Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/765 E. 2018/643 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/765 Esas
KARAR NO : 2018/643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2016
NUMARASI : 2016/514 E. 2016/878 K.
DAVANIN KONUSU : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun Çatalca .. sicil numarasında kayıtlı bulunan şirketin 1992 yılında kurulduğunu, 1995 yılında Hadımköy’de bulunan fabrikasına geçtiğini, … ve … markaları altında kablo üretiminde uzmanlaştığını, şirkete ait taşınmaz ve araçlar ile üretim pazarlamasında kullandığı makina, tesisat, bilgisayar ve diğer demirbaşların toplam 69.027.479,71 -TL tutarında olduğunu, 2013 yılında şirketin yönetim krizine girdiğini, tüm bankaların şirketin kredi hesaplarını kat ettiklerini, teminat mektuplarının paraya çevrildiğini, yurtdışından gelen dövizine bloke konulduğunu, 2 ay gibi kısa bir süre içinde iflas aşamasına geldiğini toplam borç tutarının 111.596.021,03 -TL tutarında olduğunu, baş gösteren global kriz, kablo sektörünün içinde bulunduğu durum, enflasyonla artan temel eşya fiyatları, maliyetlerin artışını tetiklediğini ve ekonomiyi daralttığını, bankalarla görüşülerek darboğazın aşılmaya çalışıldığını, borcun 2 yıl ödemesiz 8 yıl vadeli olarak ödenmesi konusunda mutabakata varıldığını, bilanço kayıtlarına göre irketin aktifinin 83.628.350,40 -TL, pasiflerinin ise 111.596.021,03 -TL olduğunu ve davacı şirketin 27.967.670,63 -TL borca batık olduğunu, ortaklara borçlar çıkarıldığında net borç tutarının 110.640.907,95 -TL olacağını, borçların ödenmesi amacıyla iflas erteleme kurumundan yararlanmak istediklerini, reel bir iyileştirme projesi hazırlandığını, talebin kabulü halinde ciddi cirosu ve sağladığı istihdam, ödediği vergiler dikkate alınarak şirketin ayakta kalmasına ve borçların ödenmesine fırsat verileceğini, aksi takdirde ipotekli alacaklı banka dışındaki diğer alacaklıların alacaklarını tahsil edemeyeceklerini, yılların birikiminin piyasa değeri ve müşteri çevresinin yok edileceğini, alacaklıların ve ülke ekonomisinin yok edileceği belirtilerek davacı şirketin iflas erteleme koşullarının oluştuğunu, bu nedenle İİK’nun 289 maddesi kapsamında şirketin iflasının ertelenmesine ve ihtiyati tedbire karar verilmesini istemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekilinin iflasın ertelenmesine ilişkin isteminin reddine, davacı şirketin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil …i Bankası A.Ş vekili istinaf taleplerinde;
1-Yerel mahkeme tarafından; davacı şirketin sunduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı belirtilmiş, fakat söz konusu iyileştirme projesinin davacı şirketin borca batıklıktan kurtulmasını sağlayacak şekilde revize edilmesi ya da geliştirilmesi konusunda davacı tarafa ve alacaklılara fırsat verilmemesinin hukuka, usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, iflasının ertelenmesine karar verilmesinin bir zorunluluk olduğunu, bilirkişilerin şirketin mail durumu, borca batıklık, borca batıklıktan kurtulmak için iyileştirme projesinde öngörülen mali tedbirler, projeler ve üretim faaliyetlerinin neler olduğu ve iyilerştirme projesi ile elde edilmesi planlanan karlılık oranlan yeterli ve ayrıntılı şekilde irdelemediklerini, değerlendirmediklerini,
2-Müdahillerden …Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete kayyım atanması ve hissedarlığın tespiti talepli olarak ikame edilen davaların sonuçlarının beklenmesinin zorunlu olduğunu, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/514 E. 2016/878 K. sayılı, kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Müdahil…Tic AŞ vekili istinaf taleplerinde;
1-Yerel Mahkemenin müdahiller olarak yaptıkları tüm itirazlara rağmen şirket ortaklarının haberi dahi olmadan, sermaye arttırımı yapıp yapmayacakları dahi belli olmadan dosya üzerinden eksik inceleme ile iflas kararı verdiğini, müvekkillerden … VE…’un, davacı şirketin toplam %50 hissedarı olduklarını, son 3 yıl boyunca Genel Kurul toplanamamış şirketin mali durumu hakkında ortaklara bilgi verilemediğini, davanın yönetim kurulunun yetkisinin bitmesine 1 hafta kala açıldığını, şirket ortaklarının iflas erteleme davasından ve şirketin mali yapısından hasbelkader ilan ile haberdar olduklarını, davacı şirketin organsız kaldığını, genel kurulun toplanamadığını, müvekkillerinin şirket hisselerini Goldmeks limited şirketine 07/04/2016 Tarihinde Beyoğlu….noterliğinin hisse devri ve rehin sözleşmesiyle sattığını ancak şirket yönetim kumlu pay defterine işlemeden ve hisseleri devralan … limited şirketinin şirketin genel kurulunun toplanması ve şirket pay defterine hisselerinin işlenmesi yönünde açmış olduğu davalar beklenmeksizin genel kurulun toplanması şirket ortaklarının sermaye artırımı konusundaki kararları dahi beklenmeden iflasına karar verildiğini,
2-Yerel Mahkemenin yasaların amacına ve ruhuna aykırı olarak sadece şeklen izlenmesi gereken prosedürü izleyerek kurtarılabilecek bir şirketin, ortaklarının haberi dahi olmadan ve kurtarma şansı vermeden iflasına karar vererek alacaklıları zarara soktuğunu, yetersiz bilirkişi raporu ve eksik inceleme sonucu şirketin iflasına yönelik verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi talep ve istinaf edilmiştir.
Müdahil … LTD vekili istinaf taleplerinde;
1- Müvekkil şirketin 07.04.2016 tarihinde davacı şirketin %50 hissesini … ve … isimli ortaklardan satın aldığını, davacı şirket tüm çağrılara rağmen 3 yıldır genel kurul toplantısı yapmadığını, bu nedenle kanuni haklarını kullanmak doğrultusunda tüm muhatapların bulunduğu genel kurulun yapılması ve bu genel kurulda şirketi kurtaracak finansal işlemler yapılabilmesi doğrultusunda İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/819 E. sayılı dosyası ile hisse devrinin tescili davası ve şirketin ihyası için İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/776 E. sayılı dosyası ile dava açtıklarını, öncelikle bu davaların bekletici mesele yapılması yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını,
2-Yerel Mahkemeye davacı şirketin hali hazırdaki temsilcisinin 3 yıllık temsil yetkisinin 16.06.2016 tarihinde sona ereceği ve şirketin temsilcisiz kalacağı ve buna bağlı olarak şirketin zarar ve ziyanla karşı karşıya kalacağı hususu hatırlatıldığını, davacı şirketin %25 pay sahibi olan temsil ve ilzamla görevli …’un kendisine noterden ihtarname gönderilmesine rağmen ve 16.06.2016 tarihinde yetkisinin biteceğini bildiği halde, tek başına karar vererek iflas erteleme talebinde bulunduğunu, oysa ki basiretli bir tacir olarak yapması gerekenin, şirket ortaklarını toplantıya çağırarak şirketin gerçek durumunu ortaya koyarak finansal çözümler araması gerekirken kötü niyetle hareket ederek bu işlemleri yapmaktan kaçındığını, Yerel Mahkemeye tüm bu hususları ısrarla anlatıp belgelendirmelerine rağmen ve yukarıda bahsi geçen davaların bekletici mesele sayılması yönünde ayrıca dilekçe vermelerine rağmen hiçbir incelemeye girişmeden, eksik incelemeyle doğrudan şirketin iflasına karar verildiğini, Yerel mahkeme bekletici mesele sayılması hususunda doğru bir karar vermiş olsaydı, şirket iflasa sürüklenmeyip öncelikle genel kurul yapılıp şirket ana sermayesi artırıma giderek ve diğer finansal çözümler üretilerek iflas ertelemeye dahi gerek olmadan şirketin normal ticari yaşamına geri dönebileceğini,
3-Yerel mahkemece yalnızca dosyada mevcut bilirkişi raporu üzerinden hareket edip müdahil dilekçesi ile davaya müdahil olarak katılan müvekkili ve diğer tarafların hiçbir iddiasını ve delilini göz önüne almadığını, iflasa konu şirketin ortaklarının dahi haberi olmadan hiçbir kurtarma şansı verilmeden direkt iflas kararına hükmedildiğini, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Müdahil .. Tic. A.Ş . vekili istinaf taleplerinde;
1-Davanın başından beri Müdahil … ve … görülmekte olan davanın yönetim kurulu başkanı … un yetkisinin sona ermesine 1 hafta kala açıldığını, halen şirketin yönetiminin boşta olduğunu, şirketin 3 yıldır genel kurulu yapmadığını şirketin %50 hisse sahibi olmalarına rağmen şirketin ekonomik durumu konusunda herhangi bir belgeye ulaşamadıklarını ve şirket hisselerini … isimli şirkete sattıklarını ifade ettiklerini, … şirketinin de davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığını iddia ettiğini, yerel mahkemenin bu ciddi iddiaları yeteri kadar incelemeden hüküm kurduğunu,
2-Yine yargılama sırasında alınmış olan bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların yeteri kadar incelenmeden bu bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurulduğunu, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının Müdahil ..i – .. – .. Tic. A.Ş.vekiline 27/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün en geç 06/02/2017 (Pazartesi) mesai bitimine kadar istinaf edilmesi gerekirken 08/02/2017 tarihinde (Çarşamba) İİK’nun 179/c. Maddesinde belirtilen 10 günlük yasal süre dolduktan sonra istinaf edildiği, ancak gerek kısa kararda gerekse gerekçeli karardaki hüküm fıkrasında istinaf süresi 2 hafta olarak gösterildiğinden Anayasa Mahkemesinin 26/06/2014 Tarih ve 2012/855 başvuru sayılı kararı ile Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 17/06/2016 Tarih ve 2015/3127 E. 2016/3720 K.sayılı kararı da göz önüne alındığında istinaf talebinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının diğer müdahillerce yasal süre içinde istinaf edildiği, müdahil… Ltd.Şti.vekilinin istinaf dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının bulunmadığı, müdahiller …, .. .. Tic A.Ş.nin istinaf harcını yatırmamasından kaynaklı eksiklikler nedeniyle dosyanın dairemizin 25/12/2017 Tarih ve 2017/2466 E. 2017/2047 K.sayılı kararı ile mahalline geri çevrilmesine karar verildiği, eksikliklerin giderilerek dosyanın istinaf incelemesi için tekrar dairemize gönderildiği anlaşılmakla, öncelikli olarak ele alınmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na 822 (Çatalca) sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Hadımköy Arnavutköy /İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket vekili davacı şirketin sorca batık olduğunu belirterek iflasının ertelenmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi ise iflas erteleme davasının reddine, davacı şirketin iflasına karar vermiş, hüküm bir kısım müdahiller vekillerince istinaf edilmiştir.
Mahkemece alınan 13/06/2016 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre davacı şirketin 31.03.2016 tarihi itibariyle kaydi değerler üzerinden yapılan hesaplamaya göre 27.967.670,63.-TL borca batık olduğu, aktiflerinin muhtemel satış değerleri üzerinden hazırlanan bilançodaki öz kaynakları toplamına göre ise 57.756.386,73 -TL tutarında borca batık olduğu, sunulan projenin gerçekçi bir mevcut durum analizine dayanmadığı, iyimser bir yaklaşımı yansıtan karlılık oranlarına ulaşılabilmesinin kabul edilmesi halinde dahi projeksiyon döneminin 9 yıl olduğu dikkate alındığında iflas erteleme kurumu ile erteleme isteyen şirketlere tanınan maksimumum yasal sürenin 1+4=5 yıl olması karşısında bu süre içerisinde hesaplanan öz kaynak açığının kapanmasının mümkün olmayacağı, projede yer verilen diğer önlemlerin nasıl gerçekleştirileceği, gerçekleştirilmesi halinde ne gibi olumlu etkilerinin olacağı detaylı olarak ortaya konulmadığından ayrıca artırılacağı taahhüt edilen sermaye tutarı da ifade edilmediğinden iyileştirme projesinin davacı şirketin mevcut haliyle borca batık durumdan kurtulması için yeterli bulunmadığı, dolayısıyla “ciddi ve inandırıcı bir proje sunulması” koşulunun sağlanmamış durumda göründüğünün bildirildiği, davanın açıldığı 10/05/2016 tarihinden geriye doğru son 3 yıldır davacı şirketin genel kurulunun toplanamadığının beyan edilmesi karşısında bu süre içinde herhangi bir yasal yola başvurmayan müdahillerin bu yöndeki itirazları samimi bulunmamış ve açılan davaların sonucunun beklenmesi yönündeki itirazları yerinde görülmemiştir. Bilirkişi raporunun da iyileştirme projesindeki öngörülerin ve tahminlerin yeterince bilimsel ve akla uygun olarak irdelendiği, tespit ve analizlerinin doyurucu ve hükme esas teşkil etmeye yeterli olması nedeniyle ilk derece mahkemesince hükme esas alınarak yazılı şekilde davacı şirketin iflasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle müdahiller vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince müdahil tarafların istinaf başvurularının esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL’şer harcın, istinaf kanun yoluna başvuran müdahillerden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Müdahil taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile , İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/04/2018