Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/899 E. 2021/122 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/899 Esas
KARAR NO: 2021/122
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/12/2017
NUMARASI: 2015/885 Esas, 2017/995 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı …’na pos ve yazılım hizmeti verdiğini, verilen hizmete ilişkin 01/07/2014 tarih ve 4.984,74 TL, 15/09/2014 tarih ve 3.255,25 TL, 22/09/2014 tarih ve 239,71 TL ile 25/09/2014 tarih ve 1.654,64 TL bedelli faturaların düzenlendiğini, faturaların davalıya tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takipte yetki ve borca itiraz ettiğini, sözleşmeden doğan alacak için müvekkilinin ikamet yeri icra dairesinde takip yapabileceğini, davalının takip konusu faturalara süresinde itiraz etmediğini, 01/07/2014 tarihli fatura için 2015 yılı Mayıs ayında iade faturası düzenlemişse de iade faturasını geri gönderdiklerini, sundukları servis fişlerinde davalı çalışanların imzası olup hizmetin alındığını gösterdiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline ve alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davacı ile aralarında sözleşme olmadığından takipte ve davada yetkili yerin müvekkilinin ikameti yer icra müdürlüğü ve mahkemesi olduğunu, …’nın babası muris … adına iken murisin 14/07/2014 tarihinde vefat ettiğini, 2007 yılından murisin vefatına kadar işletmenin vekaleten murisin kızı … tarafından idare edildiğini, murisin diğer mirasçılarının mirası reddetmesi üzerine müvekkilinin 2015 yılı Şubat ayında işletmenin idaresini devralabildiğini, vekil …’nın işletmeyi kendisine borçlu gibi gösterdiğini, işletmeye ait defter ve kayıtları da vermediğini, bu hususta açılan davaların beklenmesi gerektiğini, davacı ile ne muris ne de müvekkili arasında akdi ilişki bulunmadığını, faturaların müvekkiline gönderilmediğini ve fatura konusu hizmetin verilmediğini, faturanın müvekkiline gönderildiği kabul edilse bile akdi ilişkinin varlığının kanıtlanması gerektiğini, temerrüde düşürülmediklerinden faizi kabul etmediklerini, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden alacağın likit olmadığını ve icra tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı faturaları teslim almadığını ileri sürmüşse de, 01/07/2014 tarihli fatura için iade faturası düzenlediği, 22/09/2014 ve 25/09/214 tarihli faturalara ilişkin hizmetin alındığına dair servis formları düzenlendiği, takip konusu faturalardan sonra davalının kısmi ödemesi ve taraflar arasında işyerinin miras yoluyla devrinden önce ticari ilişki bulunması karşısında davalının takip konusu faturalar nedeniyle takip tarihi itibarıyla 10.720,29 TL borcu bulunduğu, yapılan 756,62 TL ödeme dikkate alındığında, davanın kısmen kabulü ile takibin 9.963,67 TL alacak yönünden devamına, fazla talebin reddine, kabul edilen miktarın % 20’si tutarında davalının icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf talebinde; yetki itirazları ile bekletici mesele taleplerinin reddinin doğru olmadığını, faturaların müvekkiline gönderilmediğini ve fatura konusu hizmetlerin verilmediğini, aralarında ticari ilişki olmadığını, faizin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı taraf, istinaf talebine cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının 01/07/2014 tarih ve 4.984,74 TL, 15/09/2014 tarih ve 3.841,20 TL, 22/09/2014 tarih ve 239,71 TL ile 25/09/2014 tarih ve 1.654,64 TL bedelli faturaların tahsili amacıyla davalı hakkında takip başlattığı, davalının süresinde borca ve yetkiye itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda; davalının 01/07/2014 tarih ve 4.984,74 TL bedelli faturayı 05/05/2015 tarihli ihtarla iade ettiğini, ancak davacının iade faturasını kabul etmediğini, 01/07/2014 tarih ve 4.984,74 TL, 15/09/2014 tarih ve 3.841,20 TL bedelli faturalar için hizmetin verildiğini gösteren belge bulunmadığını, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu ve defterlerin birbirini teyit ettiğini, bu nedenle sahibi lehine delil vasfında olduğunu, davalının defterlerini ibraz etmediğini, davacının defterlerine göre takip konusu faturalar nedeniyle takip tarihi itibarıyla 10.720,29 TL alacağın bulunduğunı, ancak davalının takipten sonra 756,62 TL ödeme yaptığını belirtmiştir. Mahkemece, iki adet faturaya ilişkin servis formlarının bulunduğu ve hizmet verildiği, diğer 01/07/2014 tarihli faturanın ise 2015 yılı Mayıs ayında iade edilmesi nedeniyle davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki önceki ticari ilişkinin varlığı ve takipten sonra yapılan ödeme de dikkate alındığında takip konusu faturalara ilişkin hizmetin verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sadece fatura düzenlenmesi, mal teslimi ya da hizmet alımını kanıtlamayacaktır. Davacının faturaya konu mal teslimini ya da hizmet verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekmektedir. TTK’nın 21/2 fıkrası uyarınca faturayı alan, sekiz gün içinde fatura içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa, içeriğini kabul etmiş sayılır. Somut olayda, hernekadar bilirkişi raporunda davacının defterlerinin lehine delil teşkil ettiği ve defterlere göre davacının takip konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğu belirtilmişse de, davacının sadece kendi defterlerine dayanarak davasını ispat ettiği kabul edilemez. Davacının fatura konusu hizmeti verdiğini, irsaliye vs yazılı delil ile ispatlaması gerekir. Takip konusu 22/09/2014 tarih ve 239,71 TL ile 25/09/2014 tarih ve 1.654,64 TL bedelli faturalara ilişkin hizmet verildiğine dair servis formları dikkate alındığında, bu faturalar yönünden hizmetin verildiği ispatlanmıştır. Öte yandan davalının 01/07/2014 tarih ve 4.984,74 TL bedelli fatura yönünden iade faturası düzenlendiği ve anılan faturanın süresinde itiraz edilmeyerek davalının ticari defterlerine işlendiği anlaşılmakla bu fatura yönünden de davacının hizmet verdiğini kabul etmek gerekir. Ancak 15/09/2014 tarih ve 3.841,20 TL fatura yönünden, davacı fatura konusu hizmeti verdiğini, irsaliye vs yazılı delil ile ispatlamış değildir. O halde davalının 01/07/2014 tarih ve 4.984,74 TL, 22/09/2014 tarih ve 239,71 TL ile 25/09/2014 tarih ve 1.654,64 TL bedelli faturalar yönünden takibe itirazı haksız olduğundan, yapılan 756,62 TL ödemenin mahsubundan sonra, takibin 6.122,47 TL asıl alacak yönünden devamına karar verilmesi gerekirken, fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince kararın kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında, davanın kısmen kabulü ile takibin 6.122,47 TL asıl alacak yönünden devamına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/885 Esas, 2017/995 Karar, 12/12/2017 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2a-Davanın kısmen kabulüne, Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız icra takibine İTİRAZININ KISMEN İPTALİNE, takibin 6.122,47 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren, takipteki faiz oranı üzerinden işletilecek faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2b-Alacak likit olduğundan haksız itiraz nedeniyle 6.122,47-TL üzerinden takdiren %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 2c-Harçlar kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 418,22-TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken karşılanan 129,48-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 288,74-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2d-Davacı tarafından karşılanan 129,48 TL peşin harç ile 27,70 TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2e- Davacı tarafça karşılanan 883,60 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 504,63-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 2f-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE, 2g-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13.maddesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE DAVALIYA VERİLMESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı toplamI 253,20 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 445,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 191,80 TL harcın talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-Davalı tarafından peşin yatırılan 253,20-TL istinaf harçları ile 67,50-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/01/2021