Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/882 E. 2021/160 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/882 Esas
KARAR NO: 2021/160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2017
NUMARASI : 2017/35 Esas, 2017/1115 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 12/01/2017 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında … ada … parselde kain davalıya ait Hyatt Regency İstanbul – Ataköy otelinin değerlemesinin yapılması hususunda anlaşmaya varıldığını, buna ilişkin hizmet bedelininde 17.700,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkili tarafından 11/03/2016 tarihinde gayrimenkul değerleme raporunun hazırlanarak davalıya sunulduğunu, davalı tarafın kararlaştırılan bedelin yarısı olan 8.850,00 TL tutarındaki bir meblağı müvekkiline ödediğini, bakiye tutar olan 8.850,00 TL’yi ödemekten kaçındığını, 17/08/2016 tarihli 17.700,00 TL bedelli faturayı iade ettiğini, bunun üzerine bakiye alacak ve işlemiş faizin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu takibe karşı itirazda bulunduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu iddia ederek, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafından tanzim olunun faturaların alacağın bulunmaması sebebiyle müvekkili tarafından iade edildiğini, 08/03/2016 imza tarihli sözleşme ile verilmesi kararlaştırılan gayrimenkul değerleme raporu hizmetinin müvekkili şirkete sunulduğunun iddia edilmesine rağmen raporun müvekkiline sunulmadığını, müvekkili şirkete imza yetkisi olmayan, şirketi temsil etmeyen… tarafından imzalanan sözleşmede bahsedilen hizmeti almaktan vazgeçtiğini, işlemi devam ettirmeyeceklerini bildirdiklerini, davacı şirkete bu hususun şifahen anlatıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sözleşmenin müvekkili şirketi bağlayacağı olmadığını, müvekkili şirketin yalnızca yapılan ödeme tutarının faturalandırılmasını talep ettiği halde davacının haksız ve kötü niyetli şekilde sözleşmedeki bedelin tamamı için fatura düzenleyerek gönderdiğini, davacıya faturanın iade edildiğini, borcu olmaması nedeniyle iadenin gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalı vekilinin sözleşmenin yetkili temsilci tarafından imzalanmadığını ileri sürerek sözleşme ilişkisine karşı çıktığı, TBK’nın 46.maddesi gereğince yetkisiz temsil halinde temsil olunanın açık yada örtülü şekilde sözleşmeye onay vermesi halinde temsil olunanın sözleşme ile bağlı hale geleceğinin düzenlendiği, somut olayda taraflar arasındaki sözleşme, yapılan kısmi ödeme ve yazışmalar birlikte değerlendirildiğinde geçerli bir hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacının edimini yerine getirerek değerleme raporunu hazırladığı, davalı tarafın keşide edilen fatura üzerine edimin ifasına karşı çıkmayarak bakiye borcun bulunmadığını belirtip faturayı iade ettiği, cevap dilekçesindeki beyanlarından da peşin ödemenin yapılıp raporun düzenlenmesinden sonra sözleşmeden dönme iradesinin ortaya konduğu dikkate alınarak dönme şartlarının oluşmadığı, davalının sözleşmenin bakiye ücreti yönünden itirazının haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 8.850,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağın takip tarihinden itibaren %10,50 oranını aşmamak üzere değişik oranlarda avans faizi uygulanarak takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın %20’si olan 1.770,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; hizmetin ifa edildiğine ilişkin somut ve inandırıcı bir delilin bulunmadığını, müvekkili şirkete teslim edildiğine dair hiçbir ibare içermeyen değerleme raporunun davacı tarafça edimlerinin yerine getirildiğinin kabul edildiğini, davacı tarafça müvekkili şirketin imzasını taşıyan teslime ilişkin yazılı bir belgenin dosyaya sunulamadığını, raporun teslim edildiğinin ispatlanamadığı hususun sabit olduğunu iddia ederek, mahkeme kararının kaldırılmasını, edimini ifa etmeyen davacının ifa talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, alacak hakkının tartışmalı olması halinde icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğunun hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava; değerleme raporuna ilişkin hizmet bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının takip konusu bakiye alacağa hak kazanıp kazanmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı ile davalı yararına vekalet ücreti taktir edilmemesinin yerinde olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; davalı şirket kaşesi üzerine … imzasının bulunduğu 07/03/2016 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin konusunun … parsel üzerinde bulunan otel için herhangi bir kısıtlayıcı etki ve baskı olmaksızın uluslararası kabul görmüş yöntemle güncel pazar değeri tespitine yönelik resmi kurum incelemeleri ve kapsamlı otel pazar araştırmasını içeren değerleme raporunun ücret mukabilinde hazırlanması olduğu, sözleşmede davalı şirketin müşteri olarak yer aldığı, beşinci madde de değerleme ücretinin 15.000,00 TL + KDV şeklinde belirlendiği, ilgili madde de, müşterinin değerlemesinden vazgeçilen gayrimenkuller için çalışmalar nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan ücretin tamamını ödeyeceği, toplam hizmet bedelinin %50’sinin sözleşmenin imzalanması ile birlikte, %50’sinin ise raporların teslimi aşamasında ödeneceğinin belirtildiği, taraf şirketler arasında mail yazışmalarının mevcut olduğu, 09/03/2016 tarihli işlem ile 8.850,00 TL’nin davacı banka hesabına davalı şirket tarafından ödendiği, davalı şirket tarafından 16/03/2016 tarihli İstanbul Bakırköy … Ada, … Parselde konumlu … Otelinin değerleme raporunun düzenlendiği, rapor ve eklerinin 111 sayfa olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 17/08/2016 tarihli 15.000,00 TL alacak %18 KDV olmak üzere toplam 17.700,00 TL tutarında faturanın düzenlendiği, 09/09/2016 tarihli noter ihtarı ile faturanın davalı şirket tarafından davacıya iade edildiği, ihtarnamede fatura içeriği pazar değerine ilişkin değerleme raporu hizmet bedeli olarak 09/03/2016 tarihinde 8.850,00 TL’nin ödenmiş olduğu, bu bedelin üzerinde faturanın düzenlenmiş olmasının muhataba fatura konusu olarak ifade edilen şekilde, bedel ve içerikte herhangi bir borcun bulunmaması nedeniyle faturaya itiraz ettiklerinin belirtildiği, davacının faturanın iadesi üzerine bakiye alacağın tahsili amacıyla icra takibini başlatmış olduğu anlaşılmıştır. 18/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında 07/03/2016 tarihli sözleşmenin bulunduğu, 09/03/2016 tarihinde 8.850,00 TL’lik değerleme bedelinin ödemesinin yapıldığına dair dekontun bulunduğu, davacı şirketin hazırladığı değerleme raporunun olduğu, çekilen ihtarnamenin ve faturanın bulunduğu, davacı tarafın cari hesap ekstresinde 8.850,00 TL davalının borç bakiyesinin görüldüğü, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, 17.700,00 TL tutarındaki faturanın kayıtlı olduğu, davacı tarafın 2016 yılına ait ticari defterlerinin mevcut olduğu, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, takibe konu faturanın kabul edilmediği, işin yarısı olan ödemenin cari hesap ekstresinde olduğunun tespit edildiği, yapılan sözleşme kapsamında davacının davalı tarafa gayrimenkul değerleme hizmet edimini vermeyi üstlendiği, sözleşme bedelinin kararlaştırıldığı, sözleşmede üstlenilen edimin yerine getirildiği, değerleme hizmetinin sunulduğu, davalı tarafın %50 bedel olan 8.850,00 TL’yi ödediği, kalan bakiyeyi ödemediği, davacının davalıdan 8.850,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.Taraf vekilleri rapora karşı beyan ve itirazlarını dosyaya ibraz etmişlerdir.Mahkemece dosya kapsamı ve bilirkişi rapor sonucuna göre davanın takip konusu işlemiş faiz talebi haricinde kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı taraf her ne kadar taraflar arasında gerçekleştirildiği belirtilen sözleşme üzerinde imzası bulunan … şirketi temsil etmeye yetkili olmadığını ileri sürmüş ise de, sözleşme üzerinde davalı şirketin kaşesinin bulunmasıyla birlikte 6098 sayılı TBK’nın 46.maddesinde yetkisiz temsil üst başlığı altında bir kimsenin yetkisi olmadığı halde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa bu işlem ancak onandığı taktirde temsil olunanı bağlar şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. İş bu davada, davalı tarafça imzası bulunan ilgilinin davalı şirketin temsilcisi olmadığı kabul edilse dahi sözleşme bedelinin yarısını sözleşme tarihinden kısa süre sonra ödeyen davalı şirket tarafından yetkisiz temsilcinin yapmış olduğu işleme onay vermiş olduğunun kabulü gerekecektir. İş bu durumda, davalı şirketin sözleşmede belirlenen takip konusu fatura bedelinin diğer yarısını hak edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekecektir. Dosya içerisine davacı şirket tarafından sözleşmeye konu rapor örneği ibraz edilmiştir. Bu durumda davacının sözleşme konusu edimlerini yerine getirmiş olduğu, davalı tarafın davacının edimlerini yerine getirmediğine dair iddialarının yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Diğer yandan, sözleşmede ve faturada alacak miktarı likit ve belli olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak davacı tarafça takip konusu asıl alacakla birlikte işlemiş faiz toplamı olan 8.972,20 TL üzerinden harç yatırılarak dava açılmış olmasına ve mahkemece bu davanın yalnızcı asıl alacak kısmı olan 8.850,00 TL’lik kısmı kabul edilmiş olmasına rağmen kendisini vekil ile temsil eden davalı yararına herhangi bir vekalet ücreti verilmemiş olması isabetli görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile 6098 sayılı yasanın yetkisiz temsile ilişkin düzenlemeleri ve bilirkişi raporu sonucunda davacı tarafın edimlerini yerine getirdiği, takip konusu bakiye hizmete dair fatura bedeline hak kazandığı kanaati ile mahkemenin buna yönelik vermiş olduğu karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin işin esası ile ilgili istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Ancak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen 6100 sayılı HMK’nın 326.maddesi gereğince davalı lehine reddedilen miktar göz önünde bulundurularak vekalet ücreti verilmemiş olması isabetli bulunmamıştır. Ne var ki söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün düzeltilerek taktiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/35 Esas, 2017/1115 Karar ve 08/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3-a)Davacının davasının kısmen kabulü ile; Davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 8.850,00-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10.50 oranını aşmamak üzere devamına değişen oranlarda avans faizi uygulalanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine, b)Hükmedilen alacağın %20’i olan 1.770,00-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,c)Alınması gereken 604,54-TL harçtan peşin alınan 153,23-TL harcın mahsubu ile 451,31-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,d)Davacı tarafından yatırılan 153,23-TL peşin harç ile 31,40-TL başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, e)Davacı tarafından sarf edilen 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 69,00-TL posta masrafı toplamı olan 769,00-TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 758,52-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye masrafın davacının üzerinde bırakılmasına, f)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, g)Avukatlık ücret tarifesine göre, hesaplanan 1.980,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, h)Kendisini vekil ile temsil eden davalı yararına davanın reddedilen miktarı itibariyle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince tarifenin genel hükümlerinin 13.maddesi göz önünde bulundurularak 122,20 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, ı)Dosya kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansların taraflara iadesine,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harcın davalının peşin olarak yatırmış olduğu toplam 701,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye 448,21 TL harcın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davalı tarafa iadesine,5- Davalının yapmış olduğu toplam 288,20 TL istinaf yargılama giderinin kabul miktarı da dikkate alınarak taktiren 20,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-2 bendi gereğince düzeltilerek aynı yasanın 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/02/2021