Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/510 E. 2018/673 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/510 Esas
KARAR NO : 2018/673
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2017
NUMARASI : 2016/356 Esas, 2017/1088 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 07.04.2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili tarafından … Sigorta Poliçesi ile sigortalı ….’ın Denizli adresindeki konutunda davalının ürettiği televizyonun patlaması neticesinde çıkan yangın sebebiyle hasar oluştuğunu , müvekkili şirketin ekspertiz vasıtası İle hasar tespiti yaptırarak hasar bedelini ödediğini, ekspertiz raporuna göre davalının ilgili bulunduğu televizyondan kaynaklanan yangın nedeniyle sigortalı daire ve eşyaların hasar gördüğünü, müvekkilinin TTK 1472. maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, icra takibi başlatıldığını davalının borca itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 8.656,00 TL nin ödeme tarihi olan 05.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, rücu davasının aslında bir tazminat davası olduğunu, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve oluşan zarar ile fiil arasında illiyet bağının bulunması gerektiğini, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini , televizyonu inceleyen teknik ekiplerinin hazırladıkları raporda elektriksel salınım görülmediğini belirttiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI :
Mahkemece, meydana gelen yangın olayının davalının ürettiği televizyon sebebiyle kaynaklandığı, televizyonun ayıplı imalatı nedeniyle yangın ve akabinde zararın oluştuğu, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 8.656,00 TL nin 05.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar davalı vekili tarafından yasal sürede istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yangın raporunda, söz konusu dairenin salonunda bulunan LCD televizyonun kısa devre yaparak patlaması sonucu çıktığı kanısına varıldığının belirtildiğini bir tespitin olmadığını, ekspertiz raporunun bir tespitten ziyade yangın raporunu savunan bir yazı olduğunu, binanın topraklamasının bina içindeki elektrik tesisatı açısından çok önemli olduğunu söyleyebileceklerini, yangının televizyondan kaynaklandığı şeklinde ağır bir yaklaşım içeren raporun kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddinin gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, “… Sigorta Poliçesi “ kapsamında , yangın nedeniyle ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı … arasında, başlangıç tarihi 28.05.2014, bitiş tarihi 28.05.2015 olan “ … Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, sigortalı konutta, 20.01.2015 tarihinde yangın çıktığı, davacının sigortalıya 05.08.2015 tarihinde 8.656,00 TL hasar bedelini ödediği , ödenen hasar bedelinin, hasara davalı şirketin ürettiği televizyonun patlamasının neden olduğu iddiası ile iş bu rücuen tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.Dosya kapsamında veya iddia ve savunmalar arasında , dava dışı sigortalı gerçek kişi İle davalı firma arasında herhangi bir satış vb gibi hukuki işlem iddiası mevcut değildir .Rucüa esas dava , davalının üretici firma olduğu ve bu nedenle sorumlu olacağı iddiasına dayanarak açılmıştır.
Davanın niteliği, dava dışı sigortalının gerçek kişi olması ve dava dışı sigortalı İle davalı firma arasında sözleşme ilişkisinin de bulunmaması gözetilerek, öncelikle mahkemenin görevli olmasına dair dava şartının incelenmesi gerekmiştir.
Sigorta rücu davalarınınTTK nun 1472. maddesi hükmünden kaynaklanması nedeniyle TTK’nın uygulanmasından bahisle ,aynı yasanın 4. maddesi uyarınca bu tür davaların Ticaret Mahkemesinin görev alanında olduğu düşünülebilir ise de , davanın TTK 1472. maddeden kaynaklanmış olması , halefiyet ilkesi dikkate alındığında , davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre ,davada Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada çekişmesiz bir şekilde kabul edilmektedir.Bir başka deyişle , sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki dava , ticari dava niteliğinde ise davaya Ticaret Mahkemesinde bakılacak, böyle değilse yani esas uyuşmazlık ticari nitelikte değilse böyle bir dava da Ticaret Mahkemesi görevli olmayacaktır.6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda, yukarıda ifade edildiği gibi, dava dışı sigortalı gerçek kişi olduğu gibi, sigortalı ile zarar sorumlusu arasında herhangi bir ticari ilişki mevcut değildir, hatta sözleşme ilişkisi dahi yoktur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 2.maddesinde, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece , 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması İle ilgili dava şartı noksanlığı nedeniyle, aynı yasanın 115. maddesi gereğince davanın usülden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde , mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenleneceği , göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu düzenlenmiştir.Düzenleme kapsamında, aynı yasada , mahkemenin görevli olmasına dava şartları arasında yer verilmiştir.Diğer dava şartları gibi, görevle ilgili hususların da mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerekir.Yasal düzenlemeler kapsamında, mahkemenin görevi İle ilgili husus taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmaz.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve içtihat hükümleri uyarınca , dava dışı sigortalı gerçek kişi ile davalı şirket arasındaki ilişki bir ticari ilişki olmadığından halefiyet ilişkisine dayanarak açılan davalarda ise , mahkemenin görevi dava dışı sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre belirleneceğinden görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin işin esasına ilişkin karar vermesi doğru kabul edilemeyeceğinden esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin davalının istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/356 Esas, 2017/1088 Karar ve 20.12.2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a/3. bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
11/04/2018