Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/896 E. 2021/191 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/896 Esas
KARAR NO : 2021/191
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2017
NUMARASI: 2015/698 Esas, 2017/860 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 19.04.2009 tarihinde noter çekilişi ile iş yerlerinin hangi üyeye isabet ettiğinin belirlendiğini, 11.03.2009 tarihinde şerefiye bedeli belirlenmesine gerek olmadığının belirlendiğini, Ana sözleşmenin 61. maddesi gereğince şerefiye bedelinin ne şekilde belirleneceği ve kesin maliyetin nasıl tespit edileceğinin belirtildiğini, düzenlenen şerefiye raporunun davacıya tebliğ edilmediğini, iş yerlerinin konumunun birbirlerinden farklı olduğunu, kendisine isabet eden iş yeri için kendisine şerefiye bedeli ödenmesi gerektiğini belirterek şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22.09.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 28.436,65 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının şerefiye raporunu olağan genel kurul kararı ile tebliğ aldığını, tapusunun 08.10.2009 tarihinde teslim alındığını, şerefiye raporunda herhangi bir eksiklik yada yanlışlık bulunmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran, şerefiye bedelinin tespitine ilişkin teknik raporun davacıya tebliğ edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın KABULÜ İLE, 28.436,65 TL şerefiye bedelinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, teknik raporun davacıya tebliğ edildiğini, bu konuda posta tevdi listelerinin mahkemeye sunulduğunu, mahkemece barkod numarasından durumun sorgulanmadığını, müvekkili kooperatifin ana sözleşmede öngörülen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, taşınmazlar arasında şerefiye bedel farkı oluşturacak bir ayrımın söz konusu olmadığını, davacı temsilcisinin noter tarafından yapılan 19.04.2009 tarihli kura çekimine katıldığını, Kocaeli … Noterliği’nin 19.04.2009 tarihli ve … yevmiye sayılı “Düzenleme Şeklinde Çekiliş Tespit Tutanağında” bizzat davacının temsilcisinin imzasının bulunduğunu, davacının 6-6,5 yıllık süre zarfında dükkanı kullandıktan sonra bu davayı açarak kendisine haksız ve kanuna aykırı menfaat temin etme yoluna girdiğini, ayrıca şerefiye konusunda kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, şerefiye bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık; şerefiye bedelinin belirlenmesine ilişkin teknik raporun davacıya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilip edilmediği ve teknik raporun kesinleşip kesinleşmediği, şerefiye bedeli taktiri gerekip gerekmediği, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktalarında toplanmıştır.Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.12.10.2016 tarihli heyet raporunda; 11.01.2009 tarih ve ve 67 nolu Yönetim Kurulu kararı ile teknik heyet seçimi ile ilgili karar alındığı, 11.3.2009 tarih ve 72 nolu karar ile de teknik heyet raporunun kabul edilip üyelere tebliğ edilmesi (m.2), 15 günlük itiraz süresinin beklenmesi, 15 günlük süre sonrası kura çekimi için genel kurul tarihi olan 19 Nisan 2009 da yapılması ve Genel Kurul gündemi hakkında karar alındığı, davalı tarafından ibraz edilen tevdi listesinde tarih kaşesi bulunduğu, posta alındı listesinin içeriğinde genel kurul kararı gündem-teknik heyet raporu-geçici maliyet -kura çekilişi ibareleri yer aldığı, bu içeriğin 72 nolu Yönetim Kurulu karar içeriğine uygun olduğu, genel kurul toplantısının 19.4.2009 tarihinde saat 10’da kura çekiminin ise 12.00 de başlanılarak yapıldığı, Ana sözleşmede ve tip sözleşmede teknik heyet raporunun tek başına tebliği gerektiğine dair bir düzenlemenin bulunmadığı, dava konusu olayda iadeli taahhütlü tebligat barkodlarından tebligatın yapıldığı kanaatinin uyandığı, iadeli taahhütlü olarak yapılan tebligatın içerik olarak teknik heyet raporunu barındırdığına dair tevdi raporu üstündeki ibare ve 72 nolu YK kararının kanı oluşturacak nitelikte bulunduğu, fakat bunun kesin bir kanı olmadığı, yapılan tebligatın tam içeriğinin ise bilirkişi heyetince bilinmesinin mümkün bulunmadığı, davalı kooperatifte 8.10.2009 tarihinde ferdileşme işlemine başlandığı ve kat irtifakı tapusunun verildiği, 17.8.2010 tarihinde ise yapı kullanma izin belgesinin alındığı, 28.1.2011 tarihinde de kat mülkiyetine geçilerek tapunun düzenlendiği hususlarının çekişmesiz olduğunu bildirmişlerdir.Aynı heyet ek raporlarında şerefiye payına ilişkin hesap yapmışlar, çıkan rakam doğrultusunda davacı vekili dava değerini ıslah etmiştir.Davalı kooperatifin anasözleşmenin 61/2. maddesinde, teknik heyet raporunun ortaklara tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde bu kıymetlere itiraz edilebileceği, 15 günün geçmesiyle itiraz hakkının kesin olarak düşeceği öngörülmüştür. Ana sözleşmenin 62. maddesinde de ”İş yerlerinin maliyet bedelleri kesinleştikten sonra ortaklar veya temsilcilerinin katılımıyla Noter önünde çekilecek kura ile dağıtılır.” hükmü yer almaktadır.Dosya kapsamına göre, 11.03.2019 tarihli teknik heyet raporunda işyerlerinin eşit olduğu ve şerefiye bedeli belirlenmesine gerek olmadığının belirtildiği, raporun 17.03.2019 tarihinde noterce tasdik edildiği, davalı kooperatif yönetim kurulunun 11.03.2009 tarihli kararı ile teknik heyet tarafından düzenlenen raporun kabulüne ve noter onayı sonrası üyelere tebliğine, 15 günlük yasal itiraz süresinin beklenmesine, kura çekimi öncesi üyelere tanınacak 15 günlük süre sonuna uygun düşen olağan genel kurulun 19.04.2009 tarihinde yapılmasına karar verildiği ve kura çekiminin de yapılacağına dair 16 maddeden oluşan gündem maddesinin belirlendiği, çağrının ana sözleşmenin 28. maddesine uygun yapıldığı görülmektedir. Şerefiye raporunun tebliğine ilişkin evrak aslına ulaşılamamakla birlikte, anılan raporun çağrı ile birlikte davacının adresine teslim edildiği davalı tarafından ibraz edilen belgelerden anlaşılmaktadır. Ayrıca olağan genel kurul toplantısına çağrı üzerine gelen ortakların şerefiye raporlarının teslim edilmediğine dair itirazları bulunmamaktadır. Davacının da 19.04.2009 tarihli genel kurul toplantısına katıldığı gözetildiğinde, teknik heyet raporu ile, çağrı ve gündeme dair yazıya vakıf olduğu anlaşılmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 17/2. ve 6098 sayılı TBK’nun 147-(4) maddelerinde kooperatif ile ortağı arasındaki uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi (5) yıl olarak belirlenmiştir. Zamanaşımı süresi alacağın muaccel olması ile başlar (6098 sayılı TBK. m. 149). Eldeki dava yönünden zamanaşımının ne zaman başladığının belirlenmesi gerekmektedir. Bilirkişi raporlarına ve dosyadaki belgelere göre, 11.03.2009 tarih (72) nolu yönetim kurulu kararı ile teknik heyet raporunun kabul edilip üyelere tebliğ edilmesine, (15) günlük itiraz süresinin beklenmesine, (15) günlük süre sonrasında 19.04.2009 tarihinde genel kurul toplantısı yapılarak kura çekimi yapılmasına karar verildiği, 19.04.2009 tarihli genel kurul toplantısı ile Kocaeli …. Noterliği’nin 19.04.2009 tarih […] yevmiye nolu düzenleme şeklinde çekiliş tutanağı ile kura çekiminin yapıldığı, 08.10.2009 tarihinde ferdileştirme işlemlerinin başladığı, ve kat irtifakının kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Bu açıklama karşısında, kura çekimi sonrası 08.10.2009 tarihli ferdileştirme işlemi ve davacının taşınmazı kullanmaya başlaması ile birlikte şerefiye bedeli alacağının muaccel hale geldiği kabul edilmelidir. Zira, bu aşamadan sonra davacının hangi taşınmaza malik olacağı belirli olduğundan şerefiye bedeli alıp almayacağı da belirlenmiş olmaktadır. Bu durumda şerefiye bedeli teknik raporunun iptali ile yeniden şerefiye bedeli hesaplanmasına ilişkin davanın da en geç ferdileştirme işleminden sonra (5) yıl içinde açılması gerekmektedir. 4721 sayılı TMK.’nun 2. maddesine göre, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını öderken dürüstlük kuralına uymak zorunda olup, davacı da şerefiye bedeli talep ederken bu kurala uymalıdır. Aksi düşünüldüğünde, şerefiye bedeli teknik raporu tebliğ edilmediği gerekçesi ile kooperatif ortağının her zaman dava açabileceğini kabul edildiğinde, davalı kooperatifin devamlı dava tehdidi alında tutulması anlamına gelir ki bu durumun dürüstlük kuralı ile bağdaştığı söylenemez. Açıklanan bu nedenlerle, davanın beş yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenip karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/698 Esas, 2017/860 Karar, 11/12/2017 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın zamanaşımı sebebi ile REDDİNE,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 629,86 TL’den mahsubu fazla alınan 570,56 TL harcın istem halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri yönünden;1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 485,65 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 232,45 TL’nin istem halinde davalıya iadesine, 2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yolu başvurusu kabul edilen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,3-Davalı tarafça yapılan 41,50 TL posta, tebligat gideri ile 351,30 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 392,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021