Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/687 E. 2018/640 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/687 Esas
KARAR NO : 2018/640
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2017
NUMARASI : 2015/910 Esas, 2017/979 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 08.09.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile dava dışı sigortalı … Ltd Şti arasında Endüstriyel Yangın Sigorta Poliçesi düzenlendiğini sigortalının AVM içerisinde kiracı olarak bulunduğunu, 1. katta yer alan …. isimli spor salonunu işlettiğini, 17.02.2015 tarihinde meydana gelen kar yağışı nedeniyle sigortalı işletmenin AVM binasının dilatasyon boşluklarından sızan suyun sigortalıya ait spor salonunun asma tavanlarına akması neticesinde hasar meydana geldiğini, zararın poliçe kapsamında tazmin edilerek TTK 1472.madde uyarınca sigortalı haklarına halef olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili şirket sigortalısına spor merkezi işletmeciliği ile birlikte kafe ve spor salonu olarak faaliyet göstermek üzere kiralandığını, kira sözleşmesinden kaynaklı olarak kiralanandaki ayıpların giderilmesinin istenmesine rağmen gereken özeni göstermediğini, ayıpları gidermediğini, doğan hasardan sorumlu olduğunu iddia ederek, alacağın tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına karşı davalının yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, müvekkilinin maliki olduğu yapının inşaasını gerçekleştiren yüklenici …A.Ş ye davanın ihbarını talep ederek, delil tespit raporunun hükme esas alınamayacağını, müvekkili ile kiracısı dava dışı sigortalı şirket arasında İstanbul 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/571 Esas sayılı dosyasında açılmış olan davanın derdest olduğunu bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkili ile sigortalı kiracı arasında yapılan protokol ile AVM deki söz konusu alanın natamam teslim edildiğini, dosyaların birleştirilmesini ve haksız davanın usul ve esastan reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 12.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/911 ESAS, 2016/8 KARAR Ve 12.01.2016 tarihli dosyası:
İDDİA :
Davacı vekili 08.09.2015 tarihli dava dilekçesinde, aynı gerekçeler ile davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, kira sözleşmesinden kaynaklı kiralananda sigortalının ayıbın giderilmesini istemesine dair beyanlarına rağmen ayıpların giderilmemesinden doğan hasarın tazmininden sorumlu olduğunu, kiralanan yapının ayıplı olmasından dolayı hasarın meydana geldiğini, alacağın rücuen tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe karşı haksız itiraz ettiğini iddia ederek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu İtirazın iptali ile %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, dosyaların birleştirilmesi gerektiğini , davanın yüklenici firmaya ihbarını talep ederek, delil tespit raporunun esas alınamayacağını , Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasının bekletici mesele yapılmasını ve davanın usul ve esastan reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, iş bu dava dosyası ile birleştirilen dosya karar başlığında gösterilmeksizin gerekçede belirtilmekle yetinilerek, ve kısa kararda birleştirilen dosya ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaksızın davanın davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmakta olduğu belirtilerek kısa karardaki hüküm değiştirilerek, mahkemenin görevsizliği ile asıl ve birleşen dava dilekçelerinin usülden reddine karar verilmiş, bu durum gerekçede, her ne kadar mahkeme dosyası ile birleşen Mahkemenin 2015/911 Esas sayılı dosyası ile ilgili hüküm kurulmamış gibi olsa da, mahkeme dosyası ile birleştiğinden ve birlikte yürütülen yargılama ile her iki dosya hakkında birlikte karar verileceği, mahkemenin görevsizliğine dair kararın birleşen dosyayı da kapsamış olduğu hususunun gerekçede iş bu açıklama ile yetinildiği belirtilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, yasal sürede davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili İstinaf nedenleri olarak, spor salonunda meydana gelen hasarlarla ilgili olarak ödenen 2.183,74 Euro olmak üzere iki ayrı tarihli iki ayrı hasar bedeli ödenmesinin rücuen tazmini talebi ile iki ayrı icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine iki ayrı İtirazın iptali davası açıldığını, davanın malikin özen borcu ile tacirler arası alacak borç ilişkisine dayandığını Ticaret Mahkemesinin görevsizlik kararının doğru olmadığını iddia ederek, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunun tespiti ile istinaf taleplerinin kabul edilmemesi halinde, asıl ve birleştirilen davalar yönünden infazda tereddüt oluşturacak bir hüküm ve çelişkili gerekçeli kararda kurulmamış iken kötü niyetle yapılan davalı istinafı nedeniyle davalının HMK 329/2 gereğince beşbin Türk Lirasına kadar para cezasına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, ayrı ayrı davalarla talep ve dava edildiğini, mahkemenin 12.01.2016 tarihli kararı ile birleştirme kararı verildiğini, ilk derece mahkemesinin 14.11.2017 tarihli kısa kararında Yargıtay içtihatlarına aykırı olarak birleşen davaların herbiri hakkında ayrı ayrı karar vermediğini, davaların ayrı bağımsız bir dava olma özelliğini ve mahkemenin her bir dava için ayrı ayrı karar verme zorunluluğunu ortadan kaldırdığını, birleşen davaların müstakil dava niteliğini koruyacağını, birleştirme kararında sadece yargılamanın birlikte yürütüldüğünü, her davanın bağımsız karekterini koruduğunu, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğunu kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sigorta hasar bedelinin rucüen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı sigortalısına ,endüstriyel yangın sigorta poliçesi kapsamında hasar bedellerini ödediği, söz konusu hasar bedellerinin tahsili için dava dışı sigortalıya işyerini kiralayan davalı hakkında icra takipleri başlattığı, davalının icra takiplerine itirazı üzerine, davacının asıl ve yukarıda açıkça yazıldığı üzere birleşen İtirazın iptali davalarını açtığı hususları hem tarafların hem de mahkemenin kabulündedir.
Mahkemece, 2015/911 Esas sayılı dosyanın iş bu dava dosyası ile, 12.01.2016 tarihli kararla birleştirildiğinin kabul edilmesine ve her iki dava dosyası hakkında da mahkemenin görevli olmaması gerekçesi ile dava dilekçesinin usülden reddine karar verilmesine rağmen, 14.11.2017 tarihli celsede verilen kısa karar ın “1” nolu bendinde “ Davacı sigorta şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmakta olduğundan HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri kapsamında mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usülden reddine” şeklinde hüküm tesis edilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmının “1” nolu bendinde ise “Davacı sigorta şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmakta olduğundan HMK ve TTK nın göreve ilişkin maddeleri kapsamında mahkememizin görevsizliği ile asıl ve birleşen dava dilekçelerinin usülden reddine “ şeklinde verilen kararla, kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması öngörülmüştür.Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ve yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK nun bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir.Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye izin verilmemesinin amacı kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük önem verilmiştir. (Yargıtay 17. HD’nin 2016/14209 Esas, 2017/6913 Karar ve 19.06.2017 tarihli emsal kararında, belirtilen hususlar açıklandıktan sonra, çelişkinin varlığının tespiti halinde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.) Somut olayda, mahkemeninde kabulünde olduğu gibi kısa karar ve gerekçeli karar çelişkilidir.Diğer yandan mahkemece birleşen dava dosyasının karar başlığında gösterilmemesi, hükümde gerekçede ki sözlerin bir kısmının tekrar edilmiş olması da, 6100 sayılı HMK 297. maddede düzenlenen hükmün kapsamına dair düzenlemeye uygun görülmemiştir. Kabule göre ise, birleştirilen her bir dava dosyası müstakil dava niteliğini korumalarına rağmen, her bir dava dosyası hakkında mahkeme numaralarıda açıkça belirtilmek suretiyle hüküm kurulmamış olmasıda yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle, kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki çelişki nedeniyle hükmün kaldırılması gerekmiştir. Hükmün kaldırılma nedeni gözetildiğinde, istinaf incelemesine tabi usulüne uygun kurulmuş bir hükmün varlığından söz edilemeyeceğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, davacı vekilinin mahkemenin görevi ile ilgili istinaf başvurusunun ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/910 Esas, 2017/979 Karar ve 14.11.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafın tüm ,davalının diğer istinaf nedenlerinin hükmün kaldırılma nedeni gözetilerek şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti ile ilgili hüküm tesisine yer olmadığına,
7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.