Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/581 E. 2018/715 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/581 Esas
KARAR NO : 2018/715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2017
NUMARASI : 2017/234 2017/1357
DAVANIN KONUSU : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ : 18/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın girdiği dar boğazdan kurtulabilmek amacıyla mahkememiz 2016/250 Esas sayılı dava dosyası ile müvekkili şirketlerin 1 yıl süreyle iflasının ertelenmesi davası açıldığını, mahkememizce 01/03/2016 tarihinde tedbir kararı verildiğini, tedbir kararından itibaren 1 yıllık sürenin dolduğunu, bu nedenle iflas erteleme kararının devamı ile süre uzatım talebinde bulunma zorunluluğunun bulunduğunu beyanla; davalı şirketler hakkında 01/03/2016 tarihi itibarı ile verilen iflas erteleme tedbir kararının 01/03/2017 tarihinden itibaren aynen devamı ile müvekkili şirketin iflasının ertelenmesinin 1 yıl süreyle uzatılmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Müdahil vekilleri vermiş oldukları müdahale dilekçeleri ile davacı şirketin iflasına karar verilmesini ve tedbir kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, Ortada kesinleşmiş bir erteleme kararı bulunmadığından davacıların dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçesi ile iflas ertelemenin uzatılması davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf taleplerinde;
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/250 E. Sayılı dosyasında iflas erteleme davalarının bulunduğunu, 01.03.2016 tarihli ara kararı ile tedbir kararı verildiğini, 24.02.2017 tarihinde İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak 2017/234 E. Sayılı dosyayla 01.03.2017 tarihi itibariyle talep tarihlerinin dolacağından bahisle iflasın ertelenmesi süresinin uzatılmasına karar verilmesi talep ettiklerini, Yerel Mahkeme kararının yasa ve usule aykırı olduğunu, 669 sayılı KHK gereği sadece iflas erteleme talebinde bulunulamayacağı gibi iflas erteleme kararı da verilemeyeceğini, iş bu davanın 2016/250 E. sayılı kök davanın devamı niteliğinde olup sonuçlanmasının beklenerek, 1. süre uzatım davalarında bekletici mesele yapılması gerektiğini, yerel mahkemenin 2017/234 Esas 20.12.2017 tarihli, 2017/1357 K. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
İstinaf dilekçesi Müdahil … Bankası A.Ş vekiline 13/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 16/02/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek; Yerel mahkemenin kararının yasaya uygun olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27.01.2006 tarih 2005/11486 E. ve 2006/590 K. savılı ilamında da iflasın ertelenmesine ilişkin kararın uzatılabllmesi için şekli anlamda kesinleşmiş bir iflasın ertelenmesi kararının mevcut olması gerektiğine işaret edildiğini belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacılar vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179.vd maddesi uyarınca iflasın ertelenmesinin 1.kez uzatılması talebine ilişkindir.
Davalı şirketlerin dava tarihi itibariyle İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezlerinin Kadıköy/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/250 E. sayılı dava dosyasında yargılaması devam eden iflas erteleme davasının halen derdest olduğu, davacılar vekilince 1 yıllık erteleme süresi dolmak üzere olduğundan dava henüz sonuçlanmasa da huzurdaki davayı açarak iflas ertelemenin 1 yıl süre uzatılması talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe dava usulden reddedilmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-h bendinde davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartları arasında sayılmıştır.Yani Davacının dava açmakta hukuki yararı (menfaati) bulunmalıdır. Buna hukuki korunma ihtiyacıda denir. İdeal veya ekonomik yarar yalnız başına yeterli değildir. Davacı hakkına kavuşmak için mahkemenin kararına muhtaç olmalıdır. Dava açmakta hukuki yarar dava çeşitlerine göre bazı özellikler gösterebilir. İflasın ertelenmesi kararının şekli bakımdan kesinleşmeden uzatma kararının verilemeyeceği gerek Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin emsal kararlarında, gerekse Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin emsal kararlarında benimsenen bir husustur. Ancak söz konusu hiçbir emsal kararda, iflasın ertelemesine ilişkin dava derdest iken uzatma talebine yönelik davanın açılamayacağı, bunda davacının hukuki menfaatinin olmadığı kabul edilmemiştir. Bu şekilde yani davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan reddedileceğine ilişkin bir emsal karar veya uygulama mevcut değildir. Aksine, iflas erteleme davalarının da acele işlerden sayılıp basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen uygulamada davaların sonuçlanması ve kesinleşmesinin çeşitli sebeplerle uzadığı, davacıların Yargıtay kararlarını da gözeterek hak kaybına uğramamak adına ilk tedbir kararının verilme tarihinden itibaren bir yılın sonunda iflasın ertelemesinin uzatılmasına dair tedbir istemli ana davanın devamı niteliğinde yeni bir dava açtıkları gözlenmektedir. Bu tür dava açılmasında davacı tarafın hukuki menfaate bulunmaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23/10/2015 tarih ve 2015/3352 E. 2015/6804 K. sayılı emsal kararında da bu duruma işaret edilerek erteleme kararı kesinleşmeden uzatma davasının açılmasının doğru olduğuna karar vermiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15/12/2005 tarih ve 8068/12544 E.K., 27/01/2006 tarih ve 2005/11486 E. 2006/590 K. sayılı ilamlarında da birleşen davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı ile iflasın ertelenmesine ilişkin açılan asıl davanın kesinleşmesinin beklenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği vurgulanarak bu davaların açılmasında hukuki menfaatin bulunmadığını kabul etmemiştir. O halde İflas ertelemesinin uzatılmasına ilişkin davanın özelliği itibariyle, iflasın ertelenmesi talebiyle açılan ana davanın derdest olması halinde söz konusu davanın sonucuna göre karar verileceğinden ilk derece mahkemesinin iflasın ertelenmesinin uzatılmasına ilişkin huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğundan dava şartının bulunmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine ilişkin kararı yerinde olmamıştır. Bu nedenle davacılar vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1a,6. maddesi gereğince yukarıda açıklandığı üzere gereği için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/234 E. 2017/1357 K. 20/12/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/04/2018