Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/706 E. 2020/2113 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/706 Esas
KARAR NO: 2020/2113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/11/2017
NUMARASI: 2014/1441 Esas, 2017/994 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden
Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 08.07.2014 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince iş bedelinin aylık 12.000 TL+ KDV olarak belirlendiğini, davalının altı (6) ay süreyle iş karşılığı bu bedeli ödemeyi kabul ettiğini, davalının sözleşmenin 5.1 maddesinde de yer alan 6 aylık hizmet süresinin sonunu beklemeden Bursa … Noterliğinin 08.09.2014 gün ve … yevmiye nolu ihtarıyla sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, müvekkili şirket tarafından davalıdan kaynaklı eksikliklerden doğan aksamalar hariç bütün reklam ve tanıtım faaliyetlerini fazlasıyla yerine getirdiğini, müvekkil şirketten kaynaklı bir kusur ve zararın bulunmadığını, davalının sözleşmeyi sudan sebeplerle tek yanlı fesh ederek müvekkili şirkete olan borcundan kurtulmaya çalıştığını, müvekkili şirketin erken ve haksız fesihten dolayı 15.08.2014 tarihinde kestiği faturası da dâhil olmak üzere bakiye alamadığı 5 aylık toplam 60.000,00 TL ücret alacağı bulunduğunu, ayrıca davalının kusurlu seklide sözleşmeyi fesh etmesi nedeniyle de davanın ikamesi için yargılama gideri dışında 7.500,00 TL vekalet ücreti ödediğini, bu miktarında davalı tarafın haksız çıkması halinde karşılanmasını talep ettiklerini, haksız fesih sebebi ile müvekkili şirketin manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kadıyla, müvekkilinin sözleşme yüzünden uğramış olduğu zararın ve kar mahrumiyetinin karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.000,00 TL’nin ticari faiziyle beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 28.07.2017 tarihli dilekçesi ile 10.000,00 TL’lik maddi taleplerini 14.000,00 TL arttırmak suretiyle 24.000,00 TL’ye çıkartmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kısmi dava açılamayacağını, sözleşmenin haklı nedenlerle sözleşmenin 6 maddesinde belirtilen hakka dayalı olarak 30 gün öncesinden ihbar etmek suretiyle feshedildiğini, davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, bir an aksi düşünülse dahi sözleşmenin 10.10.2014 tarihinden sonra fesih ihbarı nedeniyle tazminatsız ortadan kalkacağından davacının ancak Ağustos ayına ait 12.000,00 TL’lik sözleşme bedelini isteyebileceğini, manevi tazminat taleplerinin de diğer talepleri gibi haksız ve yersiz bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmenin 6. maddesi gereğince sözleşmeyi feshettiği, fesih tarihine kadar davacının talep edebileceği 3 aylık ücret alacağı 36.000,00 TL ile temmuz ayı faturasından kaynaklı 2.160,00 TL KDV alacağının ve sözleşme gereği bir kez ödenecek olan 5.000,00 TL olmak üzere toplam 44.060,00 TL alacağı olduğu, davalı tarafından davacıya 20.060,00 TL ödeme yapıldığı, davacının davalıdan 24.000,00 TL ücreti talep edebileceği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığından bahisle davanın kısmen kabulü ile 24.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, 11.04.2015 tarih ve 29323 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 01.04.2015 tarih ve 6644 Sayılı HMK 109/2. fıkrasını yürürlükten kaldıran yasa yürürlükte olmadığından HMK 109/2 fıkrası gereğince davanın dinlenemeyeceğini, mahkemece, ön inceleme duruşmasının 3 nol’lu ara kararı uyarınca, davacı tarafa 50.000,00 TL üzerinden bakiye harcı yatırması için HMK 150. maddesi kapsamında iki haftalık mehil verildiğini, davacının, dava dilekçesinin 4. sahifesinde, 7.500,00 TL vekalet ücreti talep ettiğini, ancak bu talebini dilekçesinin “sonuç ve istem” bölümüne taşımadığını, bu halde, davacı tarafın, dava açılırken, 60.000,00 TL sözleşmeden kaynaklı olduğunu iddia ettiği alacak, 10.000,00 TL manevi tazminat ve 7.500,00 TL vekalet ücretine ilişkin maddi tazminat olmak üzere, ceman 77.500,00 TL üzerinden dava ikame etmiş olmasına karşın ilk derece mahkemesince usul ve yasaya olarak sadece 50.000,00 TL bakiye harcın tamamlattırıldığını, hüküm verirken de, 7.500,00 TL vekalet ücretine ilişkin maddi tazminatı kararına taşımadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, yeni bilirkişi raporu alınması yönündeki talep ve itirazlarının değerlendirilmediğini, aynı durumda başka bilişim şirketlerinin “google adwords” reklamlarında, “google firmasına” tıklama başına 1-8 TL teklif verip maliyetleri düşük tutmakta iken; somut olayda davacı tarafın, “tıklama maliyeti olarak” neredeyse 100 KATI oranında 800,00 TL gibi bir teklif verip, müvekkili şirketin maliyetlerini fahiş şekilde arttırdığını, bilirkişilerin bu durumu hatalı olarak değerlendirdiklerini, davacının ayıplı ifada bulunduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, haksız fesih iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın sözleşmede belirlenen ücrete ilişkin niteliği itibari ile kısmi dava niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinde belirtilen 7.500,00 TL’lik vekalet ücretinin yargılama gideri olarak talep edildiği anlaşılmakla davalının bu konudaki istinafları yerinde görülmemiştir. Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık, sözleşmenin davalı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği, tek taraflı fesih hakkının bulunup bulunmadığı, davacının sözleşmede belirtilen ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmıştır. İnceleme istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır. 01.07.2016 tarihli heyet raporunda; davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiği, taraflar arasında, sözleşme sonucunda elde edilen müşteri artış beklentisinden dolayı anlaşmazlık yaşandığı, sözleşmenin 6. Maddesinde davalıya tek taraflı fesih yetkisinin tanındığı, davalının, davacı tarafa gönderdiği 08.09.2014 ihtarname ile sözleşme ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 10.09.2014 tarihinden 30 gün sonraki tarih olan 10.10.2014 tarihi itibari ile sözleşmenin yürürlükten kalktığı, davacının, sözleşmenin akdedildiği 08.07.2014 tarihinden, feshedildiği 10.10.2014 tarihine kadarki ücretlerin tamamına hak kazandığı, sözleşmenin 5.2 ve 5.3 nolu maddeleri hükümlerine göre, davalının davacıya, aylık 12.000,00 TL + KDV tutarında ücret ile işin başında, bir defaya mahsus olmak üzere, 5.000,00 TL + KDV ücret ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının Temmuz ayı ücret tutarı olan 12.000,00 TL’yi 2 kez fatura ettiği, sebebinin anlaşılamadığı, Temmuz ayı ücret tutarı olan 12.000,00 TL’yi fatura etmiş olduğundan işbu tutarın KDV’sini de talebe hak kazandığı, diğer iki aylık ücret tutarlarını ise fatura etmemiş olduğundan, bunların KDV’sini talebe hak kazanmadığını, buna göre, davacının Temmuz ayı ücret tutarı olan 12.000,00 TL + 2.160,00 TL KDV = 14.160,00 TL + fatura edilmemiş olan Ağustos ayı ücret tutarı olan 12.000,00 TL + fatura edilmemiş olan Eylül ayı ücret tutarı olan 12.000,00 TL + fatura edilmiş olan, sözleşmenin başında bir seferlik ödenecek olan ücret tutarı 5.000,00 TL + 900,00 TL KDV = 5.900,00 TL olmak üzere, toplamda. 44.060,00 TL ücrete hak kazandığı, davalının cevap dilekçesinde, davacıya 20.060,00 TL ödeme yaptığını iddia etmişse de, bu iddiasına ispata ilişkin bir delil sunmadığı, taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıp yaptırmamak hususundaki taktirin mahkemeye ait olduğu, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı belirtilmiştir. Aynı heyet itirazların değerlendirildiği ek raporlarında; davalının 20.060,00 TL’lik ödeme dekontu ibraz ettiğini, bu miktarın düşümünden sonra davacı alacağının 24.000,00 TL olduğunu bildirmişlerdir. Taraflar arasında düzenlenen 08.07.2014 “Estetik International Dijital Pazarlama İş Sözleşmesi” incelendiğinde, davacının, saç ekimi ile ilgili olarak Sosyal medya hesaplarının yönetilmesi, dijital reklam kampanyalarının düzenlenmesi, kampanya için gerekli bannerların üretilmesi ve web sitelerinin SEO çalışmalarının yapılması işini üstlendiği, hizmet süresinin 6 ay olarak belirlendiği, iş için aylık 12.000,00 TL + KDV ücret ödenmesi; müşteri adayı datası toplanması için Facebook platformu için yapılacak uygulama için bir seferlik 5.000,00 TL + KDV ödenmesi ve müşteri adaylarının toplam değerinin 12.000,00 TL’yi geçmesi durumunda her müşteri adayı üzerinden 25,00 TL ücret ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davalı, Bursa …Noterliğinin 08.09.2014 tarih ve … yevmiye numaralı FESİH BİLDİRİMİ-FATURA İADESİ başlıklı ihtarnamesinde özetle; sözleşmede gerçekleştireceği taahhüt edilen edimlerin yerine getirilmediği, sözleşme ile hedeflenen amaca hizmet etmediği, hatalı çağrışımlar ve etkilenmeler yarattığı ve müşteri adayı oluşturulmadığı, sitede gerekli düzenlemelerin gerçekleştirilmediği, seo site içi optimizasyonun yapılmadığı, Google Advvords de başlatılan çok sınırlı reklamlarda da, “yara”, “yanık” gibi konu ile alakasız reklam verildiği, ayrıca tıklama başına maksimum maliyet ortalama 1- 8 TL olması gerekirken 800 TL gibi çok fahiş bir rakam teklifi verildiği belirtilerek sözleşmenin 7. Maddesi gereğince sözleşmenin askıya alındığı ve sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilen 30 günlük sürenin sonunda sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı bildirilmiştir. Fesih bildirimine ilişkin ihtarname, davacı tarafa 10.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiş ve bu halde de sözleşmenin 6. Maddesinde yer alan “…Taraflar, 30 gün öncesinden bildirmek kaydıyla, feshi ihbar süresinin sonunda sözleşmeyi sebep belirtmeksizin ve tazminatsız fesih edebilirler…” hükmüne dayalı olarak, sözleşme, 10.10.2014 tarihinden geçerli olmak üzere, fesih edilmiştir. Davalı sözleşmenin haklı olarak feshedildiği konusunda ispat vasıtası getirememiştir. Bu durumda 10.10.2014 tarihine kadar sözleşmede öngörülen ücreti ödemekle yükümlüdür. Davalı tarafından ibraz edilen 20.060,00 TL’lik ödemenin temmuz ayı faturası ile (12.000,00 TL + 2.160,00 TL KDV = 14.160,00 TL) ile sözleşmede bir defaya mahsus olarak ödenmesi kararlaştırılan 5.000,00 TL ( KDV’si ile 5.000,00 TL + 900,00 TL KDV = 5.900,00 TL ) olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği konusunda ispat vasıtası getiremediği, 08.07.2014 tarihli sözleşme gereğince sözleşmenin feshedildiği 10.10.2014 tarihine kadar davacının sözleşmede belirlenen ücrete hak kazandığı, temmuz ayı ücreti ile bir defaya mahsus ödenmesi kararlaştırılan 5.000,00 TL’nin KDV’si ile birlikte ödendiği, geri kalan 2 aylık ücrete ilişkin mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 1.639,44 TL harcın, davalı tarafça peşin yatırılan 373,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.265,48 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/12/2020