Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/930 E. 2021/120 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/930 Esas
KARAR NO: 2021/120
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/10/2017
NUMARASI: 2015/1020 Esas, 2017/905 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkiye dayalı cari hesap bulunduğunu, cari pesapta müvekkilinin 78.000,00 TL alacağı olduğunu, ihtarla alacağın istenmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın kaldırılarak icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili süresinde davaya cevap vermemiş, 29/02/2016 tarihli dilekçesinde; davacıya borcu bulunmadığını, davacının alacağını ispatlayacak delil sunmadığını belirterek davanın reddini ve davacının icra tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve HMK’nın 222. maddesi gereği delil olarak değerlendirilemeyeceği, alacağın varlığına ilişkin başkaca delilde sunulmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; Yevmiye ve Envanter Defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, bilirkişinin sadece büyük defterin usulüne uygun tutulmadığını beyan ettiğini, ticari defterlerin birbirleri ile uyumlu olup raporda defterlere göre takip tarihi itibarıyla müvekkilinin 568.404,26 TL alacağının olduğunun belirtildiğini, dayanak faturalara ilişkin inceleme yapılmadığını, davalının ticari defterlerini ibraz etmediğini, bu durumda vergi kayıtları gibi kayıtlarını istemeleri mümkün iken eksik inceleme yapıldığını belirterek istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı; taraflar arasındaki ticari ilişki gereği müvekkilinin davalıdan cari hesap alacağının bulunduğunu ileri sürmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190/1. fıkrasında, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Benzer düzenlemeye, TMK’nun 6. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbirinin, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür ifadeleri ile yer verilmiştir. Öte yandan HMK’nın 222. maddesinin 1. ve 2. fıkraları uyarınca, mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin HMK 222. maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfı taşımadığı, davalının, dosyada kayıtlı adresinde bulunmaması sebebi ile karşıt incelemc yapılamadığı, davacının 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerine göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 568.404,26 TL alacaklı olduğu, ancak ticari defterlerin davacı lehine delil vasfının bulunmadığı, davacının, alacağını dayanak belgeleriyle kanıtlaması gerektiği, kaldıki dosya kapsamından, alacağın hangi hukukî sebepten doğduğuna ilişkin bilgi/belge bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir. Buna göre, davacının ticari defterlerin delil vasfında bulunmadığı, davacının mal teslimini ya da hizmet verdiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 117,10-TL harçtan mahsubu ile bakiye 136,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/ 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.