Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/349 E. 2018/371 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/349 Esas
KARAR NO : 2018/371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2017
NUMARASI : 2017/867 Esas
TALEP : İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dilekçesinde; davalı ile…projesini devreye almak ve performans testlerine nezaret edilmesi hizmetlerini sunmak işini üstlendiklerini, bu için müvekkili tarafından hizmet teklifi gönderildiğini, teklifnamenin 5 maddesi gereği davacılar tarafından uzmanlar gönderileceğini ve bu uzmanların çalıştıkları her gün için davalı tarafından müvekkiline 1.000,00 ABD Doları +KDV ödeneceğini, yine davalı tarafından 5.000,00 ABD Doları avans ödenmesi yapılacağının kararlaştırıldığını, davalılardan 113.350,96 TL alacaklarının olduğunu, borçluların mal kaçırma ihtimalının bulunduğunu bildirdiğini, teminat karşığıl borçluların borca yetecek taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, ödemelerin yapıldığını, davacının hizmeti vermediğini savunmuştur.
Mahkemece özetle; dosyaya sunulan delillerin, muaccel bir alacağın varlığına ilişkin yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz talep edilebilmesi için, gerekli şartların da bulunmadığı, bu nedenle İİK 257. ve 258. maddelerinde belirtilen ihtiyati haciz şartları bulunmadığından, talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili ilk derece mahkemesine karşı süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesi incelendiğinde, sözleşme konusu hizmeti almadıklarını, ancak bedelini ödediklerini iddia ettiği, bunun kendi içinde çelişkili olduğu, hizmeti almamışsa neden ödeme yaptığı, ödeme yapmış ise, ödemeye ilişkin belge sunmadığı, öte yandan kendilerince sadece fatura değil, karşı tarafça imzalı sözleşme de dahil olmak üzere birçok belge sunulduğu, buna göre alacağın varlığına kanaat getirilmesine yetecek miktarda delil bulunduğu ve yaklaşık ispat şartının oluştuğu, sözleşme ve faturalardan da alacağın muaccel hale geldiğinin açık olduğu, bu nedenle ihtiyati haciz şartları oluşmasına rağmen yerel mahkemenin red kararının yerinde olmadığı ve kaldırılması gerektiği hususları istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
Dava hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde gerçekleştirilen hizmete rağmen ödemelerin yapılmaması nedeni ile İİK 257 maddedeki şartların oluştuğu iddiasıyla ihtiyati haciz talebine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre, taraflar arasında, davalının İstanbul Tuzla’da bulunan tesisinde, … projesini devreye almak ve performans testlerine nezaret edilmesi hizmetlerine hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu, Sözleşmeye göre önce 5000 USD avans ödeneceği, kalanı iş bitiminde kesilecek faturayı müteakip 15 gün içinde ödeneceği, yapılacak işler için günlük ücretin mekanik süpervizör için 100 USD, instrument süpervizörler için 100 USD olarak belirlendiği, dosyada davacının sunduğu ve davalının reddetmediği belgelere göre iş için 3 süpervizörün 10 gün süreyle iş bitimine kadar çalıştığı, buna göre çalışılan gün ve çalışan kişi sayısına göre davacının tüm iş için kalan borç nedeniyle 15.07.2017 tarihli 30.400 USD’lik fatura tanzim ederek davalıya teslim ettiği, ödenmemesi üzerine, davalıya, borcun ödenmesi için Kartal …Noterliğinin 05.04.2017 tarihli ihtarnamesinin gönderildiği, yine ödeme yapılmaması üzerine de, davalı aleyhinde, İstanbul ..İcra Müd.’nün … E.sayılı dosyasında icra takibi yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu ve iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmektedir.
İİK 257. maddesine göre, ihtiyati haciz kararı verilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş ve vadesinin gelmiş olması gerekmektedir. Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi halinde, alacaklı, ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.
İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabın- da haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 t. 2023/18723-2014/1804)
Somut olayda davacı tek başına bir fatura deliline dayanma- maktadır. Faturaya dayanak taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme, fatura, sözleşme nedeniyle davalının yapmış olduğu avans ödemesi, taraflar arasında yapılan mail yazışmaları, yapılan işe ilişkin davacının sunduğu belge ve raporlar, ihtarname de dosyada mevcuttur. Ayrıca davacı tarafından davalı hakkında başlatılmış bir icra takibi de bulunmaktadır.
Yukarıda açıklandığı şekilde taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki, fatura, davalı tarafça yapılan ödeme, mail yazışmaları, ihtarname ve yapılan icra takibi İİK 258 maddesi anlamında, yaklaşık ispata yönelik yeterli delil olarak görülebileceği gibi, alacağın muacceliyetine de bir karinedir.
Bu durumda İİK nın 257 maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartının varlığının kabulü ve ve davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, talebin reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1.a. 6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının, alacak miktarıyla sınırlı olacak şekilde ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar vermek gerekmekle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/867 Esas (İhtiyati Tedbir Ara Karar), 02/11/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Talebin KABULÜNE,
4-Dava değeri ile sınırlı olmak şartı ile asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 teminat karşılığında, borçlunun menkul ve gayrımenkul malları ile alacakları üzerine İhtiyati Haciz Konulmasına,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yana vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.6 bendi ve aynı Kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/02/2018