Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/721 E. 2021/107 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/721 Esas
KARAR NO : 2021/107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2017
NUMARASI : 2016/405 Esas, 2017/1033 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 11/04/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif tarafından 79 parsel üzerinde bulunan Sarıyer ilçesinde bulunan … … Blok ….Kat … numaralı bağımsız bölümün müvekkiline devrinin yapıldığını, taşınmazda İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/15 Değişik İş dosyası ile yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporundan bağımsız bölümün yaklaşık 104.89 metrekare net kullanım alanına sahip olduğunun tespit edildiğini, ancak davalı tarafça düzenlenen makbuz sureti incelendiğinde anılan taşınmazın 175,08 metrekare olarak gösterildiğini ve %18 oranında KDV uygulandığını, müvekkilinin eşi tarafından 157.437,00 TL’nin KDV ödemesi açıklaması ile 30/10/2013 tarihinde banka hesabına ödendiğini, net büyüklüğün 150 metrekare altında olduğu dikkate alındığında, KDV Kanunu, Bakanlar Kurulu Kararı, Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığı özergeleri, sirkülerleri ve mevzuat gereği %1 oranında KDV uygulanması gerektiğinin açıkça ortada olduğunu, bu doğrultuda müvekkilinden hukuka aykırı olarak tahsil edilen bedelin iadesi için 17/02/2016 tarihli noter ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini, müvekkiline devri yapılan taşınmazın net alanının 150 metrekarenin altında olduğundan ve tapu kayıtları yada yapı ruhsatında ne olarak tescil edildiğine bakılmaksızın fiilen konut olarak kullanıldığından davalı kooperatif tarafından açıkça hukuka aykırı olarak %18 oranında KDV uygulandığını iddia ederek müvekkilinden tahsil edilen 157.437,00 TL’den %1 oranında KDV’nin mahsup edilmesi sonucunda bakiye 148.683,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, … parselde kayıtlı taşınmazın ferdileşme işlemi nedeniyle mülkiyetinin davacıya tahsis sebebiyle devir ve temlik edildiğini, davanın davalısının müvekkili kooperatif olmayıp Maliye Bakanlığına izafeten Sarıyer Vergi Dairesi olması gerektiğini, davacı tarafın dava açarken taşınmaz vasfında esaslı hata yaptığını, çünkü taşınmazın konut vasfında olmayıp turizm tesis alanında … olarak müstakil apart birimlerden inşa edilen beş adet blok yapıdan oluşan … isimli turizm tesislerinden oluşan yapılar olduğunu, bu durumda taşınmazın kullanım amacına bakılmaksızın ticari vasıflı bir taşınmaz kabul edildiğini, metrekare büyüklüğüne bakılmaksızın devir ve tescil işlemlerinde %18 KDV ödenmesine tabi tutulduğunu, sonuç olarak kooperatif yetkililerine 2015 tarihli sunulan vergi dairesi ve gelir idaresi başkanlığının konunun muhatabı olduğunu, 08/09/2015 tarihli yapı ruhsatında turistik tesis olarak tanımlanan konut olarak inşa edilip konut olarak teslimi gerçekleştirilecek taşınmazlara uygulanması gereken KDV oranı başlıklı özergede açıkça düzenlendiği gibi bahse konu taşınmazların %18 KDV’ye tabi olduğunu, diğer yandan kooperatifin kapsamlı bir vergi incelemesinden ve denetimden geçtiğini, 16/05/2015 tarihli vergi inceleme raporunun düzenlendiğini, buna istinaden Hisar Harçlar Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından KDV’nin eksik gösterildiğinden bahisle ek tahakkuk yapıldığını, davacınında 175.654,86 TL ek KDV ödemesi gerektiğinin tarafına bildirildiğini, müvekkili tarafından 17/02/2016 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davacı …’ın dava tarihinden sonra 14/09/2016 tarihinde vefatı sonrasında mirasçıları tarafından dava takip edilmiştir. İhbar olunan Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğüne izafeten İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde; öncelikle KDV ile ilgili davanın görünmesi gereken yerin vergi mahkemesi olduğunu, konu ile ilgili olarak davacının satın aldığını ileri sürdüğü gayrimenkulün kurulu bulunduğu arsa üzerinde kuruluş amacı, kuruluş planlaması, satın alındığı ileri sürülen gayrimenkulün kümulatif proje içerisindeki yeri, net ve brüt kullanım alanları, bahse konu gayrimenkulün planlama ve kullanım amacına yönelik ispat edici belgelerin birer örneğinin yapımcı firma olan daireleri mükellefi kooperatiften 13/04/2017 tarihli yazı ile istendiğini, yazı ekinde mahkemeye sunulduğunu, dava konusu gayrimenkulün 3065 sayılı KDV Kanununda konut istisnası hakkı tanınan mesken amaçlı üretilmiş konut olmayıp alım satım konusu mülkün beş bloklu apart otel arsası üzerine apart otel projesi ile inşa edilmiş olup ticari gaye ile alım satıma konu edilmek üzere üretilmiş ticari emtia niteliğine haiz gayrimenkul olduğu, alım satım konusu gayrimenkulün brüt kullanım alanının 150 metrekare olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, Sarıyer Belediye Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen yanıtta, dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu taşınmazın imar işlem dosyasında yapılan inceleme neticesinde 60 adet bağımsız bölüm için apart otel olarak 18/03/2014 tarihli ve ilgili sayılar ile yapı kullanma izin belgesi düzenlendiğinin bildirildiği, davacıya tahsis edilen taşınmazın çatı arasına piyesi olan apart birim vasfını taşıdığı, 29 sayılı yapı kullanma izin belgesinde apart otel şeklinde turizm tesisi olarak belirlendiği, amacı dışında kişisel konut olarak kullanılmasının kişisel bir tercih olduğu, inşaat ruhsatına yapı kullanım izin belgesine, tapusuna göre taşınmazın konut niteliğini taşımadığı, davacıya da fiilen konut olarak kullanılmak üzere teslim edildiğinin ispat edilemediği, her zaman apart otel olarak kullanılabilmesinin mümkün olduğu, KDV oranlarının KDV Kanunun 28.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 30/12/2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile kararnameye ekli 1 sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, iki sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bu listede yer almayan vergiye tabi işlemler için %18 olarak kabul edildiği, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından sunulan 26/04/2017 tarihli yazıda dava konusu gayrimenkulün 3065 sayılı KDV Kanununda konut istisnası hakkı tanınan mesken amaçlı üretilmiş konut olmayıp, beş bloklu apart arsası üzerine apart otel projesi ile inşa edilmiş olduğu, ticari gaye ile alım satıma konu edilmek üzere üretilmiş ticari emtia niteliğine haiz bir gayrimenkul olduğunun bildirildiği, 16/12/2010 tarihli Gelir İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünün yazısında da net alanı 150 metrekareye kadar konut teslimlerinin %1 oranında KDV’ye dahil olduğu, projesinde turistik otel, rezidans yapı ruhsatında apart otel, tapu kayıtlarında ise apart daire olarak kayıtlı olan gayrimenkullerin fiilen konut olarak teslime konu edilmesi durumunda %1, konut harici tesliminde %18 oranında KDV uygulanacağının bildirildiği, tapu kaydında dava konusu taşınmazın ana niteliğinin beş blokla apart otel ve arsası bağımsız bölümünde çatı arasında piyesi olan apart birim olarak yer aldığı, yapı kullanma izninin apart otel olarak verildiği, taşınmazın fiilen konut olarak kullanmak üzere teslim edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin yer almadığı, davacının kendisinden %1 oranında KDV alınması yolundaki iddiasının 3065 sayılı KDV Kanunun birinci maddesine Gelir İdaresi Başkanlığının 08/08/2011 tarihli sirküleri ile yapılan düzenlemelere uygun olmadığı, hüküm vermeye elverişli, denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar davacı … mirasçıları vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı … mirasçıları vekili istinaf nedenleri olarak; ilk derece mahkeme kararının ayrıntılı olarak tekrarı ve dava dilekçesindeki iddialar kısmen tekrar edildikten sonra, mahkemede yerinde keşif yapılması ve satın alınan yerin 4-5 yıldan beri mesken olarak kullanıldığı, su, elektrik ve doğalgaz faturalarının mesken olarak kesildiği ve aynı taşınmazlar üzerinde 45-50 bağımsız dairenin mesken olarak kullanıldığının keşifle tespit edilmesi gerektiğinin taraflarınca ısrarla talep edilmesine rağmen maddi vaka tespit edilmeden hüküm tesis edildiğini, mahallinde bilirkişi incelemesinin yapılmış olması halinde asgari on kişinin keşif mahallinde hazır bulunarak buraların mesken olarak yapıldığını, kendilerine mesken olarak tahsis edildiğini, fiilende mesken olarak teslim aldıklarını kesin bir şekilde ifade edeceklerini, kendilerinden parayı kooperatifin tahsil ettiğini, bu paranın vergi dairesine KDV olarak yatırıldığını hiçbir belge ve makbuzun ısrarlarına rağmen verilmediğini, kendilerinin o taktirde ilgili vergi dairesine karşı davalarını açacaklarını, yetkisiz ve bilgisiz kişilerin kooperatifin vergi tahsilat makamı olduklarını kabul ettiklerini, zaten kendilerinin satın aldığı meskenlerin bulunduğu yerde diğer mesken sahiplerinden %1 KDV’nin tahsil edildiğini, buradan davalı kooperatifçe mevzuatın emrettiği hükümlere göre değil kimden ne kadar alınabilinirse alınsın mantığıyla hareket edildiğini iddia ederek, öncelikle mahallinde keşif yapılıp tanık delilleri kapsamında diğer maliklerin dinlenerek yargılama yapılmasını, söz konusu KDV’yi ödemek zoruna kalan biçare müteveffanın sesini dile getirmeye çalıştıkları huzurdaki dosyada objektif olarak değerlendirilerek delillerin karar verilmesini talep ettiklerini iddia ederek kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;Dava, kooperatif üyesine devri yapılan taşınmazla ilgili olarak fazla miktarda KDV oranını uygulanarak tahsil edildiği iddia edilen bedelin istirdadına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, dava konusu taşınmazın kooperatif üyesi olması nedeniyle davacı üyeye tashihi neticesinde ferdileşmesiyle birlikte tapuya tescil edildiği, davalı kooperatif tarafından davacı adına 17/04/2014 tarihinde dava konusu 11 nolu dairenin devri ile ilgili olarak 875.400,00 TL alacak ve bu alacağa uygulanan %18 KDV tutarı 157.572,00 TL olmak üzere toplam 1.032.972,00 TL fatura düzenlendiği, davacı tarafından faturada yer verilen KDV ile ilgili olarak 30/10/2013 tarihinde 157.437,00 TL tutarında ödemenin davalı kooperatif hesabına yatırıldığı, davacı ve dava dışı taraflarca davalı kooperatif ve dava dışı … San Tic A.Ş. hakkında İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/15 Değişik iş sayılı dosyasında tespit talebinde bulundukları, 30/03/2016 tarihli tespit bilirkişi raporunda tespite konu bağımsız bölümlerin icra edilen keşifte mesken mi, apart birim mi olarak kullanıldığının tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği, ayrıca talep edenlere ait taşınmazların diğer özelliklerine yer verildiği, davacıya ait … Blok …. Kat 11 nolu bağımsız bölümün dubleks olduğu, alt katın giriş holü, salon + mutfak, yatak nişi, mutfak nişi, banyo – wc, balkon ve dahili merdivenle irtibatlı üst katın hol, banyo – wc’li oda ve dolap odasından oluştuğu, yaklaşık 104,89 metrekare net kullanım alanlı olduğunun belirtildiği, Sarıyer Tapu Müdürlüğünün 11/05/2016 tarihli cevabı yazısına ekli tapu kayıt örneğinde bağımsız bölümün niteliğinin çatı arasında piyesi olan apart birim olarak belirtildiği, Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi İdaresi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğünün 08/09/2015 tarihli yazısında yapı ruhsatında turistik tesis olarak tanımlanan konut, rezidans olarak inşa edilip, konut olarak teslimi gerçekleştirilecek taşınmazlara uygulanması gereken KDV oranı konusunda görüşlerinin istendiği, buna göre 3065 sayılı KDV Kanunun 1/1.maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğunun hükme bağlandığı, KDV oranlarının KDV Kanunun 28.maddesinin verdiği yetkiye istinaden yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile tespit edildiğinin belirtildiği, mahkeme gerekçesinde ifade edilen oranların yazıldığı, ana taşınmazın projesinde apart otel ( müstakil apart birimler şeklinde ) kullanım amacının gösterildiği projenin bu şekilde 24/11/2011 tarihinde tasdik edildiği, ödenecek KDV tablosunun ek listede gösterildiği, söz konusu ekli listenin 28.sırasında davacının yer aldığı, KDV tutarının %18 karşılığında 157.437,00 TL olarak yer verildiği, Sarıyer Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün cevabı yazısında turizm merkezi kapsamında kaldığının belirtildiği, turizm tesis alanında kaldığının ifade edildiği, kooperatif tarafından 24/09/2013 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeleri adına tahsisen ferdileşme sureti ile tescil işlemlerinin yapılmasına karar verildiği, 18/03/2014 tarihli yapı kullanma izin belgesinin mevcut olduğu, 16/06/2015 tarihli davalı kooperatifle ilgili düzenlenen vergi inceleme raporunda, inceleme konusunun KDV olarak yer aldığı, sonuç olarak 14/10/2010 – 2014 tarihleri arasında Şişli, 02/05/2014 tarihinden sonrada Sarıyer Vergi Dairesi Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren kooperatifin 2014 yılı hesap ve işlemlerinin KDV yönünden tam olarak incelenmesi neticesinde raporun 4.3.bölümünde açıklandığı üzere toplam 9.637.914,07 TL KDV’nin 213 sayılı V.U.K.’un 30.maddesinin 4 ve 6.bentleri gereğince mükellef kurum adına resen tarh edilecek vergiler üzerinden bir kat vergi ziya cezası kesilmesi kararı alındığı, davacı ve dava dışı … tarafından 17/02/2016 tarihli davalı kooperatife noter ihtarnamesi gönderilerek satış sureti ile devri yapılan dairelerin satış bedeli üzerinden hukuka aykırı olarak %18 oranında KDV adı altında tahsil edilen bedelden %1 oranında belirlenen KDV’nin mahsubu ile bakiye bedelinin iadesinin ihtar edildiği, dosyaya ibraz edilen dava dışı kişiler adına düzenlenen fatura örneklerinin bir kısmının %1 oranında KDV’li şeklinde, bir kısmının ise %18 KDV oranında düzenlenmiş olduğu, davalı kooperatif tarafından davacı ve dava dışı … göndermiş olduğu ihtarnameye Beşiktaş …. Noterliğinin … yevmiye nolu 22/02/2016 tarihli ihtarname ile cevap verildiği, verilen cevabı ihtarnamede vergi usul yasası gereğince bahse konu taşınmazların turizm / ticari alan olarak değerlendirildiği, konut değil turistik apart otel vasfında olduğu, bu sebeple %18 KDV ödenmesinin zorunlu bulunduğu, kapsamlı vergi incelemesi ve denetimi neticesinde 16/05/2015 tarihli raporun düzenlendiği, buna istinaden Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından KDV’nın eksik gösterildiğinden bahisle ek tahakkukun yapıldığı, davacının ise 175.654,86 TL ek KDV ödemesi gerektiğinin kendilerine bildirildiği belirtilerek üç gün içerisinde söz konusu bedelin ödenmesinin talep edildiği, davacının ise ihtarnameye verilen cevap ve karşılık ihtarname sonrasında iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır.Taraflar arasında; davacının davalı kooperatifin üyesi olduğu, kendisine tahsis edilen taşınmazın ferdileşme ile adına tescil edildiği, davalı kooperatif tarafından %18 KDV oranı nispetinde fatura düzenlendiği, KDV bedelinin davacı tarafça ödenmiş olduğu, söz konusu bağımsız bölümlerin ve ana taşınmazın apart otel niteliğinde olduğu hususlarında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık; fiilen konut olarak kullanıldığı iddia edilen bağımsız bölüm ile ilgili olarak davalı kooperatif tarafından düzenlenen faturada %18 oranında KDV oranının uygulanmış olmasının ve bu oranda KDV’nin tahsil edilmiş olmasının yerinde olup olmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı ile eksik inceleme sonucunda karar verilip verilmediğidir.13/11/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davalı kooperatifin maliki bulunduğu 79 parselde kain 6.932,83 metrekare yüz ölçümlü arsanın 11/03/1998 tarihine kadar Boğaziçi alanı Geri Görünüm Belgesi sit alanı içerisinde kaldığından her türlü yapılaşmaya, imara kapalı olduğu, 11/03/1998 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İstanbul Sarıyer / İstinye’nin Turizm Merkezi kapsamına alındığı, 1/1000 ölçekle koruma amaçlı uygulama imar planında turizm tesis alanı lejanında turizm amaçlı yapılaşmaya açıldığı, davalı kooperatifin dava dışı yüklenici …Tic A.Ş. ile yaptığı düzenleme şeklinde satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici tarafından apart otel – müstakil apart birimler şeklinde inşa edilecek turizm tesisinin %38’inin davalı kooperatife ait olacağının kararlaştırıldığı, yüklenici tarafından alınan yapı ruhsatına istinaden turizm tesisi inşaatının 18/03/2014 tarihinde tamamlanarak belediyeden yapı kullanma izin belgesinin alındığı, yapılan ferdileşme işlemi sonucunda davacıya tapu senedinin beş bloklu apart otel ve arsası vasıfla ana yapının çatı arasında piyesi olan apart birim vasıflı bağımsız bölümün mülkiyetinin davalı kooperatif tarafından davacıya devredildiği, apart otel olarak tanımlanan konaklama tipinin ya apartman ya da villa şeklinde yapılaştığı, davacının 157.572,00 TL tutarındaki KDV borcuna karşılık davacının kooperatife 157.437,00 TL ödemiş olduğundan davalının davacıdan 135,00 TL bakiye KDV alacağı bulunduğu, davacı tarafın davalı kooperatifçe kendisine tahsis ve teslim edilen bağımsız bölümün KDV Kanunu yönünden ticari yapı niteliğinde olmayıp konut niteliğinde ve 150 metrekareden düşük olması sebebiyle davalı kooperatife ödemesi gereken KDV tutarının davalının %18 üzerinden fazladan tahsil ettiği iddiasına ilişkin istirdatına yönelik talebinin 3065 sayılı KDV Kanunun 1.maddesi ve T.C. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 08/08/2011 / KDVK – 60/2011-1 nolu sirküleri ile yapılan düzenlemelerle bağdaşmadığı belirtilmiştir.Davacılar vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz ederek, istinaf dilekçelerindeki iddialarında ileri sürdükleri gibi fiilen söz konusu yerin konut olarak kullanıldığını belirtip, hukukçu ve maliye bakanlığı ile ilişkili yeni bir heyetten durumu değerlendirir rapor alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, bilirkişi raporuna karşı bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporu ve ilgili birimlerden gelen cevabı yazılara göre davanın reddine karar verilmiştir.Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.Bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde açıklandığı, mahkeme gerekçesinde yer verildiği ve ilgili birimlerin cevabı yazılarına göre, davacı üyenin maliki olduğu taşınmazın ticari nitelikte apart otel olduğu, söz konusu bu durumun gerek tapu kaydında ana taşınmazın vasfında gerekse bağımsız bölümde açıkça gösterildiği, bu halde fiilen dava konusu bağımsız bölümün konut olarak kullanılmasının tapu kaydındaki vasfını değiştirmeyeceğinden ve bu konuda mahallinde keşif yapılarak tanık dinlenilmesinde hukuki yarar olmayacağından davacı vekilinin buna ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve özellikle tapu kaydında ticari nitelikte apart otel olan bağımsız bölümle ilgili olarak düzenlenen faturada, 3065 sayılı KDV Kanunu, V.U.K Genel Tebliği ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında, %18 üzerinden KDV oranının uygulanmış olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak davacı … mirasçılarının istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/405 Esas, 2017/1033 Karar ve 11/12/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı … mirasçılarının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan peşin olarak yatırılan 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye119,20 TL harcın davacı … mirasçılarından tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince hükmün tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/01/2021