Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/350 E. 2018/384 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/350 Esas
KARAR NO : 2018/384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2017
NUMARASI : 2017/825 2017/825
DAVANIN KONUSU: HAKEM KARARININ TEBLİĞE ÇIKARILMASI /SAKLANMASI
KARAR TARİHİ: 07/03/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: BAŞVURU : Başvuru sahibi vekili özetle ;Taraflar arasında 01/03/2016-01/03/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. poliçesi imzalandığı, sigorta konusu binanın 4 katlı olduğu, 4 nolu dairede sigortalının ailesi ile birlikte oturduğu, 2 nolu dairede kardeşi …. ve ailesinin, 1 nolu dairede kardeşinin oğlu……. ve ailesinin, 3 nolu dairede ise oğlu ………… ve ailesinin oturduğu, teminat limitinin binalar için 160.000.-TL, eşyalar için 30.000.-TM olmak üzere toplam 190.000.-TL olduğu, 13/03/2016 ile 30/05/2016 tarihlerinde meydana gelen terör olayları ve terörle mücadele sırasında bahse konu yerde hasar meydana geldiğini, sigorta şirketinin hasar bedelini ödemediğini belirterek 10/08/2016 tarihinde sigorta tahkim komisyonuna başvurarak fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik kaydıyla 1.000.-TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP: Karşı Taraf Sigorta vekili cevabında; sigortalı binanın tapusu sigortalıya ait ise de başvuru sahibinin sadece bir dairede kendisinin ikamet ettiğini, diğer üç dairede başkalarının oturduğunu, mevcut olmayan bir menfaati sigortalattığını, doğru beyanda bulunmadığını, zira poliçelerdeki eşyaların sigortalıya ait olduğunun beyan edilmesi üzerine poliçelerin tanzim edildiğini, oysa gerçeğin bu olmadığını, beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığını, müracaatçı tarafından kullanılmayan bölümler için tazmin yükümlülüklerinin zaten her halükarda olmadığını belirterek talebin reddini istemiştir
HAKEM HEYETİ KARARI : Hakem Heyeti, sigortalının oturmadığı dairelerle ilgili talepte bulunamayacağını, sigorta ettiren başvuru sahibinin sigorta yapılırken yakın zamanda başlanacak operasyonlar sonucu evinin zarar göreceğini bildiğini, bu durumu sigortacıya bildirmediğini, terör eylemleri başladıktan sonra ve güvenlik güçlerinin terör operasyonlarına başlamadan hemen önce sigorta poliçesi imzaladığını bu durumu gizlediğini bu nedenle tazminat talep edemeyeceğine kesin olarak karar vermiştir.
İTİRAZ HAKEM HEYETİ KARARI : İtiraz Hakem Heyeti; Uyuşmazlık hakem heyeti kararının kesin olduğunu belirttiğinden itiraz hakem heyetine gidilememiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Başvuru Sahibi vekili istinaf taleplerinde; Tahkim Komisyonu her ne kadar vermiş olduğu kararının kesin olduğunu belirtmiş ise de 5684 sayılı Sigorta Kanunu 30. Maddesinin 12. Fıkrasındaki ilgili düzenlemesine aykırı olduğunu, temyizi için başvuru haklarının olduğunu belirterek ayrıntısı dilekçelerinde yazılı olduğu üzre Sigorta Tahkim Komisyonunun 23.01.2017 tarihli, 2016.E.23153 başvuru numaralı ve 2017/2562 Karar sayılı kararının temyizden incelenerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiş, İstinaf dilekçesi davalı vekiline 03/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 13/04/2017 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek, kararın temyiz kabiliyetinin olmaması ve davacının kararı temyiz etmesinde hukuki yararın bulunmaması sebebiyle temyiz başvurusunun haksız ve hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile temyiz talebinin reddini talep etmiştir. Dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 17.Hukuk Dairesine gönderilmiş, ilgili daire 31/05/2017 tarih ve 2017/2816 E. 2017/6229 K. sayılı kararı ile Sigortacılık Kanununun 30/12.maddesinin iki dereceli denetim sisteminin yürürlüğe girmesi nedeniyle hakem kararlarının da istinaf incelemesine tabi olduğu, doğrudan temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilemeyeceği gerekçesi ile ve oy çokluğu ile istinaf incelemesi için dairemize gönderilmiş, dosyanın Yargıtay’da geçirdiği süre ve başvuru sahibinin mağduriyeti dikkate alınarak heyetçe yapılan görüşmede öne alınmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: İtiraz Hakem Heyetinin kararının yasal süre içinde kanun yoluna götürüldüğü anlaşılmakla; Uyuşmazlık sigorta tazminat bedelinin tahsili talebine ilişkindir.İşin esasına girmeden önce; Uyuşmazlığa ve başvuruya konu tazminat talebinin değeri fazlaya ilişkin haklan saklı tutularak ve 1.000.-TL olarak gösterilmek suretiyle belirsiz alacak davası olarak açılmıştır.
6100 sayılı HMK.nun 107.maddesinde “Belirsiz alacak ve tespit davası” düzenlenmiştir. Buna göre; “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir. (3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.” Böylece davacının, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi imkansız değil ise de kendisinden beklenemez. Zira talep edilen tazminatın miktarı dosyaya tarafların sunacağı deliller sonrasında mahkemece yaptırılması muhtemel bir bilirkişi incelemesi sonucunda teknik bir hesaplama sonrası ortaya çıkabilecektir. Bu nedenle belirsiz alacak davası açmasında hukuken bir engel yoktur. (Yargıtay HGK.nun 17/10/2012 Tarih ve 2012/9-838 E. 2012/715 K.sayılı kararı) Davanın belirsiz alacak davası olarak açılması karşısında Uyuşmazlık Hakem Kararı kesin olarak kabul edilemez. 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 30/12.maddesi gereğince beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği hükmü karşısında dosyanın öncelikle İtiraz Hakem Heyetine gönderilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda; yukarıda açıklanan hususlara göre gereği için dosyanın sair yönleri incelenmeksizin mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Yukarıda açıklanan eksikliklerin ikmali amacıyla Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 2-Eksiklikleri ikmal edildikten sonra istinafen incelenmesi için tekrar dairemize GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.07/03/2018