Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/779 Esas
KARAR NO: 2021/156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/06/2017
NUMARASI 2014/912 Esas, 2017/457 Karar
DAVA: KOOPERATİF GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin halen davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 19 Mayıs 2013 tarihinde yapılan genel kurula katıldığını, kanuna, hukuka ve ana sözleşmeye aykırı hususlarda muhalefetini ileri sürerek tutanağa şerh ettirdiğini, Resmî Gazetenin 11 Haziran 2008 tarihli nüshasında yayınlanan Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurula Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğin 3. maddesi 1 nolu fıkrasında, yönetim kurulu yıllık çalışma raporunda yanıltıcı, abartılı ve yanlış kanaat uyandırıcı, gerçeğe aykırı ifadelere yer verilemez dendiğini, aynı maddenin 6 nolu fıkrasında da bu tebliğdeki esaslara uygun olarak düzenlenmeyen yönetim kurulu yıllık çalışma raporlarının genel kurullarda görüşülemez ve kabul edilemez dendiğini, genel kurulda davalı yönetim kurulu tarafından okunan 19.05.2013 tarihli faaliyet raporunda, ilk sayfada, müvekkilinin kendi üzerine düşen görevleri yerine getirmeyip, kooperatifi şikayet etme basiretsizliği gösterdiği, 4. sayfa son paragrafında kooperatifin 528 konut ve sosyal tesisi üyelerine teslim ettiği şeklinde beyanlar geçtiğini, Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun son sayfasında da müvekkilinin savcılığa yaptığı şikayetin konusunun “ Pay Eksiği “ olarak belirtildiğini, müvekkilinin halen Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/3330 soruşturma numarası ile görülen dosyasında dairesi kendisine teslim edilmediğinden dolayı kooperatif yönetimini Kooperatifler Kanununa aykırı davrandıkları gerekçesiyle şikayet ettiğini, müvekkilinin haklı olduğu bir konuda yasal hakkını kullanması kadar doğal bir davranış olamayacağını, kooperatif yönetiminin bu şikayeti “ basiretsizlik “ olarak ifade etmesi ve diğer üyeler nezdinde müvekkilinin sanki yükümlülüğünü yerine getirmediği izlenimi uyandıracak ifadelerle suçlamasının doğru olmadığını, kooperatiflerde yükümlülüğünü yerine getirmeyen üyeye karşı izlenecek yolun belirlendiğini, bu nedenle yönetim kurulunun müvekkiline hakaret ve diğer üyeleri yanıltıcı beyanlar içeren bu ifadelerin yukarıda belirtilen tebliğin 3. maddesine aykırı olduğunu, yine kooperatif yönetimin 528 konut ve sosyal tesisi teslim ettiği ifadesininde yerinde olmadığını, müvekkiline konutun teslim edilmediğini, ayrıca davası devam eden iki ortağında dairelerinin teslim edilmediğini, bu beyanın da yanıltıcı nitelikte olup tebliğin 3. maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin savcılığa şikayetinin konu kısmının “ Pay eksiği “ değil, yönetim kurulu üyelerine yönelik Kooperatifler Kanununa Muhalefet olduğunu, tek tek belirtilen genel kurulu yanıltıcı beyanlar nedeniyle tebliğin 3. madde 6. paragrafı uyarınca yıllık çalışma raporunun görüşülüp kabul edilemeyeceğinden genel kurulun 4. maddesinde belirtilen kooperatif yönetiminin ve denetimin ibra edilmemesi yönünde muhalefet şerhini belirttiğini ve bu hususu tutanağa geçirttiğini, Kooperatifler Kanunun 42. maddesine aykırı hareket edilerek 5.c maddesi ile ana sözleşmede değişiklik yapılması için yönetim kuruluna yetki verildiğini, özellikle konut sayısı belli olsa da İşyeri sayısının belli olmadığını, 5.c maddesinde işyeri amacının çıkartılmasına karar alınmış ise de bu kararın hukuka aykırı olduğunu, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/234 Esas sayılı dosyasının bu hususa ilişkin olduğunu henüz kesinleşmediğini, bu nedenle müvekkilinin hukuka aykırı olan genel kurul kararına muhalif kalarak keyfiyeti tutanağa geçirttiğini, genel kurulun 7. maddesinde bir pay değerinin 7.00 TL olarak belirlenmesinin müvekkilinin muhalefeti ile oy çokluğu ile kabul edildiğini, 1163 sayılı Kanunun 21. maddesinin genel kurulda ortakların 2/3 ünün çoğunluğu ile seçilecek bilirkişiler marifetiyle değerinin tespit edileceğinin belirtildiğini, neye göre tespit edildiği belli olmayan 7.00 TL ‘nin bir pay bedeli olarak tespiti olarak karar alınmasının yerinde olmadığını iddia ederek, kanuna, usule ve ana sözleşmeye aykırı olarak alınan genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, tüm genel kurul kararlarının iptalinin mümkün olmadığını, Kooperatifler Kanunun 53. maddesi gereğince ortakların genel kurul kararlarının iptali konusunda dava açılabilmesi için öncelikle kararlara muhalif kalarak keyfiyeti tutanağa geçirmesi gerektiğini, davacının genel kurulda sadece 4,5,7. maddelerine muhalefet şerhi koyduğunu, tüm genel kurul kararlarının iptalini istemesinin mümkün olmadığını, davanın reddi gerektiğini, yıllık çalışma raporunun 3 gündem maddesi ile gündeme alınıp oylandığını, davacı tarafından bu maddeye muhalefet şerhi konulmadığını, bu nedenle bu maddenin iptalinin istenmesinin hukuken mümkün olmadığını, faaliyet raporunun hukuka uygun olduğunu, genel kurulun 7. maddesinde belirtilen pay değeri ile ilgili maddenin davacının red oyuna karşılık tüm katılanların kabul oyu ile (165 kabul ) nitelikli çoğunlukla alındığını, kooperatif ana sözleşmesinin 61. maddesi gereğince, yönetim kurulunca oluşturulan teknik heyetin gerekli incelemeleri yaptığını, raporlarını sunduğunu iş bu raporların Kocaeli 6. Noterliğinin 11.06.2013 tarihli işlemi ile tasdik ettirildiğini, belirlenen pay bedellerinin 7 TL olmasının alınan teknik heyet raporunda da ana sözleşmeye uygunluk taşıdığını genel kurul kararının da bu bağlamda hukuka uygunluk taşıdığını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 42. madde düzenlemesinin yanlış anlaşılıp yorumlandığını, bu maddede sayılan konularda genel kurula mutlak yetkiler verdiğini, bu bağlamda Kooperatifin Ana Sözleşme değişikliğinin sadece genel kurul tarafından yapılacağının belirtildiğini, 19.05.2013 tarihli genel kurulda yasanın münhasır yetkisinin genel kurul tarafından kullanıldığını, ana sözleşme değişikliği için genel kuruldan usulüne uygun şekilde yetki alındığını, bu işlemde de davacı dışında tüm katılanların kabulü ile iş bu maddenin onaylandığını, genel kurulda kooperatifin işyeri amacının ana sözleşmeden çıkarılmasının kooperatif üyelerinin talebi ve kooperatifin konut edindirme amacının çok ön plana çıkması neticesinde alındığını, zira bu noktadan sonra artık kooperatifin işyeri amacını gerçekleşmesine yönelik bir durum kalmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, davanın kooperatif genel kurul kararının iptali davası olduğu, kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine toplantı gününü takip eden günden başlamak üzere bir ay içinde toplantıda hazır bulunupta kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten pay sahibinin genel kurul kararının iptali için dava açma hakkının bulunduğu, davacının davasını bir aylık süre içinde açtığı, toplanan tüm deliller ve aldırılan bilirkişi raporları sonucu davaya konu toplantıda alınan kararlardan 4. maddesinde yönetim ve denetim kurulunun ibralarına İlişkin kararda ileri sürülen usulsüzlük olduğu iddia edilen yönetim kurulu faaliyet raporlarının ve denetim kurulu raporlarının yönetmeliklerde belirlenen şekil şartlarına uygun olmamasının tek başına alınan kararların iptali için yeterli bulunmadığı, bu nedenle 4. maddenin iptaline ilişkin davada, kanuna, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarının aykırılığının mevcut olduğunun ileri sürülemeyeceği, genel kurulun 5-c maddesiyle, 5-a ve 5- b maddelerinin kabul edilmemesi halinde ana sözleşmeden işyeri amacının çıkartılması ve anasözleşme değişikliği yapılması için yönetime yetki verilmesine ilişkin madde olduğu, anasözleşme değişikliğini yapmak üzere yönetim kuruluna davacının muhalefeti ile oyçokluğu ile yetki verildiğinin görüldüğü, ancak bu konudaki kararların 2/3 oranındaki nisap ile alınması gerektiği, oyçokluğunun bu oranı sağlayıp sağlamadığı belli olmadığından Kanunun 51/2. maddesi ve anasözleşmenin 33/3. maddesine aykırı olmakla iptaline karar verildiği, diğer iptali talep edilen genel kurul kararının ise gündemin 7. maddesi ile kararlaştırılan, kooperatif paylarının değerinin 7 TL olarak belirlenme konusu olduğunu, genel kurulun belirtilen gündem maddesi ile eksik payı olan üyelere paylarını tamamlamaları için pay fazlası olan üyelerin paylarını satmaları için bir pay değerinin 7,00 TL olarak tespitine ilişkin olduğu, genel kurulca pay bedellerinin 7,00 TL olarak belirlenmesinin ve pay fazlası olanların fazlasının kooperatifçe devir alınması ve pay bedelini ödemeyenlerin ihraç işlemlerinin yapılmasının Kooperatifler Kanunu ve sözleşme hükümlerine aykırı bulunduğu, zira ihraç işleminin yapılmasının yasa ve anasözleşme hükümlerine aykırı bulunduğu, zira ihraç işlemi yapılmasının Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme ile sınırlandırılmış bir yetki olduğu bu yetkinin genel kurul kararı ile genişletilmesinin mümkün bulunmadığı dolayısıyla genel kurulda gündemin 7. maddesi ile alınmış bulunan kararın iptalinin gerektiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, kooperatifinin 19.05.2013 tarihinde yapılan 2012 hesap yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan 5-c ve 7. maddelerinin iptaline, kooperatifin 19.05.2013 tarihinde yapılan 2012 hesap yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararlardan 4 numaralı kararın iptaline yönelik davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, 4. maddenin iptali gerekmediği, işlemin şekil şartlarına uygun olup olmamasının tek başına iptale yeterli olmadığı sonucunun son derece hatalı olduğunu, ibra işleminin sadece şekle değil, kanuna ve hukuka dolayısı ile esasa da aykırı olduğunu, davalı tarafın gerçeğe uygun bilgilendirme yapmadığını, 2013/81 Esas sayılı dosyadaki raporların bilirkişilerin ek raporlarında hiç değerlendirilmediğini, davanın davalının lehlerine sonuçlanmış gibi bilgi verildiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin savcılığa şikayeti ile yasal hakkını kullandığını ve dava dilekçesinde ileri sürülen diğer iddialara yer verilerek arsa payı hesabının da hatalı olduğunu, arsa payının. Bayındırlık Birim Fiyatları üzerinden hesabın yanlış olduğunu, ana sözleşmenin 61. maddesinin maliyet hesabı yapılması gerektiğini belirttiğini, Bayındırlık birim fiyatlarının baz alınır denmediğini, ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak bir maliyet hesabının gündemin 7. maddesine konu miktarın hesaplanmasında dikkate alınması gerektiğini iddia ederek, kararın müvekkili aleyhine reddedilen kısımların kaldırılmasını istemiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda ilam oluşturulup raporun karara dayanak gösterildiğini, rapora itirazlarına rağmen bir kısım kararların iptal edildiğini, iptal gerekçelerinin hukuki olmadığını rapor doğrultusunda verilen kararlar olduğunu, raporun denetime elverişli olmadığını, 5c maddesine davacı dışında tüm üyeler kabul oyu verdiğinden bu maddenin oy çokluğu ibaresinin geçtiğini, bu nedenle 166 ortağın katıldığını ve davacı dışındaki tüm kişilerin bu maddeye evet oyu verdiğini, bu nedenle bu maddenin 2/3 oy çoğunluğu ile geçmediğini ifade etmenin hukuken mümkün olmadığını, benzer bir yorumun 10.04.2015 tarihli raporda da yapıldığını, 165 kişinin olumlu oy verdiğini, bu nedenle toplantı ve karar yeter sayısının sağladığının tespit edildiğini, ana sözleşmenin 61. maddesi gereğince işlem yapıldığını, genel kurul kararının hukuka uygun olduğunu, kooperatifin yapmış olduğu dairelerin içinde 4 farklı büyüklükte dairelerin bulunduğunu, davacının teknik heyet raporuna ilişkin yasal süre içerisinde bir dava açmadığını, bu raporun daha önce onun için kesinleşmiş olduğunu, Kooperatifler Kanunu gereğince üyeler arasında eşitliğin esas olduğunu, 4+1 daire tipini seçen üye ile 1+1 daire tipini seçen üyenin aynı parayı ödemesinin mümkün olmayacağını, davacının büyük daire seçmesine rağmen az para ödemeye çalıştığını, davacının süresinde ilgili davayı açmadığını, genel kurul kararının usul açısından bozulmasının doğru olmadığını, kooperatifin tasfiye sürecine girdiğini, üyelerine evlerini verdiğini ve artık amacını sonlandırdığını ancak hukuki yönden davaların devam ettiği için tasfiye edilemediğini iddia ederek, kararın müvekkili yararına, davacı aleyhine kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasında, davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, iptal konusu yapılan genel kurul kararı gündem maddeleri konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, iptal talep edilen genel kurul gündem maddelerinin, kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olup olmadığı ile kısmen kabul kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Dava konusu genel kurul kararı, davalı kooperatifin 2012 hesap yılı 19 Mayıs 2013 tarihli olağan genel kuruludur. Genel kurulun 4, 5 -c ve 7. gündem maddelerinin iptali talep edilmiştir.Dosya kapsamından, 19.05.2013 tarihli 2012 hesap yılı olağan genel kurul toplantısında, genel kurul toplantısı ile ilgili duyurunun 428 ortağa taahhütlü olarak gönderildiği, ortaklar listesinde kayıtlı 528 ortaktan 91 ortağın asaleten, 75 ortağın vekaleten katılımı ile 166 ortağın toplantıda hazır bulunduğu, gündemin 3. maddesinde, 2012 yılına ait bilanço, gelir gider hesaplarının ayrı ayrı okunduğu, 3 red oyuna karşı oy çokluğu ile kabul edildiği, dava konusu gündemin 4. maddesinde, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının genel kurulunun oyuna sunulduğu, yönetim kurulunun ibrasında yönetim kurulu üyelerinin oy kullanmadığı, 1 red oyuna karşılık oy çokluğu ile ibra edildikleri, oylamadan sonra üye …’in divan başkanlığına verdiği yazılı önergede gündemin 4. maddesi yönetim ve denetim kurulu ibralarında alınan kararlara şerh düştüğünü, aykırı kaldığını belirttiği, gündemin 5. maddesinde, kooperatifin işyeri edindirme amacı ile kurulmasından sonra yapılan ana sözleşme değişikliği ile kooperatifin amacının konut ve işyeri olarak değiştirilerek tescil edilmiş bulunduğu, 13.06.2010 tarihli genel kurulun 9. gündem maddesinde ortak sayısı kadar konut yapılacağı yönünde karar alındığı, kooperatifin tadil edilen ana sözleşmenin 6. maddesine göre hali hazırda işyeri ve konut edindirme amacı devam ettiğinden 13.06.2010 tarihli genel kurulun 9. maddesi gündem içeriğinin daha açıklayıcı hale getirilmesi gerektiği ve tüm üyelere konut edindirileceği sonucunu doğurabilecek şekilde bir karar alınmasının ana sözleşmeye aykırı olacağının düşünüldüğü bu nedenle öncelikle üyelere konut edindirilmesi daha sonra üyelerin istek ve talepleri doğrultusunda işyeri amacının gerçekleştirilmesi ve işyeri amacının gerçekleştirilmesine yönelik tekliflerin değerlendirilmesinin oylandığı bu anlamda, 5- a maddesinde, metre kare değeri 0-500,00TL ‘ye kadar miktarlara yönelik olmak üzere arsa alımı için yönetime yetki verilmesine oy birliği ile reddedildiği, 5-b maddesinde, her bir üyeden 20.000,00 TL toplanmasına ve kooperatifçe üyelerden tahsiline, ödeme konusunda 15 gün uzatma yetkisinin yönetime verilmesi ve genel kurulca karar altına alınan bu ödemenin yapılmaması durumunda hukuki yolla tahsili maddesinin oybirliği ile reddedildiği, dava konusu 5-c maddesinde, a ve b maddelerinin kabul edilmemesi halinde ana sözleşmeden işyeri amacının çıkartılması ve ana sözleşme değişikliği için gerekli işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna oy çokluğu ile yetki verildiği, üye …’in vermiş olduğu yazılı önerge ile özetle gündemin 5. maddesinde alınan kararlara şerh düştüğünü aykırı kaldığını belirttiği, dava konusu gündemin 7. maddesinde, eksik payı olan üyelere paylarını tamamlamaları için, pay fazlası olan üyelere paylarını satmaları için bir pay değerinin 7,00 TL olarak belirlenmesi, belirlenen bu değer üzerinden eksik payı olan üyenin kooperatife ödemesini yapması, fazla payı olan üyenin de fazla pay karşılığı parasını kooperatiften alması ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesi için pay fazlası ve pay eksiği olan üyeler tarafından ödeme yapılmadığı takdirde pay fazlası olan üyelerin paylarının 7,00 TL ‘den kooperatif tarafından devir alınması bedellerinin bu şekilde ödenmesi ve eksik payını bu bedel üzerinden süresinde tamamlamayan üyelerin ortaklıktan ihraç işlemlerinin gerçekleştirilmesi ve bu konularda yönetime işlem yapma ve ödeme yetkisi konusunun görüşülmesinin oylamaya sunulduğu, üyelerden … ‘in konuyla ilgili söz aldığı, vermiş olduğu yazılı önerge ile özetle 7. maddesinde alınan kararlara şerh düştüğünü belirttiği, gündemin 1 red oyuna karşı oy çokluğu ile kabul edildiği, yönetim kurulu yıllık çalışma raporu (01.01.2012-31.12.2012) ‘nun 28.02.2013 tarihli olduğu, raporun 7. sayfasında hukuki faaliyetlere yer verildiği, 8. sayfanın 3 nolu maddesinde, kooperatif hakkında Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılan suç duyuruları olarak, … şikayeti, şikayet konusunun “Pay eksiği “ hazırlık numarası olarak, Kocaeli C.B.S 2013/3330 olarak gösterildiği, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından, 19.05.2013 tarihli toplantı tarihi ile aynı tarihli olarak, sayın divan, değerli üyeler, site sakinleri, basın mensuplarına hitaben yazılan açıklamada, 2012 yılı çalışma döneminde yönetim kurulunun 197 adet karar aldığı ve açıklamalara yer verildiği, içeriğinde, pay eksiği olan üyelere özverili yaklaşım göstermeleri, ihraç işlemlerini başlatmamalarına rağmen bir ortağın kendi üzerine düşen görevi yerine getireceğine, yönetim kurulunu şikayet etme basiretliğini gösterdiğinin belirtildiği, dava konusu 19.05.2013 tarihli genel kurulun gündemin 5. maddesinde ifade edilen kooperatifin 13.06.2010 tarihli genel kurul gündeminin, 5,8,9, 10. maddelerinin iptali amacı ile dava dışı üyeler tarafından açılan dava sonucunda, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/234 Esas, 2012/133 Karar ve 30.03.2012 tarihli kararı ile kısaca, gündemin 8. ve 9. maddesinde alınan kararlarda yasaya, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2012/4335 Esas, 2012/6663 Karar ve 14.11.2012 tarihli bozma ilamı ile davalı kooperatifin işyeri edindirme amacıyla kurulduğu, yapılan ana sözleşme değişikliği ile kooperatif amacının “ konut ve işyeri edindirme “ olarak yenilendiği, iptali talep edilen 13.06.2010 tarihli genel kurulun 9. gündem maddesinde ortak sayısı kadar konut yapılacağı yönünde karar alındığı, davalı kooperatifin tadil edilen anasözleşmenin 6. maddesine göre halihazırda işyeri ve konut edindirme amacı ile devam ettiğinden iptali istenen 9. maddede tüm üyelere konut edindirileceği sonucunu doğuracak şekilde karar alınmasının ana sözleşmeye aykırı olduğu gerekçesiyle maddenin iptali gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığının belirtildiği, bozma ilamı sonrasında Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/81 Esas, 2013/238 Karar ve 19.09.2013 tarihli karar ile gündemin 9. maddesindeki kararın iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/8583 Esas, 2014/2101 Karar ve 19.03.2014 tarihli ilamı ile onandığı, karar düzeltme talebinin aynı dairenin 2014/6833 Esas. 2015/33 Karar ve 12.01.2015 tarihli ilamı ile reddedildiği, kararın kesinleştiği, davalı kooperatif anasözleşmesinin, toplu işyeri yapı kooperatifi anasözleşmesi olarak düzenlendiği, kooperatifin kuruluşunun 1994 yılı olduğu, anasözleşmenin 2. maddesinde, tüzel kişiliğin kazanılması ve anasözleşme değişikliği olduğu, maddede, anasözleşmede yapılacak değişikliklerin kuruluş usulüne tabi olduğunun belirtildiği, 23. madede, en yetkili organın genel kurulun görev ve yetkilerine yer verildiği, 8. bentte, ana sözleşmede yapılması öngörülen değişiklikler hakkında karar vermek ve devamı bentlerde diğer görev ve yetkilerine yer verildiği, maddenin son fıkrasında ise, genel kurulun, belirtilen görev ve yetkilerini devir ve terk edemeyeceği gibi kooperatifin amaçları ile ilgili her türlü işler hakkında da karar verebileceğinin ifade edildiği, 38. maddede kararların iptalinin düzenlendiği, yönetim kurulunun görev ve yetkilerinin ise 44. maddesinde düzenlendiği, 61. maddede, işyeri bedellerinin tespitine yer verildiği, ilk fıkrada, arsa bedeli ile alt ve üst yapı, inşaat, ortak alan ve tesisler maliyetinin ve genel giderlerden her işyerine düşecek olan para ile hesaplanmak suretiyle işyerlerinin geçici maliyetlerinin bulunacağı, bunlardan sonra yönetim kurulu kararı ile oluşturulacak en az üç kişilik teknik heyet tarafından, işyerlerinin, yapı durumu ve sair özelliklerine göre kıymet takdir edileceği, ikinci fıkrada, teknik heyet kararının bir rapora bağlanarak, tanzim tarihi ve imzaların doğruluğu bakımından noterce onaylandıktan sonra yönetim kuruluna tevdi edileceği ve diğer hususların yer aldığı, kooperatif anasözleşmesinin tadil edildiği, 25.11.2008 tarihinde tescil edildiği, eski şeklinde 6. maddede, kooperatif amacının ortakların işyeri ihtiyacını karşılamak iken yeni şeklinde 6. maddede, amaç ve faaliyet konuları olarak, kooperatifin amacının, ortakların işyeri ve konut ihtiyaçlarını karşılamak olarak tadil edildiği, davalı kooperatifin 02.03.2010 tarihli, kooperatife ait anasözleşmenin, 1, 3, 6, 7, 8, 22, 14, 23, 43, 44, 58, 59, 61, 62, 63, 64, 65 ve 82’ci maddelerinin kooperatif türünün değişikliği sonucunu doğuracak şekilde bir değişiklik yapılması talebinin, T.C Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğünün 21.04.2010 tarihi cevabı İle daha önce kooperatife ait anasözleşmede talep edilen izin doğrultusunda anasözleşmenin, 1, 3, 6, 7, 8, 14, 23, 43, 44, 53, 59, 61, 62, 63, 64, 65 ve 82.maddelerinin değiştirilmesine bakanlık tarafından izin verildiği, değişikliğin genel kurulda kabulü sonrasında tescil işleminin yapıldığı, bu kapsamda kooperatif amacının ortaklarının konut ve işyeri ihtiyaçlarını karşılamak şeklinde tanımlandığı, bu defa talep edilen değişiklikle birlikte kooperatif amacının tekrar değiştirilerek ortakların konut ihtiyaçlarını karşılamanın amaçlanmak istendiği, değişiklik talebinin bu aşamada uygun görülmediğinin belirtildiği, devamında, ortakların menfaatlerine aykırı bir durumun ortaya çıkmayacağının belirlenmesi halinde kooperatifin hali hazırdaki mevcut anasözleşmesinin konut yapı kooperatifi örnek anasözleşmesi ile değiştirilmesinde bir sakıncanın bulunmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde, toplantıda hazır bulunupta kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçiren veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmeyen yahut toplantı çağrısının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veyahut tebliğ edilmediğini yahutta genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış olduğunu iddia eden pay sahiplerinin, yönetim kurulunun ve yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerinin şahsi sorumluluklarına mucip olduğu takdirde her birinin kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine toplantıyı kovalayan günden itibaren bir ay içinde mahkemeye başvurabileceği, kararların bozulması ve şartları üst başlığı ile düzenlenmiştir. Yasadaki sürenin hak düşürücü süre olduğu aynı madde metninde ifade edilmiştir. Bu nedenle iptal davalarının bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının resen incelenmesi gerekir. Somut davada, iptali talep edilen kararların alındığı genel kurul toplantı tarihi 19.05.2013, dava tarihi ise 18.06.2013 ‘dır. Davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Yasa gereğince, ortakların iptali kabil kararlara karşı genel kurula katılıp alınan kararlara muhalefet şerhi koydurmaları dava şartıdır. Somut davada, davacının, iptal konusu gündemlere muhalefet şerhlerini yazdırdığı tartışmasızdır.06.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda, sonuç olarak, gündemin 5. maddesi ile alınan kararın Kooperatifler Kanunun 42. maddesi gereğince anasözleşmeyi değiştirmenin genel kurulun devredilemez yetkileri arasında sayıldığını, davaya konu genel kurul kararının bulunduğu 2013 dönemine ilişkin kooperatif yönetim kurulu karar defterlerinin sunulmadığı, bu nedenle kooperatif yönetimine verilen yetkiye dayanarak anasözleşme değişikliği yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, genel kurul kararının iptali gerektiği için bu karara İlişkin varsa ana sözleşme değişikliği işleminin de iptali gerektiği kanaatinde olduğunu, dosya içerisinde yer alan 19.05.2013 tarihli belgede, “…bir ortağımız kendi üzerine düşen görevi yerine getireceğine yönetim kurulumuza şikayet etme basiretsizliğini göstermiştir “ şeklinde geçen ifade de yer alan ortak ibaresi ile davacının kastedilip kastedilmediğinin belirlenemediğini, bu nedenle bu gündem maddesi ile ilgili bir kanaate ulaşılamadığı, gündemin 7. maddesi ile alınan kararın kooperatifin payının değerinin tespit edilmesine ilişkin olduğu, bu nedenle gündemin 7. maddesinde alınan kararın Kooperatifler Kanunun 21. maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle denetlenmek suretiyle iptal edilmemesi gerektiği belirtilmiştir.Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz ederek, müvekkilinin dairesi kendisine teslim edilmediği için Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/3330 soruşturma numarası ile kooperatif yönetimini Kooperatifler Kanununa aykırı davrandıkları gerekçesiyle şikayet ettiğini, basiretsizlik olarak ifade etmesinin doğru olmadığını, 7. maddenin değerlendirilmesinin anlaşılır olmadığını, pay değerinin 7.00 TL olarak belirlenmesinin müvekkilinin muhalefeti ile oy çokluğu ile kabul edildiğini, bu maddenin, kanuna, anasözleşmeye aykırı olduğunu, pay değeri tespitinin nasıl yapılacağının anasözleşmede ve 1163 sayılı Kanunun 21. maddede belirtildiğini ifade ederek yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, bilirkişinin yapmış olduğu tespite itiraz ettiklerini, genel kurul toplantısı incelendiğinde anasözleşme değişikliğini kapsayan genel kurul gündeminin usulüne uygun olarak daha önceden oluşturulduğunu, gündemin bütün kooperatif üyelerine tebliğ edildiğini, gündem maddelerinin usulüne uygun olarak oylandığını, iş ve işlemler yapılması için yönetim kuruluna yetki verildiğini belirterek ek rapor alınmasını veya yeni bilirkişi incelemesi yaptırılmasını istemiştir.10.04.2015 tarihli 2. bilirkişi raporunda, sonuç olarak, iptal talebinin esastan incelenebilmesi için gerekli olan 1 aylık hak düşürücü süre içinde dava açılması ve toplantıya katılan davacının alınan karara muhalefet şerhinin olması gerektiği, 4,5 ve 7. maddeler için var olduğu, 4. maddede yer alan yönetim kurulu ve denetim kurulunun ibrası kararının 3. maddede görüşülen ve kabul edilen yönetim ve denetim kurulunun ibrasının faaliyet ve çalışma raporlarının tebliğe aykırılığı nedeniyle iptal talebi gerekçelerinin kamu düzenine yokluk ya da butlan gerektiren ölçüde aykırılık taşımaması, davacının kooperatif karşısındaki haklarını etkileyici nitelikte olmaması, davacının zedelendiğini iddia ettiği şahsi haklarını ise koruma için hukuki yolların açık olması nedeniyle iptal ile ortaya çıkacak kooperatif tüzel kişiliği ve diğer ortakların zararları karşısında korunmaya değer olmadığı gerekçeleri ile iptal talebinin yerinde olmadığı, 5. maddede görüşülen anasözleşme değişikliği kararı noktasında ise genel kurul kararında, 5 a ve 5 b’nin kabul edilmemesi halinde yönetim kuruluna anasözleşmede yer alan işyeri yapılması amacının kaldırılması için yetkilendirme kararı alındığının görüldüğü, her ne kadar toplantı ve karar yeter sayısı yeterli olsa da anasözleşmede değiştirilecek maddelerin, bunların değişiklik öncesi ve sonrası hallerinin yer almadığı kararın yönetim kurulunun nihai değişiklik işlemleri için bir karar niteliğinde olmayıp önce bakanlıktan izin için başvurulacağı sonra da genel kurula sunulacak olan değişiklik metinlerini hazırlamakla görevlendirildiği bir karar olarak yorumlanması gerektiği, bu hali ile hukuka aykırı bir durum ve iptalinde hukuki yarar olmadığı, aksi yorumda ise icrai karar yetkisi veren bir karar olarak nitelendirilmesi halinde ise işyeri edindirme amacının yer aldığı hangi maddelerin ne şekilde değiştirileceğinin belirtilmediği, önceki ve sonraki hallerin çağrıda ve genel kurul tutanağında açıkça gösterilmediği için iptalinin gerekli olacağı, 7. maddede yer alan pay değerinin 7.00 TL olarak belirlenmesi kararında bahsedilen pay değerinin Kooperatifler Kanunun m.19’da düzenlenen pay değeri olduğu kanaatinin oluştuğu, anasözleşmenin m.8 de bir pay değerinin 100,00 TL olarak kanuna uygun şekilde düzenlendiği, dosya içindeki belgelerden ne davacının iddia ettiği gibi m.21’de düzenlenen ayni sermaye bedeli ne davalı kooperatif vekilinin iddia ettiği gibi konut maliyet bedelinin tespitine ilişkin anasözleşme m.61’de düzenlenen bedel olduğuna dair bir belgeye ( teknik heyet raporu gibi ) ne de kesinleşmeye ilişkin ortaklara tebliğ gibi belgelere rastlanmadığı, bu nedenle kesin veya tahmini maliyet veya konut bedeli tespitine ilişkin değer olarak kabulünün mümkün olmadığı, kanuna aykırı olarak pay değerini 7 TL olarak belirleyen kararın iptali talebinin yerinde olacağı belirtilmiştir.Taraf vekilleri, rapora karşı beyan ve itirazlarını dosyaya ibraz etmiştirler. 17.11.2015 tarihli 3. bilirkişi heyet raporunda, dosyaya sunulan, İnşaat mühendisi, emlak danışmanı teknik heyet tarafından düzenlendiği anlaşılan 06.06.2013 tarihli davalı kooperatifin pay değerlendirme bilirkişi raporu incelendiğinde, konutlar dikkate alınarak düzenlenmiş olduğu, raporda arsa payı hariç yaklaşık maliyetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2013 yılı 3 B grubu yapı yaklaşık birim maliyeti olan 585 TL / metrekare baz alınarak hesaplanmış olduğu, arsa payı eklenmesi amacıyla bu birim maliyetin %25 artırıldığı, KDV tutarı ile ilgili birim maliyetin %18 artırıldığı ve müteahhitlik karı ile ilgili de birim maliyetin %12 oranında arttırılmış olduğu tespitinin yapılabildiği, yine raporda hesaplamalarda ortaya çıkan üç sonucun ortalaması alınarak 1 pay değerinin 7 TL olarak belirlenebileceğinin belirtilmiş olduğunun görüldüğü, pay değerlendirme bilirkişi raporunda hesaplamalarda kullanılan birim maliyet ve oranların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim değerlerine ve piyasa rayiçlerine uygun olarak belirlenmiş olduğu, raporda yapılan hesaplamaların doğru yapılan hesaplamalar olduğu, davalı kooperatifin 528 adet üyesi olduğu, toplantıya 91 asil ve 75 vekil olarak 166 ortak katıldığı, gerekli toplantı nisabının sağlandığı, karar nisabının 84 olduğu, 4. maddede, yönetim ve denetim kurullarının ibralarının görüşüldüğü ve sonuç olarak 1 red oyuna karşılık oyçokluğu ile ibra edildiği, yönetim kurulu faaliyet raporlarının ve denetim kurulu raporlarının yönetmeliklerde belirlenen şekil şartlarına uygun olmaması tek başına alınan kararların iptali için yeterli bulunmadığı, diğer taraftan yönetim kurulu raporlarında davacı hakkında yanlış bilgi ve beyanların mevcut olması halinde dahi bu hususun ibra kararını etkiler mahiyette bulunmadığı, kaldı ki gündemin 4. maddesinden önce gündemin 3. maddesi ile yapılan görüşmelerde bilanço ve gelir gider hesaplarının okunup onaylandığını, kural olarak bilanço ve gelir gider hesaplarının okunup onaylandığı, kural olarak bilanço ve gelir gider hesaplarının kabul edilmiş olmasının yönetim kurulunun da ibrası anlamına geldiği, davacının genel kurulda gündemin 3. maddesi ile alınmış bulunan kararlarda herhangi bir muhalefet şerhi vermediği, 5-c maddesi ile görüşülen hususta anasözleşmenin değişikliği yapılmasına karar verilmiş olduğu, anasözleşme değişikliği prosedürünün KK 51. madde şartlarına tabi olduğu, bu değişikliğin geçmesi için fiilen kullanılan oyların 2/3’ün çoğunluğunun gerektiği, somut davada, kararın, anasözleşme değişikliği için gerekli işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna oyçokluğu ile yetki verildiği şeklinde olduğu, burada yönetim kuruluna kaç oyla yetki verildiği hususunun belli olmadığı, kabul eden oy sayısı ile red edilen oy sayısının tutanağa yazılmadığı, sadece oy çokluğu ibaresinin kullanıldığı, buradaki oyçokluğunun 2/3 oyçokluğu oranına tekabül edip etmediği hususunun belirgin bulunmadığı, bu şekilde alınmış bulunan kararın lehte veya aleyhte kullanılmış bulunan oyların adetlerinin yazılması suretiyle belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla gündemin 5. maddesinde 5- c bendi ile alınmış bulunan kararın iptali konusundaki davacı talebinin haklı bulunduğu, gündemin 7. maddesinde kooperatif paylarının değerinin 7 TL olarak belirlenmesi konusunda görüşmeler yapıldığı, görüşmeler sorasında kavram kargaşasının yaşanmış bulunduğu, zira yapı kooperatiflerinde payların değerlerinin çok fazla bir öneminin mevcut bulunmadığı, bu konuda 10.04.2015 tarihli bilirkişi raporundaki açıklamaların yeterli ve yerinde olduğu, zira davacının belirttiği gibi konunun Kooperatifler Kanunun 21. maddesi ile ilgisinin bulunmadığı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun sadece yapı kooperatifleriyle ilgili olmayıp, tüm kooperatif türlerini içeren ve tüm Kooperatifler için düzenlenmiş olan bir kanun olduğu, K.K 21. maddede bu anlamda sermaye olarak gayrimenkul konulması mümkün olan kooperatiflerle ilgili bir uygulama olduğu, oysa yapı kooperatiflerinde esasen anasözleşmenin 7. maddesi gereğince ayni sermaye konulmasının mümkün bulunmadığı, diğer yandan gündemin 7. maddesinin ek ödeme niteliğinde de olmadığını, zira ek ödemeden maksat 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 31. maddede yazılı bulunan ödemeler olduğu, gündemin 7. maddesi ile alınmış bulunan kararın böyle bir ek ödeme ile ilgisi bulunmadığı, öte yandan 7. maddede ki görüşmelerin anasözleşmenin 61. maddesi ile de bir ilgisinin bulunmadığını, anasözleşmenin 61. maddesinin konut maliyetlerinin belirlenmesi ve konut maliyetlerinin kesinleşmesi ile ilgili olduğunu, diğer taraftan genel kurulda pay bedellerinin 7 TL olarak belirlenmesi ve pay fazlası olanların fazlasının kooperatifçe devir alınması ve pay bedelini ödemeyenlerin ihraç işlemlerinin yapılmasının Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümlerine aykırı olduğu, gündemin 7. maddesi ile alınmış kararın iptali gerektiği, sonuç olarak, gündemin 4. maddesi ile alınmış bulunan kararın iptalinin gerekmediği, gündemin 5. maddesinde (5 c ) şıkkı ile alınmış bulunan kararın iptali gerekeceği, gündemin 7. maddesinde alınan kararın iptalinin gerekeceği belirtilmiştir.Taraf vekilleri raporun aleyhe kısımlarına itiraz etmişlerdir. 03.11.2016 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, taraf vekillerinin itirazları cevaplandırılmış, gündemin 5’ci maddesinde (a) ve (b) bentlerinde alınan kararların oybirliğiyle alınmış olması nedeniyle burada ortak adedinin yazılmasına gerek olmadığı ancak (c) bendi ile alınan kararın oybirliği ile olmadığından ve alınan kararda ağırlaştırılmış nisap önemli olduğundan kararda kabul ve red oylarının yazılmış olmasının yasal gereklilik olduğu, bu şekilde oylamanın tutanaklara oy adedi yazılmadan geçirilmiş olmasının divan heyetinin hatası olduğu alınan kararın iptali gerektiği, 7’ci maddesi ile alınan pay değerinin tespiti konusunda kararın iptali konusunda kararın iptali konusunda bir görüş bildirilmediği, sadece pay bedelini ödemeyenlerin doğrudan ihraç işlemlerinin yapılması ile ilgili kararın iptali gerekeceğinin açıklandığı, zira KK 16. maddede ve anasözleşmenin 14’cü maddeleri ile sınırlı olarak her türlü parasal yükümlülüğünü yerine getirmeyen ortak hakkında ihraç işleminin yapılabileceği bu konuda rapordaki görüşlerin davalı tarafından yanlış algılandığı, davacının çalışma raporunun yönetmeliklere uygun hazırlanmadığını ve raporda kendisi hakkında yanıltıcı bilgi verildiğine dayandırdığı, raporda bu hususların bir iptal sebebi teşkil etmeyeceğinin açık bir şekilde belirtildiği, esasen Yargıtay uygulamalarında yönetim kurulunun sunduğu raporların yönetmelik şartlarına şeklen uygun bulunmasını bir iptal sebebi olarak görmediği, davacının itiraz dilekçesinde ayni sermaye ile ayni mal varlığını birbirine karıştırmış bulunduğunu, ayni sermaye olmayacağının anasözleşmenin 7’inci maddesinin son cümlesi gereği olduğu, kök raporda bir değişiklik olmayacağı belirtilmiştir.Mahkemece bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesinde “ Kararların bozulması ve şartlar “ başlığı ile kooperatif genel kurul kararlarının iptali düzenlenmiştir.İkinci fıkra gereğince, toplantıda hazır bulunan ortakların alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için dava açabileceklerine yer verilmiştir. İptal davası şartlarından birisi, alınan kararlara, karşı oy verilmiş olması ve alınmış bulunan kararın altında muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmiş olması şartıdır. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesinin 38. maddesinde aynı şekilde genel kurul kararlarının iptali düzenlenmiştir.Davacının iptalini talep ettiği gündemin 4. maddesinde, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrası ile ilgili olup davacının 1 red oyuna karşı yönetim ve denetim kurulu üyeleri oy çokluğu ile ibra edilmiştir. Bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere yıllık çalışma raporunun yönetmeliklere uygun hazırlanmadığı ve raporda kendisi ile ilgili yanıltıcı bilgi verilmesi nedenlerinin iptal nedeni olmadığı, Yargıtay uygulamalarının da bu yönde olması nedeniyle davacı vekilinin reddedilen gündem maddesine dair istinaf başvurusunun isabetli olmadığı kanaatine varılmıştır. İptali istenen 5-c maddesi ise yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere, anasözleşme değişikliği yapılması için yönetime yetki verilmesi oylaması sonucunda verilen yetkiye dairdir. Kararda, anasözleşme değişikliği için gerekli işlemleri yapmak için yönetim kuruluna oy çokluğu ile yetki verildiği belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun beşinci bölümünde, kooperatif organları üst başlığı altında genel kurul, 42. maddede yetkileri düzenlenmiştir. 42/2. fıkrada, genel kurulun devir ve temlik edemeyeceği yetkileri arasında “1”.sırada, anasözleşme değiştirmeye yer verilmiştir.Somut davada, anasözleşmenin değişikliği için gerekli işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmiştir.Anasözleşmeyi değiştirmek yetkisi devir ve temlik edilmemiştir. 1163 sayılı KK’nun 51/2. fıkrada, kooperatifin dağılması veya diğer bir kooperatifle birleşmesi ve anasözleşmenin değiştirilmesi kararlarında fiilen kullanılan oyların 2/3 ü çoğunluğu gerekli olduğu, anasözleşmede, bu kararların alınması için oy çoğunluğu hakkında daha ağır hükümler konabileceği belirtilmiştir. Davalı kooperatif anasözleşmesinin 33. maddesinde, görüşme ve karar nisabı üst başlığı ile 33/3. fıkrada, kooperatifinin dağılması, diğer bir kooperatifle birleşmesi veya anasözleşmede değişiklik yapılması ile ilgili kararların ortaklar cetvelinde imzası bulunanların 2/3 oy çoğunluğu ile verileceği belirtilmiştir. Tip anasözleşmenin 33. maddesi de aynıdır. Bu çoğunluğa uygulamada ağırlaştırılmış çoğunluk ( nisap ) yada nitelikli çoğunluk ( nisap ) denir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 98. maddesinde, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanundaki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nın 421. maddesinde, esas sözleşme değişiklilerinde toplantı ve karar nisapları düzenlenmiştir. 421/3. fıkrada, sözleşme değişikliği kararlarının, sermayenin en az %75’ini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyları ile alınacağı belirtilmiştir. 422. maddede tutanak başlığı ile kısaca, alınan kararları, her karar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayılarını içereceği, tutanağın, toplantı başkanlığı ve Bakanlık temsilcisi tarafından imzalanacağı aksi halde geçersiz olduğu ifade edilmiştir. Yasanın düzenlemesi emredici niteliktedir. Ağırlaştırılmış nisapta kabul ve red oylarının yazılması gerekirken bu şekilde oylamanın tutanaklara oy adedi yazılmamış olması bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere maddenin iptalini gerektirmektedir. Bir anasözleşme ile değiştirilemeyecek olan emredici husus şirketin çoğunlukla yönetilmesine ilişkin ana kuraldır. Gündemin 7. maddesinde yer verilen ihraç işlemi yapılması ise yasa ve anasözleşme ile sınırlandırılmış bir yetki olup bu yetkinin genel kurul kararı ile genişletilmesi mümkün olmadığından, kanuna ve anasözleşmeye uygun düşmeyen gündemin 5-c ve 7. maddelerinin iptali kararında bir isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve yukarıda belirtilen TTK ‘nın ilgili hükümleri gereğince, mahkeme tarafından bilirkişi raporu kapsamında genel kurulda alınan ve dava konusu yapılan gündem maddelerinin iptali talebinin kısmen kabulünde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/912 Esas, 2017/457 Karar ve 14.06.2017 tarihli karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının ve davalının peşin olarak yatırmış olduğu 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın davacı ve davalıdan ayrı ayrı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı ve davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.04/02/2021