Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/433 E. 2020/1913 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/433 Esas
KARAR NO: 2020/1913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2016
NUMARASI: 2015/234 Esas, 2016/909 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin avukat olup dava dışı …’nin vekilliğini üstlendiğini, Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/296 Esas, 2012/590 Karar sayılı kararı ile vekilliğini üstlendiği dava dışı şahıs lehine itirazın kaldırılmasına ve % 20 icra tazminata hükmedildiğini, ancak takip tarihine göre % 40 oranında tazminata karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ihmali ile hükmü temyiz etmediğini ve karşı tarafın da temyizi olmadığından kararın kesinleştiğini, kararın temyiz edilmemesi nedeniyle daha az oranda icra tazminatına hükmedilmesi nedeniyle eksik % 20 icra tazminatı bedelini …’ye ödendiğini, davacı ile davalı arasında düzenlenen Avukat Mesleki Mesuliyet Sigorta Poliçesi kapsamında, müvekkilinin ödediği bedelin davalı … şirketince karşılanması gerektiğini, anılan sigorta ile mesleki faaliyet esnasında 3. şahıslara verilebilecek zararın karşılanmasının amaçlandığını belirterek ödediği 183.172,11 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında; poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumluluğundan sözedilebilmesi için davacı vekilin sorumluluğunun ispat edilmesi gerektiğini, üçüncü şahsın zarara uğradığının tartışmalı olduğunu, davacının tartışmalı zarar bedelini ödeyerek poliçe özel şartlarını ihlal ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesi, davalı … şirketinin aynı sigorta hizmetini davacı konumundaki kişilere paket olarak sunduğundan işlemin tüketici işlemi olduğu ve davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle HMK’nın 114/1.c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, süresinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; TTK’nın 5. maddesi uyarınca TTK’da öngörülen hususlardan doğan davaların ticari dava sayılacağı ve ticari davalara asliye ticaret mahkemelerinde bakılacağını, sigorta sözleşmeleri TTK’da düzenlendiğinden uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, mesleki faaliyeti gereği mesleki sorumluluk sigortası düzenleyen davacının tüketici olmadığını, sigortanın paket olarak sunulmasının da davacıyı tüketici yapmayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevabında; müvekkilinin mesleki faaliyetini güvence almak isteyen tüketici olduğunu, bu nedenle uyuşmazlıkta tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek istinaf talebinin esastan reddini istemiştir. Dava Avukatlık Mesleki Sigorta Sözleşmesi kapsamında oluşan tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece HMK’nın 114/1.c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak, asliye ticaret mahkemelerinin görevi 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” şeklinde düzenlenmiş olup, yine aynı Kanun’un 4/1(a) maddesinde, “Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanun’da … öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları” mutlak ticari dava olarak sayılmıştır. Öte yandan, somut ihtilafa konu tazminat davası, 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde düzenlenen sigorta sözleşmelerinden doğan riziko tazminatı alacağına ilişkin olduğu gibi mesleki faaliyeti nedeniyle sigorta poliçesi düzenleyen davacının tüketici olmadığı ve davalı … şirketinin sorumluluğu 6102 sayılı Kanun’un 1473. maddelerinden kaynaklanmakla ihtilafın TTK hükümleri uygulanmak suretiyle çözülecek olması nedeniyle davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olduğu halde yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile mahkemece görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı verildiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile HMK’nın 353/1.a.3 bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/234 Esas, 2016/909 Karar, 27/12/2016 tarihli kararının HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı/davalı tarafından peşin yatırılan 117,10TL harçtan mahsubu ile bakiye 115,00TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/10/2020