Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/754 E. 2021/116 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/754 Esas
KARAR NO: 2021/116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2017/426 Esas, 2017/1277 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalı şirkete ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle, geçiş ücretleri ve 10 katı oranında ceza tutarının tahsili için davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının ihlalli geçiş bedeline itiraz etmeyip, ceza tutarına ve ferilerine itiraz ettiğini, araçların OGS veya HGS’den geçiş ücretinin tahsil edilememesi ve OGS/HGS ile ilgili anlaşmalı bankadan provizyon alınamaması halinde gişedeki bariyerin açılmadığını ve gişe memurunun nakit yada kart ile ödeme talep ettiğini, ödeme gerçekleşmezse bilgilendirme amaçlı ihlalli geçiş bildiriminin sürücüye teslim edildiğini, ihlalli geçişi takiben 15 gün içinde ödeme yapılması halinde ceza tahakkuk ettirilmediğini, müvekkili şirketin 15 günlük sürede ödeme yapılmaması halinde araç sahiplik bilgisine ulaşabildiğinden, bu sürede araç sahiplerine bilgilendirme yapma imkanı olmadığını belirterek davalının ihlalli geçiş ceza tutarına yönelik takibe itirazının iptaline takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin araçlarında OGS cihazı bulunduğunu ve yeterli bakiye olmasa dahi bankaca yapılan anlaşma gereği müvekkilinin hesabından veye kredi kartından tahsil edilmek üzere banka tarafından ödendiğini, bu nedenle ihlalli geçiş sözkonusu olmayıp durumun gişedeki cihazın arızalı olması nedeniyle OGS cihazını okunmamasından kaynaklandığını, kaldı ki ihlalli geçiş tarihinden hemen önce veya sonra OGS’den geçiş ücreti tahsil edildiğini, geçiş ücreti tahsil edilememesinde müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, ihlalli geçiş bildirimine dair tutanak olmadığını, avans faizi ve icra tazminatı istenemeyeceğini, takibin kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihlalli geçişlerle ilgili ücretin ödenmesi konusunda davalı tarafa her hangi bir bildirim yada tebligat yapılmadığı, davalıya geçiş ücreti ödeme imkanı tanınmadığı, bu sebeple 10 katı tutarında tahakkuk ettirilen cezadan davalının sorumlu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde, dava dilekçesini tekrarla, KGM işletimindeki otoyollarda gerçekleşen ihlallerde 6001 Sayılı Yasa’nın 30/1. maddesi gereği düzenlenen idari para cezaları için aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca tebliğ zorunluğu olduğunu, müvekkili şirket tarafından işletilen otoyol için farklı usul öngörüldüğünü, müvekkilinin ihlalli geçişten itibaren 15 günlük ödeme süresi geçmeden ve ceza muaccel hale gelmeden araç sahibi bilgilerine de erişemediğinden bildirim yapmasının mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf talebinin reddini savunmuşur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, ihlalli geçiş ceza ücretinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.131,35 TL geçiş ücreti ve 11.313,50 TL ceza ücreti olarak toplam 12.444,85 TL üzerinden takip başlattığı, davalının ceza ücreti ve ferileri yönünden yasal süresinde borca itiraz ettiği, davalının ihlalli geçiş ücretini ise takip dosyasına ödediği, ceza ücreti ve ferileri yönünden takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin maliki bulunduğu araçların ihlalli geçiş yaptığı, ihlalli geçiş bedeli toplamının 1.131,35 TL olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmayıp, uyuşmazlık; davacı tarafından bu bedele 10 katı tutarında tahakkuk ettirilen 11.313,50 TL ceza tutarının yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır. Kanunun 30. maddesinin, 27.03.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir. Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince 6001 sayılı Kanunun 30/7 maddesinin Anayasa aykırılığı iddiası ile açılan davada, Anayasa Mahkemesi 18.01.2018 tarih, 2017/166 E. 2018/8 Karar sayılı kararında “…. İşletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren eylem ücret ödemeden geçiş yapılması anında tamamlanmış olacaktır. Bu durumda, kuralda belirtilen ödemesiz geçiş tarihinden itibaren on beş gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi hâlinde cezanın uygulanmayacağına ilişkin düzenleme oluşan neticeyi ortadan kaldırılmakta olup ihlalli geçiş eylemini gerçekleştirenler lehine getirilmiş bir düzenlemedir…. kuralda, cezasızlık hâlinin kapsamı, eylemin sonucu olarak öngörülen yaptırımın hangi hâlde uygulanmayacağı, ödemenin hangi süre içinde yapılması gerektiği açık, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olarak belirlenmiştir. Geçiş ücretinin ödenmesi şekil ve yöntemlerinin tümünün önceden öngörülmesi ve kanun koyucu tarafından tek tek belirlenerek kanun metninde ifade edilmesi oldukça güçtür. Geçiş ücretinin tahsili yöntemlerinin zaman içinde değişip gelişebileceği ve otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerinin tahsili yöntemlerinin benzerlik arz ettiği hususları dikkate alındığında kuralda belirlilik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır…” yönünde karar vermiştir. Bu durumda davalının ihlali sebebiyle davacının, davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davalı şirkete ait araçların davacı şirketin işlettiği yolda ihlalli geçiş gerçekleştirdiği, davacı tarafından 13.12.2016 tarihinde başlatılan takipten sonra, 16.05.2018 tarihli değişiklik ile “…geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. …” hükmündeki “on” ibaresinin “dört” şeklinde değiştirildiği, yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibari ile geçiş ücreti davalıdan tahsil edilmediğinden bu durumdan davalınında faydalandığı, davacının ihlal sebebi ile davalıya ayrıca bir bildirim yapmasına gerek bulunmadığı, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.131,35 TL ihlalli geçiş ücretinin 4 katı 4.525,40 TL ceza ücreti nedeniyle alacaklı olduğu görülmektedir. Bu nedenle bu miktar yönünden takibe itirazın iptali karar verilmesi gerekirken, davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca alacak likit olduğundan hükmedilen tutarın % 20’si oranında icra tazminatına da hükmedilmelidir. Yine tarafların tacir olduğu gözetildiğinde alacağa avans faizi uygulanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan yargılama sırasında 6001 Sayılı Yasa’nın 30/5 fıkrasında yapılan değişiklikle, dava tarihinde geçiş bedelinin 10 katı tutarında uygulanan cezanın, 4 katına düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir. Şu halde davacının fazlaya ilişkin talebinin davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle konusuz kaldığı, davacının dava tarihinde davanın tamamı yönünden haklı olduğu gözetildiğinde yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/426 Esas, 2017/1277 Karar, 29/12/2017 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2a-Davanın kısmen kabulü ile takibin 4.525,40 TL ceza ücreti ve bu tutara takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 2b-Davalının kabul edilen asıl alacağının (4.525,40 TL) % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine, 2c-Harçlar kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 309,13-TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken karşılanan 130,90-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 178,14-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2d-Davacı tarafından karşılanan 31,40 TL başvuru ve 130,90-TL peşin harç ile 111,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 2e-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 2f-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin DAVALIDAN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 134,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davacı tarafından peşin yatırılan 134,00-TL istinaf harçları ile 31,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/01/2021