Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/818 E. 2018/830 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/818 Esas
KARAR NO : 2018/830
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2017
NUMARASI : 2017/724 Esas, 2017/1286 Karar
DAVANIN KONUSU : Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 29.06.2017 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili bankanın Gaziantep Organize Sanayi Şubesi İle kredi müşterisi müflis arasında imzalanan kredi genel sözleşmeleri ve limit artırımı sözleşmelerine istinaden adı geçen şirkete gayri ve gayri nakdi krediler açılarak kullandırıldığını, sözleşmelerin verdiği yetkiye dayanılarak kredi hesaplarının 26.01.2015 tarihi itibarı İle kat edildiğini, müflis şirketin müvekkili bankadan kullandığı krediden kaynaklı borcunun bulunduğunu , bu durumun kesinleşmiş takiplerle de ortada olduğunu, İflas idaresinin alacaklarını reddetmekle beraber sıra cetveline de dahil etmediğini iddia ederek fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 15.02.2017 tarihi itibariyle 38.874.944,43 TL alacağın sıra cetveline kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Müflis İflas idare vekili, müflis ….A.Ş hakkında İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/831 Esas sayılı dosyasında İflas kararı verildiğini, kararın henüz kesinleşmediğini, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını, davacının alacak talebinin, sunulan belgeler ve müflisin beyanı dikkate alındığında alacağın varlığını tevsik edici nitelikte bulunmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden reddedildiğini, İİK 223 ve 235.maddeleri uyarınca İflas idaresinin ret kararlarına karşı ve sıra cetvelinin ilanı tarihinden itibaren 15 gün içinde ticaret mahkemesine dava açılması gerektiğini, bu nedenle öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenmesi, davanın süresinde değil ise ,reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, İflas müdürlüğünden gelen cevabı yazıda, davacının 15.02.2017 tarihinde 16 kayıt numarası ile alacak kaydı yaptırdığı, alacak kaydı yaptırırken sıra cetveli kararının tebliğ için gerekli avansın yatırılmadığının bildirildiğini, sıra cetvelinin 01.06.2017 tarihli Takvim Gazetesinde ve 08.06.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığının da bildirildiğini, davanın 29.06.2017 tarihinde açıldığını, davacı vekilinin beyanında, İflas Müdürlüğüne muhabere aracılığı ile müracaat edildiğini tebliğ için tebligat gideri verilmediğini beyan ettiğini , sonuç olarak davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar davacı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece atıf yapılan İİK 233. maddede hak düşürücü süreden söz edilmediğini, yasanın iflasa ilişkin hükümleri bütünüyle değerlendirildiğinde, düzenlemenin alacak kayıt başvurusunun reddine dair kararları kapsamadığının ortada olduğunu, 6098 sayılı TBK da, alacağı / borcu sona erdiren hallerin belirtilmiş olmasına rağmen, İİK 233/3 maddesinde yer alan söz konusu düzenlemenin sırf alacak kayıt başvurusu esnasında tebligat masrafı verilmemiş olması nedeniyle alacaklının alacak haklarının zayi olması sonucunu doğuracak şekilde hak düşürücü süre olarak yorumlanmasının hukuk mantığı ile bağdaşmadığını, hak düşürücü süreden söz edebilmek için, İflas idaresince alacak kayıt dilekçesinin kabulü esnasında tebligatlar için gerekli avansın talep edilmesi ve en azından bu hususta gerekli ihtaratın yapılmış olması gerektiğini, ilk derece mahkemesince aksine davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesinin hukuk mantığı ve usul ekonomisine de aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır.
İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir.Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar.İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Çünkü 235.maddede açıkça 223.maddesi saklı tutulmuştur. İİK 223/3. fıkra son cümleye göre, bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında İflas idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren başlar. İİK 223/3. fıkrasına göre yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle İflas idaresinin kararlarının kendisine tebliğini istememiş olan alacaklı için , sıra cetveline itiraz davası açma süresi yukarıda belirtildiği üzere, sıra cetvelinin ilanından itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İflas Dairesinin 07.07.2017 tarihli cevabı yazılarında, sıra cetvelinin 01.06.2017 tarihinde Takvim Gazetesinde, 08.06.2017 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, masa kararı ve sıra cetvelinin davacı vekiline 16.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiştir.Davacı vekili dosyaya ibraz etmiş olduğu yazılı beyanında, tebligat avansı yatırılmadığını ifade etmiştir. Bu durumda yasanın emredici düzenlemesi gereğince, sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasının, son ilan tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Son ilan tarihi , 08.06.2017 tarihi olduğuna göre davanın davanın 23.06.2017 tarihine kadar açılması gerekmektedir. Ancak dava, 15 günlük hak düşürücü süreden sonra 29.06.2017 tarihinde açılmıştır. Bu durumda, davanın hak düşürücü süre yönünden red edilmiş olmasında bir isabetsizlik mevcut değildir.İİK 235. madde düzenlemesinde açıkça, sıra cetveline itiraz edenlerin cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde dava açmaya mecbur oldukları belirtilmiştir. Maddenin düzenlemesi emredicidir. Hakimin söz konusu süreyi değiştirmesi veya farklı yorumlaması söz konusu olamaz. Aynı maddede, 223.maddede ki düzenlemenin saklı olduğu vurgulanmış ve yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, 223.maddede, İflas idare memurlarının kararlarının kendilerine tebliğini isteyen alacaklılar için yapılması gereken hususlar açıkça ifade edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle ve tüm yasal düzenlemeler kapsamında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması nedeniyle red kararında bir isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/724 Esas, 2017/1286 Karar ve 29.11.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince REDDİNE,
2- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi ile İİK 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
09/05/2018