Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/737 E. 2018/869 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/737 Esas
KARAR NO : 2018/869
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2017 (Ara Karar Tarihi)
TALEP : İHTİYATİ TEDBİR
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 20/06/2017 tarihli dava dilekçesi ile 21/05/2017 tarihli Kooperatif Genel Kurul toplantısında alınan kararların iptali talebiyle açtığı davada genel kurulunun 6. gündem maddesinde yer alan “….tahliye taahhütnameleri düzenlemeye kooperatif adına yönetim kuruluna yetki verilmesi” maddesinin uygulanması halinde mağduriyetlere sebebiyet verebileceği, ileride telafisi mümkün olmayan zararların meydana geleceğinden, tahliyeler gerçekleşirse mahkememizce verilecek kararın konusuz kalacağı anlaşıldığından kooperatif yönetim kuruluna verilen bu madde kapsamında yetki itibariyle “Tahliye Taahhütnameleri Düzenlemeye” ilişkin kararın ihtiyati tedbir yoluyla uygulanmasının durdurulmasını talep etmiş, mahkemece 04/12/2017 tarihli ara kararla talep kabul edilerek bu maddenin uygulanmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekilinin itirazının 14/12/2017 tarihli duruşmada reddi üzerine yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davalı … vekili istinaf taleplerinde; Davacılarında içinde bulunduğu 96 adet işyerinin boşaltılması için Kooperatif Kurul toplantısı öncesinde tüm üyelerle yapılan toplantı ve istişareler sonucu kararlaştırılan ve kooperatifin akibeti için zorunlu olan 24.02.2017 tarihli protokol düzenlenerek 31.12.2017 tarihinde işyerlerinin tahliye edileceğinin zaten taahhüt edilerek imzalandığını, karara bağlandığını, bu protokolün kooperatifin yaşaması ve amacı olan işlerini yapması için yaşamsal öneme sahip olduğunu, davacıların da bu protokola itirazları olmadığını, protokol ile kaybedileceği kesin olan davalar ve onların sonucun da çıkan ve çıkacak olan kira farklarından ve diğer hukuki yaptırımlardan yaklaşık Altı Milyon Türk lirası gibi bir tazminattan kooperatif ve 380 üyesisinin kurtulduğunu, bu protokolün yapılmamış olması halinde kooperatif üyelerinden bir yıl içinde toplayacağı aidat ve diğer tüm ödentileriyle birlikte ve hiçbir harcama yapmasa dahi karşılaması mümkün olmayan bir borç batağına batmış olacaklarını, taşınmazların/dükkanların kaçak ve ruhsatsız, mimari ve statik olarak ömrünü tamamlamış tehlike arz eder duruma geldiğinden kentsel dönüşüm kapsamına alındığını, bu kapsamda da yıkılmasının an meselesi olduğunu davacılar dahi tüm üyelerin bildiğini, bu manada arsa sahipleri tahliye etmeseler dahi o yapılarda durmalarının zaten mümkün olmayacağını, tahliye taahhütnamesi verilmemiş olsa bile adı geçen tahliyelerin zaten yapılacağını, davacıların adı geçen dükkanlarda kiracı olmadıklarını, kiracının kooperatif olduğunu, kooperatif tarafından kendileri ile ne kira kontratı ne de tahsis belgesi hiçbir hukuki dayanakları olmadığını, istinaf incelemesi sonucu verilen tedbir kararının bu karara itirazın reddine ilişkin kararın ortadan kaldırılmasına, karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi davacı vekiline 06/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine cevap verilmemiştir.
Davalı kooperatifin, 21/05/2017 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısının 6.maddesindeki tahliye taahhüdüne konu yerde kiracı, Balıklı Rum Hastanesi Vakfının ise Kiralayan olduğu, davalı kooperatifin üyeleri olan davacıların ise kiracı sıfatlarının bulunmadığı, 3.kişi konumunda oldukları, genel kurul toplantısından önce 24/02/2017 tarihinde protokol düzenlenerek zaten tahliye taahhüdünde bulunulduğu, dava sonucu elde edilebilecek bir hakkın ihtiyati tedbir kararı ile elde edilmesinin mümkün olmadığı, ilk derece mahkemesinin kararının doğru olmadığı anlaşıldığından tedbir kararındaki muhalefet şerhi ve davalı vekilinin istinaf taleplerindeki gerekçeler yerinde görülmekte ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmektedir.Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/12/2017 Tarih ve 2017/581 E. . Sayılı İhtiyati Tedbir Ara Kararı ile bu karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin 10/01/2018 tarihli kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE,
2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/12/2017 Tarih ve 2017/581 E. . Sayılı İhtiyati Tedbir Ara Kararı ile bu karara karşı davalı vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin 10/01/2018 tarihli kararların ayrı ayrı KALDIRILMASINA,
3-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı tarafından peşin yatırılan 35,90 İstinaf Karar Harcı + 98,10 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 70,00 TL yapılan istinaf yargılama giderleri ile toplam 204,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
5- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.2 ve 362/1-f Maddeleri gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.16/05/2018