Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/386 E. 2018/367 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/386 Esas
KARAR NO : 2018/367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/07/2017
NUMARASI : 2017/815 2017/638
DAVANIN KONUSU : İFLAS (İFLASIN ERTELENMESİ)
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı… AŞ (Yeni; .. A.Ş) ile birlikte gurup şirket olarak … ve San. A.Ş. … Tic. Ltd. Şti. olarak vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri her 3 davacı şirketin yaşadıkları finansal sorunlar, sektörün içinde bulunduğu genel ekonomik koşullardaki olumsuz değişmeler nedeniyle likidite sorunu ortaya çıktığı, karlılıklarını artıramadıkları, işletme faaliyetlerinin her geçen gün daha yüksek oranda borçla finanse edilmesi zorunluluğuna bağlı olarak borç yükünün arttığını ve her 3 şirketin de borca batık duruma düştüklerini, dosyaya sundukları iyileştirme projesinde öngörülen alınacak tedbirlerle ve dilekçede izahını yaptıkları somut çözümler ile borca batıklıktan çıkacaklarını belirterek iflaslarının 1 yıl süreyle ertelenmesini talep etmişler, talep üzerine mahkemece 26/07/2017 tarihli ara kararla .. … AŞ (Yeni;… A.Ş) hakkındaki dava tefrik edilerek bir başka esasa (istinafa konu dava) kaydedilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi; Davacı şirketin iflasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Müdahil . Ve Tic. A.ş. Vekili istinaf taleplerinde;
1-Usule ilişkin olarak; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/414 E. sayılı dosya üzerinden görülen davada, davacı….i A.Ş. vekili tarafından dosyaya sunulan 18.07.2017 tarihli dilekçe ile bu şirketin olumsuz yapısının diğer iki şirketin iyileşme sürecini olumsuz etkileyeceği nazara alınarak dosyanın tefrik edilmesini talep etmesi üzerine mahkemece talebin kabul edilerek bu şirketin davasının iş bu esasa kaydedildiğini, daha sonra da müdahillere bilgi verilmeksizin acele bir şekilde aynı gün içerisinde gerçekleşen işlemler neticesinde davacı … A.Ş. talebi nasılsa o şekilde hareket edilerek davacı lehine iflas kararı verildiğini, yasal düzenlemelere ve mevzuata aykırı yargılama usulü ile tek taraflı yürütülen işlemler neticesinde adil yargılama ilkesinin yok sayıldığını, karara esas alınan bilirkişi raporunun taraflara tebiliğ edilmediğini,
2-Esas Yönünden ise; söz konusu davacı şirketin borca batıklığın artmasında kusurlu davrandığını, iflas kararı verildiğinde alacaklıların alacaklarına kavuşması imkanının tamamen ortadan kalkacağını, bilirkişi raporları ile davacı şirketin maddi mal varlığının bulunmadığının görüldüğünü, alacaklıların haklarının açıkça belirlenmediğini, yargılamaya dahil edilmeksizin iflas kararı verilmesi neticesinde, davacı şirketten alacaklı yüzlerce kişi/şirket alacaklarınının hiç bir şekilde tahsil edemez duruma düştüğünü, İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/07/2017 tarih ve 2017/815 E. 2017/638 K. sayılı iflas kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davacı vekiline 16/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
Müdahil İskenderoğlu Kollektif Şirketi vekili istinaf taleplerinde;
1-Davacı tarafın iflas talebine bağlı olarak karar verildiğini,
2-Bilirkişi raporlarının açık ve ayrıntılı olması gerektiğini, detaylı bir araştırma ve planlama yapılması durumunda ve davacı şirketin sorumluluklarını yerine getirmesi halinde verilen iflas kararına gerek olmayacağı kanaatinde olduklarını, davacı şirket adına verilen iflasın açılması kararının gerek ülke ekonomisi menfaatleri açısından gerekse biz alacaklıların menfaatleri açısından uygun olmadığını düşündüklerini, bu sebeplerle verilen kararın hukuka aykırı olduğu ve yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaati hâsıl olduğundan İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.07.2017 tarih ve 2017/815 E. ve 2017/638 K. sayılı kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davacı vekiline 16/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
Müdahiller.Tic. A.Ş. – .. Dağıtım A.Ş. – .. A.Ş. – .. .. A.Ş. -.. A.Ş. – .. A.Ş. – (Temlik Alan) .. A.Ş. (Temlik eden …A.Ş.) vekili istinaf taleplerinde ;
1-Bilirkişi ve kayyım raporlarında bulunan ve ayrıntısı dilekçelerinde yazılı hususları sıralayarak mahkemece kayyım raporunun sunulduğu 26/07/2017 tarihinde tefrik ara kararı oluşturulduğunu ve 27/07/2017 tarihli duruşmada müdahillere bildirim yapılmadan iflas kararı verildiğini,
2-Ayrıca firmalar arasında para, emtai ve envanter geçişi kayyım onayına tabi olmayıp, keza davacı firmanın kendisinin dahi satın alma, idari işler, mali işler, ve operasyon birimlerinin 2017 yılı başından itibaren tek çatı altında toplandığını beyan etmesi karşısında ve bu duruma firmaların bugüne kadar envanter sayımı ve cari hesap mutabakatı yapmadığı gerçeği de eklendiğinde firmaların birbirinden bağımsız yargılamaya tabii tutulmasının mümkün olmadığını, her üç firmanın tüm unsurları ile birbiri içine girdiği ve neticede verilen “tefrik” kararının usul ve yasaya uygun olmadığını zira bu üç firmanın tam anlamı ile birbirlerine entegre olup, birbirlerinden bağımsız yargılamaya tabii tutulamayacaklarını,
3-Ayrıntısı dilekçelerinde yazılı olduğu üzere iflas erteleme talep eden diğer firmaların .. A.Ş. Firmasının “değerlerini” kullandıklarını ve/veya “içe aktardıklarını”, .. A.Ş. firmasının ise bilerek ve isteyerek iflasa terk edildiğinin kanıtı olduğunu düşündüklerini, mahkemece tüm bu hususları alınacak yetkin ve kapsamlı bilirkişi raporları ile (özellikle real A.Ş.’nin stoklarının ve stok satışlarından elde edilen bedellerin ve .. A.Ş.’ya ait tüm malvarlığı’nın güncel akibetinin araştırılması anlamında) değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini, bu raporlar dahilinde hileli iflas ile alakalı bir emare tespit edilir ise, doğrudan suç duyurusunda bulunulması ve bu durumun diğer firmalara etkisinin de araştırılması gerektiğini, bu nedenlerle hatalı ve hukuka aykırı, 27.07.2017 tarihli mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davacı vekiline 16/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
Müdahil ..A.Ş.
Vekili istinaf taleplerinde ;
1-Bilirkişi ve kayyım raporlarında bulunan ve ayrıntısı dilekçelerinde yazılı hususları sıralayarak mahkemece kayyım raporunun sunulduğu 26/07/2017 tarihinde tefrik ara kararı oluşturulduğunu ve 27/07/2017 tarihli duruşmada müdahillere bildirim yapılmadan iflas kararı verildiğini,
2-Ayrıca firmalar arasında para, emtai ve envanter geçişi kayyım onayına tabi olmayıp, keza davacı firmanın kendisinin dahi satın alma, idari işler, mali işler, ve operasyon birimlerinin 2017 yılı başından itibaren tek çatı altında toplandığını beyan etmesi karşısında ve bu duruma firmaların bugüne kadar envanter sayımı ve cari hesap mutabakatı yapmadığı gerçeği de eklendiğinde firmaların birbirinden bağımsız yargılamaya tabii tutulmasının mümkün olmadığını, her üç firmanın tüm unsurları ile birbiri içine girdiği ve neticede verilen “tefrik” kararının usul ve yasaya uygun olmadığını zira bu üç firmanın tam anlamı ile birbirlerine entegre olup, birbirlerinden bağımsız yargılamaya tabii tutulamayacaklarını,
3-Ayrıntısı dilekçelerinde yazılı olduğu üzere iflas erteleme talep eden diğer firmaların …A.Ş. Firmasının “değerlerini” kullandıklarını ve/veya “içe aktardıklarını”, .. A.Ş. firmasının ise bilerek ve isteyerek iflasa terk edildiğinin kanıtı olduğunu düşündüklerini, mahkemece tüm bu hususları alınacak yetkin ve kapsamlı bilirkişi raporları ile (özellikle real A.Ş.’nin stoklarının ve stok satışlarından elde edilen bedellerin ve … A.Ş.’ya ait tüm malvarlığı’nın güncel akibetinin araştırılması anlamında) değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini, bu raporlar dahilinde hileli iflas ile alakalı bir emare tespit edilir ise, doğrudan suç duyurusunda bulunulması ve bu durumun diğer firmalara etkisinin de araştırılması gerektiğini, bu nedenlerle hatalı ve hukuka aykırı, 27.07.2017 tarihli mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davacı vekiline 16/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
Müdahil..Tic. Ltd. Şti. Vekili İstinaf taleplerinde ;
1-Yerel mahkemece karar verilen dosyada; dava dilekçesi ve ekleri, duruşma tutanakları, duruşma günü, bilirkişi raporları tarafımıza usulüne uygun tebliğ edilmeden yokluklarında davanın kabulü kararı verildiğini,
2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/414 dosyasında davacı olan üç şirketin grup şirketleri olduğunu, yargılama safahatı boyunca toplamda 11 kayyım ve bilirkişi raporları alındığını ve her üç şirketin de borca batık olup, gelişen fiili ve hukuki durumlar neticesinde iyileştirme projesinin uygulanabilmesinin imkansız duruma geldiği, bu duruma devam etmenin alacaklıların aleyhine olacağının tespit edildiğini, davacı tarafın, diğer iki şirketi iflastan kurtarmak ve alacaklılarını zarar uğratmak kastı ile kötüniyetli olarak tefrikle beraber sadece bir şirketin iflasını talep ettiğini, yerel mahkemece usule aykırı olarak görülen duruşma sonrası davacının bu talebinin kabul edildiğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davacı vekiline 06/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
Müdahil … vekili istinaf taleplerinde ;
1-….i A.Ş.’nin ünvanının 15.05.2017 tarihli şirket genel kurul toplantısında ….A.Ş. olarak değiştirildiğini, iflas erteleme davası devam eden şirketin söz konusu ünvan değişikliği yapılırken yerel mahkemeden ve kayyım heyetinden, ünvanın değiştirilmesine ilişkin karar talep etmeksizin ünvan değişikliği yaptığını, mahkeme kararı tesis edilmeksizin ve kayyım görüşü alınmaksızın ünvan değiştirmesinin şüpheli olduğunu, yerel mahkemenin bu duruma ilişkin inceleme yapmaksızın sadece dosyanın tefriki ile iflasa karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacında olduğu ve inceleme sonucunda kaldırılması gerektiğini, mali verilerinin gizlendiğini, malvarlığının dahi doğru bir şekilde tespit edilemediği ortadayken verilen iflas kararının sadece davacının alacaklılarını zor duruma düşürmeye yarayacağını,
2-Yıl sonu envanterinin kayyım heyetine sunulmadığını, şirketin mali hesap tablolarının sağlıklı olması için cari hesap mutabakatlarının yapılmasının da şirket yetkililerinden defaatle istendiğini ancak bu konuda da bir gelişme olmadığını, davacı şirketin iflas erteleme sürecinde gerekli özeni göstermeyerek ihmalkar davrandığını, borçlarına tedbir konmasından da faydalanarak alacaklıları sürekli zarara uğratacak kastla hareket ettiğini, hileli iflas suçundan suç duyurusunda bulunulacağını, Yerel Mahkemenin bu hususları gözetmeksizin iflas kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
3-Yerel Mahkemenin davacının tefrik talebini aynı gün taraflara bilgi vermeden kabul ederek Eylül ayında yapılacak olan duruşma günü beklenmeksizin duruşma açarak davacı vekilinin talebi doğrultusunda iflas kararı verdiğini, mahkemenin tefrik hususuna ilişkin taraflara bilgi vermemesinin usulsüz olduğunu, dava sürecinin şeffaf yürütülmediğini, açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.07.2017 Tarih 2017/815 E. 2017/638 K. Sayılı kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiş, istinaf dilekçesi davacı vekiline 06/10/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının müdahil ….Ltd.Şti. vekiline 11/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün 28/08/2017 tarihinde istinaf edildiği, Müdahil ….A.Ş vekiline ise gerekçeli kararın 15/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, hükmün 28/08/2017 tarihinde yasal 10 günlük süre geçtikten sonra istinaf edildiğinin anlaşılması karşısında bu müdahiller yönünden istinaf taleplerinin usulden reddine karar vermek gerekmektedir.
Diğer müdahillerin gerekçeli kararın tebliğinden sonra yasal 10 günlük süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava, TTK’nun 324, 376 ve 377 ile İİK’nun 179. maddesi uyarınca iflasın ertelenmesine ilişkindir.
Davalı şirketin dava tarihi itibariyle ticari merkezinin Ümraniye/İSTANBUL adresinde bulunduğu, davanın İİK.nun 154/1.maddesinde öngörülen yetkili Mahkemede açıldığı anlaşılmaktadır.
. …A.Ş.hakkındaki davanın tefrik edilerek istinafa konu esasa kaydedilmiş ve yeni bir duruşma günü verilerek davacı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm Müdahiller … A.Ş.vekillerince yukarıda açıklanan gerekçelerle istinaf edilmiş, dosyanın incelenmesinde Müdahi…A.Ş.nin istinaf harcının yatırılmadığının görülmesi üzerine dairemizin 17/01/2018 tarih ve 2017/2788 E. 2018/34 K.sayılı kararı ile eksik harcın ikmali için dosya geri çevrilmiş, bahse konu harcın 07/02/2018 tarihli sayman mutemedi alındısı ile yatırılarak eksikliğin giderildiği görülmekle dosya geri çevirme nedeniyle öncelikli olarak ele alınmıştır.
HMK.nun 167.maddesi gereğince; Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder, hükmü yer almaktadır.
HMK.nun 27.maddesi ise hukuki dinlenilme hakkı başlıklı olup, Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, Açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.
İlk derece mahkemesince 2016/414 E. Dosyasında davacı …A.Ş. (eski ünvanı …..A.Ş.),… A.Ş. İsimli üç şirket hakkında iflas erteleme talebinde bulunulduğu, yargılama devam ederken davacılar vekilinin 20/06/2017 tarihli dilekçesi ile.. …A,Ş.nin ticaret ünvanının değiştirilerek .i …A.Ş.olduğunu ve bu şirketin iyileştirme projesini gerçekleştirme imkanı kalmadığından diğer 2 grup şirketin çabalarını da olumsuz etkileyeceğinden .. …A.Ş.yönünden dosyanın tefrik edilmesine karar verilmesinin talep edilmesi üzerine mahkemece kayyım heyetinden alınan 26/07/2017 tarihli rapora dayanılarak davacı vekilinin talebi haklı bulunmuş ve aynı gün . …A.Ş.hakkındaki dava tefrik edilerek istinafa konu esasa kaydedilmiş ve yeni bir duruşma günü verilerek taraflara tebliğ edilmeden ertesi gün yani 27/07/2017 tarihinde davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Ana dosyadaki kayyım raporu ve tefrik sonrası yeni verilen duruşma gününün müdahillere bildirilmeden sadece davacı vekilinin bulunduğu duruşmada yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Müdahiller vekillerine yukarıda açıklanan haklar tanınmadan karar verilmesi aynı zamanda Anayasa’nın 26. ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 27.maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 15/10/2013 Tarih ve 2012/5593 E. 2013/76 K., 17.Hukuk Dairesinin 22/12/2015 Tarih ve 2015/15639 E. 2015/14785 K.vb Sayılı kararları da bu yöndedir. Öyleyse iflas erteleme davalarının kamu düzenine ilişkin özelliği de dikkate alındığında müdahil vekillerinin raporu inceleyip beyanda bulunmak, özellikle istinaf dilekçelerinde belirttikleri hususlar ve tefrik kararının hatalı olduğu yönündeki ısrarlı itirazlarını değerlendirip, gerekirse yeniden bir rapor almak suretiyle sonuca gidilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle bir kısım müdahiller vekillerinin istinaf talebi bu yönüyle kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararının sair yönler incelenmeksizin kaldırılmasına karar vermek gerekmektedir.
Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında müdahillerin istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına, 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1a,6. maddesi gereğince yukarıda açıklandığı üzere gereği için dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Müdahillerin istinaf başvuruları esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/815 E. 2017/638 K. 27/07/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf harçları peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, fazla alınan harcın talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-İstinaf başvurusu yapan tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/02/2018