Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/635 E. 2018/664 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/635 Esas
KARAR NO : 2018/664
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2017
NUMARASI : 2017/932 Esas 2017/941 Karar
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (HİZMET SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkili …, davalı …Ş. tarafından 758/133 sayılı “…A.Ş. Hayat Grup Poliçesi” kapsamında 01/01/2015 -01/01/2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, Anılan poliçe île ecel ile vefat, kaza sonucu vefat ile tam ve kalıcı sakatlık rizikolarına karşı ayrı ayrı 250.000,00 TL sigorta güvencesi sağlandığını, Müvekkili …, oğlu… ile birlikte, sevk ve idaresindeki 34 KN 2184 plakalı araç ile 23/05/2015 tarihinde Bolluca’daki evine giderken, Amavutköy İlçesi, Bolluca Mahallesi, Bolluca-İhsaniye yolunda, karşı yönden (Bolluca -İhsaniye istikameti) gelen, … plakalı aracın çarpması sonucu ağır şekilde yaralanıp sürekli şekilde işgöremezlığe maruz kaldığını, kaza ile ilgili olarak .. . plakalı araç sürücüsü…hakkında açılan Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesinin derdest 2015/360 E. sayısına kayıtlı davada yargılama kapsamında alınan 07.03,2016 tarihli bilirkişi raporunda; 34 BR 9804 plakalı araç sürücüsünün, 2918 sayılı K.T.K.nun 84/g ve 56/1-a maddelerini ihlâl etmiş olduğu belirtilerek, asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, Gaziosmanpaşa 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/360 E saydı dosyası ile devam eden ceza yargılaması kapsamında Adli Tıp Kurumu Gaziosmanpaşa Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 07/10/2015 tarihli raporda; müvekkilinin tedavisini gerçekleştiren sağlık kurulu kuruluşlarından Arnavutköy Devlet Hastanesi’nin 23/05/2015 tarih – 3964 sayılı geçici raporu ile özel …nin 04/06/2015 tarih – 177674 sayılı ameliyat raporu ATK Gaziosmanpaşa Şube Müdürlüğü’nün 06/10/2015 tarihli muayene raporlarının incelenerek; müvekkilinin, kaza sonucunda sağ femur parçalı kırık, sağ ayak bileği parçalı kırık, sağ tibia, fibula kırıklan, sol tibia kırıklarına maruz kaldığının belirlendiğini,; kaza sonrası müvekkilinde görünen bulguların, müvekkilinin yaşamını tehlikeye soktuğunu, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin Hafif (1), Orta (2-3) ve Ağır (4-5-6) olarak sınıflarındırıldığında ve birden fazla kırık olması nedeniyle skorlama yapılarak, şahısta saptanan kırıkların müştereken hayat fonksiyonlarını Ağır (6), derecede etkileyecek nitelikte olduğu kanaatine varıldığının belirtildiğini, Kazadan 20 ay sonra; Sağlık Bakanlığı, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu, İstanbul İli, Anadolu Güney Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Maltepe Devlet Hastanesi Başhekimliği’nce, müvekkilin fizikî muayenesi de gerçekleştirilmek suretiyle, düzenlenen 23.01.2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu’nda, müvekkili …’un, 23.05.2015 tarihli kaza sonucunda yaralanması sebebiyle %42 oranında tüm vücut fonksiyon kaybına uğradığının tespit edildiğini, Müvekkilinin uğradığı işgöremezlik oranı ve Ferdî Kaza Sigortası Poliçe Genel Şartlan uyarınca, davalı … şirketince ödenmesi gereken tazminat tutan üzerinden yapılan hesaplama uyarınca, poliçede kalıcı sakatlık için öngörülen 250.000,00 TL. x %42 işgöremezlik oranına göre 105.000,00 TL olduğunu. Müvekkili … tarafından davalı …ne yapılan başvuru üzerine davalı şirketçe 10.03.2017 tarih – 14 sk-12418 sayılı yazı ile verilen cevapta; “… engelli sağlık kurulu raporunun sürekli değil, 2 yıl süreli olarak verildiği” belirtilerek, bu nedenle müvekkilinin tazminat talebi reddedildiğini, Davalı … şirketince, müvekkilin tazminat talebinin reddedilmesi üzerine 08.05.2017 tarihli dilekçe ile yeniden başvuru yapılarak, Maltepe Devlet Hastanesi Başhekimliği’nce düzenlenen Engelli Sağlık Kurulu Raporu’ nun, 23.05 2015 tarihli kazadan 20 ay sonra düzenlendiği hususunun dikkate alınarak ve yargısal uygulamalarda ve Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzer, Adlî Tıp uygulamalarına göre ortopedik yaralanmalardan (kemik kırıkları) kaynaklı kesin işgöremezlik durumu için beklenen sürenin 18 ay olarak kabul edildiği belirtilerek, raporun yeniden değerlendirilmesi talep edilmişse de, davalı … şirketi 12/06/2017 tarihli yazılan ile taleblerinin reddedildiğini, davalıya vaki taleplerinin birden fazla kez reddedilmesi üzerine, 105.000,00 TL sigorta tazminatının tahsili için, davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayısı ile ilâmsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketçe yasal süresi içinde takibe itiraz edildiğinden, icra müdürlüğünün 24.05.2017 tarihli karan ile takibin durmasına karar verildiğini, bu nedenle; işbu dava ile itirazın iptali ile takibin devamını talep etme zorunluluğu doğduğunu, taraflar arasındaki ilişki sigorta akdine dayandığını ve sigorta, Ticaret Kanunu’ nda düzenlendiğinden, ticari temerrüt/avans faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep ettiğini, davalı … şirketinin icra takibine itirazı haksız olduğundan, İ.İ.Knun 67. maddesi hükmü uyarınca, davalı tarafın, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayısına kayıtlı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamma, itirazın haksız olması sebebi ile %20 icra inkâr tazminatına, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygıyla vekaleten talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Dava görevsiz mahkemede açıldığı gerekçesiyle, dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiş ve cevap da alınmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, 2017/932 Esas, 2017/941 Karar 02/11/2017 tarihli kararında özetle;
1-Mahkemenin görevsizliği nedeni ile HMK 114 ve 115/2. Maddesine göre davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine ve 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ
Davacı vekili yasal iki haftalık süre içinde verdiği 20/12/2017 tarihli istinaf dilekçesinde özetle;
Davanın konusunun hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklandığını, sigorta sözleşmelerinin ve özelde hayat sigortası sözleşmelerinin TTK’ da düzenlenmiş olduğunu ayrıca 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile söz konusu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmelik ve diğer düzenlemeler de sigorta sözleşmeleri, kapsamı, sigorta sözleşmelerinin düzenleniş biçimi vb. bir dizi düzenleme yer aldığı ve bu niteliği itibariyle mutlak ticari iş olduğu, tarafların tacir olup olmadıklarından bağımsız olarak, TTK’ da düzenlenen mutlak ticari işlerden olması sebebiyle, sigorta sözleşmelerinden doğan davalara bakmakla görevli davalarda, Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu ve yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 1490 ve devamı maddelerine göre açılmış hayat sigortası tazminatı talebine ilişkindir.
27.05.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin korunması Hakkında Kanun’un 3/1 bendinde, davacı hizmet sağlayan ile hizmetten yararlanan arasında akdedilmiş sigorta sözleşmeleri, tüketici işlemi olarak açıkça sayılmıştır.
Somut olayda davacı, kanun kapsamında bireysel olarak sigorta- dan faydalanan tüketici, davalı da hizmeti sağlayan olmakla uyuşmazlık, kanun kapsamında kalan tüketici işleminden kaynaklanmaktadır.
Öte yandan, aynı yasanın 73. maddesinde, tüketici uyuşmazlıklarına tüketici mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Yine, aynı yasanın 83/2 maddesi ” Tarafların birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarla düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü ile tüketici işlemlerinden kaynaklanan her türlü ihtilafın tüketici mevzuatına göre çözümleneceğini kesin hükme bağlamıştır.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davanın görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmesi doğru olup, ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından, 6100 sayılı HMK’nun 354/1.maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine karar vermek gerekmekle aşagıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/1. bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/04/2018