Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/761 E. 2018/1030 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/761 Esas
KARAR NO : 2018/1030
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2017
NUMARASI : 2015/893 2017/668
DAVANIN KONUSU : SIRA CETVELİNE İTİRAZ
KARAR TARİHİ : 06/06/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin borçlu …’dan olan alacağının tahsili için İstanbul ..İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından yasal takibe geçiğini, borçlunun hacizli taşınmazları satılarak paraya çevrildiğini, birden fazla dosyadan haçciz bulunduğundan İstanbul ..İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyası ile sıra cetveli hazırlandığını, hazırlanan sıra cetvelinde müvekkiline herhangi bir pay ayrılmadığını, davalının ise 11/10/2013 tarihli temlik sözleşmesi ile Vakıflar Bankasının alacağının temlik aldığını, 2.038.598,00 TL alacağı olduğunu bildirdiği, fahiş faiz hesabı yapıldığını, alacağının gerçekte 1.997.556,78TL olduğunu, davalının 1.sırada yer alacak şekilde düzenlenen sıra cetvelinin doğru olmadığını belirterek İİK 142.maddesi uyarınca hatalı 02/02/2015 tarihli sıra cetvelinin iptaline, boçlu … hissesi yönünden oluşturalacak sıra cetvelinde müvekkilinin 1.sırada yer alması ve 1.111.168,55 TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Temlik eden … Bankası Gaziosmanpaşa Şubesi tarafından borçlu …’a ait İstanbul, … parselde kayıtlı taşınmaza ipotek tesis edilerek kredi kullandırıldığını, banka alacağının 11/10/2013 tarihli temlik sözleşmesi ile eklenti ve teminatları ile birlikte müvekiline devredildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosaysından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasına düzenlenen sıra cetvelinde borçlu … hissesi üzerinde davacının haczinin bulunmadığını, davacı haczinin … hissesi ile ilgili olduğunu, bu nedenle davacı taleplerinin dinlenilmeyeceğini, davacının alacağı ve eklentilere yaptığı itirazın yersiz olduğunu, belirtilen faiz oranının yerinde olduğunu belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacının aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı …. Ltd. Şti. vekili istinaf taleplerinde; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında, İstanbul Eyüp Tapu Sicil Müdürlüğü’ne ithafen yazdığı yazıda, … ve diğer borçlular adına işbu dosya borcundan dolayı gayrimenkullerin haczine karar verildiğini, haciz müzekkeresi 24.09.2013 tarhinde saat 11:40 da tapuya elden teslim edildiğini, tapu sicil müdürlüğünün 28.02.2017 tarihli yazısında haczin işlendiği hususunda cevap verildiğini, haciz müzekkersinin tapu kütüğüne işlerken borçlulardan …hissesi üzerine haczin işlendiğini ancak diğer borçlu …’ın aynı parsel üzerindeki hissesi üzerine haczi işlemeyi sehven ihmal ettiğini düşündüklerini, asıl olanın haciz müzekkersinin tapuya teslim edildiği tarih ve saat olduğunu, müzekkerenin tapuya teslim edildiği anda haczin gerçekleştiğini, bundan sonra ilgili memurun tapu siciline haczi işlemesi kurucu değil açıklayıcı bir unsur olduğunu, aksi halde idarenin sorumluluğuun doğacağını, bundan kendi kusurlarının olmadığını, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/893 E. 2017/668 K. sayılı kararın bozulmasını talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçesi davalı vekiline 22/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 05/02/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Sıra cetveli, İcra dosyası ve tapu takyidat kayıtları incelendiğinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasının görünmediğini, borçlu … hissesi üzerinde yer alan 116 haciz alacaklısı arasında Davacı …Ltd. Şti. ait olduğu söylenen İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının haczi bulunmadığını, haciz müzekkeresinin icra müdürlüğünce hazırlanmış olmasının, tapuya teslim edildiği veya hacizin işlenmiş olduğu anlamına gelmediğini, fiziki olarak tapuya işlenmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, sıra cetveline itiraz davası olup, Davacı vekili, İstanbul …İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasında hazırlanan sıra cetvelinde hem 1. Sırada olması gerektiğini hem de asıl alacak miktarının 1.997.556,78.-TL olması gerekirken icra takibinde 2.038.598,00.-TL yazılarak ayrıca faiz işletilmesi nedeniyle, fahiş faiz hesabı yapıldığını belirterek alacağın miktarına itiraz etmiştir. Davalı taraf ise, husumet itirazında bulunarak davacının, dava konusu gayrimenkul hissesinde ihtiyati haczin bulunmadığını, asıl alacak miktarının 1.997.556,78.-TL olduğunu ancak bu miktara ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentilerin dahil olmadığı, bu miktarlar da eklendiğinde takibe konu asıl alacak miktarının doğru olduğu gibi faiz hesabının da doğru olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 02/03/2015 tarih ve 2015/66 E. 2015/65 K.sayılı görevsizlik kararı ile tarafların her ikisinin de tacir olması nedeniyle 6102 sayılı TTK.nun 4/1.maddesi gereğince davanın ticari dava olduğu gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş ve dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
İlk derece mahkemesi İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi de kendisini görevli kabul ederek yazılı şekilde davacının aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar vermiştir.
6100 sayılı HMK.nun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu düzenlenmiş, aynı yasanın 114. maddesinde ise mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmıştır. 115. maddede, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece re’sen araştırılacağına yer verilmiştir. Bu nedenle mahkemenin görevi taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmamaktadır.
İİK.nun 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek sureti ile cetvel mündericatına itiraz edilebileceği, itirazın alacağın esas ve miktarına taalluk etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoluyla icra mahkemesine arzolunacağı, hükmedilmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK.nun 235/1.maddesinde ki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları gibi ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığından, (sıraya değil) esas ve miktara ilişkin itirazın inceleneceği bu mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. (Emsal, Yargıtay 23.HD’nin 2014/4622 Esas, 2015/3802 Karar,15.05.2015 tarihli, 04.06.2013 tarih,3440 Esas, 3763 karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere).
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, uyuşmazlık, davacının sırasının yanı sıra aynı zamanda alacağın miktarının ne olduğu, diğer bir ifade ile temlik alınan alacağın miktarı konusunda toplanmaktadır. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme, alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın HMK.nun 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Bu durumda, mahkemece, davanın ticari nitelikte bulunmadığı, 11/02/2015 dava tarihi itibarıyla Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesince 6100 sayılı HMK.nun 114. maddesinde sayılan mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usülden reddine karar vermesi gerekirken işin esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin nedenler incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/10/2017 Tarih ve 2015/893 E. 2017/668 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, kayıtların kapatılarak görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere gerekli işlemlerin tamamlanması için mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-c Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/06/2018