Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/856 E. 2021/189 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/856 Esas
KARAR NO : 2021/189
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/11/2017
NUMARASI: 2014/749 Esas, 2017/1098 Karar
DAVANIN KONUSU: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis şirketten alacaklı olan … San. ve Tic. A.Ş.’nin Kadıköy … Noterliği’nin 16.07.2013 tarihli temlik sözleşmesi gereğince 422.477,58 TL alacağını müvekkili şirkete temlik ettiğini; alacağını temlik eden …San. ve Tic. A.Ş. ile müflis şirket arasındaki cari hesap hareketlerini yansıtan, cari hesap ekstresi ve temlik sözleşmesinin bir örneğinin iflas masasına sunularak alacağın kaydının talep edildiğini; iflas masasınca alacağı tevsik eden belge bulunmadığından bahisle alacak kaydı taleplerinin tamamının reddedildiğini belirterek 422.477,58 TL alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; alacağın temlik eden şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, temlik kaydının davacının kayıtlarında gözüktüğü, müflis şirketin deposunda yapılan incelemede ibraz edilen ticari defterlerden yevmiye defterinin incelenmesinde torba hesap diye tabir edilen şekilde kayıt yapıldığı; başka bir anlatımla herhangi bir detay olmadan tüm malzeme alımlarının 320 yurt içi satıcılar hesabına kayıt yapıldığı ve muavin kayıtlarının olmaması nedeni ile hangi tutarın, hangi şirket/satıcıya ait olduğunun bilinmesinin mümkün olmaması ve binlerce sayfa olması nedeniyle müflis şirketin, dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’ye iflas tarihi itibariyle ne kadar borçlu olduğunun tespitinin mümkün olmadığı; davalının kusurlu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu; bu nedenle, TMK’nın 2. ve 6. maddeleri uyarınca, davalının kendi kusurlu davranışından bir hak elde edemeyeceği ve sonuçlarına katlanma yükümlülüğü bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, 422.477,58 TL alacağın sıra cetvelinde (4). sıraya kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, alacağın temlik edenin ticari defterlerinde kayıtlı olmasının davanın kabulü için yeterli olmadığını, davacının davasını ispat edemediğini, müflis şirketin ticari defterlerini ibraz ettiğini, muavin kaydının sunulmamış olmasının ticari defter ibrazından kaçınmış sayılma olarak değerlendirilemeyeceğini, 02.03.2016 tarihli bilirkişi raporu ve davacının itirazı üzerine alınan 14.10.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda davacının alacağını ispat edemediğinin belirtildiğini, davacının temliknamenin aslını sunmadığını, temlik şartlarının gerçekleşmediğini belirterek ilk derce mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasıdır.İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir(İİK 223. Madde). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, İstanbul Anadolu 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/21 Esas sayılı dosyasında 16.07.2013 tarihinden geçerli olmak üzere davalı şirketin iflasına karar verildiği, davacının masaya müracaatla 20 kayıt sıra numarası ile 422.477,58 TL alacak kayıt talebinde bulunduğu, talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından masraf yatırılmadığı, sıra cetvelinin 26.03.2014 tarihli Milat Gazetesi ve 28.03.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, davacının 15 günlük hak düşürücü süre içinde, (12/04/2014 Cumartesi) 14.04.2014 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, temlik alan davacının iflas tarihi itibari ile davalı şirketten alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Davacı vekili 24.11.2017 tarihli dilekçesinin ekinde temliknamenin aslını ibraz etmiştir. Temliknameye göre dava dışı … San. ve Tic. A.Ş.’nin, müflis şirketten olan 422.477,58 TL alacağını Kadıköy …. Noterliği’nin 16.07.2013 tarih ve …. yevmiye nolu temlikname sözleşmesi ile davacıya temlik ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava dışı temlik eden … San. ve Tic. A.Ş. ile müflis şirketin ticari defterler ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.02.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda; müflis şirketin ticari defterlerinin binlerce sayfayı içerdiği, … San. ve Tic. A.Ş. ile müflis arasındaki borç alacak ilişkisini gösteren bir muavin defter dökümünün bulunmadığı, defterlerin binlerce sayfa olması nedeniyle borç alacak ilişkisini gösteren dökümlerin binlerce sayfanın çevrilmesi ve gözlen tespitlerinin imkansızlığından borç alacak ilişkisinin çıkartılmasının mümkün olmayacağı, davacı tarafından sunulmuş temliknamenin, tek sayfasının dosyaya sunulmuş olduğu, noter yevmiye numarasının bulunmadığı, temlikname ile müflis şirketin iflas tarihinin aynı tarih olduğu nazara alındığında temliknamenin geçerli sayılıp saymayacağı hususundaki kararın mahkemenin takdirinde olduğu, talimat Mahkemesine temlik eden şirket olan … San. Tic. A.Ş tarafından ticari deflerler ibraz edilmediğinden bilirkişiden rapor alınamadığı, müflis şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, temlik edene borçlu olduğunun tespit edilemediği belirtilmiştir. 19.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı şirket tarafından ibraz edilen ticari defterlerin lehine delil niteliği taşıdığı, dava dışı şirketin davalı müflis şirkete satış ve teslimini yaptığı mallara ilişkin olarak davalı adına açık fatura (veresiye) düzenlediği ve davalı adına açılan 120.10000008 Alıcılar/ … A.Ş. hesabına kaydedildiği, dava dışı şirketin kayıtlarına göre temlik edenin davalı şirketten 422.477,58 TL alacaklı gözüktüğü, davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde ise, şirketin yevmiye defterindeki kayıtların torba hesap diye tabir edilen şekilde tutulduğu, başka bir anlatımla herhangi bir detay olmadan tüm malzeme atımlarının “320 Yurtiçi Satıcılar” hesabına kaydedildiği, muavin kayıtlarının olmaması nedeni ile de, hangi tutarın hangi şirkete/satıcıya ait olduğunun bilinmesinin mümkün olmadığı, bunun sebebinin müflis şirketin her bir satıcı için ayrı ayrı muavin kaydı oluşturmamış olmasından kaynaklandığı, usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerektiği, somut olayda, her ne kadar davalı ticari defterlerini incelemeye sunmuşsa da, her bir satıcı için ayrı ayrı muavin kaydı oluşturulmadığı, tüm malzeme alımlarını aynı hesaba kayıt ettiği, davalının ticari defterlerinde, TTK ve VUK’a aykırı olacak bir şekilde kayıt oluşturduğu, davalının kusurlu davranışı ile, kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu, bu durumda da, kendi kusurlu davranışından davalının bir hak elde edebilmesinin hukuken mümkün olmadığı, davalının ticari defterlerini ibrazdan kaçınmış gibi bir sonucun ortaya çıktığı, bu halde de, alacağı temlik alan davacının, usulüne uygun olarak ticari defterlerini tutan (alacağı temlik eden) …’nun kayıtlarından lehine sonuç elde etmesinin mümkün olabileceği belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesine göre, kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “İspat Yükü” başlıklı 190. maddesinde; “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu sebeple davacı sözleşme ilişkisini ve mal teslimini usulüne uygun delillerle ispatla mükelleftir.Dosya kapsamına göre davacının yazılı sözleşme ve mal teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri sunamadığı anlaşılmaktadır.Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan, HMK’nın 222/3. maddesinde, ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir. Öte yandan aynı Kanun’un 222/2. maddesi uyarınca da ticari defterlerin ticari delil olarak kullanılabilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerekmektedir. 222/5. maddesinde taraflardan biri tacir olmasa dahi tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat edilmiş sayılır, hükmü getirilmiştir. Maddede ibrazdan kaçınma halinde davacının iddiasını ispat etmiş sayılacağı belirtilmiş ve ibrazı durumunda sonucun ne olacağı konusunda düzenleme yapılmamış olmakla birlikte Yargıtay uygulamalarında defterlerin ibrazı halinde davacı taraf münhasır davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına dayandığından uyuşmazlığın davalının ticari defter ve kayıtlarına göre çözümlenmesi gerektiği kabul edilmektedir.Somut uyuşmazlıkta, davacının münhasıran davalının ticari defterlerine dayanmadığı, sözleşme ilişkisi ve mal teslimini usulüne uygun delillerle ibraz edemediği, bu kapsamda davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/749 Esas, 2017/1098 Karar, 29/11/2017 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,2-Davanın REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL’den mahsubu ile bakiye 34,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, İstinaf yargılama giderleri yönünden;1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 134,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yolu başvurusu kabul edilen davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,3-Davalı tarafça yapılan 23,50 TL posta, tebligat gideri ile 119,20 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 142,70 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/02/2021