Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/384 E. 2020/2007 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/384 Esas
KARAR NO: 2020/2007
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13/09/2017
NUMARASI: 2015/695 Esas, 2017/709 Karar
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında düzenlenen 06.08.2015 tarihli sıra cetvelinde, müvekkil şirketin 454.960,80 TL alacağın tamamının İİK. gereği 4. sıraya, TTK. gereği 8. sıraya kaydının yapılmasına karar verildiğini, müvekkili şirket alacağının diğer şirketler gibi borçlu/müflis şirkete deniz/gemi yakıtı sağlamasından kaynaklandığını, davalı alacaklarının muvazaalı olduğunu, alacaklarının zamanaşımına uğradığını, alacağının rüçhanlı olduğunu belirterek sıra cetvelinin iptaline veya düzeltilmesine, sıra cetvelinde yer alan davalıların alacaklarının, gerçekte olmadığının, zamanaşımına uğradığının ve düştüğünün kabulü ile terkinine ve davalı alacaklılara ayrılacak satış bedelinin iş bu dava masrafları da dahil edilmek üzere davacı müvekkili şirkete ödenmesine, davalı alacaklarının müvekkili şirket alacağına göre daha alt sıralarda olduklarının kabulü ile davalı alacaklılara ayrılacak satış bedelinin iş bu dava masrafları da dahil edilmek üzere müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili alacağının muvazaalı olmadığını, haklı ve rüçhanlı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendi sırasına itirazını 7 gün içerisinde icra mahkemesine şikayet yoluyla yapması gerektiğini, müvekkili alacağının yedieminlik ücretinden doğduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporuna göre, davalılardan .. A.Ş’nin müflis şirket tarafından satın alınarak sonrasında isminin … olarak değiştirildiği, … isimli gemiye vermiş olduğu akaryakıttan kaynaklanan alacaklarının tahsili için 26.04.2012 tarihinde İstanbul 1. Denizcilik İhtisas Mahkemesine başvurarak 2012/41 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararını aldığı, İhtiyati Haciz kararında mahkemenin “İrsaliyeli faturalardan karşı taraf gemiye yakıt tedarik edildiği, yakıt bedeli ödenmediğinden talepte İİK’nun 257 ve müteakip maddelerinde yazılı şartlar oluşmakla… Talebinin kabulüne ” karar verildiği, hemen akabinde davalı …nin yakıt (gemi) alacağından doğan kanuni rehin hakkına dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, bu şartlar altında …nin yakıt alacağının yeni TTK 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesinden önce doğmuş bir alacak olduğu ve eski TTK’ya tabi olduğu, yakıt ikmalinden kaynaklanan alacakların belli şartlarla özellikle eski TTK’nun 1235/6 maddesi kapsamında zaruret hali gemi alacaklısı hakkı verdiği, eski Ticaret Kanunu döneminde Yargıtay içtihatları ile kabul edildiği, dolayısıyla gemi alacaklılarının rehin hakları alacakları rehin veya ipotekle temin edilmiş veya edilmemiş olan diğer bütün adi ve rehin alacaklardan önce geldiği dolayısıyla davalı …nin alacağının 06.08.2015 tarihli sıra cetvelinde rüçhanlı alacak olarak kabul edilmesinin doğru olduğu, diğer davalı … yönünden ise müflis şirkete ait … isimli Ro-Ro gemisinin fiili haciz tarihi olan 25.11.2013 tarihinden 18.02.2015 tarihine kadar yediemin olarak …’ye teslim edildiğinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve 07.05.2015 tarihli yazısı ile Bandırma … İcra Müdürlüğünün … Talimat ve 08.05.2015 tarihli yazısı ile yine aynı icra dairesinin 25.11.2013 tarihli haciz tutanağında açıkça anlaşıldığı, bu belgelere göre davalı …’nin yedieminlikten kaynaklanan alacağının 18.02.2015 tarihi itibariyle 269.400,00 TL olduğu, bu alacağın somut uyuşmazlıkta rüçhanlı alacak olarak sıra cetveline kaydedildiği, oysa ki …’nin alacağının 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK döneminde doğan bir gemi alacağı olmayıp, TTK gereği birinci sıraya kaydı gereken “Hacizde geçen süre boyunca geminin bakımı ve korunması ile gemi adamlarının iaşelerinden, geminin paraya çevrilmesinden, satış tutarının paylaştırılmasından doğan giderler ve harcamalar” başka bir deyimle cebri icra giderleri olması itibariyle TTK’nun 1390/1. Fıkra a bendi kapsamında bir alacak olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu alacağın TTK gereği sıra cetveline ” rüçhanlı alacak” olarak değil birinci sıraya kaydedilmesi gerektiği, davacının Ankara … İcra Müdürlüğünün … takiplerine konu ettiği 07.04.2015 keşide tarihli ve 250.000,00 TL tutarlı çek ile 27.02.2015 keşide tarihli ve 97.000,00 TL tutarlı çekin davacıya müflis şirkete ait … Gemisi’ne verilmiş olan Akaryakıt alacağı (09.02.2015 tarih … sayılı 73.842,49 TL, 27.01.2015 tarih … sayılı 74.111,95 TL, 26.01.2015 tarih … sayılı 96.945,80 TL, 25.12.2014 tarih … sayılı 31.088,66 TL, 25.12.2014 tarih … sayılı 22.243,65 TL bedelli ve imzalı faturalara göre ) alacağı karşılığında ciro yolu ile tevdi edildiği, davacının iddiasına dayanak teşkil eden faturaların tamamının yeni TTK yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonrasına ait olduğu, bu durumda faturalardan kaynaklanan alacağın yeni TTK hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, yeni TTK’nun 1352/1 maddesi u bendi uyarınca “Geminin işletilmesi, yönetimi, korunması veya bakımı için sağlanan eşya, malzeme, kumanya, yakıt, konteynerler dahil teçhisat ve bu amaçlarla verilen hizmetler ve aynı maddenin (p) bendi uyarınca gemi için alınmış krediler de dahil olmak üzere geminin veya malikinin adına yapılmış harcamalar deniz alacağı olarak kabul edildiği ve bu alacaklardan dolayı geminin ihtiyati haczine karar verilebileceğinin düzenlendiği buna göre davacının yakıt alacağının yeni TTK’nun 1352/1. Fıkra bent (ı) daki geminin korunması veya bakımı kavramından hareketle yeni TTK 1390/1 maddesinin a bendi kapsamında değerlendirilerek sıra cetvelinde 1. sıraya alınması gereken bir alacak olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle Davanın kısmen kabulü ile; Davalılar … Şirketi ile … A.Ş yönünden davanın feragat nedeni ile reddine, davalı …’nin alacağının İstanbul Anadolu … İcra İflas Müdürlüğünün… İflas dosyasında düzenlenen 06.08.2015 tarihli sıra cetvelindeki rüçhanlı kaydının iptali ile alacağının 1. sıraya kaydedilmesine, davacının alacağının İstanbul Anadolu … İcra İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında düzenlenen 06.08.2015 tarihli sıra cetvelindeki alacağının 1. sıraya kaydedilmesine, davanın davalı … Ticaret A.Ş yönünden tümden, davalı …’nin alacağının esasına yönelik davanın da reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararında; davalılardan … Ltd. Şti. ile … hakkında davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmakla birlikte, davalılardan … A.Ş. hakkında davanın tümden reddine, davalılardan … hakkında ise davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, … A.Ş.’nin müflis şirketten alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığını, mahkemenin eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelere dayalı olarak hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitlere göre karar verdiğini, … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtlarının müflis şirketin ticari defter ve kayıtları ile karşılaştırılmalı olarak incelenmediğini, bilirkişi raporunda dahi davalı … şirketinin 15.07.2016 tarihli dilekçe ekinde sunduğu iddia edilen beş adet fatura örneği ve 16.04.2014 tarihli protokolün de dosya içinde olmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen sadece icra dosyası ve ihtiyati haciz kararı dikkate alınarak alacağın varlığı ve miktarının tespitinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar müflis şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalı …’nin müflis şirketten alacaklı olduğu belirtilmişse de, kapanış onayları dahi bulunmayan usulüne uygun tutulmamış ticari defter ve kayıtların davalı … şirketi lehine dikkate alınmasının mümkün olmadığını, Kayıt terkini davalarında ispat yükünün alacağının esasına, miktarına veya sırasına itiraz edilen alacaklıya ait olduğunu, yerel mahkeme kararında davalı …’nin rüçhanlı kaydının iptali ile birinci sıraya kaydına karar verilmesine diğer bir ifade ile davalının daha alt sırada olduğunun kabulüne karar verilmesine rağmen, davalı alacaklıya ayrılacak satış bedelinin iş bu dava masrafları da dahil edilmek üzere davacı müvekkili şirkete ödenmesi yönünde hüküm tesis edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ispat yükü üzerinde bulunan davalı …’nin de alacağının esas ve miktarının doğru olduğunu ve zamanaşımına uğramadığını süresi içerisinde ve usulüne uygun deliller ile ispatlayamadığını, müvekkili alacağının rüçhanlı olduğunu ancak yerel mahkeme kararında müvekkili şirketin alacağının rüçhanlı alacak olarak değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkeme kararını kaldırılması ile davalı … A.Ş. yönünden 06.08.2015 tarihli sıra cetveline konu alacağının gerçekte olmadığı, zamanaşımına uğradığı, düştüğünün kabulü ve sıra cetvelinde müvekkili şirket alacağına göre daha alt sırada olduğunun kabulü ile davalı alacaklıya ayrılacak satış bedelinin iş bu dava masrafları da dahil edilmek üzere davacı müvekkili şirkete ödenmesine, davalı … yönünden 06.08.2015 tarihli sıra cetveline konu alacağının müvekkil şirket alacağına göre daha alt sırada olduğunun kabulü ve sıra cetveline konu alacağının gerçekte olmadığı, zamanaşımına uğradığı, düştüğünün kabulü ile de davalı alacaklıya ayrılacak satış bedelinin iş bu dava masrafları da dahil edilmek üzere müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davalıların müflis şirketten olan alacaklarının 6102 sayılı TTK’nın 1389 ile 1397. Maddelerine uygun olarak kaydedildiğini, müvekkili alacağının Yed-i emin alacağı olması nedeni ile yasa gereği 1. sıraya kaydedildiğini, birinci sırada yer alan alacakların muhteviyatı gereği Rüçhanlı olduğunu, mahkeme kararı ile esasen müvekkilin sırasında hiçbir değişiklik olmadığını, bu nedenle müvekkilinin birinci sıraya kaydının yapılmasına ilişkin karara esasen hiçbir itirazlarının bulunmadığını, davacının dava dilekçesin öncelikle davalılara iflas idaresi tarafından tayin edilen sıranın doğru olmadığını, davalıların daha alt sıralarda yer alması gerektiğini, bundan başka kendisine verilen sıranın da doğru olmadığını, kendisinin sıra cetvelinde daha üst sıralarda yer alması gerektiğini iddia ettiğini, sıra cetveline karşı açılacak davaların, Kayıt Kabul Davası, Kayıt Terkin Davası ve alacaklının kendi sırasına itirazı için İcra Mahkemesinde açtığı Sıra Cetveline İtiraz Davaları olduğunu, davacının dava dilekçesinde bu üç davayı birbirine karıştırdığını, iflas idaresinin davada temsil edilmediğini, davacını kendi sırasına itiraz davasını icra mahkemesinde açabileceğini, esasen davada aleyhlerine verilmiş bir karar bulunmadığı halde ilgisiz davaların birleştirilmesi neticesinde davayı temyiz ettiklerini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nun 235. maddede düzenlenen sıra cetvelindeki sıraya ve davalıların alacağının varlığına itiraz (kayıt terkin ) davasıdır. İİK 235. Maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur olduğu düzenlenmiştir. Müflis şirket hakkında İstanbul Anadolu 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1055 Esas sayılı dava dosyasında 25.02.2015 günü saat 14:14’ten itibaren iflasına karar verildiği, İcra İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyası ile iflas tasfiye işlemlerine başlandığı, Müflis … Limited Şirketi’nin iflas masasına davacının vekili aracılığı ile 454.960,80 TL alacak talebinde bulunduğu, tebligat için gerekli masrafın davacı tarafından verildiği, iflas idaresince alacak talebinin 4. sıraya ve TTK gereğince 8. sıraya kaydının yapıldığı ve alacak talebine ilişkin bu kararın 16.09.2015 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği, işbu davanın 01.10.2015 tarihinde açıldığı, buna göre İİK 235. Maddesinde belirlenen hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, tarafların müflis şirketten olan alacaklarının sıra cetvelinde doğru sırada yer alıp almadıkları, davalılara ait alacakların muvazaalı olup olmadığı, zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmıştır. İflas idaresinin, sıra cetvelini düzenlerken uyması gereken iflas hukuku kurallarına aykırı hareket ettiği veya yaptığı bir işlemin hadiseye uygun olmadığı iddia edilirse, bu halde sıra cetveline karşı şikayet yoluna başvurulur (İİK’nın m.227; m.16). Şikayet sebeplerinden en önemlisi, bir alacaklının kendisine verilen sıraya itiraz etmesidir (m. 235, IV). Buna göre, alacağı sıra cetveline kabul edilen bir alacaklı, alacağının esas ve miktarına değil de, yalnız alacağına verilen sıraya itiraz ediyorsa, bunu şikayet yolu ile icra mahkemesine bildirir. Diğer şikayet sebeplerine örnek olarak; sıra cetvelinin açık olmaması, bu husustaki kanun hükümlerine (İİK’nın m.233-234) uyulmamış olması, sıra cetvelinin ilan edilmemiş olması, masaya yazdırılmış olan bir alacağın unutulmuş olması, masa alacaklarının da sıra cetvelinde gösterilmiş olması, reddedilen bir alacağın neden dolayı reddedildiğinin, yani red sebeplerinin gösterilmemiş olması gösterilebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 1329) Bir alacaklı, kendi sırasına veya iflâs hukuku kurallarının yanlış uygulandığına (şikayet) değil, kendi alacağı hakkında nedenleri gösterilerek verilen red veya kısmen kabul kararının esasına (kayıt ve kabul davası açarak) veya bir başka alacaklının alacağına veya onun sırasına (kayıt terkin davası açarak) itiraz ediyorsa ticaret mahkemesine dava açmalıdır. İİK’nın 233. maddesine göre sıra cetvelinde, kabul edilmeyen alacaklar red sebepleri ile birlikte gösterilir. İİK’nın 235.1. maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar (kayıt kabul ve kayıt terkin davaları) kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçi sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumet iflas idaresine yöneltilerek İİK’nın 235. son maddeleri uyarınca icra mahkemesinde ileri sürmelidir. İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK’nın 235.2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede (Asliye Ticaret Mahkemesinde) ileri sürülmelidir. (YARGITAY 23. Hukuk Dairesinin 27.01.2016 tarih 2015/4147 E. 2016/408 K. Sayılı ilamı) Somut uyuşmazlıkta, davacının alacağının tamamı sıra cetveline kabul edilmiş olup davacı (kendi alacağının) esas ve miktarına değil, diğer alacaklıların alacağının esasına ve sırasına, kendi alacağı bakımından ise sadece alacağına verilen sıraya itiraz etmektedir. Öncelikle çözülmesi gereken mesele, davacının hem kendi sırasına, hemde davalıların sırası ve alacaklarının varlığına ilişkin yaptığı itirazın birlikte genel mahkemelerde görülüp görülemeyeceği hususudur.
Bilirkişi raporunda atıfta bulunulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.10.1989 tarih ve 6467 E., 5275 K. sayılı kararı göz önüne alındığında, usul ekonomisi açısından davaların birlikte görülebileceği anlaşılmaktadır. Davacının kendi sırasına ilişkin itirazında husumetin iflas idaresine yöneltilmesi zorunludur. Davada husumet eksik gösterilmiştir. Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Davada husumetin yanlış kişiye yönlendirilmesi veya davalı tarafın eksik gösterilmesi halinde dava sıfat yokluğundan hemen reddedilmemeli, belirtilen eksikliğin giderilmesi yönünde bir talebin bulunması ve dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının anlaşılması halinde, hakim, HMK’nun 124. maddesinin 4. fıkrasında açıklandığı üzere, karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul ederek, davayı diğer kişilere de teşmil ederek, yargılamaya devam etmelidir. Uyuşmazlıkta, davacının kendi sırasına ilişkin itirazında husumetin iflas idaresine yöneltilmesi gerektiğinden mahkemece, öncelikle davanın kamu düzenine ilişkin niteliği gereği HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle, adı geçen idareye karşı husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli, davacının ve davaya dahil edilen müflis şirketin de göstereceği bütün deliller toplanmalı, oluşacak kanaate göre karar verilmelidir. Bu sebeple diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derce mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Tarafların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/695 E. 2017/709 K. 13.09.2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a-4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 117,10 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 115,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davalı … tarafından peşin olarak yatırılmış olan toplam 117,10 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 115,00 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye İRAT KAYDINA, 6-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/11/2020