Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/367 E. 2020/1972 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/367 Esas
KARAR NO: 2020/1972
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2017
NUMARASI: 2016/422 Esas, 2017/945 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatif ortağı olan davalının 16/09/2014 tarihinde yapılan 2013 yılı kooperatif genel kurul toplantısında alınan kararlar doğrultusunda harcama giderleri ve 2014 yılı Kasım, Aralık 2015 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayları aidat borçlarını ödemediğini, davalının kooperatif üyesi olup, genel kurul kararlarının tüm ortakları bağladığını, borcun ödenmesi için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait bağımsız bölümün davacı kooperatifine ait site içerisinde bulunan ayrı bağımsız bir blok olup kendisine ait karar ve işletme defteri, vergi kaydı, banka hesabı vb. birimleri olduğunu, müvekkilinin blok yönetimine aylık 350,00 TL aidat ödediğini, davacının hiçbir zaman kendilerini kooperatif üyesi olarak görmediğini, bu güne kadar da bir aidat veya katılım bedeli almadığını, müvekkilinin bulunduğu bloktaki malikler ile birlikte otoparktaki haklarının korumak için üye yapıldığını belirterek davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalının 12.793,08 TL asıl alacak ve 496,70 işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.289,78 TL alacak yönünden takibe itirazının iptali ile bu miktar yönünden takibin devamına, fazla talebin reddine, alacağın bilirkişi incelemesi ile belirlenmesi nedeniyle davacının icra tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf talebinde; takibe konulan aidat alacağının likit olduğunu, bu nedenle müvekkili lehine icra tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek icra tazminatı yönünden kararın kaldırılmasını ve davalının icra tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili katılma yolu ile istinaf talebinde; müvekkili şirketin, davacı kooperatifin sınırları içerisinde bulunduğunu, ancak kooperatiften bağımsız bir blokta yer aldığını, müvekkili şirkete ait taşınmazın bulunduğu blokun davacı kooperatifle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, kooperatif yönetiminin, müvekkili şirketin bulunduğu dörtlü A blok sakinlerine Kooperatif otoparkında paylarının olduğunu ve bu hakkın kaybedilmemesi adına üye olmalarında fayda olacağını belirttiklerini, müvekkil şirket ve diğer blok sakinlerinin bunun üzerine kooperatife üye olduklarını, kooperatifin ödeme yükümlülüklerini kabul ettiğine dair yazılı beyanı bulunmadığını, bu nedenle ortak olma başvurusunun değer taşımadığını, müvekkili şirketinde yer aldığı dörtlü A blok, kendi içerisinde kat mülkiyeti yasası kapsamında blok yönetimi kurduğunu ve blokun tüm ihtiyaçlarının bu yönetim tarafından sağlandığını, blok sakinlerinin de yönetime hizmet bedelini eksiksiz ödediklerini, davacı kooperatifin, müvekkili şirkete herhangi bir genel gider harcaması yapmadığını, davacı kooperatifin müvekkili şirkete sağlamış olduğu herhangi bir hizmet bulunmadığını, davacı Kooperatifin alacaklı olduğu miktar karşılığında vermiş olduğu hizmetlerin neler olduğu, müvekkili şirketin bu hizmetlerden yararlanıp yararlanmadığı müvekkili şirketin 4’lü A Blok yönetimine neden aidat ödemesi yaptığı ve karşılığında ne tür hizmetler aldığı, aidat alacağına konu edilebilecek hizmetlerin kooperatif tarafından mı, yoksa 4’lü A Blok yönetimi tarafından mı karşılandığının tespiti bakımından Yerel mahkemece bir tespitte bulunulmadığını, diğer üyelerin aldığı ancak müvekkilinin alamadığı hizmet için aidat ödenmesinin, eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, kooperatif üyelik aidat borçlarının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, takibin toplam 13.289,78 TL alacak yönünden devamına, davacının icra tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiş, taraf vekilleri karara karşı istinaf yoluna başvurmuşlardır. Dosya kapsamından, davacı kooperatifin 16/0/2014 tarihli Genel Kurulun 6 ve 8 maddeleri gereği alacak ve aidatın tahsili için davalı aleyhine K.Çekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, davalının takibe yasal süresinde itiraz ettiği, itirazın davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden eldeki davanın yasal süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalının talebi üzerine davacı kooperatif yönetim kurulunca alınan 02.05.2013 tarihli kararla davalı, Kooperatif üyesi olmuştur. Davalının kooperatif üyeliği, taraflar arasında bir uyuşmazlık konusu değildir. Davalı kooperatif üyesi olmakla, Kooperatifin tasfiye işlemleri bitene kadar, genel kurul kararlarına uymakla yükümlülüğü söz konusudur. Dosya kapsamı itibarıyla, davacı Kooperatif, tasfiye halinde değildir. Dosyaya getirtilen tapu kayıtlarına göre, davalı davacı kooperatifin üyesi ve 2 adet (216 ve 217. nolu bağımsız bölümler) bağımsız bölüm malikidir. Yine tapu kayıtlarından anlaşıldığı üzere, site yönetim planına göre, S.S.İstanbul … Konut Yapı Kooperatifi ünvanlı toplu yapı biriminin Site olarak adlandırı- lacağı ve yönetim şeklinin ilk bağımsız malikler toplantısına kadar bağımsız bölüm malikleri kurulu için öngörülmüş tüm hak, ödev ve yetkiler ile, site yönetim kurulu için öngörülmüş tüm hak, görev ve yetkilerin … Küçük sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi yönetim kurulu tarafından kullanılacağı, S.S. … Küçük sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi tasfiye olunca veya anasözleşmede nevi değişikliği yapılınca, bu madde hükmünün kendiliğinden ortadan kalkacağının düzenlendiği, bu duruma göre, davacı kooperatif genel kurullarının site yönetim planı çerçevesinde yetkili olduğu ve davalının kendi blok site yönetimine aidat ödemesinin kooperatif genel kurulunda alınan kararları kendi açısından geçersiz hale getirmeyeceği, davalının üye olarak genel kurul kararlarına uyma yükümlülüğünden kaçınamayacağı sonucuna varılmaktadır. Nitekim Dairemizin 2017/149 Esas, 2017/182 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Somut olayda, takip konusu alacak, davacı kooperatifin, 16.09.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulunun 6 ve 8 nolu kararları ile üyelerden tahsiline karar verilen alacağa ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Genel kurulca alınan bu karar, yasal şartlara haiz ve davalı veya herhangi bir başka üye tarafından dava yoluyla iptal ettirilmediğinden, geçerli ve davalı dahil tüm üyeleri bağlayıcı bir karar niteliğindedir. Davalının alınan kararın iptali için dava açtığı yönünden bilgi de bulunmamaktadır. Bu genel kurulda alınan kararın 6 nolu maddesine göre, 2014 yılı tahmini bütçesi için … ada …-…-…-… parsellerde bulunan üyelerden iştirak bedeli olarak m2 başına 1,5 TL tahsil edilmesine karar verildiği, 8 nolu maddesiyle çevre aydınlatma, alt yapı bakım onarım, çevre düzenleme, asfaltlama, ortak alan işleri ve benzer işler için yapılacak imalatlara ilişkin 1.626.002,00 TL nin üyelerden işyeri büyüklüğüne göre m2 bazında toplanmasına karar verildiği, yapılan hesaba göre m2 başına ödenmesi gereken rakamın 5.74 TL olarak tespit edildiği, neticede bilirkişi raporunda ayrıntıları gösterildiği şekliyle davalının 6 nolu karar için 2.650,50 TL., 8 nolu karar için 10.142,58 TL olmak üzere toplam 12.793,08 TL yi davacı kooperatife ödemesi gerektiği, davacı kooperatifin bu kadar alacak için takipte haklı olduğu, bu miktarı aşan kısmı için yapılan takibin haksız olduğu anlaşılmaktadır.16.09.2014 tarihli genel kurulda ödemelerin zamanında yapılmaması halinde üyelerden gecikme faizi alınacağına ilişkin bir karar bulunmadığından, davacı kooperatifin icra takip tarihine kadar işlemiş faizi talep hakkı da bulunmaktadır. Bu açıklamalar ışığında ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan mahkemece davacının icra tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davacı taraf bu yönden karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu’nun kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada, borçlu itirazının kötüniyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmaz. İcra inkar tazminatı, hakkındaki icra takibine itiraz ederek durduran ve çabuk sonuçlandırılmasına engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bu yasal koşullar yanında, takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. (Yargıtay HGK 2006/19-295, 2006/341). Somut olayda Kooperatif genel kurulu kararında takip konusu alacağın miktarının borçlu davalı tarafından bilinebilmesi için gerekli bütün unsurların bulunduğu, genel kurul kararına göre borçlu davalının borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün bulunduğundan, mahkemece icra tazminatı talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/422 Esas, 2017/945 Karar, 08/11/2017 tarihli kararının HMK’ nın 353/1.b.2 Maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3a-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 3b-Davacının davasının 13.289,78.-TL’lik kısmının KABULÜ ile (12.793,08 TL asıl alacak, 496,70 TL işlemiş faiz) Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın bu miktar itibariyle İPTALİ ile takibin kabul edilen miktar itibariyle DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3c-Davalının, asıl alacağın %20’si tutarında (2.558,61 TL) icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, 3d-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 907,82.-TL karar harcından peşin yatırılan 244,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 662,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3e-Davacı tarafından yatırılan 29,20.-TL başvurma harcı ile 244,94.-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 3f-Davacı tarafından yapılan 168,40.-TL posta gideri ve 500,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 668,40.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 441,14.-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 3g-Davalı tarafından yapılan 11,00.-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 3,74.-TL’sının davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 3h-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 3ı-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 134,00 harçtan mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 134,00 harçtan mahsubu ile bakiye 98,10 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6- Davacı tarafından peşin yatırılan 134,00 istinaf harçları ve 39,00 TL istinaf yargılama giderleri ile birlikte toplam 173,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 8-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 05/11/2020