Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/74 E. 2018/359 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/74 Esas
KARAR NO : 2018/359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2017
NUMARASI : 2014/665 E. 2017/751 K.
DAVANIN KONUSU : İFLAS (İFLASIN ERTELENMESİ)
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 27.08.2014 tarihli dava dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin 03.03.1998 tarihinde kurulduğunu, kurulduğu tarihten itibaren ticari faaliyetini sürdürdüğünü, ancak yaşanan ekonomik daralma nedeni ile finansman açısından zor duruma düştüğünü, hazırlanan iyileştirme projesi kapsamında mali durumunu düzeltebileceğini, bu bağlamda müvekkili şirketin borca batık halinin tespiti ile iflasın ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Müdahil vekilleri yargılama aşamasındaki beyanlarında; davacı şirketin mali yönden durumunu düzelttiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirkete sermaye olarak yatırılan nakit paranın şirketi borca batıklıktan göstermelik olarak kurtarmak amacı ile gerçekleştirildiğini, davacı şirketin iyi niyetli olmadığını, bu nedenlerle borca batıklıktan çıktığının kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle şirketin iflasına veya açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, Davacı şirketin borca batıklıktan kurtulduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil ..Tic Ltd Şti vekili istinaf taleplerinde;
İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın yanlış olduğunu, söz konusu kararın kaldırılarak şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğini, davanın açılmasından 2 yıl sonra bilirkişi raporlarından da açıkça anlaşılacağı gibi şirketin gayri faal, adresi belli olmayan bir firma haline geldiğini, davacı vekilinin sermaye artırımına ilişkin işlemleri yaptırdığını, paranın şirkete aktarıldığı hatta şirket ortaklarından olan ve aynı zamanda şirketten alacaklı ortağın alacaklarından vazgeçtiğine dair belgeyi sunduğunu, son raporda ise icra takibi yapan hiçbir alacaklının ulaşamadığı kasada mevcut olduğu bildirilen bir para ile yine stok fazlalıklarının çıkan yasadan yararlanmak amacıyla kesilen faturalar ile kâr gözüktüğünü ancak mahkemece davacı şirketin borca batıldıktan kurtulduğu gerekçesi ile davasının reddedildiğini, oysa davaıc şirketin borca batıklığının devam ettiğini, kayyumun vermiş olduğu raporlarında da açıkça belirtmiş olduğu gibi davacı şirketin hiçbir şekilde bilgi vermeksizin şirket merkezi ve makinelerini bu dönem içerisinde yok ettiğini, kayyumun raporunda kasada mevcut diye belirttiği miktarında hiçbir şekilde alacaklılara dağıtılmayarak davacı firmanın kontrolüne bırakıldığını, kasada mevcut olduğu bildirilen paranın ve şirket mal varlığının tümünün iflas masasına dahil edilerek alacaklılara alacakları oranında dağıtılması gerektiğini, bu sebeple İlk derece mahkemesinin tarafından verilen iflasın ertelemesinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak dosya da iflası sabit olan davacı firmanın iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçesi davacı vekiline 03/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafça cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının müdahil …Ltd Şti vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na 415547/0 sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Esenyurt/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından iflasının ertelenmesi talebiyle İİK.nun 179.ve TTK 377 ve devamı maddeleri gereğince 12/09/2014 tarihinde iş bu davanın açıldığı, 12/09/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre davacı şirketin (-) 2.376974,45.-TL borca batık olduğu belirtilerek iyileştirme projesi inandırıcı bulunulmaması üzerine iyileştirme projesinin revize edildiği ve bu haliyle projenin 30/09/2014 tarihli bilirkişi heyetince uygulanabilir bulunduğu, mahkemece şirketin mali durumunun bilirkişiler ve kayyımlar eliyle takip edildiği, alınan 08/09/2017 havale tarihli son bilirkişi kurulu raporu ile davacı şirketin borca batıklıktan kurtularak 31/07/2017 tarihi itibariyle öz kaynakların (+) 446.994,67.-TL olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve hükme esas almaya yeterli bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki 13.kayyım raporunda şirketin Ticaret Sicil Merkezinin bulunduğu adreste fabrika tarafinin boşaltıldığı, ofis bölümünün faal olduğu, bilançolarda şirket kasasında nakit olarak görünen paranın kendisine gösterildiği, şirket yetkililerinin tedbir kararının kalkmış olması nedeniyle haciz tehdidi bulunduğundan bankaya yatırılamadığı bu nedenle kasada tutulduğu, para ile makine ve teçhizatların alınacağı, artan paranın da alacaklılara dağıtılacağının beyan edildiği, 14.nolu kayyım raporuna göre de raporda yazılı sabit tesislerden makine ve soğutma tesisinin kayyım onayı alınmadan satıldığı, fabrika makine ve teçhizatın yerinde olmadığının görüldüğü, şirket yetkililerinin makine ve teçhizatların depoya taşındığını beyan ettikleri, bu konuda da kayyıma bilgi verilmediği, onayının alınmadığı, ilgili adreste yapılan incelemede de plastik granül hattının bulunduğu, yapılan görüşmede kontrat işlemlerinin tamamlanmaması sebebi ile geçici olarak diğer makinelerin başka bir adreste olduğu, su basması nedeniyle taşınamadığının söylenmesine rağmen adres bilgisinin verilmediği, bu hususta da kayyımdan onay alınmadığı, onun bilgisi dahilinde hareket edilmediği, bilahare bu granül hattının da satıldığının anlaşıldığı, dönen varlıklarda 1.781.243 36.-TL duran varlıklarda 1.110.469,24.-TL azalma olduğu hususlarının rapor edildiği, 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporuna göre ise mühendis üyelerin şirket muhtemel satış fiyatları üzerinden yapmış oldukları tespitler itibariyle önemli bir değişiklik çıkmadığı varsayımından hareketle yaptıkları hesaba göre davacı şirketin borca batık olmadığının beyan edildiği, davacı şirketin mali durumunun varsayımlara göre değil rayiç değerlere göre hesap edilmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın esasına ilişkin son derece önemli bir husus ve delil saptanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Müdahil vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmektedir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Müdahil … Ltd Şti vekili istinaf talebinin kabulüne, İlk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Müdahil .. Ltd Şti vekili istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Malıkemesinin 13/09/2017 Tarih ve 2014/665 E. 2017/751 K.sayılı kararı HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın Müdahil ..Ltd Şti’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Müdahil .. Ltd Şti’nin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/02/2018