Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/415 E. 2020/1954 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/415 Esas
KARAR NO: 2020/1954
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/10/2017
NUMARASI: 2014/1093 Esas, 2017/1035 Karar
DAVA: ALACAK
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … A.Ş vekili, 20.02.2014 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesine ekli faturada yazılı malların, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ve finansal kiralama sözleşmesi kapsamında dava dışı …’ya kiralandığını, sözleşmenin 14. maddesi gereğince sözleşme konusu ürünlerin sigorta ettirileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme / poliçede lehtar olarak kiralayan müvekkilinin belirtildiğininin ifade edildiğini, davalı ile bileşik ürün sigorta poliçesi düzenlendiğini, sigorta kapsamındaki malların, yangın sigortası genel şartları, cam kırılması sigortası genel şartları ve özel şartları çerçevesinde teminat altına alındığını, dava dışı …’nın sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğinden 20.10.2009 tarihli ihtarname ile edimi ifaya davet edildiğini, 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu ‘nun 23. maddesi çerçevesinde uygun süre verildiğini, ancak dava dışı şirketin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme konusu malların teslimi amacı ile İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/321 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, 15.12.2011 tarihli kararla davanın kabulüne, sözleşmeler kapsamında teslim edilen malların dava dışı …’dan alınarak müvekkiline teslimine karar verildiğini, iade talep edilmiş ise de Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/526 Esas, 2013/21 Karar ve 23.01.2013 tarihli kararla İflasın açılmasına karar verildiğini, tasfiye işlemlerine başlandığını, sözleşme konusu malların bulunduğu dava dışı …’nın Çayırova Kocaeli adresli fabrikasının 2 yılı aşkın bir süre gayri faal durumda bulunduğu, fabrikada bulunan malların kötüniyetli kişiler tarafından fabrika binasına tedarik ettikleri araç ve gereçlerle gizlice girilerek oksijen tüpleri vasıtasıyla makina parçalarının peyderpey söküldüğü ve çalındığının öğrenildiğini, malların müflis malları ile İflas masasına dahil edilmiş olması nedeniyle, malların İflas masasından tefriki ve taraflarına iadesinin talep edildiğini, 21.03.2013 tarihli kararla taleplerinin kabul edilerek ilama konu malların taraflarına iadesine karar verildiğini, iade için adrese gidildiğinde sözleşme konusu malların kısım kısım söküldüğü ve çalındığının tespit edildiğini, 2013/4911 Hazırlık dosyasında şikayet üzerine soruşturma başlatıldığını, davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini, davalı şirketin 04.02.2014 tarihli yazı ile sigorta genel şartları, poliçe özel şartları, TTK ve sigorta mevzuatı göz önünde bulundurarak tazminat talebinin karşılanamayacağı şeklinde müvekkili şirketin taleplerinin reddedildiğini, meydana gelen hasarın sözleşme kapsamında olduğunu, poliçede hırsızlık riskininde teminat kapsamına aldığını, 21.04.2013 tarihinde davalının temerrüde düştüğünü, ödenmesi gereken teminat tutarının kesin olarak hesaplanamadığından davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, iddia ederek, davanın HMK m.107 çerçevesinde belirsiz alacak davası olarak kabul edilerek, belirli hale geldiği anda artırılmak ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta teminat bedeli 25.000,00 TL ‘nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, sigorta poliçesinin, … A.Ş ‘nin Kocaeli’de ki riziko adresini, bina ve cam kırılması ile poliçe üzerinde ve içeriğinde yazılı risklere karşı sigortaladığını, bina sigorta bedelinin 9.200.000 TL olup, %1 nin 92.000TL olduğunu, meydana gelen zararın bina sabit kıymetlerinde hırsızlık olarak kabul edilmesi halinde müvekkili şirketin sorumluluğunun 92.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, İflas dosyasındaki bilgilere göre …’nın 148 adet alacaklısının bulunduğunu, ayrıca gazete haberlerine göre …nın … ve adamları tarafından yağmalandığını ve bu olaylarla ilgili İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde suç işlemek için örgüt kurmak, nitelikli yağma, mala zarar verme vb suçlamalarla dava açıldığını, davacı şirketin şikayet dilekçesi ile, fabrika binasının 2 yıldır gayri faal olduğu, boş bir vaziyette ve korunaksız durumda olduğu, bu durumdan istifade etmek isteyen kişilerin fabrika binasında mülkiyeti şirkete ait olan menkulleri söktüğü ve sökümlerinde halen devam etttiğinin bilgisi alındığı şeklinde, sigortalı mahalli çok açık ve net bir şekilde anlattığını, çalındığı iddia edilen şeylerin hangi tarihte hangi hırsızlık olayı nedeniyle çalındığının ispat edilmesi gerektiğini, 19.03.2013 tarihinde şikayet edilen olayla ilgili faillerin herhangi bir şey çalmadan yakalandığını, davacının dilekçesinde, fabrikada bulunan malların peyderpey söküldüğünü ve çalındığını ileri sürdüğünü, hırsızlık iddialarının nasıl meydana geldiğinin ortaya konulması gerektiğini, meydana gelen olayın hırsızlık olmayıp, kendi kaderine terkedilen sigortalı malların, alacaklılar, fabrika sahibi vb tarafından yağmalanmasından ibaret olduğunu, sigortalı …’nın İflas etmiş, fabrikanın boşaltılmış, yağmalanmış ve terkedilmiş olduğunun mahkeme kararları, olay yeri tutanakları, gazete haberleri ile açık ve kesin olarak belli olduğunu, çeşitli tarihlerde meydana gelen olayların hırsızlık olarak kabul edilse dahi hırsızlık sigortası genel şartlarına göre meydana gelen zararın teminat dışı olduğunu, genel şartta açıkça sigortalı mahalle özel bir çaba ile zor kullanılarak girilmek suretiyle hırsızlık yapılması halinde sigorta teminatının konusuna gireceğinin düzenlendiğini, eğer hırsızın sigortalı mahalle hiçbir engelle karşılaşmadan rahatça girebiliyor ve hırsızlık yapabiliyorsa hırsızlık genel şartları açık hükmü gereğince sigorta teminatı kapsamında olmadığını, TTK 1448. maddesi ile sigortalının rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda zararın önlenmesine yönelik tedbirleri alma yükümlülüğü getirildiğini, sigortalının yapması gereken en basit ve öncelikli önlemi dahi almadığını, sigortalı mahallinin, kilitsiz, korumasız ve gayri faal durumda bırakıldığını savunarak, öncelikle belirsiz alacak davası açılamayacağından davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, Finansal Kiralama Sözleşmeleri, sigorta poliçesi, hasar dosyası, İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/32 Esas, 75 Karar, Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/526 Esas, 2013/21 sayılı dosyaları, Gebze CBS 2013/4911 sayılı soruşturma dosyası, Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/242 Esas sayılı dosyası, ifade tutanakları, olay yeri tutanakları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu olayın sigorta poliçesi teminatında kalacak şekilde gerçekleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde, davacı … A.Ş ‘nin yeni ünvanı … A.Ş ‘nin de yeni ünvanı, … A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, kararın hatalı olduğunu, kök ve ek raporların esas alınmasına rağmen raporlara karşı itirazlarının karşılamaya elverişli bilirkişi raporu alınmadığını, gerekçede bu konuda neden aleyhe karar verildiğinin açıklanmadığını, gerekçede hangi veriler ve olgular dikkate alınarak ret kararı verildiğinin anlaşılamadığını, hırsızlık suçunun meydana geldiğini, meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğunu, kötüniyetli hareketlerin teminat kapsamında olduğunu, somut olayda hırsızlık suçunun meydana gelmediği varsayılsa dahi köyüniyetli hareketlerinde teminat kapsamında olduğunu, ceza dosyasının beklenmesi gerektiğini, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/157 Esas sayılı dosyasında her ne kadar sanıkların beraatine karar verilmiş ise de söz konusu karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/304179 nolu tebliğnamesinden görüldüğü üzere kiralayan dava dışı şirket …’nın yetkilisi … yönünden güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluştuğunun açıkça ifade edildiğini, kararın bozulması gerektiğinin belirtildiğini, kötü niyetli hareketlerin poliçe kapsamında kaldığının anlaşılmakla, salt hırsızlık suçunun oluşmadığı bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ceza dosyasının neticesinin kesinleşmesi beklenilmeksizin hüküm kurulmasının hatalı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve kabul kararı verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “ Bileşik Ürün Sigorta Poliçesi “ kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, 13 Temmuz 2007 tarihinde, Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu işlemi ile davacı şirket ile dava dışı … A.Ş arasında, “ Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi “ akdedildiği, sözleşmede kira süresinin 5 yıl olarak belirlendiği, dava dışı … San.A.Ş nin sigorta ettiren, davacı şirketin sigortalı olduğu, sigorta başlangıç tarihi, 16.10.2012, bitiş tarihi 18.10.2013, riziko adresi Gebze Kocaeli, faaliyet konusu, metal eşya fabrikası, sigorta konusu, cam kısılması ve bina olan “ bileşik ürün sigorta poliçesi “ düzenlendiği, teminatlar arasında, bina ( Yangın ) teminatınında olduğu, yangın sigortası teminat kapsamı, özel şartları ve muafiyetleri üst başlığı altında, “ bina sabit kıymetler hırsızlık “ başlığı ile bina teminatı alınmış olması şartıyla binaya ait sabit kıymetlere yapılacak olan hırsızlıkların, bina sigorta bedelinin %1 ni aşmamak üzere teminat kapsamına dahil edildiğinin belirtildiği, poliçenin ilk sayfasında, poliçenin, poliçede yer alan Sigorta konuları karşılarında belirtilen bedeller limitler ve teminatlar kapsamında Yangın Sigortası Genel Şartları, Cam Kırılması Sigortası Genel Şartları ve poliçe şartları çerçevesinde temin edeceğine yer verildiği, dava dışı sigorta ettiren … A.Ş tarafından, 23.07.2010 tarihli dava dilekçesi ile Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/526 Esas, sayılı dosyasında İflasın ertelenmesi talebinde bulunduğu, mahkemenin 2013/21 Karar ve 23.01.2013 tarihli kararı ile şirketin iflasına karar verildiği, davacı finansal kiralama alacaklısı şirketin dava dışı … hakkında İstanbul 22.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/321 Esas, 2011/75 Karar ve 15.11.2011 tarihli dosyasında, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kiralama bedellerinin ödenmediği gerekçesiyle malların alınarak davacıya aynen teslimine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, sözleşme konusu, kimyasal arıtma sistemi, biyolojik arıtma sistemi, çelik konstrüksiyon fabrika binası, kompozit döşeme, 2008 yılı kiralama konusu, merkezi talaş taşıma konvetör sistemi, kuru tip trafo vb davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 21.03.2012 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin, malların müflis şirketin elinde bulunması nedeniyle F.K.K 19.maddesi gereğince İflas masasından tefriki ile taraflarına iadesini talep etttiği, Gebze …icra Dairesinin … İflas dosyasında, 21.03.2013 tarihli kararla, yazılı menkullerin iflas masasından tefrik ile masrafı talep edilene ait olmak üzere gösterilecek yerde aynen iadesine karar verildiği, 18.03.2013 tarihinde davacı şirket vekili tarafından Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben düzenlenen şikayet dilekçesinde, faillerin kimlikleri meçhul olarak belirtilerek, suç yeri, boş fabrika binası olduğu ifade edilerek sözleşme ilişkisi ve devamında açılan davaların açıklandığı ve dilekçenin sonuç kısmının “6”. bölümünde, fabrika binasının 2 yıldır gayri faal olduğu, boş bir vaziyette ve korunaksız durumda bulunduğu, bu durumdan istifade etmek isteyen kişilerin fabrika binasında mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan menkulleri sökmekte oldukları ve sökümlerinde halen devam ettiği belirtilerek, tespit ve güvenliğin sağlanması, eylemi İcra edenlerin tespiti ile haklarında soruşturma açılmasını ve kamu davası açılmasını talep ettiği, 19.03.2013 tarihli, olay yakalama, üst arama ve salıverme tutanağında, 19.03.2013 tarihinde saat 16,30 da belirtilen adreste bulunan … A.Ş isimli iş yerine kontrol amaçla ekiplerle gidildiği, fabrika içerisinde 5 şahsın görüldüğü, 3 şahsın burada işçi olduklarını beyan ettikleri, çelik konstrüksiyon söküm öncesi kontrol amaçlı buraya geldiklerini daha sonrada vinç getirerek içeride bulunan metal malzemeleri taşıyacaklarını,kendilerini buraya … isimli şahsın yönlendirdiğini beyan ettikleri, … isimli şahsın fabrikayı kiraladığını belirtmesine rağmen, kiraladığına dair evrak ibraz edemediği, şahısların çelişkili beyanda bulunduklarının belirtildiği, aynı tarihli başka bir tutanakta, işyerinin aynı gün kontrol edildiğinde, iş yerinin çalışır vaziyette olmadığı, içerisinde iş makinalarının bulunmadığı, kapılarının açık olduğu, güvenliğinin olmadığının görüldüğü, içerisinde, kontrol edildiğinde, çatı çelik konstrüksiyonlarının yerinde olduğu, kesilmediği, içeride çalışanların olmadığı ve fabrikanın atıl kullanılmaz durumda olduğunun belirtildiği, Gebze 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/242 Esas, 2015/1307 Karar ve 19.11.2015 tarihli karar ile katılanın davacı şirket, sanıkların, …, … ve …, suçun, bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık eyleminden kaynaklı olarak kamu davası açıldığı, mahkemece, sanıklar, … ve …’nın söz konusu yere kendilerini diğer sanık …’in görevlendirmesi nedeniyle geldikleri, …’in başta üzerine atılı bulunan hırsızlık suçunu kastı içinde olmadığını savunarak o tarihte söz konusu fabrikayı şirketin ortaklarından olan …‘dan kiraladığını, bu kişinin fabrikanın %51 ortağı olduğunu, diğer ortağın ise katılan sıfatıyla … olduğu, fabrikanın kendilerine borcu olduğunu, …’ın yönetim kurulu başkanı olduğu, sanık … ile kira sözleşmesi yaptıkları söz konusu fabrikanın davaya konu hırsızlık suçunun işlendiğini iddia etttiği fabrika olduğu, sözleşmenin varlığını kabul etttiği, ancak hükümsüz olduğu adı geçenlerin yetkilerinin olmadığı, sözleşmenin kendisine vermiş olduğu yetkiye güvenerek söz konusu fabrikaya geldiği suç kasıtlarının bulunmadığı gerekçesiyle sanıklarının beraatlerine karar verildiği, davacının talebinin reddi üzerine davacının iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır. 09.02.2015 tarihli 31 adet fotoğrafın ekli olduğu talimat bilirkişi raporunda, davacı vekili ile dava dışı … A.Ş’nin fabrika binasına giderek yapılan incelemede, işletmenin içine girilerek inceleme yapıldığı, fabrika binasının iki katlı olduğu, alt katın betonarme, üst katın çelik konstrüksiyon olduğu, fabrikanın içerisinde ısıtma ve havalandırma tesisatlarının söküldüğü, sandviç panelden yapılan duvarların yıkıldığı, elektrik tesisatlarının sökülerek çalınmış olduğu, çelik konstrüksiyon kısmında bulunan taşıyıcı kolonların bazılarının kesilmiş çalınmış olduğu, fabrika binasının bir kısmına döşenmiş olan kompozit döşemelerin sökülmüş olduğu ve döşemede bulunan metal malzemelerin bir kısmının fabrika içerisinde br kısmının ise çalınmış olduğu, binanın ön tarafında bulunan bahçe çitlerinin söküldüğü, dış cephe ve çatı kısmında herhangi bir hasar olmadığı, ofislerin bulunduğu bina cephesindeki kaplamaların bir kısmının sökülmüş olduğu, fabrikada bulunan makina tesisatlarının komple sökülmüş ve yerinde olmadıklarının görüldüğü, sonuç olarak, davacı şirketten finansal kiralama sözleşmesi ile dava dışı … A.Ş ‘nin Şekerpınar – Çayırova adresindeki fabrikasında bulunan bir takım makina ve tesisatların davalı sigorta şirketi tarafından sigorta yapıldığı, malların mevcut durumları ile birlikte bir kısmının fabrikada olmadığı bir kısmının hasarlı olduğu belirtilmiştir. 29.09.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda, sigortanın olayı kapsadığı, binanın kasko bedelinin 9.200.000,00 TL olduğu, fabrikada yapılan incelemede, fabrikanın genel görünümünün terkedilmiş bir bina görünümünde olduğu, her tarafı kuşların istila ettiği, kuş gübresi ile aşırı şekilde kirlendiği, yer yer yıkılmalar ve parçalamalar olduğu, fabrikada hiçbir makina, donatım ve takım olmadığı, trafo orta gerilim ve alçak gerilim sistemlerinin olmadığı, binanın elektrik tesisatının tamamen yok edildiği, panoların olmadığı, tavandaki sistemlerin dahi yok olduğu bütün aydınlatma armatörlerin çalındığı, çelik konstrük binanın taşıyıcı ana kolon ve ara kolanların yer yer kesilerek alındığı, kesilen ana kolonlardan 3 adedinin yerde kesilmiş olarak bulunduğu, diğerlerin mevcut olmadığı, çelik konstrüksiyon merdivenlerinin kesilmiş ve çoğunun götürülmüş olduğu, fabrika binasının mekanik tesisatının tamamının kesilerek alındığının görüldüğü, yük asansörlerinin ana elemanlarının ve servis asansörlerinin tamamen sökülüp götürüldüğü, otomatik yükleme kapılarının elektronik sistemlerinin yıkılarak virane hale getirildiği, fabrika binasının kullanılamaz durumda olduğu ve içerisinde insanların çalışmasında tehlike yarattığının tespit edildiği, hasar bedelinin tespiti için, çelik konstrüksiyon projesinin ve kullanılan malzemelerin ve faturaların, bütün elektrik tesisatının projesi ve kullanılan malzemelerin ve faturaların ve diğer belgelerin bilirkişi heyetine verilmesi için davacı vekilinden talep edildiği bu güne kadar hiçbir bilgi ve belgenin verilmediği, temin edilemediği belirtilmiştir. 08.09.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava konusu … A.Ş firmasında meydana gelen hırsızlık olayının, üçüncü kişiler tarafından, … A.Ş ‘ye ait iş sahası ve binaya, işyeri mahallinde bulunan ana giriş kapısının ve, veya giriş kapılarının zorlanarak, kırılarak, devirerek delme yoluyla, tırmanma suretiyle girilmediği, aynı işyerine ait iş sahasına ve binanın içine, aynı işyerine ait iş sahası ve binada bulunan kişi yada kişilere darp yapılmadan, zor kullanılmadan girildiği, aynı işyerine ait iş sahasına ve binanın içine hiçbir engel olmadan açık bulunan kapıdan girilmesi neticesi meydana geldiği, sigorta hasarının, hırsızlık sonucu meydana gelen sigorta hasar tazminat bedelinin, sigortacı tarafından sigortalı ve, veya sigorta ettirene ödenmesi için geçerli olduğu kanaatine varıldığı, Bileşik Ürün Sigorta Poliçesi kapsamında yer alan Bina Sabit Kıymetler Hırsızlık teminatının, Hırsızlık Sigortası Genel Şartları A.1 sigortanın konusu, bu sigorta ile poliçede belirlenen sigortalı yerde hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüsün; 1.1. Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, 1.2.Araç, gereç veya bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek, 1.3.Kaybolan, çalınan veya haksız yere elde edilen asıl anahtarla veya anahtar uydurarak veya başka aletler veya şifre yardımıyla kilit açma suretiyle girilerek, 1.4.Sigortalı yerlere gizlice girip saklanarak veya kapanarak, 1.5.Öldürme, yaralama, zor ve şiddet kullanma veya tehditle, yapılması halinde sigortalı kıymetlerde doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararlar, şeklinde olması halinde teminat altına alındığını, maddelerden biri, birkaçı ve, veya tamamının kapsamına girmediği kanaatine varıldığı, dava konusu sigorta hasarının Bileşik Ürün Sigorta Poliçesi teminatı altında olmadığı, teminat harici olduğu, davacının, davalı sigorta şirketinden poliçe kapsamında tazminat bedeli talep etme hakkı olmadığı belirtilmiştir. Davacı vekili, bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde, kök ve ek raporların hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, hırsızlık suçunun meydana geldiğini, zararın teminat kapsamında olduğunu, öte yandan kötüniyetli hareketlerin teminat kapsamında olduğunu, olayın bilirkişilerin iddia etttiği gibi borçlu ile anlaşmalı üçüncü kişiler vasıtasıyla meydana geldiği varsayılsa dahi kötüniyetli hareketlerinde Sigorta kapsamında olması gerektiğini, raporun hatalı olduğunu yeni bir bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, rapora beyan dilekçesinde, dava konusu eylemin bir hırsızlık eylemi olmadığını, hırsızlık eylemi olduğuna dair soruşturma veya yargı kararı olmadığını, bilirkişi raporu uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, rapor ve ek rapora göre davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı TTK ‘nın 1401. maddesinde sigorta sözleşmesi düzenlenmiştir. Maddede, sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi halinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle yada hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır.1409. maddesinde “ Sigortanın kapsamı “ başlığı ile ilk fıkrada, sigortacının, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan dolayı veya bedelden sorumlu olduğuna yer verilmiştir. Tarafların borç ve yükümlülükleri, TTK 1421. maddeden itibaren, sigortacının borç yükümlülükleri üst başlığı altında, rizikoyu taşıma yükümlülüğü şeklinde düzenlenmiştir. Sigorta ettirenin borç ve yükümlülüklerine ise 1430 vd maddelerde yer verilmiştir. 1444. maddenin ilk fıkrasında, Sigorta ettirenin, sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu ağırlaştıracak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamayacağı, 1448. maddede “ zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü “ başlığı ile Sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için imkanlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Somut uyuşmazlık, yasal düzenlemeler, sigorta poliçesi, poliçenin genel ve özel şartları ile hırsızlık sigortası genel şartları kapsamında, meydana gelen olay hırsızlık fiili değildir. Dava dışı gerçek kişilerin yargılandığı ve beraat ile sonuçlanan ceza mahkeme kararında da sanıkların sözleşmenin vermiş olduğu yetkiye güvenerek fabrikaya girdikleri kabul edilmiştir. TTK 1409. madde anlamında, sigorta poliçesi kapsamında riziko meydana gelmemiştir. Bu anlamda, bilirkişi kök raporunda ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere hasarın poliçe teminat kapsamında olmadığı aşikardır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve ek rapor, ceza dosya kapsamı, hazırlık ifadeleri, davacı şirketin savcılık makamına yapmış olduğu şikayet dilekçesinde ki olayla ilgili açıklama ve kabulleri ile yasal düzenlemeler kapsamında davanın red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 357. maddesi gereğince, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar dinlenemeyeceğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1093 Esas, 2017/1035 Karar ve 17.10.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 117,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05/11/2020