvekkilinin yukarıda bahsedilen alacaklarından hariç müflisten alacaklı bulunduğu 20.078,52 TL cari hesaptan kaynaklı alacağının mevcut olduğunu, iflas erteleme aşamasında tedbir nedeniyle takip başlatılamadığını, cari hesap alacağınında iflas masasına 24/02/2015 tarihinde kayıt edildiğini ve avans yatırıldığını, iflas dairesi tarafından 58 ve 132 numarada kayıtlı alacaklarının reddine karar verildiğini, söz konusu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müflis şirket yetkilisi tarafından alacağın kabul edildiğini iddia ederek, 132 ve 58 kayıt nolu müflisten alacaklı bulundukları toplam 67.337,54 TL’nin iflas tarihi itibariyle masaya kayıt ve kabulüne, iflas idaresince tanzim edilen sıra cetvelinin talepleri gibi düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müflis şirket hakkında 12/09/2014 tarihinde Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2009/896 Esas, 2014/492 Karar sayılı karar ile şirketin iflasının açıldığını, kararın henüz kesinleşmediğini, davanın öncelikle hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, kambiyo senetlerinin alacağın varlığını ispat etmek üzere tek başına yeterli delil olmadığını, çeklerin zamanaşımına uğradığını, alacağında zamanaşımına uğramış olduğunu, cari hesap ekstresi ile tevsik edilmeye çalışılan davacı alacağına gelince ibraz edilen belgelerin davacının alacak konusu malın müflise teslim edildiği, taraflar arasında kabul gördüğü anlamına gelmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.GEBZE 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 2015/232 ESAS, 2015/542 KARAR VE 09/09/2015 TARİHLİ KARARI;HSYK’nın 23/07/2015 gün ve 1157 sayılı kararı ile Gebze’de Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulduğu, 07/09/2015 tarihinde faaliyete geçmiş olduğu, mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece; tarafların bildirmiş olduğu delillerin değerlendirildiği, defter ve kayıtların incelendiği, kambiyo senedine dayalı alacak için zamanaşımı itirazı olmasına rağmen icra takibinin yapıldığı, takip tarihinin 21/02/2010 olduğu, icra takibinin zamanaşımını kestiğinin sabit olduğu gerekçesiyle zamanaşımı itirazının reddine, çeklerin incelendiğinde keşidecisinin müflis, lehtarın ise davacı olduğunun görüldüğü, davacının delil olarak ticari defter ve çeke dayandığı, talep eden alacağın masaya kayıt ve kabul edilebilmesi için davacının müflis şirket ile arasındaki borç ilişkisinin var olduğunu iddia ettiği alacağını, tereddüte yer bırakmayacak şekilde ispat etmesi gerekeceği, davacı tarafından yalnızca alacağın sebebi olarak çekin gösterildiği, alt ilişkinin belirtilmemiş olduğu, kayıt ve kabul için yeterli belgelerin gösterilmemesi sebebiyle çekler için talep edilen dava konusu istemin reddedildiği, diğer alacağın ise cari hesaba dayandığı, davacı ve davalı müflisin ticari defterlerinde müflis şirketin davacı tarafa 20.078,52 TL borçlu olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, davacının 132 nolu alacak talebine konu ettiği bedelin kabulüne, 20.078,52 TL’nin iflas masasına kaydına, davacının 58 nolu alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süresi içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; kambiyo takiplerinde, kambiyo asıllarının icra müdürlüklerine teslim edilmeden borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilerek takibin kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak 58 kayıt nolu alacaklarının tamamının ispatlanmış olduğunu, davanın kabulünü talep ettiklerini, söz konusu icra dosyasına borcun ödenmemesi ve sebepten soyutluk ilkesi ile davalı tarafça aksi ispatlanamadığından alacakların masaya kayıt ve kabulünün gerektiğini, müvekkili ile müflis şirket arasındaki ticari ilişkilerin faturalar ve bilirkişi ön raporu ile sabit olduğu üzere 2012 yılına kadar devam ettiğini iddia ederek, bu haliyle kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacaklarının cari hesap dışında ayrıca bir alacak olduğunu ve bu şekilde devam ettiğini belirterek, alacaklarının iflas masasına kaydına, sıra cetvelinin düzeltilmesine ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; iddia ve karar özetinden sonra, tarafların ticari defterleri arasında alacak borç yönünden çelişki olduğunu, cari hesap ilişkisinin sübuta ermediğini, raporda dökümü yapılan davacıya borcun 11.197,92 TL iken, kanaat bölümünde 31/10/2010 tarihli kapanış maddesinde davacıya 20.078,52 TL borç bakiyesi olduğunun raporda tesvik edilmeyen beyanın mahkemece itibar edilerek kısmen kabulüne karar verildiğini, eksik inceleme ve eksik rapora göre verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, iflas idaresinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ederek, kabul edilen kısmın ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, reddedilen kısmın ise onanmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK nun 235. maddede düzenlenen sıra cetveline itiraz (kayıt kabul )davasıdır.İİK 235. maddede,sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur olduğu düzenlenmiştir. Yasada belirtilen süre, hak düşürücü süre olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Somut davada, Gebze …. İcra Dairesinin … iflas dosyası için verilen İflas Müdürlüğünün 06/07/2017 tarihli cevabı yazısından, müflis şirketin 12/09/2014 tarihinde iflas ettiği, sıra cetvelinin 28/04/2017 tarihine … Gazetesinde ve 11/05/2017 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, davacı vekili tarafından alacak kaydı talebi ile 16/01/2015 ve 24/02/2015 tarihinde müdürlüğe dilekçe sunulduğu, ayrıca posta masrafının yatırıldığı, alacak talebinin 20/02/2015 ve 25/02/2015 tarihinde iflas memurlarınca verilen ret kararının davacı vekiline 13/04/2015 tarihinde tebliğ edildiğinin bildirildiği, davanın, 20/04/2015 tarihinde tebliğ tarihinden itibaren yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında, ticari ilişkinin mevcut olduğu yönünde herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, davacının çeke dair alacağını ispatlayıp ispatlayamadığı ile ayrıca kabul edilen cari hesap alacağı yönünden hazırlanan bilirkişi raporunun ve kararın usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığıdır. Dosya kapsamından, müflis şirket hakkında Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/896 Esas, 2014/492 Karar sayılı ve 12/09/2014 tarihli kararı ile iflas kararı verildiği, davacı alacaklı tarafından Gebze …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 24.000,00 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 25.506,37 TL alacağın tahsili amacıyla 21/02/2010 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, takibe konu senetlerin üç adet çek olduğu, çeklerin ise müflis şirketin … Gebze Şubesindeki çek hesabından davacı adına düzenlenmiş olan 20/12/2009 tarihli 7.500,00 TL, 20/02/2010 tarihli 9.000,00 TL bedelli ve 20/01/2010 tarihli 7.500,00 TL bedelli çekler olduğu, çeklerin takibe konu edilmiş bulunduğu, takip tarihinden önce müflis şirket hakkında iflas erteleme davasının açılmış olduğu, davacı tarafça iflas tasfiye dosyası olan Gebze …. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasında alacağın masaya kaydı için iki ayrı talepte bulunulduğu, taleplerden birinin takip konusu çekler olduğu, bir diğerinin ise cari hesaptan kaynaklanan alacak olduğu, masa tarafından 132 nolu alacakla ilgili talebinin 20.078,52 TL alacağın iflas erteleme davası sırasında verilen tedbir kararı kapsamında bulunan alacak olması ve alacakla ilgili kayyum heyeti tarafından tanzim edilmiş herhangi bir onay evrakının bulunmaması nedeniyle reddedildiği, 58 kayıt nolu alacak talebinin ise, talep edilen toplam 47.259,02 TL alacağın şirketin iflas erteleme davası sırasında verilen tedbir kararı kapsamında bulunan alacak olması ve bu alacakla ilgili kayyum heyeti tarafından tanzim edilmiş herhangi bir onay evrakının dosyaya sunulmaması nedeniyle ve yargılamayı gerektiren bir alacak olduğu sebebiyle reddedildiği, davacının ise, her iki talebine dair kayıt kabul davasını yasal süre içerisinde açmış olduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisine tarafların tüm delilleri ibraz edilmiş ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.20/09/2016 tarihli bilirkişi ön raporunda; sadece davacı tarafa ait ticari defterler, fatura ve irsaliyelerin incelendiği, davacı tarafın bilanço esasına göre defter tutmadığı, davacının tutmuş olduğu defterlerin işletme defteri olduğu, yasal sürede tasdik ettirildiği, 2009 – 2010 ve 2012 yıllarında davacı ile davalı arasında yer alan ticari ilişki neticesinde toplam 11.562,50 TL tutarlı faturanın olduğu, davalı tarafın kayıtlarının incelenmesi neticesinde kesin bir alacak – borç ilişkisinin ortaya konulabileceği belirtilmiştir.Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz ederek, karşılıksız çeklerden kaynaklanan alacakla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını, yeniden rapor aldırılmasını talep etmiştir.12/04/2017 tarihli raporda; önceki rapor tekrar edildikten sonra, davacının incelemeye sunmuş olduğu işletme defterinin yapısı itibariyle cari hesap hareketlerini içermediği için borç – alacak ilişkisinin ortaya konulamadığı, davacı tarafça kambiyo senetleri defterinin ibrazı halinde üç adet çeke ait incelemenin tekrar yapılabileceği belirtilerek, sonuç olarak, davalı firmanın 2010 ve 2012 yılının açılış kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK’a göre uygun olduğu, davalı firmanın 2009 yılı defter bakiyesinde davacının alacak tutarının 12.261,32 TL olduğu, davalı firmanın 2010 yılı yevmiye defterinin açılış fişinde kayıtlı olduğu, 31/12/2010 yevmiye tarihli kapanış fişinde davacıya olan borç bakiyesinin 20.078,52 TL olduğunun tespit edildiği, davalı firmanın defterlerinin incelenmesinde kambiyo senetlerinden olan 20/02/2010 vadeli 9.000,00 TL bedelli çekin yevmiye defterinde kayıtlı olmadığı, müflis firmaya ait 2009 yılı ticari defterlerin ibraz edilemediği, fabrika binasında yapılan aramada bulunamadığı, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen davalıya ait cari hesap hareketlerini gösterir belgeye göre, 20/12/2009, 20/01/2010 vadeli 7.500,00 TL tutarlı iki adet çekin iade edildiği, cari hesaplara işlendiğinin görüldüğü belirtilmiştir.05/10/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda; 58 nolu alacakla bağlantısı olmayan bakiye alacağın yerinde bir alacak olduğu, reddedilen 47.259,02 TL bakiyeli 58 nolu alacağın ise cari hesap bakiyesi içerisinde yer almayan müflisçe iade edilen, hukuki ihtilafa neden olan üç adet çekin ödenmemesinden ve dayanağının takip dosyasından kaynaklanan yerinde bir alacak olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Mahkemece dosya kapsamına ve kısmen bilirkişi raporuna göre davacı tarafın cari hesaptan kaynaklanan alacağı, ticari defter ve kayıtlar ile sübut bulduğundan kabulüne, çeklere dair alacak isteminin ise keşideci ve lehtarın taraflar olması ve bu anlamda temel borç ilişkilerinin ispatlanamamış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kayıt kabul davasında, taraflar iddia ve savunmalarını alacak davasında olduğu gibi ispat etmekle mükelleftirler. Somut davada, taraflar iddia ve buna bağlantılı olarak delillerini dosyaya ibraz etmişlerdir. Bilirkişi raporuna göre ibraz edilen ticari defter ve kayıtlar davacının kabul edilen cari hesap alacağının mevcudiyetini ortaya koymuş olmakla bu miktar üzerinden kabulün yerinde olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Diğer taraftan takibe konu edilen üç adet çek ile ilgili olarak yukarıda ifade edildiği üzere müflis şirketin çek hesabından davacı adına keşide edilmiş olması nedeniyle davacının temel ilişkiyi usulüne uygun deliller ile ispatlaması gerekirken bu şartı yerine getirememiştir. Her ne kadar müflis şirket tarafından takibe karşı itiraz edilmediği ve itirazın kesinleşmiş olduğu ileri sürülmüş ise de, takip tarihi itibariyle müflis şirket hakkında iflas erteleme davasının açılmış olduğu hususun göz önünde bulundurulması halinde kıymetli evrakla ilgili başlatılan takibin kesinleşmiş olmasının büyük bir anlam taşımayacağı, bu konuda iflas ertelemede görevlendirilen kayyumlar tarafından herhangi bir rapor veya beyanda bulunulmadığı anlaşılmakla davacının buna yönelik taleplerini ispat edememiş olduğu ve kararın bu yönden de isabetli olduğu kanaatine ulaşılmıştır.Açıklanan nedenle ve özellikle taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile müflis şirketle ilgili iflas erteleme dava tarihi, takip konusu çeklerin düzenleme tarihleri, HMK’nın yargılama giderleri ile ilgili düzenlemeleri ve tüm dosya kapsamı neticesinde mahkemenin kısmen kabul kararı yerinde olduğundan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/362 Esas, 2017/911 Karar ve 13/12/2017 tarihli karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacı ve davalı tarafça ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 134,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın ayrı ayrı davacı ve davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/03/2021