Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/492 E. 2018/683 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/492 Esas
KARAR NO : 2018/683
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/11/2017
NUMARASI : 2014/941 2017/740
DAVA : İFLASIN ERTELENMESİ
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin aiile şirketi olup, 10/04/1996 tarihnde kurulduğunu, şirketin ağırlıklı olarak deniz ticareti işi ile uğraşmakta olduğunu, grup olarak … grubu şirketlirden olup, dünya ekonomisinin ve özellikle deniz taşımacılığı sektörünün 2008 yılında büyük bir krize girdiğini, bu kapsamda müvekkili şirketin de ekonomik yönden zor duruma düştüğünü, grubun lokomotif şirketi …. Ve Tic. AŞ.’nin de ekonomik kriz nedeniyle ödemelerde zor duruma düştüğünü, müvekkilinin iş sahasında meydana gelen belirttikleri global kriz, grubun lokomotif şirketlerinden … Tic. AŞ. İle grubun büyük şirketlerniden …Ticaret AŞ.’nin krizden etkilenmeleri nedeniyle müvekkili şirketin de borca batık duruma geldiğini, grup şirketlerinden olan … AŞ.’nin mahkemeye sunduğu iyileştirme projesinin uygulanması durumunda banka borçların yönünden kefaletle birbirine bağlı olan müvekkili şirketin ve … AŞ. İle …Tic. Ltd. Şti. Borçları ve tüm borçların ödenerek borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasının bir yıl ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davacı vekili bilahare sunduğu iyileştirme projesi ile; şirketin faaliyetleri devam ettiğinden aktifinde olan ve kiraya verilen gemi ile faaliyet geliri yaratarak şirketin borçlarının kapatılmasının hedeflendiğini, aktifteki geminin satışının da talep doğrultusunda yapılabileceğini, faaliyet gelirleri ile vergi ve fon ödemelerinin yapılabileceğini, birikmiş SGK borçlarının 36 ay vadeli olarak yapılandırılmaya çalışılarak nakit yaratma gücünün artırılmaya çalışılacağını, şirketin 5 yıllık süreçte; grup firma … Ve Tic. AŞ.’den 2013 yılında 1.000.000,00 TL kaynak aktarılmasının, 2014 yılında grup şirket ….şirketinin gemi satışından minimum 12.000.000,00 TL kaynak girişinin, 2015 yılında grup firma … San. Ve Tic. AŞ.’nin tersane satışından minimum 25.000.000,00 TL kaynak girişinin, 2016 yılında grup firma … Tic. AŞ.’nin tersane satışından 20.000.000,00 TL, 2017 yılında grup şirketlerin faaliyetlerinden yaratılan 7.000.000,00 TL.’lik kaynak girişlerinin öngörüldüğünü, yine 5 yıllık süreçte net karlarla nakit akışının sağlanacağını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı şirketin iflas erteleme talebinin reddine, davacı şirketin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil … Bankası A.Ş vekili istinaf taleplerinde;
1-Davacı şirketin, kefaleti sebebiyle borca batıklığına sebebiyet veren grup şirketlerine ait malvarlıklarının rayiç değerinin mahkemece yaptırılacak kıymet takdir raporu ile ayrı ayrı tespit edilmesi gerekirken, kıymet takdiri yapılmaksızın, öz sermayesini kaybedip kaybetmediği denetime elverişli bir şekilde ortaya konulmadan, davacı şirketin iflasına karar verildiğini, ayrıntısı dilekçede belirtildiği üzere tüm aktiflerin rayiç değerlerinin tespiti halinde davacı firmanın borca batıklık durumunun değişeceğini,
2-Davacı şirketin borca batık olup olmadığının net bir biçimde tespiti yapılmadan şirket hakkında iflas kararı verildiğini, hem davacı şirketi hem de alacaklıların zarara uğratıldığını,
3-İlk derece mahkemesi tarafından yazılan gerekçeli kararın 5. Sayfasının 3. Paragrafında; “Şirketin envanterine kayıtlı tek faaliyet geliri unsuru M/V Kanlar 2 isimli gemi olup, iyileştirme projesinde bu geminin kiraya verilerek elde edilecek gelirle borçların tasfiye edileceği belirtilmiş ise de; davacı şirkete ait bu gemi, 23/09/2016 tarihinde batmış olup, bu nedenle faaliyet geliri elde edebilme imkanı da kalmamıştır. Yine iyileştirme projesinde ileri sürülen hiç bir öngörünün de gerçekleşmediği görülmüştür.” denildiğini ancak 23.09.2016 tarihinde batan geminin M/V Kanlar 2 gemisi değil, davacının grup şirketlerinden …. LTD’nin maliki olduğu … isimli gemi olduğunu, Kanlar 2 adlı geminin ise Ünye/Ordu’daki Karadeniz Tersanesinde yaklaşık 2 (iki) yıldır sefere çıkmadan bekletildiğini haricen öğrenildiğini, bu geminin aynı zamanda davacı şirketin grup şirketlerinden… A.Ş.’nin müvekkili bankaya olan kredi borçlarının teminatı olarak 1. Derecede 19.420.000 USD bedel ile müvekkili bankaya ipotekli olduğunu, yine aynı gemi üzerindeki müvekkili bankanın alacak haklarının korunması için 03.09.2016 tarihli poliçe tanzim tarihi itibariyle 22,5 milyon USD ye baliğ olan sigorta poliçesi düzenlendiğini, bu geminin Sicilya açıklarında kazaya uğradığı bilgisinin 23.09.2016 tarihinde müvekkili bankaya ulaştığını, gerekli girişimlerin yapıldığını, yasal sürece ilişkin Yerel Mahkemeye gerekli bildirimlerin yapıldığını, söz konusu sigorta tazmin bedellerinin 22.5 milyon USD olduğu dikkate alındığında bu tutarın daini mürtein olarak müvekkili bankaya ödenmesi halinde grup şirketlerinden kaynaklı olarak davacı şirketin pasifinin önemli ölçüde azalacağını, davacı şirketin ticari hayatına devam edip etmemesine karar verilmesi açısından oldukça önemli bir kriter iken ilk derece mahkemesinin Mustafa Kan gemisinin batması nedeniyle ipotek alacaklısı olarak müvekkili bankaya ödenecek olan sigorta tazmin bedelinin ödenmesini beklemeksizin davacı şirketin iflasına karar verildiğini, açıklanan nedenlerle Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 2014/941 E. 2017/740 K. sayılı iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davacı vekiline 01/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının müdahil …Bankası A.Ş. vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle Kocaeli Ticaret Sicil Memurluğu’na … sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin Karamürsel/ KOCAELİ adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde, davacı şirketin borca batıklık bilançosu içinde aktifler toplamının 965.314,94 TL, pasifler toplamının 1.759.300,76 TL olduğu, ancak grup şirketlerine olan kefaletler eklendiğinde aktifler toplamının 965.314,94 TL, pasifler toplamının 62.627.038,76 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 28/03/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının …A.Ş.’nin konsolide kaydi bilançodan hareketle oluşturulan konsolide reel bilanço değerleri üzerinden özkaynak tutarının (-) 5.222.870,12-TL olduğu, kefil olunan borçların konsolide bilanço üzerindeki etkileri değerlendirildiğinde ise borca batıklık tutarının (-) 52.098.261,88-TL’ye ulaştığı, şirket borçlarının geçen 30 ayda % 65 artmış olduğu, iyileştirme projesinin kriz dönemi için yeterli olmadığı ve başarıya ulaşma şansının çok düşük olduğunun mütalaa edildiği, kayyım raporlarına göre ise reel öz varlığının (-) 1.311.762,43-TL olduğu, grup şirket borçları dikkate alındığında borca batıklığın daha yüksek olduğu, şirketin alacaklıları zarara uğratma yönünde hareket etmediği, grup şirketlerin, iyileştirme projesinin hayata geçirilmesi ve mali durumun düzeltilmesi anlamında gelir artırıcı çalışmalarda bulunması gerektiği, grup şirketlerin ve özellikle davacı şirketin ekonomik olarak rahatlayabilmesinin varlık satışına bağlı olduğu, bu anlamda şirkete süre verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de ilerleyen aşamalarda şirketin kayyımlık döneminde kamuya olan cari ve vadesi geçmiş borçlarını ödemediğinin belirtilerek öz varlığın azaltılmasına ilişkin hiç bir ilerleme kaydedilemediğinin belirtildiği, 8 numaralı kayyım raporunda ise davacı şirketin borçlanmak suretiyle varlıklarını artırdığını, ödemelerinde kayyum heyetinden onay almadığını, varlık satışı konusunda kayda değer bir ilerlemenin sağlanamadığını, cari ve vadesi geçmiş kamu alacaklarının ödenmediğini, şirketin faaliyetinin devamında yarar kalmadığını, grup şirketlerinin konsolide borç yükünün yeniden yapılandırma ve tasfiye planına bağlı olmasına rağmen bu konuda somut bir planın sunulmadığını, şirketin faal olmasının ekonomik olmaktan çıktığını rapor ettikleri, iyileştirme projesinde öngörülen atıl halde bulunan mal varlıklarının satışının da gerçekleşmediği, her ne kadar müdahil vekilince ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında belirtilen M/V Kanlar 2 isimli geminin batmadığı, Ünye/Ordu’daki Karadeniz Tersanesinde yaklaşık 2 (iki) yıldır sefere çıkmadan bekletildiğini haricen öğrenildiğini belirtmiş ise de buna ilişkin bir belge sunmamakla beraber anlatılanlardan geminin hasarlı olarak beklediğinin anlaşıldığı, sonuç olarak iyileştirme projesinde bu geminin kiraya verilerek elde edilecek gelirle borçların tasfiye edileceği yönündeki umudun da en azından kısa dönemde mümkün gözükmediği, bu nedenle faaliyet geliri elde edebilme imkanının da kalmadığı, … AŞ.’nin tersane satışının da gerçekleşmediği gibi bu grup şirketinin iflas erteleme talepli dosyasına sunulan kayyım raporlarına göre de tersanede faaliyet olmadığından gelir sağlamadığı, sabit giderlerin de işletme maliyetlerini artırdığı, bu grup şirketinden de davacının borca batıklıktan kurtulma ve pasifini azaltma noktasında her hangi bir fayda olmayacağının anlaşıldığı bu yöndeki istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Yine müdahil vekilinin istinaf dilekçesinde belirttiği … gemisinin batması nedeniyle ipotek alacaklısı olarak müvekkili bankaya ödenecek olan sigorta tazmin bedelinin ödenmesinin beklemesi gerektiği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüş ise de; iflas erteleme davasının, yasal prosedürün ne zaman gerçekleşip sonuç alınacağı belli olmayan bir sürece bağlanamayacağı, ilk derece mahkemesinin bu husustaki gerekçesinin de yerinde olduğu, sonuç olarak; ilk derece mahkemesinin, alınan bilirkişi raporları, mali tabloları ve aktifleri gösteren veriler, müdahillerin dilekçeleri, şirketin içinde bulunduğu durumun bilirkişi heyeti ve kayyım raporları ile tespit olunan durumları birlikte değerlendirildiğinde; şirketin yargılama süresinde geçen süreye rağmen borca batık durumundan kurtulamadığı, iyileştirme projesinde belirtmiş olduğu kârları elde edemediği, borca batıklığının dava süresi boyunca aynı seviyede kaldığı ve kâr elde ederek borca batıklıktan kurtulabileceği nitelikte bir iş yapamadığı, bu halde davacı şirketin borca batıklıktan kurtulabileceği yolunda her hangi bir emare kalmadığı gibi borca batıklık durumunun olumsuz olarak arttığı, sermaye artırımı gibi somut öneriler getirilmediği, kârlılığı artıracak işler yapılmadığı, şirketin borca batıklıktan kurtulmadığı nazara alınarak iflas ertelemenin yasal şartları oluşmadığından davacı şirketin iflası yönündeki takdir ve kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Müdahil vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince müdahil tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- Müdahil tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/04/2018