Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/691 E. 2018/850 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/691 Esas
KARAR NO : 2018/850
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/11/2017
NUMARASI : 2016/569 E. 2017/1148 K.
DAVA : İFLAS
KARAR TARİHİ: 09/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda tescilli olduğunu, alacaklarını tahsil edememe sonucu ekonomik sıkıntı içine düştüğünü, 31.03.2016 tarihli şirket rayiç bilançosuna göre 1.066.444,00 TL borca batık hale geldiğini, şirketin borca batık hale gelmiş olmasıyla birlikte iyileştirme projesi uyarınca alınacak önlemler ve yapılacak sermaye artışları sonucu şirketin borca batıklıktan kurtulma ümidinin bulunduğunu, bu durumun alacaklıların da lehine olacağını belirtmiş, İİK 179. vd. maddeleri uyarınca davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:
Müdahil …San. A.Ş.vekili dilekçesinde; müdahil şirketin davalı şirketten 872.033,55 TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Müdahil … Bankası T.A.O vekili dilekçesinde ve duruşmadaki anlatımında; davacı şirketin müvekkili bankaya borçlarını bugüne kadar ödemediğini, bilirkişi raporunda iyileştirme projesinin gerçekleştirilebilir olmadığının belirlenmesi nedeniyle davanın reddinini ve davacının iflasına karar verilmesinin gerektiğini, davacı şirket ile banka arasında borç yapılandırma anlaşması yapıldığını, kararı mahkemenin takdirine bıraktıklarını bildirmiştir.
Müdahil … Hizmetleri AŞ.vekili dilekçesinde; davacı şirketin borcu nedeniyle hakkında takip yapıldığını, borcun ödenmediğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı şirketin iflasın ertelenmesi isteminin reddi ile borca batık olduğu belirlenen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davacı … Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi’nin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı… Ticaret Ve Sanayi Limited Şirketi Vekili İstinaf Taleplerinde; Mahkemece istinaf taleplerinin reddine dair kararın yanlış olduğunu, istinaf harçlarının 01/12/2017 tarihinde yatırıldığını, istinaf tarihi olarak istinaf dilekçesinin verildiği tarihin değil, harcın yatırıldığı tarihin esas alınması gerektiğini belirterek, mahkemenin istinaf başvurusunun reddine dair kararın kaldırılarak istinaf taleplerinin incelenmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin istinaf talebinin reddine dair kararın davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacıya 19/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf harcının 01/12/2017 tarihinde yatırıldığı, istinaf dilekçesinin ise 31/01/2018 tarihinde yani 10 günlük yasal süre geçtikten sonra verildiği, mahkemece 05/02/2018 tarihli ek-karar ile istinaf başvurusunun süresinde olmadığından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikli sorun, hükmün süresinde istinaf edildiğinin kabulü için istinaf harcının yatırılmasının yeterli olup olmadığı, diğer bir deyişle istinaf süresinin hesabında harcın yatırıldığı tarihin mi yoksa istinaf dilekçesinin verildiği tarihin mi esas alınması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
HMK.nun 343/3.maddesi istinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118 inci madde hükmü uygulanır, hükmü emredicidir.
HMK.nun 118.maddesi ise davanın, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağını emretmekte olup, bu madde hükmüne göre de istinaf talebinin, istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağının kabulü gerekir. Aksi halde yani harcın yatırılma tarihi esas alındığında, gerekçeli istinaf dilekçesinin verilmesi için beklenmesi gereken sürenin ne olacağı hususunda boşluk meydana gelecektir. Buradaki sürenin makul bir süre olması gerektiği ileri sürülse de makul sürenin belirlenmesi ikinci bir sorun olacaktır.
Bu nedenle gerekçeli kararın 19/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin yasal 10 günlük istinaf süresi geçtikten sonra 31/01/2018 tarihinde verilmesi karşısında ilk derece mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esasa ilişkin nedenler incelenmeksizin usulden reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/05/2018