Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/628 E. 2018/676 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/628 Esas
KARAR NO : 2018/676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2016/397 Esas, 2017/731 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 08.04.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında yapılan 38.344,52 TL meblağlı icra takibine karşı davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu , taraflar arasındaki mevcut cari hesap ilişkisine göre 25.01.2016 tarihli faturadan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için iş bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, davalının icra takibine karşı İtirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu iddia ederek, icra takibine yapılan İtirazın iptali ile takibin 38.344,52 TL ve ferileri üzerinden devamına , %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirkete dava dilekçesi 21.04.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilinin talebi üzerine, mahkemece, 27.04.2016 tarihli karar ile HMK 127.maddesi gereğince cevap süresinin 2 hafta uzatılmasına karar verilmiş, davalı vekili tarafından 16.05.2016 tarihli yasal sürede verilen cevap dilekçesinde, taraflar arasında imzalanmış sözleşme hükümlerinden birinin de uyuşmazlıklara ait olduğunu, 7.maddesinde, taraflar arasında bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların hakem kurulunca karara bağlanacağı şeklinde olduğunu, davacının huzurdaki davayı açmadan önce başvurması gereken ilk yolun Tahkim olduğunu, tahkikata girilmeksizin davanın reddini talep ettiklerini, ayrıca davayı kabul etmediklerini, müvekkili şirketin davacının kestiği fatura bedellerini yapılan iş gereği her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini borcunun bulunmadığını, davalı tarafından sözleşme hükümlerinin gereği gibi yerine getirilmediğini, müvekkilinin 4 milyon TL ye yakın bir ceza ödemek durumunda dahi kaldığını savunarak, davanın öncelikle görev yönünden, aksi takdirde esastan reddi ile, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :
Mahkemece, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunduğu, davaya konu faturaların bu sözleşmesel ilişkiden dolayı düzenlendiği, sözleşmenin 7.maddesinde Tahkim şartının bulunduğu, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın öncelikle hakem kurulunda çözümleneceği gerekçesi ile davanın usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal sürede davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, mahkemece alınan bilirkişi rapor sonucu mahkeme kararı özetlendikten sonra, davanın konusunun TÜRMOB 548875 sıra nolu 27.01.2015 tarihli yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olduğunu, iş bu Sözleşmenin 2-e ve 5-a maddesinin ücret alacağı için tahkime gidilmeksizin kanuni takip yapılabileceğini belirtmiş olduğunun, mahkemece dava konusu olmayan 24.01.2012 tarihli denetim ve tasdik Sözleşmesinin 7. maddesi değerlendirilmek suretiyle davanın Tahkim şartı nedeniyle usülden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulü ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi kapsamında düzenlenen, bakiye fatura alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı İtirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında, müşterinin davalı şirket, yeminli mali müşavirin ise davacı şirket olduğu birden fazla Sözleşmenin imzalandığı anlaşılmıştır.Davalı şirketin Tahkim ilk itirazına konu ettiği sözleşme, 24.01.2012 tarihli sözleşme olup, Sözleşmenin 7. maddesinde , taraflar arasında bu sözleşmeden doğan uyuşmazların hakem kurulunca karara bağlanacağı belirtilmiştir.Sözleşme “Denetim ve Tasdik Sözleşmesi “ dir. Sözleşmenin kapsamı, 2.1 . maddede, YMM 3568 sayılı Kanunun belirlediği anlamda gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin doğrulunun denetim ve tasdik işleri İle ve / veya diğer işlerin 3568 sayılı kanun ve ilgili diğer kanunlara ve mevzuata göre yapılması olarak belirlenmiştir.Taraflar arasında imzalanan 27.01.2015 tarihli sözleşme ise, “Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi “ dir.Sözleşmenin dönemi , 2012 yılı Ocak – Aralık , tasdik konusu ise, KDV iadesi tasdik raporudur.Tarafları aynı olan sözleşmenin, “Ücretin Tutarı ve Ödeme Şekli “ ni düzenleyen 2/a bendinde , sözleşmede belirtilen işlerden dolayı kararlaştırılan ücretin 37.500,00 TL +KDV olduğu, 2/ f bendinde ise “ Müşteri ödenmemiş ücretler için YMM tarafından ilamsız icra yoluna gidilmesini kabul etmiştir.” Hükmüne yer yerilmiştir.3. maddede ise, Sözleşmenin anılan işlerle sınırlı olarak 2012 Ocak – Aralık ayını kapsayacağı , doğabilecek anlaşmazlıklarda ise, İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu açıkça belirtilmiştir.Özel hükümler başlıklı kısmın a bendinde uyuşmazlıklar düzenlenmiş ve düzenlemede, iş bu Sözleşmenin 2 e bendindeki alacaklar için kanuni takibe geçileceği hükmü haricinde hakem kurulunca karara bağlanacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin 2 e maddesi ise yukarıda belirtildiği gibi sözleşmede belirtilen ücretin ödenmemesidir. Söz konusu sözleşmede, bir önceki sözleşmede olduğu gibi, uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak hakem kurulu belirlenmemiştir.Davacının takip konusu yapmış olduğu 25.01.2016 tarihli, 737598 sıra nolu, 37.500,0OTL, %18 KDV si 8.750,00 TL toplam 44.250,00 TL tutarlı fatura, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen “2012 yılı Ocak – Aralık KDV iadesi tasdiki ücreti “ ne ilişkindir. Bu ise, taraflar arasında düzenlenen 27.01.2015 tarihli Sözleşmenin konusunu ve dönemini oluşturmaktadır. Yani Hakem Kurulunun görevli kabul edilmediği sözleşmedir. Mahkemece, öncelikle davalı tarafın Tahkim ilk itirazına ilişkin savunması doğrultusunda davacı vekilinden beyanının alınması ve gerekirse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 31.maddesi gözetilerek, davacı tarafa takip konusu fatura alacağının dayanağı sözleşme konusunda açıklama yaptırması ve sonucuna göre karar vermesi gerekirken, usul kurallarının hatalı uygulanması ve farklı sözleşmenin karara esas alınarak davanın usülden reddi yerinde görülmemiştir. Kabul şekline göre ise, mahkeme kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297.maddede düzenlenen, hükmün kapsamına dair usul kuralına da uygun değildir. Yasanın belirlediği şekilde verilmiş bir gerekçeli karardan bahsetmek mümkün görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, sözleşmede Tahkim şartının olduğu gerekçesiyle, takip konusu faturaya ilişkin olmayan sözleşme gereğince davanın usülden reddi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,
2- İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/397 Esas, 2017/731 Karar ve 26.09.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/04/2018