Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/511 E. 2020/2122 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/511 Esas
KARAR NO: 2020/2122
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/07/2017
NUMARASI: 2015/29 Esas, 2017/884 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 08/01/2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili sigorta şirketine sigortalı olan … Kurtköy/İstanbul adresindeki taşınmazında 17/10/2012 tarihinde 13:40 sıralarında … bölgesinin duman dedektöründen gelen yangın alarmı üzerine resetlendiğini ve üç dakika içinde bölgeye güvenlik elemanı gönderilerek elektrik sobası civarında yangının tespit edildiğini ve yangına müdahale edilerek söndürüldüğünü, düzenlenen tutanakta yangının elektrikli ısıtıcı civarında çıktığı ve duvar kaplaması arkasından yürüyerek sauna içine yayıldığının saptandığını, yapılan incelemede saunada en çok hasar gören kısmın elektrikli ısıtıcının etrafının olduğunun belirlendiğini, ısıtıcının daha önce ve hasardan bir gün önce 16/10/2012 tarihinde garanti kapsamında bedelsiz olarak yenisi ile değiştirildiğini ve montajını ise davalı şirketin kendisinin yapmış olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz çalışması neticesinde yangının ısıtıcı çevresinde yoğunlaştığı, ısıtıcının elektrik kablolarında hasar olmadığını, yani yangının elektriksel olmadığının tespit edildiğini, davalının gerçekleştirmiş olduğu montajdan bir gün sonra böyle bir yangın olması dolayısıyla montajın yanlış veya ahşaba yakın yapılması sebebiyle yangının meydana geldiğini ve müvekkili şirket sigortalısının hasara maruz kaldığının ortada olduğunu, sigortalıya 18/12/2012 tarihinde 5.683,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe karşı haksız şekilde itiraz ettiğini iddia ederek, haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptali ile, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, reddi gerektiğini, tamamen tahmine dayalı olarak kusur izafe etmeye çalışıldığını, meydana gelen hasarla müvekkili şirketin eylem, davranış, iş ve işlemleri arasında hiçbir şekilde illiyet bağının bulunmadığını, müvekkili şirketin dava dışı … A.Ş.’nin otel saunalarının ( 6 – 7 adet ) yere ve tavana ahşap kaplama işini yaptığını ve saunaların soba ve kapılarını taktığını, bu işin 2012 yılında yapıldığını, işin yapımından yaklaşık bir buçuk yıl sonra sobanın arıza yaptığının müvekkiline bildirildiğini, bunun üzerine 16/10/2012 tarihinde yeni sobanın alınarak yerine takıldığını ve değişimin yapıldığını, herşeyden önce yangının çıktığı sauna odasının müvekkili şirketin soba değişim / montajı yaptığı sauna odası olup olmadığının belirli olmadığını, yangının kullanıcı hatasından kaynaklanma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, itfaiye raporları, fotoğraflar ve görsellerin dosyada olmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla hasar bedelinin fahiş olduğunu, icra inkar tazminat talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporu sonucunda yangının meydana gelmesinde davalıya atfedilecek bir kusurun tespit edilemediği, davacı … şirketinin rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, ek bilirkişi raporunun kök bilirkişi raporunun tekrarı mahiyetinde olduğu, taraflarınca itiraz edildiğini, raporda özetle sıcak taşların karıştırılması sırasında bir veya birkaçının insan eliyle farkında olmadan sobanın arkasında yere düşürülmesi neticesiyle ahşabın tutuşmasından dolayı yangının çıkmış olabileceği, davalı tarafından kurulumu yapılan ısıtıcı sisteminden kaynaklı bir yangının olmadığının saptandığı, kusur izafe edilemeyeceğinin belirtildiğini, ancak bilirkişilerin raporunun sadece ihtimaller ve muhtemeller üzerine kurulu olduğunun açık olduğunu, ahşabın tutuşmasından dolayı yangının çıkmış olabileceği ihtimalinden yola çıkılarak bir kanaate ulaşmış olduklarının açıkça beyan edildiğini, ekspertiz çalışmasında da davalının gerçekleştirmiş olduğu montajdan bir gün sonra böyle bir yangın olması dolayısıyla montajın yanlış veya ısıtıcının ahşaba yakın yapılması sebebiyle yangının meydana geldiği, müvekkili şirket sigortalısının hasara maruz kaldığının ortada olduğunu, raporun elverişli, yeterli olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ Ticari Risk Sigorta Poliçesi” kapsamında, sigorta hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı … şirketi ile dava dışı … A.Ş. arasında başlangıç tarihi 30/03/2012 bitiş tarihi 30/03/2013 olan sigorta poliçesinin düzenlendiği, davalı … şirketi tarafından dava dışı sigortalı tarafından davalı şirket adına 16/10/2012 tarihli sauna sobası ile ilgili olarak fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından dava dışı sigortalı şirket adına 07/11/2012 tarihli ahşap sauna kabini ile ilgili fatura düzenlendiği, 17/10/2012 tarihinde hasar konusu yangının meydana geldiği, 20/11/2012 tarihli ekspertiz raporunda yangının ısınan sobanın arkasında bulunan ahşap kaplamayı tutuşturması neticesinde meydana gelmiş olabileceğinin sanıldığı, davalı firma tarafından 16/10/2012 tarihli ibraz edilen sipariş formuna istinaden montajın hasardan bir gün önce yapıldığı ve teslim edildiğinin anlaşıldığı, hasarın montajdan bir gün sonra yangını olması nedeniyle montajın yanlış ve ısıtıcının ahşaba yakın yapılmasından kaynaklı olabileceğinin düşünülebileceğini, ancak kesin bir yargıya varmanın pek mümkün olmadığının belirtilerek, toplam tazminat tutarının 5.683,00 TL olarak tespit edildiği, davacı şirket tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 5.683,00 TL asıl alacak ve 346,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.029,66 TL alacağın tahsili amacıyla 21/10/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe karşı itiraz ettiği, davacının İİK 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında, sigorta poliçesi, meydana gelen yangın konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, hasara neden olan yangının meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunup bulunmadığıdır. 21/02/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda tarafların iddia ve savunmaları, ekspertiz raporu incelendikten sonra, yenisiyle değiştirilen sobanın duvara yakın olarak monte edilme olasılığının olmadığı, zira tüm sauna odalarında sobaların konduğu yerde duvardan belirli mesafede sabit aparatların mevcut olduğunu, sobaların bu aparatların içerisine monte edildiğini, sobanın üzerindeki sauna taşlarının tam kor haline gelmeden ve sauna esansını yeterli miktarda su ile karıştırmadan taşların üzerine fazla miktarda döküldüğü taktirde tiner dökmüş gibi etki yaparak alevli yanabileceği, ayrıca yine taşların tam kor halinde ısınmadığı durumlarda fazla su döküldüğü taktirde dökülen suyun tamamının buharlaşamayacağı için aşağıya ineceği ve aşağıdaki termostat ile zaman ayarlayıcısını kısa devre yaparak kıvılcım çıkmasına neden olabileceği, yine sobanın taşlarını sert bir şekilde karıştırmanın rezistanslarını zedeleyebileceğinden bu durumda kısa devreye neden olabileceği, ancak soba çevresinde kaçak akım rölesi olduğundan normal şartlarda herhangi bir kısa devrede ve bağlantı klemenslerinde gevşeklik olması durumunda fazla akım çekilerek ısınma olacağından kaçak akım rölesinin devreyi keseceği, ayrıca ekspertiz raporunda da sobayı besleyen ısıtıcının elektrik kablolarında herhangi bir hasarın olmadığı, yani yangının elektriksel olmadığının belirtildiğini, sauna sobalarının devrilmediği sürece ve kasıt olmadıkça yangın çıkartma ihtimalinin oldukça az olduğunu, ayrıca nemli ve rutubetli bir ortam olmasından dolayı sauna odalarında küçük kıvılcımlardan yangın çıkmasının çok zayıf olduğunu, montajı yapılan ısıtıcı sistemine ait fotoğraflar incelendiğinde, saunanın elektrikli ısıtıcı sisteminde herhangi bir yangına dair iz ve emarelerin bulunmadığı, herhangi bir yanma, kavrulma, yoğun olarak islenme şeklinde iz ve emarelerin olmadığı, bu durumda dava konusu yangın olayında saunada kullanılan ısıtıcı elektrikli soba ve sistemi ile elektrik tesisatı kaynaklı herhangi bir yangın olayının vuku bulmadığının anlaşıldığı, davalı tarafından kurulumu yapılan ısıtıcı sisteminden kaynaklı bir yangın olmadığı saptandığından davalı tarafça sistemin kurulumu, devreye alınması ve yangın çıkmasında herhangi bir kusurun bulunmadığı, sonuç olarak davacı sigortacının rücu hakkının olmadığı, ödenen hasar tazminat bedelinin kadri maruf bulunduğu belirtilmiştir. 22/05/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda, sonuç olarak, ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere yangının elektrik devresinden kaynaklanmadığı, soba üzerindeki sıcak taşların kullanımı esnasında ahşap zemine düşürülmesi ile meydana gelebileceği, yeni monte edilen ısıtıcı sisteminden kaynaklanmadığı belirtilmiştir. Mahkemece ek ve kök raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamında uygun, yeterli ve gerekçelidir. Taraflar arasında, olayın oluşumu, davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen sigorta poliçesi konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, tarafların olayda kusurlarının olup olmadığı, kusur değerlendirilmesi ve hükme esas alınan raporun dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçeli olup olmadığı ve raporlar arasında çelişkinin bulunup bulunmadığıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 1472. maddede halefiyet düzenlenmiştir. Yasada, sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği düzenlenmiştir. Halefiyete dayalı rücu davası, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatı İle sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle selefinin sahip olduğu haklara sahiptir. Bir başka deyişle, halefiyete dayalı rücu davası bu ilke gereğince davalının durumunu ağırlaştıran bir neden olamaz. Davacı … şirketinin halefiyete dayalı olarak açmış olduğu iş bu davada, yukarıda açıklandığı üzere, davalının kusurunun ispatlanması gerekir. Zira davalı ancak kusur oranında zarardan sorumlu olacaktır. Dosyada alınan kök ve ek bilirkişi raporu ile bilirkişi raporunun incelemede esas aldığı davalı şirketin montajını ve kurulumunu yaptığı elektrikli ısıtıcı sisteminde herhangi bir yangına dair emarenin olmaması, ısıtıcı sisteminin bütün odalarda aynı şekilde kurulu olması nedenleriyle davalı şirketin yapmış olduğu işlemden dolayı yangının meydana gelmesine dair herhangi bir kusurlu eyleminin bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle TTK hükümleri gereğince halefiyet ilkesi kapsamında açılan iş bu davada davalı şirketin meydana gelen hasarda kusuru ispatlanamadığından davanın reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1- İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/29 Esas, 2017/884 Karar ve 13/07/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harctan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi03/12/2020