Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/912 E. 2018/1301 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/912 Esas
KARAR NO : 2018/1301
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2017
NUMARASI : 2016/155 2017/987
DAVANIN KONUSU: İFLAS (İFLASIN ERTELENMESİ)
KARAR TARİHİ: 10/07/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREGİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili 16.02.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle, Davacı şirketin faaliyet konusunun …. San A.Ş’nin sahip olduğu 235.000 M2 açık alan ile 85.000 M2 kapalı alandan oluşan üç tekstil fabrikasının bakım onarım ve yatırımlarını yönlendirme faaliyetlerini yapmak, gerek grup şirketine gerek piyasadaki diğer şirketlere tekstil yatırımları konusunda destek ve servis hizmetleri vermek, yatırım araçları pazarlama ve entegre tekstil üretim olduğunu, daha sonra da pazarlama faaliyetlerine el attığı ve 2010 yılından sonra da makine ihracatıyla hayatını devam ettirdiğini ve şirketin 1996 yılında kurulduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun ….. Sicil Numarasında kayıtlı ve Kasımpaşa Vergi Dairesi ….. Sicil Numarasında bağlı mükellefi olduğunu ve merkez adresinin ….. Bulvarı …. Merkezi ….. Blok … ….. olduğunu, ödenmiş sermayesinin 120.000 TL ve sermayenin ortaklara dağılımının Ortak ……,’ye Sermayenin 60.000 oranın 50.00, …… sermayenin 30.000, oranın 25.00, diğer ortağın da …. olup sermayenin 30.000, oranın 25.00 olan toplam sermayenin 120.000, Toplam Oranlarının da 100.00 olduğu davacı şirketin 31.12.2015 sonu itibariyle TTK 376.Maddesi uyarınca şirket aktiflerinin rayiç bedellerine göre borca batık olduğunun tespit edildiğini, bilanço ve defter değerine göre özvalığının Eksi (-) 886.234.46 TL olduğu, rayiç değerine göre özvarlığın Eksi (-) 1.084.618,23 TL olarak tepit edildiğini, şirketin mali durumunun iyileştirilmesi hususundaki öngörülerinin, sermaye arttırımı, tasarruf tedbirleri borçların yeniden yapılandırılması, alacak tahsillerinin hızlandırılması ve kullanım hakkı olan tesisin faaliyete geçirilmesi olarak özetlendiğini, şirketin mevcut 120.000 TL ödenmiş sermaye yapısına sahip olan davacı şirketin sermayesinin 580.000 TL daha arttırılarak 700.000 TL’ye çıkarılması yönünde Yönetim Kurulunun 27.01.2016 tarih ve 2016/03 nolu prensip kararının olduğunu, belirtilen 4 yıllık satış tablosuyla satış ve karlılıklarının ortaya konduğunu, işletmenin 1996 yılından bu yana sektöründe faaliyetini sürdürdüğünü, proje kapsamında sunduğu satış projeksiyonunda yer alan fason üretimde 60-70 kişinin istihdam edileceğini mevcut kısa ve uzun vadeli yabancı kaynak borç toplamının 1.783.284,76 TL olduğunu, borçların ödenmesinde dönen ve duran varlık değerlerden 695.966.53 TL, sermaye artışından 325.000.00 TL, satış faaliyet karlarından 919.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.939.966,53.-TL fondan yararlanılacağını belirterek şirketin pazarlama faaliyet sürecinde yüklendiği giderlerin iyileştirme projesi kapsamında öngörülen şekilde tasarrufa gidileceğin- den şirketin iflasının ertelemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/155 Esas, 2017/987 Karar sayılı kararında özetle; 1-Davacının iflas erteleme talebinin Reddine, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ….. sicil numarasında kayıtlı ……. Sanayi Ticaret A.Ş nin İFLASINA, 2-İflasın 16/11/2017 günü saat 15:38 itibariyle açılmasına, 3-İflasın açıldığının İstanbul İflas Müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, 4-Dosyada mevcut iflas avansının iflas müdürlüğüne gönderilmesine, şeklinde karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin yasal süresi içinde sunduğu, 28/03/2018 havale tarihli istinaf dilekçesinde özetle; 1-Müvekkili şirketin borca batık olduğunu, mali durumunun düzelebileceğini kuvvetle muhtemel gösteren iyileştirme projesini mahkemeye sunduğunu, mahkemece proje üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda şirketin satış ve kar öngörülerini gerçekleştirme kabiliyetinin bulunduğu değerlendirmesi yapıldığı, projenin uygun ve inandırıcı bulunduğu, 2-Projede öngörülen sermaye artırımını ise, mahkemece muhafaza tedbirleri alınmadığından arttırılacak sermayenin konacağı banka hesaplarına haciz riski bulunduğu bu nedenle sermaye arttırımı yapılamadığı,Fakat kayyım raporlarına göre 2016 yılı için öngörülen satış hacminin aşıldığı ve kar elde edildiği ,3-Kayyım raporları ve bilirkişi raporundan sonra mahkemece iflas erteleme şartlarının oluşup oluşmadığı yönünde ek rapor alındığı, ek raporda da kök raporda olduğu gibi iyileştirme projesinin inandırıcı bulunduğunun belirtildiği, sermaye arttırımı taahhüdüne de vurgu yapıldığı fakat mahkemece tedbir talepleri kabul edilmediğinden sermaye arttırım taahhüdünün yerine getirilmediği, 4-Kayyım tarafından hazırlanan 30/06/2017 tarihli 4.raporda borca batık durumda olan şirketin aslında bir yıl boyunca iyileştirme projesinde öngörülenleri gerçekleştirdiği, bundan sonraki dönem için de umut vadettiğini açıkça belirttiği, Bütün bunlara rağmen mahkemece iflas erteleme kararı verilmesinin, durumun iyileşmediği gerekçesi ile davanın reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME Dava TTK 376-377 ve İİK 179, 179/a-b hükümleri çerçevesinde açılan iflas erteleme davasıdır. Davacı tarafça şirketin borca batık olduğu,sundukları iyileştirme projesi ile, şirketin mali durumunun düzeltilebileceği, borca batıklıktan kurtulabileceği, bu nedenle iflas erteleme kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece yapılan keşif ile son kayyım raporundaki tespitler sonucunda, iflas erteleme şartlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine ve davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Davacı vekili sundukları iyileştirme projesinin inandırıcı ve uygulanabilir olduğu, nitekim kayyım raporlarında da iyileştirme projesi çerçevesinde şirketin faaliyet göstermeye devam ettiği ve durumunda iyileşme tespiti yapıldığı hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür. 15/03/2016 tarihli kök raporda şirketin borca batık durumda olduğu, mali durumun analizi ile sunulan iyileştirme projesi, tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin geçmiş dönemlerdeki satışları, şirket yöneticilerinin deneyimleri ve özellikle nakit sermaye artışına ilişkin taahhütleri topluca değerlendirildiğinde iyileştirme projesinin İİK 179. Maddesine göre heyetçe uygun ve inandırıcı bulunduğu bu anlamda iflas erteleme koşullarının mevcut olduğu tespiti yapılmıştır. Mahkemece alınan 06/09/2016 tarihli ek raporda iyileştirme projesinin İİK 179 maddesine göre uygun ve inandırıcı bulunduğu, şirketin sermaye artırım taahhüdü ve diğer faaliyetleri iyileştirme projesine uygun olarak yerine getirilmesi, hem fiziki raporlarda hem de dosya evrakından anlaşılacağı üzere tedbir talebinin kabulü ile mümkün gözüktüğü tespiti yapılmıştır. Dosyaya sunulan kayyım raporlarında, şirketin faaliyet göste- rdiği, satış gerçekleştirdiği, davacı şirketin esas gelirinin servis hizmetlerinden kaynaklandığı, herhangi bir üretim faaliyetinin bulunmadığı tespiti yapılmış, olumsuz bir görüş belirtme- mişlerdir. Mahkemece talimat yoluyla davacı şirkete ait fabrika da keşif yaptırılmış, keşifte ve raporda yapılan tespitlere göre, fabrikanın atıl ve bakımsız durumda olduğu herhangi bir üretim faaliyeti gerçekleştirilmediği tespitleri yapılmıştır. Davacı taraf, sunduğu iyileştirme projesinde öngörülen sermaye arttırımını, mahkemece taleplerine rağmen tedbir kararı verilmemesi nedeni ile, arttırılacak sermaye miktarına haciz konması tehdidi nedeni ile gerçekleştiremediğini ileri sürmüş, dos- ya kapsamına göre mahkemece tedbir yönünde herhangi bir karar verilmediği görülmüştür. Oysa, İİK 17/a-3 maddesine göre, iflas ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, mahkemece, ayrıca şirketin ve koperatifin mal varlığının korunması ve faaliyetlerinin yürütülmesi için gerekli olan tedbirleri alır hükmü bulunmaktadır. Bu düzenleme uyarınca, mahkemece iflasın ertelenmesi talebinde bulunulduktan sonra ve tüm yargılama boyunca davacının taleplerine rağmen herhangi bir muhafaza tedbiri alınmadığı, muhafaza tedbirleri konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği ve buna ilişkin herhangi bir açıklama da yapılmadığı, bu durumun İİK 179/a maddesine aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan bilirkişi kök ve ek raporlarda iyileştirme projesinin inandırıcı ve uygulanabilir bulunduğu, projenin uygulanabilirliği açısından projede öngörülen sermaye artışınında gerçekleştirilmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafın proje kapsamın- da sermaye artışını gerçekleştirmek istemesine rağmen, mahkemece muhafaza tedbirleri alın- maması nedeni ile arttırılacak sermayenin hacze konu olabileceği ve bu nedenle projenin amacına ulaşmasına engel olabileceği gerekçesini öne sürdüğü, bu gerekçenin proje ve su- nulan diğer verilere göre tutarlı olduğu, sermaye artışında bulunulması ve iyileşme projesinin hayata geçirilmesi yönünden muhafaza tedbirleri yönünde karar verilmesini gerektirdiği görülmektedir. Yine dosyadaki verilere göre şirketin borçluluğunun son derece düşük miktarda olduğu, iflas erteleme dosyasında herhangi bir müdahilin de bulunmadığı ve davacı şirketin borca batıklığının tespiti üzerine resen iflas erteleme talebinde bulunulduğu, tüm bu açıklamalar ışığında, inandırıcı ve uygulanabilir iyileşme projesinin faaliyete geçmesi için, davacı şirketin sermaye artışını gerçekleştirmesi, bunun içinde muhafaza tedbirlerinin uygulanması gerektiği, davacı vekiline sermaye arttırma imkanı verildikten sonra alınacak kayyım raporları ile şirketin izlenerek, iflas erteleme şartlarının bulunup bulunmadığı yönünde karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu yönlerden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, İİK 179/a maddesi kapsamında muhafaza tedbirlerine yönelik karar verilmesi yönünde değerlendirme yapıldıktan sonra, davacı vekiline sermaye artışı yönünde imkan tanınması ve ardından şirketin borca batıklıktan çıkma ihtimali ile iflas erteleme şartlarının bulunup bulunmadığının yeniden değerlendirilmesi için dosyanın mahkemesine kesin olarak iadesine karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2016/155 Esas, 2017/987 Karar sayılı 16/11/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/07/2018