Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/438 E. 2019/268 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/438 Esas
KARAR NO : 2019/268
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/10/2017
NUMARASI : 2017/661 Esas, 2017/990 Karar
DAVANIN KONUSU : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ : 14/02/2019
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 22/02/2016 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu ve üyelik hakkını kimseye devretmediğini, 23/12/2003 tarihinde kooperatif üyelik hissesine isabet eden dairenin kendisine teslim edildiğini, sonraki süreçte davalı tarafından müvekkiline üyelik ile ilgili herhangi bir hak ve yükümlülük bildiriminin yapılmadığını, daire tesliminin kooperatif üyeliğini sona erdirmeyeceğini belirterek müvekkilinin kooperatif üyeliğinin devam ettiğinin tespiti ile kooperatif üyelikleri sonlandırılmış ise bununla ilgili olarak verilmiş olan ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, kooperatifler kanunu açısından tüm davacıların üyelikleri ve üye kayıtlarının kendi adlarına birer üyelik şeklinde olduğunu, meskenlerin müvekkili kooperatif tarafından tahsis ve teslim ile de davacıların müvekkili kooperatife üye olmalarının amacının gerçekleştiğini ve meskenlerini edindiklerini, davacıların meskenlerinin tahsis tarihinde müvekkili kooperatife borçları bulunduğundan meskenlerin tahsis ve teslim tarihinde bu gerekçeye dayalı olarak tahsisle birlikte üyelik durumlarının sona erdirilmediğini, kooperatif yönetim kurulunun 14/02/2013 tarihli kararı ile sona erdirildiğini, ihraç kararının noter kanalı ile 31/05/2013 tarihinde davacıya, 02/11/2015 tarihinde ise davacı vekiline tebliğ edildiğini, iptal davasının ise kanunda öngörülen 3 aylık hak düşürücü süresi geçtikten sonra 22/02/2016 tarihinde ikame edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece, birden fazla davacının birlikte açmış olduğu davalar tefrik edilerek ayrı esas sırasına kaydedilmiş ve alınan bilirkişi raporu değerlendirilerek, kooperatif üyesinin, kooperatifin bütün malvarlığı hakkında ortaklık payına sahip olduğu, bu ortaklığın tahsis edilen bağımsız bölüm ile sona erdirilemeyeceği, ortağın bağımsız bölüm dışında kalan alanlardaki ortaklığına ilişkin hak ve mükellefiyetinin devam ettiği, ana sözleşmede ortaklıktan çıkarma sebeplerinin açıkça belirtildiği, buna karşılık davacının ihraç sebebinin ana sözleşmedeki çıkarma sebepleri arasında yer almadığı, bu bağlamda geçerli bir ihraç kararının bulunmaması sebebiyle davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne ve davalı … Yapi Kooperatif Yönetim Kurulu tarafından verilen ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf nedeni olarak, ihraç kararının davacının kendisine ve vekiline tebliğ edilmesine rağmen, yasal süre olan 3 ay içinde bu karara itiraz edilmediğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının üyelik hissesine isabet eden konutun kendisine teslim edilmesi ile üyelik amacının gerçekleştiğini, davacının talebinin diğer üyelerin haklarını ihlal ettiğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu iddia etmiş ve mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.stinaf dilekçesi davacı vekiline 05/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davacı vekilinin istinaf talebine cevap dilekçesi verdiği görülmüştür. Davacı vekili cevap dilekçesinde, davalı yanın istinaf talebinin reddine ve mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ve üyelikten ihraç kararına dair yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacının S.S. Doludere Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olduğu, 23/12/2003 tarihinde 1 adet üyelik hissesine isabet eden dairenin kendisine teslim edildiği, teslim tarihinden sonraki dönemde üyelikle ilgili hak ve yükümlülüklerinin kendisine bildirilmediği, davalı kooperatifin ise dava konusu edilen yönetim kurulu kararı ile üyenin ihracına karar verdiği ve davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının, kooperatiften ihracına yönelik yönetim kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olup olmadığı ve kooperatif üyeliğinin devam edip etmediğine ilişkindir. 27/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda, sonuç olarak, davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu, davacı hakkında verilen 14/02/2013 tarih ve 20 sayılı ihraç kararının geçerli bir ihraç kararı olmadığı, ihraç kararının amir hükümlere aykırı olduğu, işbu sebeple davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiği belirtilmiştir.1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’un 16’ıncı maddesinde, kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektirecek sebeplerin ana sözleşmede açıkça gösterilmesi gerektiği, ortakların ana sözleşmede açıkça gösterilmeyen sebepler ile ortaklıktan çıkarılmayacağı tartışmaya yer bırakmayacak şekilde açıkça belirtilmiştir. Kooperatif Ana Sözleşmeleri, ortak lehine hükümler içermesi koşuluyla ortağı ve kooperatifi bağlar. Ana sözleşmenin, ortaklıktan çıkarılmayı düzenleyen 14’üncü maddesinde, ihraç sebepleri; ortaklık şartlarının kaybedilmesi, parasal yükümlülüklerin ortaklarca yerine getirilmemesi üzerine yönetim kurulu tarafından gönderilen ikinci ihtarı takip eden 1 ay içinde ortağın yükümlülüğünü yerine getirmemesi, ortağın kura sonucunda kendisine düşen konutu kabul etmemesi, tapuda tescilden önce yapılan tahribat ve tadilatın yazılı ihtara rağmen düzeltilmemiş olması, üyelerin kooperatife ait para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan mahkum edilmeleri şeklinde belirtilmiştir. Konut Yapı Kooperatifleri Ana Sözleşmesinin 14’üncü maddesine göre, üye hakkında verilen ihraç kararına karşı 3 ay içinde dava açılması veya verilen karar yönünden, 3 ay içinde genel kurula itiraz yoluna gidilmesi gerekmektedir. Yine 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’un 16/3 maddesinde, 3 aylık süre içinde genel kurul veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararlarının kesinleşeceği belirtilmiştir. 3 aylık itiraz süresinin başlayabilmesi için kararın muhataba tebliğ edilmesi gerekmektedir. Somut olayımızda ise davacı, davalı … yönetim kurulunun 14/02/2013 tarih ve 20 numaralı kararının “kooperatifin kuruluş amacı olan konut edinme durumundan faydalanarak davacının 1 adet konut edinmiş olduğunu, konut tapusunun kooperatifçe kendisine devredildiği tarihte davacının kooperatife olan borcundan dolayı ilişiğinin kesilmediğini, davacının kooperatife olan borcunun tahsili ile birlikte kooperatif amaçlarının gerçekleştiği…” şeklindeki gerekçesi ile ihraç edilmiştir. Ancak söz konusu ihraç sebebi, Konut Yapı Kooperatifleri Ana Sözleşmesinin 14’üncü maddesinde öngörülen ortaklıktan çıkarılma sebepleri arasında sayılmamıştır. Oysaki yönetimin uyguladığı ihraç prosedürünün yasaya ve ana sözleşmeye uygun olması gerekmektedir. Dolayısıyla ana sözleşmede öngörülen ihraç sebepleri somut olayımızda gerçekleşmediğinden davalı … yönetim kurulunun 14/02/2013 tarih ve 20 numaralı ihraç kararı batıldır. Bu sebeple davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı yönündeki iddiaları yerinde değildir.
Açıklanan tüm nedenler, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve özellikle yasal düzenlemeler kapsamında, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/661 Esas, 2017/990 Karar ve 19/10/2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı alınması gereken 68,20 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 121,30 TL olmak üzere olmak üzere toplam 189,50 TL harçtan davalı tarafın peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,40 TL davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1 bendi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.