Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/892 E. 2018/1148 K. 27.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/892 Esas
KARAR NO : 2018/1148
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2017
NUMARASI : 2016/237 E. 2017/1142 K.
DAVA : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ : 27/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketlerin reklam ve film prodüksiyonları, ses, görüntü ve ışık hizmeti sunumu alım ve satımı alanında faaliyet gösterdiğini, davacı …Hizmetleri A.Ş.’nin 50.000,00 TL, davacı .. . Ticaret Limited Şirketi’nin 3.650.000,00 TL, davacı … Limited Şirketi’nin 2.750.000,00 TL ödenmiş sermayelerinin olduğunu, davacı … Aş’nin 178.317,00 TL, davacı ……. ŞTi.’nin 1.028.574,00 TL, davacı . … Şti’nin 1.312.310,00 TL borca batık durumda bulunduklarını, 2014 yılının son çeyreğinden itibaren devam eden olumsuzluklar, iptal edilen organizasyonlar ve gerçekleşmeyen projelerin nakit akış dengesinin bozulmasına yol açması sonucunda borca batıklık halinin meydana geldiğini, iyileştirme projesi uyarınca alınacak önlemler ve yapılacak sermaye artışları sonucu şirketlerin borca batıklıktan kurtulma ümidinin bulunduğunu bildirmiş, davacı şirketlerin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Üç davacı şirketin de iflasın ertelenmesi isteminin Reddi ile iflaslarına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf taleplerinde;
1-Her şeyden önce her üç şirket ayrı ayrı değerlendirilmediğini, mahkemece toptan değerlendirme yapılarak hüküm kurulduğunu, her üç şirketinde kayıtları ayrı ayrı incelendiğinde durumun farklı olduğunun görüleceğini, mahkemenin kararına gerekçe yaptığı 08.09.2017 tarihli ek bilirkişi raporu çelişkli ve gerçekleri yansıtmayan bilgiler içerdiğini,
a-İstanbul …. Hiz. Ltd Şti açısından;
İlk projede 2016 yılı için 167.200,00 TL, revize projede 88.311,00 TL net döneme karı hedeflenmiş, ancak 2016 yılı sonunuda 313.238,59 TL dönem zararı raporlanmıştır. Her iki projede de hedefe ulaşılmadığı yönünde tespitte bulunulduğunu ancak şirketin vergi levhası ve kurumlar vergi beyannamesi incelendiğinde 204.006,00 TL kâr beyan edildiğini, şirketin vergi barışı kapsamında 6736 sayılı yasa nedeniyle yapılandırmaya girdiğinden dolayı çıkan maliyetin, Maliye Bakanlığınca Kanunen kabul edilmeyen gider kalemine yazıldığından dolayı bilançonun olumsuz gözüktüğünü, durumun tamamen bakanlığın muhasebeleştirme yorumundan kaynaklandığını, ayrıntısı dilekçede yazılı olduğu üzere projedeki hedeflere bilirkişi raporunun aksine ulaşıldığını, birçok banka ile yapılandırma yapılarak ödemelere başlandığını, yapılandırma neticesinde finansman gideri azalacağı gibi bunların uzun yıllara sair olduğu düşünüldüğünde olumsuzluk olarak görülmesinin doğru bir değerlendirme olmadığını, şirketin tahsil edilemeyen alacak kalemlerine ilişkin olarak en büyük alacaklısı olduğu …’un iflas ettiğini, bilirkişice bu hususun da dikkate alınmadığını,
b-…. Hiz. Ltd. Şti. yönünden;
Bu şirket açısından da ilk projede bilirkişilerce dönem zararı raporlandığını ve projedeki hedefe ulaşılamadığı tespitinde bulunulduğunu oysa şirketin vergi levhası ve kurumlar beyannamesi incelendiğinde görüleceği üzere 209.091,66 TL kâr beyan edildiğini, şirketin vergi barışı kapsamında 6736 sayılı yasa nedeniyle yapılandırmaya girdiğinden dolayı çıkan maliyetin, Maliye Bakanlığınca Kanunen kabul edilmeyen gider kalemine yazıldığından dolayı bilançonun olumsuz gözüktüğünü, durumun tamamen bakanlığın muhasebeleştirme yorumundan kaynaklandığını, ayrıntısı dilekçede yazılı olduğu üzere projedeki hedeflere bilirkişi raporunun aksine ulaşıldığını, birçok banka ile yapılandırma yapılarak ödemelere başlandığını, yapılandırma neticesinde finansman gideri azalacağı gibi bunların uzun yıllara sair olduğu düşünüldüğünde olumsuzluk olarak görülmesinin doğru bir değerlendirme olmadığını, şirketin tahsil edilemeyen alacak kalemlerine ilişkin olarak en büyük alacaklısı olduğu …’un iflas ettiğini, bilirkişice bu hususun da dikkate alınmadığını,
c-… A.Ş. Açısından;
Bu şirket açısından da ilk projede bilirkişilerce dönem zararı raporlandığını ve projedeki hedefe ulaşılamadığı tespitinde bulunulduğunu oysa şirketin vergi levhası ve kurumlar beyannamesi incelendiğinde görüleceği üzere 74.559,10 TL kâr beyan edildiğini, şirketin vergi barışı kapsamında 6736 sayılı yasa nedeniyle yapılandırmaya girdiğinden dolayı çıkan maliyetin, Maliye Bakanlığınca Kanunen kabul edilmeyen gider kalemine yazıldığından dolayı bilançonun olumsuz gözüktüğünü, durumun tamamen bakanlığın muhasebeleştirme yorumundan kaynaklandığını, ayrıntısı dilekçede yazılı olduğu üzere projedeki hedeflere bilirkişi raporunun aksine ulaşıldığını,
2-Her üç şirket açısından bakıldığında; karlılık söz konusu olduğu halde ve ortalamada hedeflere ulaşılacağı açık olmasına rağmen mahkemece gerekçesinde karlılık hedeflerine ulaşalamadığı belirtildiğini, borçların uzun yıllara sari olmasına rağmen bunların sanki güncelmiş gibi zarar kaleminde gösterildiğini, her üç şirket açsından da zararı artırıcı bir durumun olmadığı halde zararın arttığı yönündeki tespitin yanlış olduğunu, şirketlerin büyük alacaklısının iflas etmiş olmasına rağmen bu durumun bilirkişilerce dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını belirterek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Asli müdahil … Limited Şirketi ve … Limited Şirketi vekili istinaf taleplerinde;
1- Öncelikle, ayrıntısı dilekçelerinde belirtildiği üzere yetki itirazında bulunduklarını, iflas hususunda mahkemenin karar verme yetkisi bulunmadığını, ticaret sicilindeki adres ile (haczin yapıldığı) faaliyet adresinin farklı olduğunu. davacının amacının zaten İflas Müdürlüğüne sahte bir adres bildirip tüm malvarlığını kaçırmak olduğunu, davacı şirketlerin muamele merkezinin adres değişikliği öncesinde zaten Eyüp/İSTANBUL olduğunu,
2-Esas Yönünden ise; Yerel mahkemenin 2016/237 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri gibi karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçeleri tüm taraflara tebliğ edilmiş, istinaf dilekçelerine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacılar ve bir kısım müdahiller vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davacı şirketlerin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na kayıtlı oldukları ve ticari merkezlerinin Kadıköy/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 179/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İİK.nun 179/1, son cümle gereğince iflas erteleme davalarının şirket merkezinin bulunduğu yerde açılması zorunludur. Faaliyet, üretim, satış mağazası vb.yerlerin başka adreste olması yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından bir önem taşımamaktadır. Bu nedenle şirket merkezinde kimsenin bulunmaması nedeniyle haczin başka bir adreste yapılabildiği ileri sürülerek davanın yetkili mahkemede görülmediğine yönelik müdahiller vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Somut davada davacı şirketlerin 29/02/2016 tarihinde iflas erteleme talebinde bulundukları, mahkemece 01/03/2016 tarihli karar ile İİK’nun 179/b maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verildiği, yaklaşık 21 ay süren tedbir koruması altında yapılan yargılama sonunda 29/11/2017 tarihinde de davacı şirketlerin iflaslarına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kayyım raporlarına göre; davacı İstanbul …Ltd.Şti.nin öz kaynaklarının 410.079,31 TL iken yargılama süreci sonunda (-) 221.780,08 TL’ye, …Ltd.Şti.nin öz kaynaklarının ise 196.492,61 TL iken yargılama sonunda (-) 647.371,70 TL’ye, …AŞ.’nin öz kaynaklarının ise (-) 16.891,39 TL iken, yargılama süreci sonunda 77.267,57 TL’ye ulaştığı, Satış ve kârlılık hedefleri yönünden ise; İstanbul …Ltd.Şti.nin 2016 yılı brüt satış öngörüsünün %73,53 ‘ünün gerçekleştirildiği, dönem kârının ise 167.200,00 TL olarak öngörülmesine rağmen (-) 313.238,59 TL olarak gerçekleştiği, …Ltd.Şti.nin ise 2016 yılı brüt satış öngörüsünün %22,91 ‘inin gerçekleştirildiği, dönem kârının ise 387.600,00 TL olarak öngörülmesine rağmen (-) 809.755,08 TL olarak gerçekleştiği, …AŞ.’nin ise 2016 yılı brüt satış öngörüsünün %22,91 ‘inin gerçekleştirildiği, dönem kârının ise 387.600,00 TL olarak öngörülmesine rağmen (-) 809.755,08 TL olarak gerçekleştiği, .. Tanıtım …AŞ.nin ise 2016 yılı brüt satış öngörüsünün %18,43 ‘inin gerçekleştirildiği, dönem kârının ise 53.600,00 TL olarak öngörülmesine rağmen (-) 11.768,83 TL olarak gerçekleştiği, oran analizinde işletmelerin yeterli performansı göstermediği, çalışma sermayesi açığının olduğu, acilen kaynak yatarılması gerektiği, kayyım ücretlerinin düzenli ödenmediği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporlarına göre ise; her üç iyileştirme projesinde yer alan öngörülerin ve açıklamaların benzer olup, hangi şirketin hangi şirketlere hizmet vereceğinin net olarak açıklanmadığı, bu açıdan belirsizliğin mevcut olduğu, üç şirketin faaliyet konusunun birbirine yakın olup, bu yakınlığın sınırlarının belirtilmediği, sermaye arttırım işlemlerine başlanmadığı, şirketlerin çalıştığı sektörde piyasada belirsizliğin mevcut olup 2016 yılında ödenmesi planlanandan daha fazla sermaye gerektiği, 31/12/2015 tarihi itibariyle davacı …Ltd.Şti.nin (-) 243.492,31 TL borca batık olup öngörülen 60.000,00 TL sermaye arttırımından 15.000,00 TL’lik bölümünün ödendiği, ilk projede ve revize projede belirlenen net dönem karı hedefine ulaşılamayıp 313.238,59 TL dönem zararı raporlandığı, 2017 yılı için hedeflenen dönem karına ulaşılamadığı, yine aynı yıl bütçelenen finansman giderine ulaşılmasının zor göründüğü, en az on sekiz aydır tahsil edilmeyen 1.231,500,00 TL alacak olup iyileştirme projesinde bu alacaklarla ilgili açıklama bulunmadığı, ..Ltd.Şti.nin (-) 690.775,00 TL borca batık olup öngörülen 248.000,00 TL sermaye arttırımından 62.000,00 TL’lik bölümünün ödendiği, ilk projede ve revize projede belirlenen net dönem karı hedefine ulaşılmayıp 2016 yılı sonunda (-) 809.755,08 TL dönem zararı raporlandığı, 2017 yılı için hedeflenen dönem karına ulaşıldığı, yine aynı yıl bütçelenen finansman giderine ulaşılmasının zor göründüğü, tahsil edilmeyen 2.199.317,60 TL alacak olup iyileştirme projesinde bu alacaklarla ilgili açıklama bulunmadığı, …AŞ.’nin (-) 154.987,55 TL borca batık olup öngörülen 152.000,00 TL sermaye arttırımından 38.000,00 TL’lik bölümünün ödendiği, ilk projede ve revize projede belirlenen net dönem karı hedefine ulaşılmayıp 2016 yılı sonunda (-) 3.142,99 TL dönem zararı raporlandığı, 2017 yılı için hedeflenen dönem karına ulaşıldığı ancak aynı yıl bütçelenen finansman gideri tutarının küçük olması nedeniyle kayda değer görülmediği, sonuç olarak her üç şirketinde iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, şirketlerin iflasının ertelenmesi şartının yerine gelmediği rapor edilmiştir.
Davacılar vekilince, davacı şirketlerin Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde vergi tahakkuk ettirildiğini zira istinaf dilekçesinde açıklanan kârların elde edildiğini ileri sürmüş ise de 2016 yılı faaliyeti için 2017-Nisan döneminde verilen kurumlar vergisi beyannamesinin incelenmesinde; İstanbul …Ltd.Şti.nin ticari bilanço zararının 313.238,59.-TL, …Ltd.Şti.nin ticari bilanço zararının 809.755,08.-TL olarak bildirildiği, buna rağmen vergi hesaplama tekniği açısından vergi tahakkuk edebileceği, …AŞ.’nin ise ticari bilanço kârının 11.768,83.-TL olduğu bildirilmiş ise de iflas erteleme davalarında kaydi değerlere göre yapılan hesaplamanın rayiç değerlere göre yapılan hesaplamalara üstün tutulamayacağı, kaldı ki Kurumlar vergisi beyannamesinin 2016 yılını kapsadığı, davacı şirketlerin durumunun kayyım ve bilirkişi raporları ile mahkemece 2017 yılı boyunca da izlendiğinden bu yöndeki istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince, her üç davacı şirketinde borca batık olduğu, yargılama süresince 2016 ve 2017 yılı için öngördükleri karlılık hedeflerine ulaşamadıkları gibi zararlarının giderek arttığı, sunulan iyileştirme projesi ile revize projesinin davacı şirketleri iflastan kurtarmayı sağlayacak nitelikte ciddi ve inandırıcı projeler olmadığı, tedbirlerin devamının ve ilerleyen sürecin alacaklıların durumlarının daha da kötüleşmesine yol açtığı gerekçesi ile her üç şirket yönünden iflas koşulları oluştuğundan yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekili ve asli müdahiller vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı taraf ve asli müdahillerin istinaf başvurularının esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve müdahil tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/06/2018