Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/816 E. 2021/157 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/816 Esas
KARAR NO: 2021/157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2017
NUMARASI : 2016/599 Esas, 2017/771 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 01/06/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin yapı denetim hizmetinden faydalanan, hizmet bedelini ödemekten imtina eden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından risk raporu oluşturulması amacıyla 14/11/2013 tarihinde müvekkiline başvuruda bulunulduğunu, davalı ile müvekkilinin söz konusu taşınmazın riskli yapı tespit raporunu müvekkili tarafından hazırlanması için 5.000,00 TL + KDV karşılığında anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, risk raporunu 20/11/2013 tarihinde hazırladığını, davalının takibe yapmış olduğu itirazının haksız olduğunu iddia ederek, icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin inşaat alanında faaliyet gösteren, faaliyet alanı içerisinde başarılı ve saygın bir şirket olduğunu, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen davanın hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili ile davacı arasında davaya konu icra dosyasındaki 14/11/2013 tarihli risk tespit raporuna ilişkin ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin iddia edildiği üzere davacıdan risk tespit raporu düzenlenmesi konusunda bir başvurusu veya talebi olmadığını, söz konusu hizmet talebinin bir yana müvekkili ile davacı arasında önceki tarihlerde dahi herhangi bir ticari ilişkinin kurulmadığını, bu hususların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ile ortaya çıkacağını, 14/11/2013 tarihli belge üzerinde müvekkili şirket unvanı yazılmak suretiyle atılan imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını, söz konusu bu belgenin üçüncü kişi tarafından hazırlanmak suretiyle takibe konu edilebilecek vasıfta olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; ilgili taşınmazın tapu kayıtları ile bu taşınmaza ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden ve Belediye Başkanlıklarından konuya ilişkin kayıtların ve dosya örneklerinin getirtildiğini, davacının davalı gibi tacir olduğu, verdiği hizmet karşılığı fatura düzenlemek ve ticari kayıtları işlemek mecburiyetinde bulunduğu, davacı tarafın verdiği hizmete ilişkin bir fatura düzenlemediği, kayıtlara da almadığı, her iki taraf defterlerinde birbiri ile ilgili ticari ilişkinin görülmediği, bu hali ile alacağın varlığı ve miktarı kanıtlanmış kabul edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmek suretiyle, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporundan müvekkili firma tarafından verilen hizmete karşılık davalı tarafça bedelin ödenmediğinin ortada olduğunu, bedelin müvekkili firmaya ödendiğinin ispatının davalıya ait olduğunu, rapora itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, bu hizmetin verildiğinin kanıtlanması için müvekkilinin fatura yada herhangi bir defter kaydını bulundurma zorunluluğunun bulunmadığını, ilgili idarelerin raporları ve belgeleri doğrultusunda bu hizmetin verildiğinin kanıtlanabileceğini, hizmet verildiğinin kanıtlandığını iddia ederek, kararın kaldırılıp, itirazları doğrultusunda yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;Dava; riskli bina tespit rapor bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.Dosya kapsamından; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 5.900,00 TL asıl alacak, 1.631,11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.531,11 TL’nin tahsili amacıyla 01/03/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirket tarafından yasal süre içerisinde takibe ve borca itiraz edildiği, davacı şirketin ise İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı, davacı tarafın icra takibine eklemiş olduğu 14/11/2013 tarihli … Limited Şirketi Müdürlüğüne hitaben risk tespit raporu hakkında düzenlenmiş olan altında davalı şirket unvanı ile birlikte parafın yer aldığı dilekçenin içerisinde, 24 parsel sayılı yerde bulunan binanın 6306 sayılı yasa ile ilgili mevzuat hükümlerinden yararlanmak için riskli yapı tespit raporunun hazırlanmasına dair olduğunun belirtildiği, ekinde riskli yapıların tespit edilmesine ilişkin esaslara göre riskli bina tespit raporu inceleme formu başlığı altında maktu şekilde davalı şirket bilgilerinin yer aldığı, altında ise davacı şirket imzasının ve unvanı ile kaşesinin bulunduğu 20/11/2013 tarihli belge örneğinin olduğu anlaşılmıştır.Uyuşmazlık; davacı şirketin takip konusu hizmeti davalı şirkete verip vermediği ve ücrete hak kazanıp kazanmadığıdır.Mahkeme tarafından, Kağıthane Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden … parsel … kapı sayılı yer ile ilgili çap örneği sureti ve imar işlem dosya örneği, tapu kayıt örnekleri ile birlikte Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün cevabı yazısı dosya içerisine celp edilmiştir. 29/09/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı şirket tarafından ibraz edilen 2013-2014-2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, davalının ibraz etmiş olduğu ticari defterlerininde açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun şekilde yaptırıldığı, delil niteliğinde bulunduğu, davalı defter kayıtlarında ve davacı defter kayıtlarında ticari ilişkiye ait herhangi bir kaydın yer almadığı, davacı firma tarafından davalı adına düzenlenmiş herhangi bir faturanın ibraz edilmediği, fatura düzenlendiğine dair bir delil veya iddianın tespit edilmediği, tarafların BA ve BS bildirimleri ile ilgili herhangi bir bildirimde bulunmadıkları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yazısı ve CD içeriğinin incelenmesinden, bakanlık tarafından lisanslandırılan … tarafından düzenlenen riskli yapı tespit raporunun iletildiğinin bildirildiği, CD içerisinde dava dilekçesi ekinde sunulan davacı şirkete hitaben davalı tarafından yazılmış 14/11/2013 tarihli riskli yapı tespit raporunun hazırlanması talebine ilişkin yazı örneğinin yer aldığı, davacı firma tarafından hazırlanan riskli yapı tespit raporunun yer aldığı, bu raporda yapı sahibinin … LTD ŞTİ ve hissedarları yapı kimlik nosunun 11903 olarak belirtildiği, ilgili raporun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğüne 21/11/2013 tarihinde teslim edildiği, rapor eki belgelerin tetkikinde, inceleme tarihinin 20/11/2013 olduğu, incelenen binanın riskli olduğunun tespitinin yapıldığı, davacı firmaya ait 17/12/2012 tarihli riskli yapı tespiti lisans belgesi örneğinin bulunduğu, 26/12/2013 tarihli İstanbul Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğüne ait yazıda Kağıthane ilçesi … parselde bulunan no … için davacı şirket tarafından düzenlenen tespit raporunun kendilerine iletildiğinin belirtildiği, 23/12/2013 tarihli yıkım tebligatı ve aynı tarihli muafiyet yazısı konulu dilekçelerin sunulduğu, her iki dilekçede de davacı firma tarafından riskli yapı tespit raporu düzenlendiğinin belirtildiği, bu dilekçelerin riskli yapı maliki sıfatıyla … ( davalı şirket yetkilisi ) tarafından imzalandığı, ekinde davalı şirket imza sirkülerinin yer aldığı, ayrıca dosya içerisinde yer alan Kağıthane Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 16/08/2016 tarihli yazı ekinde riskli yapı tespit raporunun davacı şirket tarafından düzenlendiğinin belirtildiği, 13/03/2014 tarihli 2194 nolu yapı ruhsatında yapı sahibinin …. LTD. ŞTİ ve diğer hissedarları yapı müteahhidinin …. LTD ŞTİ olduğunun görüldüğü, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 3.maddesinde, riskli yapıların tespitinin bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılır ve sonucun bakanlığa ve idareye bildirilir hükmünün yer aldığı, sonuç olarak taraf defterlerinde herhangi bir kaydın bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü cevabı yazısında 24 parselde yer alan taşınmaza ait riskli yapı tespit raporunun davacı şirket tarafından düzenlendiği, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşmenin varlığına dair bir iddia ve delilin bulunmadığı, KDV dahil 5.900,00 TL hizmet bedelinin neye göre hesaplandığının belli olmadığı, 2013 yılı birim fiyat listesine göre hesaplanan riskli yapı tespit rapor ücretinin KDV dahil 800,00 TL olduğu, mahkeme tarafından T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünce belirlenen 2013 yılı birim fiyat listesine göre hesaplanan ücretin davalıya verilen hizmet bedeli olarak kabul edilmesi halinde davacının takip tarihi itibariyle KDV dahil 1,043,00 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, işlemiş faiz tutarının yerinde bulunmadığı belirtilmiştir.Davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde; aleyhe olan hususları kabul etmediklerini, bedel hakkında yapılan tespitlerde hesaplara katılmadıklarını, ek rapor alınmasını talep ettiklerini belirtmiştir.Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde; tüm dilekçelerinde belirmiş oldukları üzere müvekkili şirketin davacı ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin davaya konu ticari işin sağlanması için dava dışı … ile anlaştığını, hizmeti de yine aynı kişiden aldığını belirterek, davanın reddini istemiştir.Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.Her iki taraf tacirdir. 6102 sayılı yasanın 18.maddesinde; tacir olmanın hükümleri düzenlenmiş, ikinci fıkrada, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği belirtilmiştir. Aynı yasanın 21.maddesinde, fatura ve teyit mektubu düzenlenmiştir. Somut davada ise taraf şirketler arasında herhangi bir yazılı sözleşmenin olmadığı, davacı şirket tarafından düzenlenen rapora ilişkin hizmet bedel faturasının düzenlenmediği, defter kayıtlarında yer verilmediği sabittir. Ancak özellikle bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile ilgili Belediye Başkanlığının gelen cevabı yazılardan davalı şirketin talebi üzerine tapu kaydında bağımsız bölüm sahibi olan davalı şirket adına rapor düzenlenmesi için ilgili idareye davacı şirket tarafından başvuruda bulunulduğu, başvuru sonucunda davalı şirket için düzenlenmiş olan raporun ayrıca ibraz edilmiş olduğu da bir gerçektir. İş bu durumda, davacı şirket tarafından düzenlenmiş davalı yararına gerçekleştirilmiş olan hizmetten dolayı davacının hizmet bedelini talep edemeyeceği gerekçesi yerinde kabul edilmemiştir. Özellikle idari birimlere ibraz edilen belgelerde davacı şirketin hizmet gereğini yerine getirdiği anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu hizmet bedeline dair taraflar arasında talep konusuna ilişkin herhangi bir yazılı anlaşma veya kabul olmadığından raporun düzenlendiği yıl birim fiyatları itibariyle bilirkişi raporunda hesaplanan hizmet bedelinin yerinde olacağı kanaatine ulaşılarak talebin bu miktar üzerinden kabulü uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ve özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Müdürlüğüne hitaben yapılan başvurular ilgili il müdürlüğünün cevabı yazıları ve ekli belgelerin tapu kayıt belgeleri, belediye başkanlığının İmar Ve Şehircilik Müdürlüğü bilgi ve belgeleri kapsamında, davacı şirketin davalı adına hizmeti yerine getirerek raporu idareye sunduğu, raporun düzenlendiği yıl birim fiyatlarına göre 1.043,00 TL alacak hakkına sahip olduğu kanaatine varılarak, mahkemece davanın bu miktar üzerinden kabulü gerekirken, tümden ret kararının isabetli olmadığı kanaatine varılarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Ancak söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında taktiren aşağıdaki gibi karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/599 Esas, 2017/771 Karar ve 23/10/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3-a)Davanın KISMEN KABULÜNE b)Davalı borçlunun İstanbul … İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazının 1.043,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin 1,043,00 TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %11,5 ticari temerrüt faizi geçmemek şartıyla değişen oranlarda faiz işletilerek DEVAMINA,c)Davacının fazlaya ilişkin asıl alacak talebinin ve davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından işlemiş faiz talebinin REDDİNE,d)Asıl alacak miktarı üzerinden alacak miktarının belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,e)Kabul edilen miktar üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 71,25 TL harcın peşin olarak yatırılan 90,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 19,71 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,f)Davacının yapmış olduğu toplam 813,36 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranlarına göre taktiren 1/7’si olan 116,19 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 697,17 TL yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,g)Davacı kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesi gereğince taktiren 1.043,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesi gereğince taktiren 1.043,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,h)HMK’nın 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra taraflarca yatırılan gider avansının tebliğ gideri karşılanmak suretiyle taraflara iadesine,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNİYE İRAT KAYDINA,5- Davacının yapmış olduğu toplam 208,50 TL istinaf yargılama giderinin taktiren 1/7’si 29,78 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-2 bendi gereğince düzeltilerek aynı yasanın 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/02/2021