Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/63 E. 2019/1626 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/63 Esas
KARAR NO : 2019/1626
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI : 2017/386 Esas, 2017/574 Karar
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 26/09//2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; vekil edenin üyelik başvurusunun davalı kooperatif yönetim kurulunca 23.08.2005 tarihinde kabul edilmesiyle üye olduğunu, müvekkilinin tüm mali yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalı kooperatifin kurulduğu günden bugüne kadar 40 yıl geçmiş olmasına rağmen hala tapuları çıkaramadığını, ferdi mülkiyete geçilemediğini, kooperatifin 16.11.2012 tarihli yönetim kurulu toplantısında müvekkilinin kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, vekil edeninin yönetimle görüşmesi üzerine üyelikten ihraç kararının geri alınacağının ifade edildiğini, 2012 yılındaki üyelikten çıkarma kararının 2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı kooperatif yönetiminin vekil edeni kandırdığını, ihraç kararının üzerinden 4 yıl geçmiş olması ve bu süre zarfında vekil edeni yönelik hiçbir işlem yapılmamasının zımmen ihraç kararının geri alınması ve üyeliğe kabul anlamında olduğunu belirterek, vekil edenin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının kooperatifin tasdikli projesine aykırı imalatlar yaptığını, müvekkili kooperatif tarafından Beyoğlu …Noterliği’nin 29/12/2010 ve 25/02/2011 tarihli ihtarlarıyla projeye aykırılıklarının giderilmesinin istendiğini, aykırılıkların giderilmediğini, 16/11/2012 tarihli yönetim kurulu kararıyla üyelikten ihraç edildiğini, ihraç kararına 3 aylık süre içinde itiraz edilmediğini ve dava açılmadığını, bu nedenle ihraç kararının kesinleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince; davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının, müvekkilini oyalayarak hileli hareketlerle müvekkilini dava açmaktan alıkoyduğunu, ihraç kararının üzerinden 4 yıl geçtiğini, bu durumun zımmen üyeliğe kabul anlamı taşıdığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir.Davalı kooperatif yönetim kurulunun 16/11/2012 tarih 18 nolu toplantısında alınan karar gereğince, davacının üyelikten ihraç edildiği, ihraç bildiriminin Beyoğlu ….Noterliği’nin 15/01/2016 tarih, … yevmiye numarası ile davacıya 18/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumun yanlar arasında çekişmesiz olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı hakkında usulüne uygun bir ihraç kararının bulunup bulunmadığı, 3 aylık hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun (KK) 1. maddesinde de açıklandığı üzere, kooperatifler; ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla, gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan tüzel kişiliklerdir. Anılan Kanun’un “Ortaklıktan Çıkarılma Esasları ve İtiraz” başlıklı 16. maddesi; “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar. Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Ana sözleşme, çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacı ile ilgili ihraç kararı 16/11/2012 tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla alınmış, bildirim 2016 tarihinde yapılmıştır. Yasada tanımlandığı üzere kararın onaylı örneği, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere 10 gün içinde notere tevdi edilmemiş, davalı kooperatifçe ihraç kararı 18/01/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Aradan geçen 4 yıllık süre içerisinde davacının mali yükümlülükleri yerine getirmediği konusunda herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. İmara aykırılık sebebiyle yönetim kurulunca ihraç kararı tesis edilmiştir. Medeni Kanun’un 2. maddesinde, “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü düzenlenmiştir. Yaklaşık 4 yıl üyelik ihraç işlemiyle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunmayan davalı kooperatifin 2012 tarihinde aldığı ihraca ilişkin karardan zimmen feragat ettiği, yasal dayanağı kalmayan ihraç kararına ilişkin davacıya yapılan 18/01/2016 tarihli bildirimin MK’nın 2.maddesindeki iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, bu sebeple işin esasına girilmesi gerektiği, mevcut delil durum itibariyle de başka bir hususun araştırılmasına gerek görülmediği anlaşılmış, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK m.353/1-b-2 uyarınca mahkeme kararının kaldırılarak, üyeliğin tespiti konusunda Dairemizce karar tesis edilmesi gerektiğine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/386 Esas, 2017/574 Karar, 13/07/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,2.a.Davanın KABULÜ İLE, davalı …’in davalı … üyesi olduğunun TESPİTİNE,2.b-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 44,40 TL karar harcı ve 44,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 88,80 TL harçtan davacının peşin yatırdığı 62,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2.c-Davacının yatırmış olduğu 31,40 TL başvuru harcı, 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 62,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2.d.Davacının yargılama boyunca yapmış olduğu 142,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,2.e-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 2.f-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3.a-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken, 68,20 TL istinaf karar harcı ve 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan peşin yatırılan 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYİ İRAT KAYDINA,3.b-Davacının istinaf aşamasında yatırmış olduğu 165,70 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.c-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333. maddesi gereğince, yatırılan avansın varsa kullanılmayan kısmının, kararın tebliğ giderleri karşılandıktan sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay’a Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/09/2019