Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/703 E. 2020/2138 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/703 Esas
KARAR NO : 2020/2138
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/10/2017
NUMARASI : 2016/918 Esas, 2017/894 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili, 10/08/2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı borçluya yemek hizmeti verdiğini, müvekkilinin sipariş edilen yemekleri sipariş doğrultusunda hazırlayarak davalıya teslimatını yaptığını, yemek hizmet bedelini de faturalandırarak siparişlerle birlikte davalıya teslim ettiğini, davalı tarafın faturaya itiraz etmediği gibi fatura bedelini de ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takibe karşı borcunu çek ile ödediği gerekçesiyle itiraz ettiğini, çek ile ödemeye ilişkin itirazın gerçeği yansıtmadığını, haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin alacaklıya olan borcunu çek vererek ödediğini, fatura incelendiğinde görüleceği üzere faturanın kapalı olarak kesildiğini, yani bedelinin tahsil edilmesi nedeniyle kapalı fatura kesildiğini savunarak, haksız davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, söz konusu faturanın kapalı olarak düzenlendiği, kapalı faturanın bedelinin alındığına karine teşkil ettiği, bu karinenin aksinin davacı tarafça ispatlanabilmesi mümkün olduğundan ticari defterlerinin incelendiğini, bilirkişiden rapor alındığını, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacı tarafın, kapalı faturaya bağlanan bedelin ödenmiş olduğu yönündeki karinenin aksini ispat için sadece kendi ticari defterlerinin yeterli olamayacağı, davacı tarafın yemin deliline dayanmış olduğundan yemin teklifinin hatırlatıldığı, davacının yemin teklif etmeyeceklerini beyan etmiş olması nedeniyle kapalı faturanın ödenmiş olduğu yönündeki karinenin aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, iddia ve davalı tarafın savunmalarını tekrar ederek, mahkemenin raporun lehlerine olmasına rağmen söz konusu raporu dikkate almadığını, davalının takibe itirazında fatura bedelini çek ile ödediğini beyan ettiğinden fatura borcunu çek ile ödediğini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davalının cevap dilekçesinde delillerini bildirmiş olmasına rağmen ibraz etmediğini, ticari defterlerini de sunmadığını, 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi kapsamında, müvekkilinin iddiasının ispat ettiğinin kabulünün gerektiğini, davalının çek ile ödeme yaptığını belirtmiş olmasına rağmen çek suretini ibraz etmediğini, kapalı faturanın ödendiğine ilişkin teamül olması sebebiyle davalı tarafın borçtan kurtulmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceğini, taraflarınca aksinin ispatlandığını iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, fatura bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı tarafça, davalı hakkında 6.000,00 TL asıl alacak, 17,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.017,26 TL alacağın tahsili amacıyla 27/05/2016 tarihinde İstanbul Anadolu…. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun yasal süre içerisinde borca ve takibe itiraz ettiği, itirazında borcun çek ile ödendiğini, faturanın kapalı olarak kesildiğini, borcun bulunmadığını belirttiği, takip konusu faturanın davacı şahıs şirketi tarafından davalı şahıs şirketine yönelik olarak düzenlenmiş, 16/05/2016 tarihli KDV dahil 6.000,00 TL bedelli yemek bedeline ait kapalı fatura olduğu, davacının İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı, bu ilişkiye ait takip konusu faturanın düzenlenmiş olduğu hususlarında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, takip konusu faturanın kapalı fatura olması nedeniyle ispat külfeti kendinde olan davacı tarafça iddianın ispat edilip edilemediğidir.24/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalı tarafın ise ibraz etmediği, incelemeye ibraz edilen 2016 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin bulunduğu, davalı şirketi cari hesabın alıcılar hesabında izlediği, dava konusu olan 6.000,00 TL tutarındaki faturanın davacı defterlerinde kayıt altında olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte davalının takibe itiraz dilekçesinde borcun çek olarak ödendiğini beyan etmesi nedeniyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin şifahi anlaşmaya dayandığı kanaatinin edinildiği, sonuç olarak, davalı tarafın davacının fatura borcunu çek ile ödediğini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiği, faturanın açık mı yoksa kapalımı olup olmadığının bir öneminin bulunmadığı belirtilmiştir.Davacı vekili, 03/10/2017 tarihli zapta geçen beyanında, davalı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini ifade ederek beyanını imzası ile teyit etmiştir.Davalı vekili ise aynı celsede, zapta geçen beyanında, rapora itirazlarının olmadığını, ancak ödemeye ilişkin belgelerin tüm araştırmalarına rağmen bulamadıklarını, süre verirlerse araştıracaklarını beyan etmiştir.Salt fatura düzenlenmesi, alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Ancak somut olayda, davalı tarafın kabulü doğrultusunda taraflar arasında yemek hizmetine ilişkin sözleşmenin olduğu, sözleşme kapsamında davacının takip konusu faturaya ilişkin yemek hizmetini davalıya verdiği, davalının ise çek ile söz konusu fatura bedelini ödediğini savunmuş olması karşısında, tartışılması gereken husus takip konusu kapalı faturanın ödemeye karine teşkil etmesi hususunun ispat yükünün hangi tarafa ait olacağıdır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30/09/2003 tarihli, 2002/6096 Esas, 2003/9066 Karar sayılı ve aynı dairenin 13/05/2003 tarihli, 2002/2192 Esas, 2003/5054 Karar sayılı emsal kararlarında, kapalı faturanın ödemeye karine teşkil edeceği ifade edilmiştir. Yine aynı dairenin, 18/01/2001 tarihli, 2000/6236 Esas, 2001/300 Karar sayılı emsal ilamında ise, kapalı faturanın ödemeye karine teşkil ettiği ve bu karinenin aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığının gözetilerek hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Şu halde, kapalı faturanın mahkemeninde kabulünde olduğu üzere, ödemeye karine teşkil ettiğinin kabulü ile bu karinenin aksinin yani fatura bedelinin ödenmediği iddiasının davacı tarafça kanıtlanması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 190/1.fıkrasında, ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, her ne kadar bilirkişi raporunda davalının itiraz ve cevap dilekçesinde fatura bedelini çek ile ödediğini savunmuş olması karşısında ödeme savunmasının ispat külfetinin davalı tarafta olduğu belirtilmiş ise de, takip konusu faturanın kapalı fatura olması nedeniyle bu kabul şeklinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesindeki düzenleme kapsamında, davacı ticari defterinin usulüne uygun olması ve faturanın defterlerde yer almış bulunması tek başına davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceğinden davacı tarafın buna ilişkin istinaf iddialarınında yerinde olmadığı kabul edilmiştir. İspat külfeti kendisinde olan davacı taraf olduğundan, davalının delillerini ibraz etmediği için savunmasını ispatlayamamış olduğu hususunun düşünülemeyeceği de bir başka gerçektir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle yukarıda ifade edilen emsal Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler kapsamında, davacının takip konusu yapmış olduğu kapalı faturanın ödemeye karine teşkil ettiği genel ilkesinin aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle mahkemece verilen ret kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/918 Esas, 2017/894 Karar ve 03/10/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 134,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020