Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/551 E. 2020/2135 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/551 Esas
KARAR NO : 2020/2135
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI : 2015/147 Esas, 2017/276 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 09.02.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirketin, davalı sigorta şirketinin … A.Ş İle düzenlediği sigorta poliçelerine istinaden Boru Hatları ile ilgili olarak muhtelif hasarlarda ekspertiz incelemelerini yaptığını, bu kapsamda dava konusu hasar dosyalarının hasar ekspertiz raporlarını hazırlama görevinin müvekkili şirkete verildiğini, müvekkili şirketin, davalı sigorta şirketinin talep etmiş olduğu hasar ekspertiz raporlarını muntazam olarak düzenleyip teslim ettiğini, raporları düzenleyip teslim etmekle ücrete hak kazandığını, davalı şirketin kısmi ödemeler veya bazı hasarlara ilişkin ekspertiz ödemeleri yaptığını, ancak sonradan hiç ödeme yapılmamasının adeta alışkanlık haline getirildiğini, daha önceden ilamsız icra takibi yapılıp takibe itiraz üzerine İtirazın iptali davası açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, ödenmeyen hasar ekspertiz ücretleri ile ilgili olarak davalı şirkete 7 adet fatura gönderildiğini, faturaların iade edildiğini, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe karşı haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, takibe konu ve dava konusu 7 adet hasara ilişkin sigorta eksperlerini müvekkiline yaptırdığını iddia ederek, İtirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı İle müvekkili şirket arasında herhangi bir ekspertiz hizmet sözleşmesi bulunmadığı gibi özellikle de taraflar arasında ücrete İlişkin hiçbir sözleşme ve / veya yazışmanın dahi bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili şirket tarafından ekspertiz için görevlendirilmediğini, sigortalı … ve broker AON tarafından eksper görevlendirilmesi yapıldığını, atanan eksperin usulen yapılması gereken işlemler için müvekkili şirkete bildirildiğini, sigortacılık kanunu gereğince eksper ücretinden ekperi atayan tarafın sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen ücretlerin herhangi bir dayanağının bulunmadığını, saat hesabı üzerinden ekspertiz ücretlendirmesinin müvekkili şirket tarafından uygulanmadığı gibi herhangi bir sigorta şirketi tarafından da uygulanmasının söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin eksper uygulamasının bir takım performans göstergeleri üzerinden yapılan puanlamaya göre belirlendiğini, davacının talep konusu yapmış olduğu hasar dosyalarının hiçbirinde bu hususlara riayet edilmediğini, davacı tarafça ileri sürülen hasar dosyalarının tamamının müvekkili şirket ile sigortalı arasında ihtilaf konusu olduğunu, davacının sonuç olarak eksperlik görevini gereği gibi yerine getirmediğini, kendi edimini gereği gibi yerine getirmeyen üstelik önemli yanlışlıklarla müvekkili şirketi riske atan davacı tarafın sözleşmeye dayalı talep hakkının olmadığını savunarak, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece, taraflarca yapılan işin bedeline ilişkin mutabakat bulunmaması nedeni ile mahkemece tespit edilen değerin ticari hayata ve piyasa şartlarına uygun olduğu, bilirkişi raporuna karşı tarafların itirazlarının yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 133.329,00 TL asıl alacak yönünden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu İtirazın iptali ile takibin devamına, alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması nedeni ile İcra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, mahkemenin kendi verdiği ara kararlara aykırı hareket etmesi, taraflar arasındaki ücrete ilişkin mutabakatı / uygulamayı dikkate almaması, gerekse taraflar arasındaki birebir emsal davayı dikkate almayarak uygulamada tutarsızlık yaratılması nedeniyle hatalı olduğunu, bu davanın öncesinde yine aynı ekspertiz hizmetlerinden doğan bir kısım ücretlerin ödenmemesi nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığını, taleplerinin aynen kabul edildiğini ve kararın onandığını, davada, taraflar arasındaki safahatın hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, emsal davanın bekletici mesele yapılması taleplerine aykırı olduğunu, müzekkereye cevap vermeyen davalı yönünden davalı aleyhine delil olarak değerlendirileceği ihtarının unutularak kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin ısrarla ve ihtara rağmen ara kararları yerine getirmediğini hukuki sonuca katlanmak zorunda olduğunu, kök raporda, taraflar arasında geçmiş benzer dosyalarında ekspertiz hizmet bedellerinin ne şekilde belirlendiği yönünde değerlendirme ve tespit yapılması gerektiği kanaatinin yer almasına rağmen raporda bu yönde bir değerlendirme yapılmadığını, emsal mahkeme kararlarının hiç dikkate alınmadığını, bekletici mesele talepleri hakkında hiçbir karar verilmediğini, kök veya ek raporda emsal dosyanın hiç değerlendirilmediğini, hizmetin verildiğinin sabit olduğunu iddia ederek, HMK 353/a-6. maddesi gereğince gösterilen delillerin hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ekspertiz ücretine dair fatura bedellerinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasında 270.549,05 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe ve borca itiraz ettiği, davacının iş bu İtirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Mahkeme tarafından, rapor ve ek rapor sonucuna göre karar verilmiştir.Davacının iddia ve talepleri, davalı savunmaları ve mahkeme kararı göz önünde bulundurarak, işin esasından önce gerekçenin değerlendirilmesi uygun görülmüştür.Anayasa’nın 138. ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kuralı bağlanmıştır. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. ‘ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki dinlenilme hakkı gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık şekilde gerekçelendirmek zorundadır. Eksik, şekli ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma ( hukuki dinlenilme hakkının ), ihlalidir. HMK 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantıda ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde kararların doğruluğunun denetlenmesi mümkün olacaktır.Kararın incelenmesinden, tarafların iddia ve savunmaları, hangi delillere dayanıldığı, hangi delilin diğerine neden üstün tutulduğu gibi gerekçelere ve diğer olması gereken hususlara yeterince veya hiç yer verilmediği, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delil değerlendirmesi yapılmadığı gibi, usulü itirazlarında açıklanıp değerlendirilmemiş olduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında, bu şekilde yazılan bir karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin, kararın gerekçesiz ve delil değerlendirilmesi yapılmadan verilmiş olması nedeniyle kabulüne ve ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/147 Esas, 2017/276 Karar ve 11.04.2017 tarihli kararının kararının KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırdığı toplam 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020