Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/480 E. 2018/677 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/480 Esas
KARAR NO : 2018/677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2017 (İhtiyati Tedbir Ara Kararı)
NUMARASI : 2016/1427 E.
DAVANIN KONUSU : İFLAS (İİK.nun 177.maddesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile akaryakıt bayisi olan müvekkilinin …Nakliyat isimli firmadan faturaya dayalı 8.623.729,50 TL’lik cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. sayılı dosyasından başlatılan kambiyo takibine karşı davalılar tarafından İstanbul 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/1130 sayılı dosyasıyla imza inkarında bulunduklarını, müvekkilden doğrudan mal almış gibi görünen…Nakliyat Ltd Şti ve… Ltd Şti devletten ve üçüncü kişilerden mal kaçırmak amacıyla İbrahim … ve… tarafından kurulmuş paravan şirketler olduğunu, bu paravan şirketler üzerinden topladıkları paraları öncelikle …Lojistik ve davalı … A.Ş’ye oradan da … İnşaat A.Ş’ye aktardıklarını, aktarılan paralar ile alacaklılar arasında illiyet bağını koparmak ve müvekkili şirket ile diğer alacaklıların alacaklarına kavuşmasını önlemek amacıyla bir çok muvazaalı ve hileli işlemler yapıldığını, bu nedenle icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi talebiyle açılan dava 28/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile ıslah edilerek İİK.nun 177/1.maddesi gereğince Doğrudan İflas Davasına dönüştürüldüğü, bu ıslah ile beraber İİK.nun 158/1, 159/2 ve 166/2. Maddeleri gereğince muhafaza tedbirlerine karar verilmesi talep edilmiştir.
İlk derece mahkemesi ise; asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, hükümle elde edilmesi gereken bir uyuşmazlık ile ilgili uyuşmazlığı çözümler nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilmesine olanak bulunmadığı, davalılar aleyhine açılan huzurdaki davada alacağın varlığı ve miktarının yargılama ile belirlenecek olması nedenleriyle tedbir talebinin reddine karar verilmiş, gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edilerek; İİK.nun 166/2, 177/3 ve 181.maddelerindeki düzenlemeler kapsamında mahkemece doğrudan iflas talebinin alınması ile birlikte uygun görülen tüm muhafaza tedbirlerinin alınması gerektiğini, iflas talebi ile birlikte davalı şirket tarafından mal kaçırma ve şirketin içinin boşaltılması tehlikesinin bulunduğunu ki bu işlemin çoktan gerçekleştiğini ve borcunu ödememesi, cebri icra yollarının da sonuçsuz kalması dikkate alındığında tedbir kararlarının alınması gerektiğini, bunun re’sen verilmesi gereken bir karar olduğunu, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1427 Esas sayılı dosyası ile verilen 30.11.2017 tarihli tedbir taleplerimizin reddine dair kararın kaldırılmasına, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 181. Maddesi yollaması ile uygulanması gereken 159. Maddesi uyarınca davalı şirket hakkında öncelikle defter tutulması olmak üzere alacaklıların menfaati için zaruri gördüğü bütün muhafaza tedbirlerinin alınmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş; İstinaf dilekçesi davalı vekiline 27/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf dilekçesine cevap verilmediği görülmüştür.
Davanın, akaryakıt satışı nedeniyle oluşan faturaya bağlı cari hesap alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin iken 28/01/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile İİK.nun 177/1. maddesi gereğince açılan Doğrudan İflas Davasına dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır.
İİK.nun 177-1. Maddesi gereğince açılan iflas davalarının;
“1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2- Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3- 301 inci maddedeki hal varsa;
4- İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse” halleri ile sınırlı olduğu dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında işaret ettiği hususlar doğrultusunda takdire ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesinin kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığından 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararında esas ve usul yönünden herhangi bir hata görülmediğinden HMK ‘ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından davalı yararına istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.11/04/2018