Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/435 E. 2018/397 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/435 Esas
KARAR NO : 2018/397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2017
NUMARASI : 2014/819 2017/88
DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ NİTELİKTEKİ HİZMET
SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.04.2010 tarihinde akdedilen Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi gereği, müvekkili şirketin davalı şirkete vereceği danışmanlık hizmeti karşılığında aylık net KDV hariç l0.000,00.-TL’yi cari aydan sonraki ayın 5.işgününe kadar ödemekle yükümlü olduğunu, ancak davalının müvekkili şirkete Şubat 2014 ve Mart 2014 aylarının ücretlerini ödemeyerek müvekkili şirkete borçlandığını, müvekkili şirket tarafından 01.04.2014 düzenleme tarihli ve 22519 seri no.lu 23.600.-TL.’lik faturanın davalı şirkete gönderilmesine rağmen davalı şirketin ödeme yapmayarak İstanbul 39.Noterliği’nce düzenlenen 04.04.2014 tarihli 05676 sayılı ihtarname ile sözleşmenin 29.01.2014 tarihinde sona erdirilmiş olduğunu iddia ederek faturayı kabul etmediklerini bildirdiklerini, ancak fatura aslını iade etmediklerini, bu durum üzerine müvekkili şirketin alacağın tahsili amacıyla İstanbul ..İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, ödeme emrini tebellüğ eden davalının haksız ve mesnetsiz olarak itirazda bulunarak takibin durmasına sebep olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin “Süre” başlıklı 6.1 numaralı maddesinde “sözleşme süresinin bitimine iki ay kala tarafların anlaşması halinde bu sözleşme bir yıl uzatılacaktır” ibaresinin yer aldığını, başlangıçta 1 yıllık olarak imzalanan sözleşmenin aynı hükümlerle, 3 yıl süresince yeni bir anlaşma yapılmadan veya ihtilaf olmadan kendiliğinden uzadığını, nitekim, 2013 yılında da sözleşme süresinin bitim tarihi olan 01.04.2013 tarihinden iki ay önce, yani 01.02.2013 tarihine kadar taraflar sözleşmenin sona ereceğine ilişkin bir bildirimde bulunulmadığını, böylece sözleşmenin 01.04.2013 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzadığını ve danışmanlık hizmetinin verilmeye devam edildiğini, davalının da aylık danışmanlık faturalarını Ocak 2014 ayı dahil olmak üzere ödemeye devam ettiğini, sözleşme yürürlükte olmasına rağmen davalı şirket sözleşmenin 29.01.2014 tarihinde sona erdirildiğini iddia ederek Şubat 2014 ve Mart 2014 aylarına ait fatura bedellerini ödemeyi reddettiğini, sözleşmenin 6.1 maddesine göre davalı şirketin sözleşmeyi sona erdirme isteğini usulüne uygun bildirmemiş olmasına rağmen son 2 aylık fatura bedelini ödememesi sözleşme sona erdirme iradesi kabul edilse dahi sözleşme ancak sözleşme süresi sonunda yani 01.04.2014 tarihinde sona ereceğini, bu durumda davalının Şubat 2014 ve Mart 2014 aylarına ait danışmanlık ücretini ödemesinin sözleşmenin bir gereği olduğunu, bu nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, % 20’dan az olmamak üzere inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafından usulsüz olarak gönderilen faturayı 04.04.2014 tarihli ve 05676 yevmiye numaralı ihtarname ile iade ettiğini, her ne kadar davacı dava dilekçesinde fatura aslının kendilerine tebliğ edilmediğini iddia etmişse de, yapılan işlem noter kanalıyla yapılmış olması nedeniyle davacı tarafın bahsettiği gibi bir işlemin yapılmasının mümkün olmadığını, noter fatura aslı iadesi yaparken fatura aslı olmadan işlem yapmayacağını, bu nedenle, davacı tarafın fatura aslının iade olmadığı yönündeki beyanlarını hiçbir surette kabul etmediklerini, aksine davacı şirket faturayı müvekkiline gönderirken tacirler arası tebligatların usulüne uymadığını ve bu hususun ihtarnamede belirtildiğini, bu iade işleminden sonra müvekkiline usulüne uygun herhangi bir şekilde fatura aslının tebliğ edilmediğini, fatura alacaklarından doğan davalarda malın tesliminin/hizmetin verildiğinin ispatı ve faturanın usulüne uygun olarak karşı tarafa tebliği gerektiğini, müvekkiline hiçbir surette fatura tebliğ edilmediğini, dosya münderecatına sunulan fatura incelendiğinde, üzerinde sadece “danışmanlık sözleşmesi bakiye ücreti” yazdığını ve bu işlemlerin ne olduğu, hangi tarihe ilişkin olduğunun belli olmadığını, davacıya gönderilen ihtarnamede taraflar arasındaki sözleşmeyi 29.01.2014 tarihinde feshetmiş olduklarını bildirdiklerini, davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşme incelendiğinde aylık bedelin 10.000.-TL+ KDV olduğunun görüldüğünü, ancak dosyaya sunulan 01.04.2014 tarihli faturanın 20.000.-TL + KDV olarak düzenlendiğini, anılan faturanın hangi aylara ilişkin olduğunun anlaşılmadığını, bunun dışında anılan aylarda hizmetin gerçekten verilip verilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davacı ve davalı arasındaki danışmanlık sözleşmesi gereği davacının davalıya vereceği hizmet karşılığında davalının aylık olarak net 10.000,00 TL’yi davacıya ödemekle yükümlü olduğu ve davacının 2014 yılı şubat-mart aylarını talep ettiği ve yapılan incelemede davacının 2014 yılı şubat ayı faturasını tek düzenlemeyip şubat ve mart aylarına ait hizmet faturalarını 01/04/2014 tarih 22519 sıra nolu 23.600,00 TL miktarlı faturayı düzenlediği ve davalıya gönderdiği ve taraflar arasında bu şekilde bir ilişki olduğu ve yapılan incelemede davacının 23.600,00 TL alacak talebinde haklı olduğu, 20.000,00 TL’lik kısmında faiz talep edebileceği ve işlemiş faiz miktarının 97,92 TL olduğu ve bu nedenle bu miktarlara ilişkin itirazın iptaline, davacının %20 icra inkar talebinin ise şartlar oluşmadığından reddine karar vermek gerektiği, Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu, icra dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olmakla,
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile istanbul .. icra müdürlüğünün .. sayılı dosyasındaki davalının itirazının 23.600,00 tl asıl alacak ve 97,92 tl işlemiş faiz olmak üzere itirazın iptaline, takibin aynı şartlarda devamına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı … Ltd. Şti. vekili istinaf taleplerine;
Yerel Mahkemenin %20 icra inkar tazminat talebinin reddine karar verdiğini, oysa takip konusu alacağın likit ve belli olduğunu, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.02.2017 tarih ve 2014/819E., 2017/88K. sayılı kararının kısmen redde ilişkin hüküm kısmının kaldırılarak, davanın kabulü ile talepleri doğrultusunda esastan düzelterek karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davalı tarafa 24/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, cevap verilmemiştir.
Davalı ..A.Ş. vekili istinaf taleplerinde;
Hizmetin verilip verilmediğinin incelenmesi talebimiz bilirkişiler ve yerel mahkeme tarafından sadece hizmetin değerinin ölçülmesi şeklinde değerlendirilerek hatalı sonuca varılmıştır. davacının sözleşmenin feshini kabul edip, hizmeti vermeyi kestiği ihtimali göz önünde bulundurulmamıştır. Bilirkişice yapılan incelemeler neticesinde, davacı tarafından dosyaya sunulan 2011-2012-2013-2014 yılına ait muavin defterlerine göre toplam 542.800,00 TL hizmet faturası düzenlendiği, müvekkilin söz konusu fatura bedelleri toplamı olan 542.800,00 TL’yi davacıya ödediği tespit edilmiştir. Tarafların cari hesapları örtüşmektedir. Yine bilirkişice de tespit edildiği üzere, davacının müvekkil adına düzenlediği 01.04.2014 tarih ve 23.600,00 TL bedelli faturanın, müvekkilin keşide ettiği 04.04.2014 tarih ve 05676 yevmiye sayılı ihtarname ekinde 07.04.2014 tarihinde davacıya iade edilmiştir. Söz konusu fatura müvekkilin defterlerinde kayıtlı değildir. Ayrıca bilirkişice davacının takibe konu ettiği faturayı defterlerine kaydetmediği tespit edilmiştir. Yani davacı, defter kayıtlarına göre alacaklı değildir. İşbu hususlar değerlendirildiğinde; davacının defterlerine kaydetmediği faturalar yönünden alacaklı olduğunu iddia etmesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu son derece açıktır. Bunun dışında davacı taraf ticari defterleri sunmamıştır. Bu sebeple, usulüne uygun olup olmadığı bilirkişiler tarafından incelenememiş ve davacı lehine delil teşkil edip etmediği tespit edilememiştir. Bu sebeplerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun yerel mahkeme kararının kaldırılarak esas hakkında davanın reddine karar verilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş etmiş, istinaf dilekçesi davalı tarafa 24/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının yasal süre içinde taraflarca istinaf edildiği anlaşılmakla;
İcra dosyasında ödeme emrinin tebliğine ilişkin belgenin olmadığı anlaşıldığından dairemizin 2017/1200 E. 2017/1829 K.sayılı kararı ile geri çevrilen dosyanın eksikliğin ikmalinden sonra istinaf incelemesi için tekrar dairemize gönderilmesi nedeniyle öncelikli olarak ele alınması gerekmekle;
Dava, taraflar arasında imzalanan danışmanlık hizmet sözleşmesi gereğince ödenmeyen hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkin olup, taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sorun, hizmetin verilip verilmediği, varsa alacağın miktarı ve kabule göre icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanaktadır.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Davacı İstanbul .. İcra Müdürlüğünün .. E. sayılı dosyası ile 24/04/2014 tarihinde 23.600,00.-TL asıl alacak, 151,95.-TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 23.751,95.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra, ödeme emrinin 23/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 30/06/2014 tarihinde hiçbir borcu olmadığını belirtilerek, borcun tamamına ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 05/09/2014 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 01/04/2010 başlangıç tarihli Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 6.1.maddesi gereğince yürürlük tarihinden itibaren sözleşmenin 1 yıl süre ile geçerli olduğu, sözleşmenin bitimine 2 ay kala ancak tarafların anlaşması halinde sözleşmenin 1 yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı, aylık danışmanlık bedelinin KDV hariç 10.000,00.- olduğu, ödemenin bir sonraki ayın 5 işgününe kadar yapılacağının kabul edildiği, sözleşmenin davalı tarafça 29/01/2014 tarihinde feshedildiği, bu hususun davacının da bilgisi dahilinde olup bu konuda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının sözleşmenin feshinden sonraki ve sözleşmenin bitim tarihi olan 01/04/2014 tarihinden önceki dönem olan Şubat ve Mart ayına ait ücretini istediği, zira bilirkişi incelemesine göre Ocak ayının ödemesinin yapıldığı, danışmanlık sözleşmelerinin niteliği gereği, danışmanın sözleşmenin devam ettiği süre için ilgili ücretini İsteyebileceği, bilirkişi raporuna göre de tarafların kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğunun gözlendiği, dava konusu aylara ait ödemenin yapıldığına dair bir kayıt ve belgeye rastlanmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin kararında asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte sözleşme ile miktarı belli olan olan ve Yargıtay içtihatlarına göre de likit, belirlenebilir olan asıl alacak miktarı için icra inkar tazminatına hükmedilmemesi yanlış olduğundan ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacı tarafın istinaf talebinin kabulüne, davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, Davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/02/2017 Tarih ve 2014/819 E. 2017/88 K. Sayılı kararının kaldırılmasına, Davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜNE,
3-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/02/2017 Tarih ve 2014/819 E. 2017/88 K. Sayılı kararının HMK’nun 353/1b,2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
4a-Davanın kısmen KABULÜNE,
4b)İstanbul .. İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 23.600,00 TL asıl alacak ve 97,92 TL işlemiş faiz üzerinden takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
4c)Alacak miktarı likit (belirlenebilir) olduğundan asıl alacak üzerinden %20 hesabı ile 4.720,00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4ç)Alınması gereken 1.618,80.-TL harçtan peşin alınan 286,95.-TL harç düşüldükten sonra kalan 1.331,85.-TL Bakiye ilam harcının DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. ne göre hesaplanan 2.843,76.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4e-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. ne göre hesaplanan 54,03.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4f-Davacı tarafça yapılan (Bilirkişi Ücreti 2.500,00 TL+ 191.00 TL Tebligat – Müzekkere + 286,95 Peşin Harç + 25,20 Bşv. Harcı + 3,80 Vek. Harcı) TOPLAM 3.006,95.-TL yargılama giderlerinin, davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4g-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 İstinaf Karar Harcı + 85,70 TL İstinaf kanun yoluna başvuru harcı ve 23,50 TL İstinaf posta gideri ile toplam 140,60 TL istinaf yargılama giderlerinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.07/03/2018