Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/631 E. 2020/2177 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/631 Esas
KARAR NO: 2020/2177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2017
NUMARASI: 2014/712 Esas, 2017/963 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, bir kısmının yapı maliki olduğu ve bir kısmınında da müteahhitliğini yaptığı, 14 adet inşaat için yapı denetim hizmet bedeli olarak davalıya 90.000,00 TL ödediğini, ayrıca toplam 80.000,00 TL bedelli 4 adet çek verdiğini, çeklerin davalı tarafça tahsil edildiğini, bunun dışında 35,900,00 TL harç yatırdığını, yapılan ödeme toplamının 205.900,00 TL olduğunu, davalı … şirketinin göz boyamak için iş bitirme belgeleri verdiğini belirterek iş yapılmadığı halde müvekkilinden haksız yere tahsil edilen 205.900,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesin talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 17/04/2014 tarihli dilekçesinde, yapı maliki … ve … yönünden talepleri olmadığını, alacak taleplerinin toplam 155.140,00 TL olduğunu, bu miktar yönünüden davaya devam ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP Davalı vekili, taraflar tacir olduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ve işbölümü itirazında bulunduklarını, bir kısım inşaatlar ile ilgili yapı maliki olmayan davacının yapı malikinin vekili olarak hareket ettiğini, yapı denetim sözleşmesinin yapı maliki ile yapılması gerektiğinden, davacının yapı maliki olmadığı inşaatlarla ilgili dava ehliyeti olmadığını, esasa ilişkin olarak ise müvekkili şirketin yapı denetim hizmetini yerine getirdiğini ve ücreti hak ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/765 Esas, 2011/71 Karar sayılı kararı ile ticaret mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, görevsizlikle dosyanın gönderildiği mahkemece, davacının ödemesinin toplam 83.100 TL olduğu, davacının ileri sürdüğü elden ödemelere ilişkin kayıt olmadığı, inşaatların getirildiği seviye itibarıyla ödenen ücretin sözleşme ve yapı denetim mevzuatına uygun olduğu, davalı … şirketinin imara aykırılıkların giderilmemesi nedeniyle sözleşmeyi feshetmesinde isabetsizlik bulunmadığı, inşaatın bulunduğu aşamaya göre fazla ödenen yapı denetim hizmeti bedeli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; davalı … şirketinin önce inşaatın % 95 seviyesine yükseltmesine rağmen, inşaatın ilk % 20’de eksikliği bulunduğunu belirterek istifa ettiğini, inşaatın % 20 seviyesindeki, bodrumdaki aykırılıklardan bahsedilerek sözleşmenin feshi sözkonusu olduğu halde, inşaatın bitirildiği ve yapı denetim ücretine hak kazanıldığına karar verildiğini, inşaatın seviyesi % 20’de yer aldığına göre, yapı denetim ücretinin buna göre hesaplanması gerektiğini, bilirkişi raporlarında davalının aldığını kabul ettiği 80.000.00 TL’lik çekin davalı kayıtlarında olmadığının tespit edildiğini, rapordaki bu tespite göre, davalı şirket gayri resmi çalıştığından, ödenen 90.000,00 TL’nin de doğru kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin müteahhitliğini yaptığı sözleşmelerde müvekkilince yapılan ödemelerin muhatap olmadığından kabul edilmediğini, ancak son raporda muhatap kabul edilip yapılan ödemelerin mahsup edildiğini, müvekkilinin kendi şirketi olan …’nın müteahhitliğini yaptığı inşaatlarda da şirket sahibi olarak taraf kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, fazla tahsil edildiği ileri sürülen yapı denetim hizmet bedelinin iadesine ilişkindir. Mahkemece, yapı denetim hizmet sözleşmesine konu inşaatların geldiği seviye itibarıyla davacının ödediği fazla bedel bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı; yapı maliki olduğu 4 inşaat, müteahhitliğini üstlendiği 5 inşaat ve sahibi olduğu şirketin müteaahitliğini üstlendiği 3 inşaat ile, yapı maliki ve müteahhidi olmadığı 2 inşaat için yapı hizmet bedeli ödediğini ancak hizmet alamadığını ileri sürerek ödediği bedellerin iadesini talep etmiş, 17/04/2014 tarihli dilekçesinde, yapı sahipleri … ve …’ın inşaatlarına ilişkin taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir. 26/06/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … şirketinin, inşaatların seviyesine göre yükümlülüklerini yerine getirdiği belirtilmiştir. 21/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalı … şirketine ödediğini ileri sürdüğü 90.000,00 TL ödemenin doğruluğunun tespit edilemediği, davacının yapı maliki olduğu taşınmazlarda % 95 inşaat seviyesine göre yapı denetim bedelinin 52.756,67 TL olduğu, davacının bu inşaatlarda banka dekontu ile 3.100,00 TL ödediği, kalan yapı denetim bedelinin 49.656,67 TL olduğu, davalı tarafından alındığı kabul edilen 80.000,00 TL’lik çekin mahsubu ile 30.343,33 TL’nin davacıya iadesi gerektiği; diğer dava dışı yapı maliklerinin inşaatları ile ilgili olarak, yapı sahipleri adına 30.800,00 TL yapı denetim hizmeti ödendiği, davalı şirketin dava dışı diğer yapı maliklerinden 184.262,44 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir. 20/03/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise; davacının sadece yapı maliki olarak göründüğü inşaatlarla ilgili olarak yapı denetim ücretinden sorumlu olduğu, ancak müteahhit olarak göründüğü inşaatların yapı denetim ücretinden sorumlu olunmayacağı kanaati olursa davacıya 30.343,33 TL’nin iadesi gerektiğini, ancak kendisinin ve şirketinin müteaahit olarak göründüğü inşaatların yapı denetim hizmet bedellerinden de sorumlu olduğu kanaati olursa toplam 181.987,23 TL yapı denetim ücreti dikkate alındığında davacının fazla ödediği yapı denetim ücreti bulunmadığı belirtilmiştir. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 5/1 maddesinde yapı denetim hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedileceği öngörülmüştür. Yasanın bu emredici hükmü gereğince uyuşmazlığa konu sözleşmelerin arsa sahipleri ile yapı denetim şirketi arasında imzalanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacının dava konusu inşaatlardan sadece 4 adetinde yapı sahibi olduğu, diğer inşaatlarda yapı sahibi olmayıp, bu inşaatların bir kısmında müteahhit olarak, bir kısmında ise sahibi olduğu şirketin müteahhit olarak bulunduğu, davacının yapı sahibi olmadığı inşaatlarla ilgili yapı denetim ücreti olarak belediyeye yapılan toplam 30.800,00 TL ödemenin, yapı sahipleri adına yapıldığı, bu inşaatlarda yapı denetim sözleşmelerinin de dava dışı arsa sahipleri tarafından yapıldığı görülmektedir. Buna göre davacının tarafı olmayıp, dava dışı arsa sahiplerinin tarafı olduğu yapı denetim sözleşmelerinden doğan alacağın tahsili hususunda davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hernekadar davacı, yapı denetim bedeli olarak 90.000,00 TL ödediğini ileri sürmüşse de, bu miktarın ödendiği ispatlanmış değildir. Ancak davalı taraf, davacıdan yapı denetim bedeli olarak toplam 80.000,00 TL bedelli çek alarak çek bedelini tahsil ettiğini kabul etmiştir. Bu durumda davacının yapı sahibi olarak bulunduğu inşaatlarda yapı denetim bedelinin inşaatın seviyesine göre toplam 52.756,67 TL olduğu, davacı tarafından anılan hizmet bedeli olarak belediyeye 3.100,00 TL ve ayrıca davalı şirkete 80.000,00 TL ödendiği, buna göre yapı denetim hizmet bedeli 52.756,67 TL’nin ödenen toplam 83.100,00 TL’den mahsubundan sonra fazla ödenen 30.343,33 TL’nin davacıya iadesi gerektiği anlaşıldığından, bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Hernekadar davacı taraf, inşaatların % 20 oranında iken yapı denetim sözleşmelerinin feshedildiğini ileri sürerek yapı denetim ücretinin de bu oran üzerinden hesaplanması gerektiğini ileri sürmüşse de, bilirkişi raporundan ve fesih sonu seviye tespit tutanaklarına göre davacının yapı maliki olduğu inşaatların % 95 oranında tamamlandığı, anılan tutanaklarda davacının da imzasının bulunduğu anlaşıldığından, davacının bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından davanın kısmen kabulü ile 30.343,33 TL’nin davacıya iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/712 Esas, 2017/963 Karar, 07/11/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA, yeniden hüküm tesisine, 3a-Davacının davasının kısmen kabulü ile, 30.343,33 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, b-Harçlar kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.072,75-TL harcın, davacı tarafça dava açılırken karşılanan 3.057,65-TL harçtan mahsubu ile bakiye 984,89-TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa İADESİNE, c- Davacı tarafından karşılanan 2.072,75 TL peşin harç ile 17,15 TL başvuru harcının harcın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kabul/red oranın üzerinden hesaplan 410,10-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, c-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.551,50-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE, d-Hüküm tarihinde yürürlülükte bulunan A.A.Ü.T’nin 13.maddesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına red edilen miktar üzerinden hesaplanan 15.805,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile DAVALIYA VERİLMESİNE, f-Davalı tarafından karşılanan 100,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 85,00-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, İstinaf Giderleri Yönünden 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 134,00 harçtan mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafça peşin yatırılan 134,00 TL istinaf harçları ile 50,00 TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 7-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar itibari ile davalı yönünüden kesin, reddedilen miktar yönünden ise davacı açısından kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/12/2020