Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/490 E. 2018/684 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/490 Esas
KARAR NO : 2018/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2017
NUMARASI : 2015/78 2017/887
DAVANIN KONUSU : İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 07/10/2015 havale tarihli dava dilekçesinde özetle müvekkili .. Ticaret Anonim Şirketinin robotik otomasyon konusunda sınırlı sayıdaki şirketler arasında yer aldığını, Tai, Roketsan, Otokar gibi milli savunma sanayi firmaları ile milli tank, milli uçak, helikopter ve milli roket-füze üretimi için ortak projeler geliştirildiğini, borca batıklık bilançosu ve diğer muhasebe belgeleri, bu şirketin mali durumunun borca batık olduğunu, aktifinin pasifini karşılamadığı keyfiyetini açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunu, davacı şirketin kuruluşundan bu yana faaliyetleri, bilgi birikimi, sektör tecrübesi, pazardaki konumu, marka bilinirliği, üretim sorunu bulunmaması, bugüne kadar yaptığı işler ve ülke ekonomisine katkısı göz önünde bulundurulduğunda, çalışmaya ve üretmeye devam etmesi için çaba gösterilmesi gereken işletme olduğunu, alacaklılar tarafından icra takibi ve muhafaza tedbirleri uygulanmasının taahhütlerinin yerine getirilmemesi sonuçlarını doğuracağını, şirketin kaydi değerlere göre dönen varlıklarının 23.095.000,00 TL, duran varlıkları toplamının 10.342.983,73 TL olduğu, kısa ve uzun vadeli borç toplamının 33.673.913,65 TL olduğu, buna karşılık özkaynakları toplamının kaydi değere göre (-) 235.929,95 TL borca batık olduğunun görüldüğünü, alınan uzman görüşüne göre oluşturulan rayiç değer bilançosuna göre şirketin dönem varlıkları toplamının 23.643.151,68 TL, duran varlıkları toplamının 7.299.772,52 TL olduğu, kısa ve uzun vadeli borç toplamının 33.853.127,16 TL olduğunu, bunun karşılığında özkaynakları toplamının rayiç değerlere göre (-) 2.910.202,96 TL borca batık olduğunun görüldüğünü, müvekkili şirket tarafından şirket aktifinin pasifini karşılayamadığı, öz sermayesini tamamen kaybettiğini, esas sermayesinin 2/3’nün karşılıksız kaldığını, gerek İİK’ nun 179/a ve 179/b maddesi gerekse de TTK’nın 376. maddesi iflasın ertelenmesine karar veren mahkemenin şirket mal varlığının korunması için gerekli tedbirlerin alınmasına da karar vereceğini hüküm altına aldığını, bu nedenle mahkemece İİK’nun 179, 179/a ve 179/b maddeleri ile TTK’nun 376. hükmü gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile davacı şirketin iflasının karar tarihinden itibaren 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İİK’nun 179. maddesi gereğince borca batık olan davacı şirketin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı Teknodrom … Ve Tic. A.ş. Vekili İstinaf Taleplerinde; İlk derece mahkemesince salt kayyım raporuna istinaden ve bilirkişi raporu ile ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, yine dosyada mevcut itirazlarının da değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi Müdahil … Bankası A.Ş. vekiline 09/01/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 19/01/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek, Bilirkişi raporunda davacı şirketin borca batık olduğu ve iyileştirme projesinin ise inandırıcı olmadığının bilirkişi raporuyla açıkça tespit edildiğini, kayyım raporuyla da davacı şirketin uzun zamandandır kayyım denetiminin yapılması için evrak sunmadığı, bu sebeple şirketin denetiminin zorlaştığı, iflasın ertelenmesi kararı ile alacaklıların durumunun daha da kötüleşmemesi şartının davacı şirketçe yerine getirilmediği, bu durumun alacaklılar için ciddi bir risk oluşturduğunun beyan edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı şirketin mevcut faaliyetleri ile birlikte borçlarını ödeme ve borca batıklıktan çıkma durumunun güç olduğu kanaatine varan ilk derece mahkemesinin kararının doğru olduğundan davacı şirketin soyut nitelikteki istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Müdahil … A.Ş. vekiline 26/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 11/01/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek, Davac yanın beyanlarının aksine, mahkeme dosyasında kayyım raporları ve iki ayrı bilirkişi heyeti raporu alındığını, davanın esasını teşkil eden unsurların gereği gibi incelendiğini, iflas ertelemenin yasal koşullarının oluşmamasının yanı sıra, davacı yanın şirketi fiilen kapatarak başka bir firma üzerinden faaliyetine devam ettiğinin tespit edildiğini, yargılama esnasında kayyım ücretini ödemeyen, denetimden/onay almaktan kaçınan, ortadan yok olan bir şirketin iflasının ertelenmesinden söz edilmesinin mümkün olmadığını, istinaf başvurusunun belirtilen sebeplerle aynı zamanda kötü niyetli olduğunu, davanın reddi kararında mahkemece açıklanan red gerekçelerinin yerinde ve yeterli olup, hukuka ve usule uygun olduğunu belirterek davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi istenmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle Gebze Ticaret Sicil Memurluğu’na 23024 sicil numarası ile kayıtlı olduğu, ticari merkezinin …KOCAELİ adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin 31/08/2015 tarihi itibariyle kayden öz varlığının (-) 2.232.241,90.-TL iken 31/12/2016 tarihli kayıtlara göre öz varlığın (-) 2.170.750,15 TL olarak gerçekleştiği, davanın açıldığı 20/11/2015 tarihinden 2. rapor tarihine kadar geçen süre içinde öz kaynaklarda 61.491,75.-TL iyileşme olmasına rağmen borçlarda 5.663.948,34.-TL artış bulunduğu, elde edilen faaliyet kârına bakıldığında bu durumun alacaklıların korunması bakımından olumsuz değerlendirildiği, iyileştirme ve revize iyileştirme projesinde 2016 ve 2017 yılları için toplam 1.500.000,00.-TL olarak öngörülen sermaye artış taahhütlerinin yerine getirilemediği, yine revize iyileştirme projesinde öngörülen kâr ve satış rakamlarına ulaşılamadığı, bundan sonraki dönemlerde de öngörülen kârların gerçekleşmesinin çok zor olduğu, revize iyileştirme projesinin gerçekçi verilere dayanmadığından uygulanma kabiliyetinin olmadığı, ciddi ve inandırıcı bulunmadığı, davacı şirketin mevcut durumu, özellikle borçluluğunun artarak devam etmesi nedeniyle öngörülen satış ve kâr hedeflerinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, bunun dışında kayyım heyetince de kayyım ücretlerinin ödenmediği, şirket yetkilileri ile iletişimin sağlanamadığı, davacı şirket temsilcilerinin kayyımlara haber vermeksizin adresten ayrıldığı, davacı şirketin çok uzun zamandan bu yana hiçbir işlemini kayyımın denetimine ve onayına sunmayarak denetimden kaçındığı, işletmenin kayyım heyetinin bilgisi ve onayı dışında faaliyette olduğu, ödemeler için kayyım heyetinden onay alınmadığının bildirilmesi karşısında davacı tarafın gerek iyileştirme projesi gerekse revize iyileştirme projesinin gerçekçi, ciddi ve inandırıcı olmadığı dolayısıyla iflas erteleme talebinin de ciddi ve inandırıcı olmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar veren ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır, Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile, İİK’nun 179/c. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/04/2018