Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/724 E. 2021/124 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/724 Esas
KARAR NO: 2021/124
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2017
NUMARASI: 2017/326 Esas, 2017/767 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alt işveren sıfatı ile dava dışı Hüsnü Şimdi isimli işçiyi davalı şirketin yaptığı inşaat alanında 26.05.2006-31.01.2008 tarihleri arasında 1 yıl 11 ay 4 gün süreyle güvenlik hizmet işinde belirli süreli güvenlik personeli olarak çalıştırdığını, işçi tarafından müvekkili şirkete Bakırköy 7. İş Mahkemesinin 2008/30 esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları için dava açıldığını, söz konusu davanın dava dışı işçi lehine sonuçlandığını, mahkeme ilamının Üsküdar … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, tazminat miktarının tamamının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ödenen miktardan davalı şirketinde sorumlu olduğunu, davalı şirketin öncelikle asıl işveren sıfatına sahip olması nedeniyle işçinin tüm alacaklarından tek başına sorumlu olduğuna karar verilmesini, aksi halde müvekkili tarafından ödenen bedelin yarısı olan 4.871,01 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işçi tarafından açılan davanın kendilerine ihbar edilmediğini, 6552 sayılı kanunun 8. maddesindeki asıl işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olduğuna dair hükmün kamu kurum ve kuruluşları için geçerli olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince işçilik alacaklarından sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesince; dava dışı işçinin tüm çalışmasının davacının yanında olduğu, işçinin başka bir alt işverenin yanında çalışmadığı, kaldı ki, başka bir alt işveren yanında çalışması bulunsa dahi, davacı tarafından işçiyi çalıştıran alt işverene rücu edilmesi gerekeceği bu halde dahi davalıya rücu imkanı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; mahkeme kararında gerekçe bulunmadığını, davanın neden reddedildiğinin açıklanmadığını, hükmün bu sebeple bozulması gerektiğini, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, bilirkişinin rücu konusunda uzman olmadığını, HMK gereğince dosyanın hukukçu bilirkişiye verilemeyeceğini, mahkemenin yasanın emredici hükmüne aykırı davranarak, hukukçu akademisyenden rapor aldığını, bunun manidar olduğunu, müvekkili şirket tarafından haciz baskısı altında ödenen bedelin Borçlar kanunu 167. Maddesi gereğince rücu edilebileceğini, mahkemenin konu ile ilgili Yargıtay kararlarını ve kanunun ilgili maddesini ve sözleşme içeriklerini gözardı ettiğini, davalı ile imzalanan ihale şartnamesinde tüm işçilik alacaklarının yüklenici şirketler tarafından karşılanacağına dair açıkça yazılmış bir hüküm bulunmadığını, bu sebeple rücuya engel bir durum bulunmadığını, müvekkili şirketin davalıya fatura etmiş olduğu personel ücret ve varsa ücret zammı ve diğer ücret alacaklarını KİK hükümleri gereği davalıdan alarak personellere ödediğini, davanın reddedilmesi halinde, müvekkilinin hiç almadığı bir gideri kendi bünyesinden ödemeye zorlanmış olacağını, müvekkilinin hiç almadığı bedeli ödemesinin müvekkilini haksız kazanç kaybına uğratırken davalıyı da sebepsiz zenginleştireceğini, davalı şirketin kendisi tarafından yerine getirilmesi gereken kanundan doğan yükümlülüklerini, müvekkili şirketin yerine getirdiğini, müvekkili şirketin bir nevi aracı şirket konumunda olduğunu, müvekkili şirket ile Bakanlık arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinde işçi haklarından dolayı müvekkil şirketin sorumlu olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını, davalı şirketin, dava dışı işçinin asıl işvereni olduğunu, müvekkili şirketin çalışanların sadece özlük işlerini, asıl işveren davalı ile Bakanlık yetkililerinin talimatları doğrultusunda yerine getirdiğini, işçiler üzerinde yönetim hakkının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen bedelin rücu’an tazmini istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik haklarının davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. İş ve Sosyal Güvenlik alanında uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen 21.01.2016 tarihli raporda; davacı şirket ile davalı Şirket arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi bulunduğu, dava dışı işçi … gerçek işvereninin alt işveren davacı …. Tic Ltd. Şti olduğu, Alt işverenin dava dışı işçiye karşı sorumluluğunun doğrudan sözleşmeye dayandığı, asıl işveren sıfatını taşıyan … Tic. A.Ş.’nin sorumluluğunun İş Kanununun 2. Maddesine dayandığı, bu sorumluluğun yasadan kaynaklanan ikinci derecede (tali) bir sorumluluk olduğu, İş Kanunu’nun 2. maddesinin 6-7. maddelerinin emredici hükmü gereğince asıl işveren davalı şirketin yasa gereği asıl işveren sıfatıyla başkasının (alt işverenin) sözleşmeden doğan borcunu ödediği takdirde halefiyet ilkesi uyarınca ödediği tutar kadar alt işverene karşı alacaklı hale geldiği, somut olayda ise, tam tersine olarak, dava dışı işçinin işvereni (alt işveren) tarafından ödenen işçilik alacaklarının asıl işverenden talep edildiği, bu talebin hukuki dayanağının bulunmadığı bildirilmiştir. Bakırköy 7. İş Mahkemesinin 2008/30 esas sayılı dosyasında dava dışı işçi Hüsnü Şimdi tarafından bir kısım işçilik haklarının ödenmediğinden bahisle davacı işveren aleyhinde alacak davası açtığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dava dışı işçinin ilamı Üsküdar …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icraya koyduğu, takibe konu bedelin davacı tarafından ödendiği, iş mahkemesi ilamına göre işçinin hizmet süresinin işveren sıfatıyla davacı bünyesinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici tarafından yerine getirilecektir. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. (Yargıtay 23. HD’nin 2017/2497 Esas, 2020/2808 Karara sayılı kararı)Taraflar arasında … toplu konut projesinde yer alan konut inşaat şantiyesinin ve çevresinin güvenlik ve emniyetinin taşeron davacı tarafından yerine getirilmesi konusunda sözleşme imzalanmıştır. Taşeron sözleşmesinin ‘Taşeronun Sigorta ve SSK Yükümlülüğü” başlıklı 11/2. Maddesinde “Taşeron, işverenin sigortalısı altında bir numara alarak faaliyete başlayacaktır. Taşeron yanında çalıştırdığı işçileri 506 sayılı Sigorta Kanunu’na göre sigortaya kaydettirip işe giriş bildirgesi ve iş yeri bildirgesinin bir nüshasını işverene verecektir… Taşeron sigortalılarca imzalı ücret bordroları ile kurama verdiği belgelerin ve ödeme makbuzlarının bir örneğini kanuni süreyi takip eden 7 iş günü içinde verecektir. Kuramca tahakkuk ettirilecek her türlü zarardan taşeron sorumla olacaktır” ‘Şantiye Talimatları” başlıktı 15/4.maddesinde ise taşeronun çalıştırdığı bütün personelin, dini ve diğer geleneklerine, resmi tatil vb bayram günlerine riayet edeceği, çalışma süresi, sigorta, sosyal güvence vb. tüm kanuni haklarını temin edeceğine yer verilmiştir.Somut olayda, dava dışı işçinin hizmet sürelerinin davacı yüklenicinin hizmet dönemi içinde kaldığı ve işçinin talep ettiği işçilik alacaklarının, taşeron davacı yüklenici nezdinde çalıştığı döneme ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalan sözleşmede bu giderlerden asıl işverenin sorumlu olduğuna dair hüküm bulunmadığı, 4857 SK’nun 2/6. Maddesinde düzenlenen davalı sorumluluğunun işçilere karşı müteselsil tali sorumluluk olduğu, mahkemece tesis edilen karada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 134,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 119,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/01/2021