Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/548 E. 2020/2083 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/548 Esas
KARAR NO : 2020/2083
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2017
NUMARASI : 2015/823 Esas, 2017/1143 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin güvenlik sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete de güvenlik hizmeti verdiğini, davalının 3.474,82 TL cari hesap borcunu ödememesi üzerine, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptaline ve davalının alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı süresinde davaya cevap vermemiş, 04/12/2015 tarihli dilekçesinde, 25/02/2014 tarihli söküm tutanağına göre, müvekkili şirkete teslim edilen tüm güvenlik ürünlerinin süresinde davacıya teslim edildiğini, ancak güvenlik sözleşmesi kapsamında teslimi gereken bir kısım ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, davacının teslim edilmeyen ürün bedellerini faturalandırdığını, takibin haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalının imzasının bulunduğu tutanakta, güvenlik sözleşmesi nedeniyle davacı şirketin davalıya teslim ettiği ürünlerin sabit olduğu, davalının aldığı güvenlik ekipmanlarını iade ettiğini ya da bedelini ödediğini ispat etmesi gerektiğini, ancak buna ilişkin delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili istinaf talebinde; fatura konusu ekipmanların müvekkiline teslim edilmemesine rağmen davacı tarafından haksız olarak bedelinin talep edildiğini, davacının söküm işlemi yaparken bir kısım malzemeyi yerinde bırakmasında müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin dil kursu hizmeti vermekte olup, bir kısım güvenlik ekipmanını teslim etmemekte hiçbir yararı bulunmadığını, bilirkişi raporunda da, müvekkili şirket arşivinde saklanan ekipmanların değerinin bulunmadığı ve tekrar kullanılmasının mümkün olmadığını, faize yönelik itirazlarının incelenmediğini, icra tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Davacı vekili istinaf talebine cevabında; teslim tutanağı ile takibe konu fatura kapsamındaki ekipmanların davalıya teslim edildiğinin sabit olduğunu, icra tazminatı kararının da yerinde olduğunu belirterek istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, güvenlik hizmet sözleşmesi kapsamında, hizmetin sona ermesinden sonra iade edilmeyen ekipmanların bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamına göre, davacı şirket ile davalı arasında 14/10/2010 tarihli Alarm Sistemi Abonelik ve Hizmet Sözleşmesi düzenlendiği, davacının hizmetin sona ermesinden sonra teslim edilmeyen ekipman bedeli için 18/03/2014 ve 24/03/2014 tarihli iki adet faturaya dayalı olarak davalı hakkında takip başlattığı, davalı borçlunun 26/12/2014 tarihinde, yasal süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği ve davacının takibe itirazın iptali için 26/08/2015 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, ürünlerin davalıya teslim edilmesine rağmen iade edildiği ya da bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Mali müşavir raporunda; davacı tarafça hazırlanan 2.015,97 TL ve 1.511,41 TL bedelli iki adet faturayı davalının kabul etmeyerek kayıtlarına işlenmediğini, davacı defterlerine göre davacının davalıdan 3.474,82 TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.Güvenlik bilirkişisi raporunda; davalı şirket tarafından halihazırda Tepe Güvenlik Şirketine ait alarm sisteminin kullanıldığını, davacı tarafından kurulumu yapılan alarm sistemine ait ekipmanların bir kısmının davalının arşivinde saklandığını, ancak tekrar kullanılmasının mümkün olmadığını ve ikinci el piyasa değerinin bulunmadığını belirtmiştir.Taraflar düzenlenen sözleşmenin 8/5 maddesi; “Sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde MÜŞTERİ … dört aylık abonelik bedeline eşit olan söküm bedelini ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Bu durumda MÜŞTERİ …e tüm sistemlerini sökmesi gerekli ortam ve zamanı sağlar. Bu süre her halükarda 7 (yedi) günü aşamaz. MÜŞTERİ söküm için gereken ortam ve zamanı 7 (yedi) iş günü içinde … sağlamadığı durumda … alarmlı güvenlik sistemine dahil tüm cihaz, ekipman ve malzeme bedeli tutarını sözleşmeye aykırılık tarihindeki cari fiyatları üzerinden ve mühendislik ve güvenlik keşif hizmetleri ve yeni müşteri kazanım bedelleri tutarı olan 250 ABD Dolarını fesih tarihindeki TCMB efektif satış turu üzerinden TL karşılığı tutarını MÜŞTERİ’ye fatura eder. Fatura bedeli MÜŞTERİ tarafından fatura tarihini takip eden bir haftalık süre içinde … ödenir.” hükmünü düzenlemektedir.Buna göre sözleşmenin sona ermesi halinde davacının güvenlik sistemi ekipman bedellerini talep edebilmesi için, hizmet alan davalının söküm için gereken ortam ve zamanı davacıya sağlamaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının, hizmetin sona ermesinden sonra, alarm sistemi ekipmanlarının sökümü için, davalının gerekli zaman ve ortamı sağlamadığı yönünde bir iddiası bulunmadığı gibi, yapılan bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamından davacının bir kısım ekipmanları da söküp aldığı görülmektedir. Buna göre davalının söküm için gerekli zaman ve ortamı sağlamadığı hususunda bir iddiası ve delili bulunmayan, ayrıca hizmetin sona ermesinden sonra bir kısım ekipmanlarını da teslim alan davacının, söküm için kendisine sağlanan imkana rağmen takibe konu bir kısım ekipmanları almaması kendi sorumluğunda olup, bu ekipmanların bedeline ilişkin alacak talebinin sözleşmenin 8/5 maddesi şartlarına aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bilirkişi raporunda, davalının arşivinde tutulduğu görülen eşyalardan kontrol paneli ile alarm telefon arama modülü hariç (ki bu eşyaların da cüzi bir değeri olabileceği ifade edilmiştir), diğerlerinin tekrar kullanımının mümkün olmadığı ve herhangi bir değerinin de bulunmadığı belirtilmiş olup, davalının faaliyet alanı gözetildiğinde sözkonusu ekipmanları haksız elde tutmasında herhangi bir menfaati de yoktur. Kaldı ki eşyaların sökülüp alınmasına davalının engel olduğu yönünde de bir iddia bulunmamaktadır. Öte yandan hangi ekipmanların sökülüp alınmasının uzmanlık gerektirdiği ve davalının bu konuda uzmanlığı da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tüm bunlardan, davacının sözleşmenin sona ermesinden sonra kendisine sağlanan imkana rağmen, faturaya konu olan bir kısım eşyaları almadığı, sözleşmenin 8/5 maddesi uyarınca ekipmanların sökülüp alınmasının davacının sorumluluğunda olduğu, hangi güvenlik ekipmanlarının sökülüp alınması gerektiği konusunda davalının uzmanlığı da bulunmadığı, davacıya sağlanan ortam ve zamana rağmen bir kısım ekipmanların alınmaması halinde sözleşmenin 8/5 maddesi gereği davacının ekipman bedelini isteyemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.Açıklanan nedenlerle mahkemece davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kübulüne karar verilmesi doğru olmadığından ve yeniden yargılama yapılmasına gerekte bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 uyarınca kabulü ile yeniden davanın reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABÜLÜNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/823 Esas 2017/1143 Karar, 20/11/2027 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE,3a-Davacının davasının REDDİNE,3b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu 54,40 TL Peşin harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 59,35 TL’den mahsubu ile bakiye 4,95 TL’nin talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE,3c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,3d-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereği 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 157,45 harçtan mahsubu ile bakiye 74,65TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davalı tarafından peşin yatırılan 157,45 TL istinaf harçları ve 77,00 TL istinaf yargılama gideri ile toplam 234,45 TL’nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,7-HMK 333.maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.26/11/2020