Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3365 E. 2022/334 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3365 Esas
KARAR NO: 2022/334
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2018
NUMARASI: 2015/1058 Esas, 2018/799 Karar
DAVA: MENFİ TESPİT
BİRLEŞEN DAVA( İstanbul 13.Asliye Ticaret Mah.2015/393 E.- 2016/ 20 K. Sayılı dosyası);
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı … Ticaret A.Ş vekili 18.02.2015 tarihli dava dilekçesinde, davalı alacaklının aralarında yapılan sözleşmede yer almayan …( rezervasyon yaptırdığın otele kalmaya gidememek ) iade bedeli altında 11.080,80 TL değerinde bir fatura gönderdiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete söz edildiği gibi bir borcu olmadığını, müvekkili ile davalı arasında 27 Kasım saat 20;30 ‘da otelde mücbir sebeplerle gerçekleşen iptaller sonrasında … &…, … Grup Sözleşmesi başlığı altında bir sözleşme imzalandığını, 28,29,30 Kasım günleri için otelde 50 kişilik odanın rezerve edildiğini, 30 Kasım günü yapılacak …-… Kongresi için yapılan organizasyonda, davetlilerin bir çoğunun yurt dışından gelerek organizasyona katılacağını, kongre günü elde olmayan, mücbir sebeplerden dolayı katılımcıların bir çoğunun kongreye katılamadığını, kongre tarihlerinde otelin boş olmasına ve sözleşmede No-Show ilgili madde yer almamasına rağmen müvekkili şirketten No-Show bedelinin talep edildiğini, Yunanistan’daki hava yolu grevlerinden dolayı uçuşların yapılamadığını, hatta bu yüzden kongre başkanının kongreye tele konferans sistemi üzerinden Yunanistan Havaalanından katıldığını, Cezayir’den gelecek konuklarında, Cezayir Devletinin Savaş dolayısıyla Hava Sahasını uçuşa kapatması nedeniyle davetlilerin kongreye icabet edemediğini, kongre tarihlerinde otelin dolu olmaması sebebiyle ve sözleşmede böyle bir madde yazmaması nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirkete böyle bir borcunun olmadığını, 10.12.2014 tarihli müvekkiline posta yolu ile gönderilen 50.284,80 TL bedelli faturada yer alan 11.080,80 TL tutarındaki No- Show bedeline haksız kazanç elde etmeye yönelik olması ve sözleşmede yer almamasından dolayı itiraz ettiklerini, ihtarname gönderilip, faturanın geri iade edildiğini iddia ederek, müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı …vekili, müvekkili şirketin işyeri adresinin İstanbul olduğunu, sözleşmenin 9. maddesinde yetkili mahkemenin İstanbul olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, TTK 18. maddesi gereğince davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında bulunduğunu, davacı ile müvekkili otel arasında 06.11.2014 tarihinde 28,29,30 Kasım 2014 tarihlerinde olmak üzere toplam 210( tek kişilik ) gecelemeli bir grup sözleşmesi imzalandığını, ancak davacının gerçekleştiğini ileri sürdüğü mücbir sebepler nedeniyle söz konusu sözleşmenin 27.11.2014 tarihinde revize edildiğini, buna göre davacının 28,29,30 Kasım 2014 tarihlerinde müvekkili işletmesinde toplam 150 gecelik konaklamayı garanti ettiğini, davacının bu talebinin kabul edilerek ve 210 gecelemenin 150 gecelemeye indirildiğini, davalının söz konusu değişikliğin yapıldığı tarihte ileri sürdüğü nedenlerle gerçekleşebileceğini öngörebilecek nitelikte bir tacir olduğunu, sözleşmenin revize edildiği tarihte yurt dışından gelecek konukların gelip gelmeyeceğini bilmesinin gerektiğini, sözleşmenin sadece toplam konaklamaya ilişkin hükümlerini ve iptal başlıklı 7’ci maddesini tadil ettiklerini, davalının yapmış olduğu organizasyondaki beceriksizliğini mücbir sebep iddiaları ile bertaraf etme gayreti içinde olduğunu, davalının müvekkili şirkete olan borcunu ödemekle yükümlü olduğunu, ayrıca davalı aleyhine dava konusu faturadan kaynaklı 35.247,80 TL ‘lik alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, itirazın iptali davası açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/234 ESAS, 2015/581 KARAR ve 19.06.2015 TARİHLİ KARARI ile, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2015/393 ESAS, 2016/20 KARAR SAYILI ile DOSYASI;
İDDİA: Davacı …vekili 14.04.2015 tarihli dava dilekçesinde, davalı ile müvekkili şirket arasında 06.11.2014 tarihinde 28,29,30 Kasım 2014 tarihlerinde olmak üzere toplam 2010 ( tek kişilik ) gecelemeli bir grup sözleşmesi akdedildiğini, davalının gerçekleştiğini ileri sürdüğü mücbir sebepler nedeniyle söz konusu sözleşmenin 27.11.2014 tarihinde revize edildiğini, 210 gecelemenin 150 gecelemeye indirildiğini, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davalı şirketin sözleşmenin revize edildiği tarihte yurt dışından gelecek konukların gelip gelemeyeceğini bilmesi gerektiğini, olumsuz şartlar nedeniyle revize edilen sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğün yerine getirilmesinin ahde vefanın bir gereği olduğunu, davalının sözleşme ile taahhüt ettiği konaklamayı yerine getirmediğinden karşılığı olan meblağı ödeyeceğini bilmesi gerektiğini, dava konusu işe ilişkin olağan uygulamada da taahhüt edilen konaklama sağlandığında taahhüt edilen konaklamaya ilişkin ödemenin yapılması yönünde olduğunu, dava konusu işleme İlişkin olarak davalıya 10.12.2014 tarihli fatura düzenlendiğini, davalının faturanın 11.080,80 TL ‘lik kısmına itiraz ettiğini, İtirazın müvekkili tarafından kabul edilmediği gibi herhangi bir ödemede yapılmadığını, borcun 34.247,80 TL ‘lik kısmının ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının İcra takibinin kendisine tebliğ edildikten sonra 11.03.2015 tarihinde müvekkiline 24.387,00 TL ödeme yapıldığını, ayrıca icra dosyasına 11.080,00 TL ‘lik yönünden ödemede bulunduktan bir gün sonra 12.03.2015 tarihinde haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini iddia ederek, İcra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.( Dava değeri,11.080,80 TL ).
CEVAP: Davalı vekili, davaların birleştirilmesi gerektiğini, kongre günü elde olmayan mücbir sebeplerden dolayı katılımcıların bir çoğunun kongreye katılamadığını, kongre tarihlerinde otel boş olmasına ve sözleşmede No- Show ilgili madde yer almamasına rağmen müvekkili şirketten … bedeli talep edildiğini, faturada yer alan 11.080,80 TL tutarındaki … bedeline itiraz edildiğini, müvekkilinin davacı şirkete borçlu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulanların sahibi lehine delil olduğu hususuna değer verildiği, asıl davada, otelde gecelemeli konaklama sözleşmesi gereği Yunan Hava Yollarındanki grevden dolayı hava sahasının kapalı olması ve Cezayir Devletinin Savaş nedeni ile hava sahasını uçuşa kapatması sonucu davetlilerin gelmemesi nedeni ile davacının konaklama taahhüdünü yerine getiremediği, savaş ve grevin davacıdan kaynaklanmayan, öngörülemeyen imkansızlıklardan olduğu, bunun sonucu olarak davacının borcunun sona ermiş olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, 10.860,80 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı birleştirilen dosya davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İstinaf nedenleri olarak, kararın dosya incelenmeden verildiğini, karara dayanak yapılan mücbir sebep sayılan haller zaten taraflar arasında görüşülerek değerlendirildiğini, söz konusu sözleşmenin 27.11.2014 tarihinde revize edildiğini, davacının müvekkili işletmesinde 150 gecelik konaklamayı garanti ettiğini, iki farklı işe ait olduğunun iddia edilmediğini, davacının basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, dikkat edildiğinde ikinci sözleşmenin akdedildiği tarih ile organizasyon tarihi arasında yalnızca bir gün bulunduğunu, ciddi bir firmanın yaptığı sözleşmenin yalnızca bir gün sonrasını görememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının organizasyonunda yaşanılan sıkıntılar dikkate alınarak gerekli kolaylık gösterilmiş iken müvekkili alacaklarının ödenmemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, iddia ederek, kararın kaldırılmasını asıl davanın reddi ile birleşen davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Asıl dava, otel sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturadaki … bedelinden borçlu olunmadığının tespiti, birleştirilen dava ise sözleşme kapsamında düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibi sonucu ödenmeyerek itiraz edilen fatura bedeli yönünden itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında, sözleşmenin ve revize sözleşmenin olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, sözleşmeye istinaden düzenlenen faturadaki … bedelinden davacının sorumlu olup olmadığı, asıl ve birleştirilen davalar yönünden kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, taraflar arasında 06.11.2014 tarihli “ …, … Grup Sözleşmesi “ imzalandığı, sözleşmede davacı şirketin müşteri, davalı şirketin “ otel “ sıfatı ile yer aldığı, sözleşmenin konusu ve süresinin “1”. maddede, müşterinin misafirleri için Otel tarafından işletilen …, …’den ( otel ) almayı taahhüt ettiği konaklama ve hizmetler ile ilgili hükümlerin belirlenmesi olarak belirtildiği, oda ve organizasyon taleplerinin 2. maddede düzenlendiği, 2.1. bentte, konaklama detayları olarak, 28 Kasım 2019,29 Kasım 2014, 30 Kasım 2014 tarihlerinin, toplam gecelemenin ise 210 olarak belirlendiği, 4. maddede, ödeme ve depozitonun düzenlendiği ve 4.1. bentte, sözleşmede belirtilen tüm konaklama ve hizmetlere İlişkin ödemelerin müşteri tarafından yapılacağının belirtildiği, 4.4. bendinde, müşterinin sözleşme kapsamında rezerve ettiği konaklama ve diğer hizmetler için belirtilen tutarda depozito ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, 4.6. bentte, müşterinin sözleşmenin imza tarihinden sonra yapılacak değişiklik ve iptaller nedeniyle yapmış olduğu birinci depozito ödemesinin iadesini talep edemeyeceğine yer verildiği, bakiye ödemenin 5. maddede düzenlendiği, 7. maddede iptallere yer verildiği, organizasyon başlangıç tarihinden 30 gün öncesine kadar sözleşme ile belirlenmiş hizmetlerin %10’nun cezasız iptal edilebileceği, %10’u aşan iptaller için 1 gecelik konaklama bedeli, No- Show olarak uygulanacağının belirtildiği, taraflar arasında 27.11.2014 tarihli olarak düzenlenen revize sözleşmede toplam gecelemenin 150 olarak belirlendiği, ikinci sözleşmenin 2. maddesinde, sözleşmenin 27 Kasım saat 20;30’da otelde, mücbir sebeplerle gerçekleşen iptaller sonrasında varılan mutabakata göre revize edilip hazırlandığının belirtildiği, ”7”. maddede rezervasyon iptalleri, erteleme veya değişikliklerin yazılı olarak yapılacağı, otel tarafından onaylanacağına yer verildiği, davalı otel tarafından davacı şirket adına, 10.12.2014 tarihli, giriş 27.11.2014, çıkış 10.12.2014 olan toplam 54.247,80 TL tutarlı fatura düzenlediği, davacı şirket tarafından ise davalı şirket adına 10.260,00 TL, KDV dahil 11.080,80 TL bedelli … Kongresi 50 oda Non Show iade bedeli adı altında iade faturası düzenlediği, davalı otelin iade faturası üzerine Çeşme Noterliğinin … yevmiye nolu 05.01.2015 tarihli ihtarname ile iade faturasına itiraz ederek, fatura bedelinin 3 İş günü içinde ödenmesini talep ettiği, davacı şirketin bunun üzerine asıl dava konusu menfi tespit davasını açtığı, davalı şirketin ise İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacı şirket hakkında 10.12.2014 tarihli 50.247,80 TL tutarlı faturadan 35.247,80 TL fatura bedeli ile 866,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 36.114,51 TL alacağın tahsili amacı ile İcra takibi başlattığı, davacı birleştirilen dosya davalısı şirket tarafından takibe itiraz edildiği, itirazında 11.080,00 TL dışında kalan 24.387,00 TL bedelin ödenmiş olduğunu belirterek itiraz ettiği, davalı birleştirilen dosya davacısının ise ödenmeyen ve menfi tespit davasına konu bedel üzerinden İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. 29.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda, taraflar arasında, 06.11.2014 tarihli …, … Grup Sözleşmesinin akdedildiği akabinde ise İş bu sözleşmenin revize edilmesi ile 27.11.2014 tarihli …, … Grup Sözleşmesinin akdedildiği, 06.11.2014 tarihli ilk sözleşmenin 2.1. maddesinde toplam oda sayısının 210 olarak belirlendiği ve bu odalar karşılığında toplam oda ücretinin KDV hariç 15.750,00 Euro olarak kararlaştırıldığı, 27.11.2014 tarihli ikinci sözleşmenin konaklama detayları başlıklı 2.1. maddesinde ise toplam oda sayısının 150 olarak belirlendiği ve bu odalar karşılığındaki toplam oda ücretinin KDV hariç 27.000,00 TL olarak kararlaştırıldığının görüldüğü, sözleşmelerin iptaller başlıklı 7. maddesinde, rezervasyon iptalleri, erteleme veya değişiklikleri yazılı olarak yapılacağı ve otel tarafından onaylanacağı şeklinde olduğu, ayrıca 06.11.2014 tarihli ilk sözleşmenin iptaller başlıklı 7. maddesinde, organizasyon başlangıç tarihinden 30 gün öncesine kadar sözleşme ile belirlenmiş hizmetlerin %10’unun cezasız iptal edilebileceği, %10’u aşan iptaller için 1 gecelik konaklama bedeli, No-Show olarak uygulanacağı şeklinde bir hüküm bulunduğu, ancak 27.11.2014 tarihli ikinci sözleşmenin iptaller başlıklı 7. maddesinde böyle bir hükmün bulunmadığının görüldüğü, 19.12.2014 tarihli 10.080,80 TL bedelli iade faturasının kaydına davacı defterlerinde rastlanılmadığı, ancak 2015 yılı içerisinde davacı tarafından davalıya yapılan ödemeler neticesinde bu hesabın 31.12.2015 tarihi itibariyle 10.860,80 TL alacak bakiyesi vermiş olduğunun tespit edildiği, buna göre davacının kendi ticari defterlerine göre 31/12/2015 tarihi itibariyle davalıya 10.860,80 TL borçlu olduğu, davalı defterlerinin tetkikinde 10.12.2014 tarihi itibariyle 50.247,80 TL borç bakiyesinin vermiş olduğu, buna göre davalının kendi defterlerinde 10.12.2014 tarihi itibariyle davacıdan 50.247,80 TL alacaklı durumda olduğu, 10.12.2014 tarihli 50.284.80 TL bedelli bir fatura düzenlenmiş olduğu, bu faturanın davacının menfi tespit istediği tutar olan 11.080,80 TL ‘lik No- Show bedelini de kapsadığı, 11.080,80 TL’lik tutar yönünden davacı tarafından davalıya 19.12.2014 tarihli iade faturası düzenlendiğinin görüldüğü, sonuç olarak davacının mücbir sebep iddialarının ve sözleşmesek nitelikteki hukuki itirazların takdirinin mahkemeye ait olduğu, davacı iddialarının kabulü halinde davacının 10.860,80 TL ‘lik menfi tespit talebinin mümkün olduğu, davalı karşı davacıya 11.03.2015 tarihinde 24.387,00 TL ‘lik bir ödeme yapıldığı konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davalı karşı davacı iddialarının kabulü halinde … A.Ş ‘nin halen 10.860,80 TL alacaklı durumda olacağı belirtilmiştir. Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun,yeterli ve gerekçelidir. Raporda hukuki değerlendirme mahkemeye bırakılarak alternatifli görüş belirtilmiştir. Taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme, Turizm Hukukuna özgü otel sözleşmesidir. Turizm Hukukunu düzenleyen kodifiye edilmiş temel bir kanun bulunmadığı gibi, gerek TBK da, gerekse de TTK ve diğer kanunlarda “ Otel Sözleşmesi “ kavramı bulunmamaktadır, ancak uzun yıllardan bu tarafa Turizm sektörü uygulamasında oteller ile seyahat acenteleri arasında yapılan sözleşmelerde, Otel Sözleşmesi kavramı kullanıldığı, gerek uluslararası düzenlemelerde, gerekse Turizm İlişkiler Yönetmeliğinde de kavram bu şekilde yerleştiği için, Turizm Hukukuna özgü bir sözleşme tipi olarak “ Otel Sözleşmesi “ kavramının konaklama işletmeleri ( Otel ) ile seyahat işletmeleri ( Seyahat Acentası ) arasındaki sözleşmeler için kullanıldığının anlaşılması gerekmektedir. Otel Sözleşmesi niteliği itibarıyla, kanunlarda düzenlenmiş hiçbir sözleşme tipine dahil edilmeyeceği gibi kendine özgü yapısı olan sui jeneris bir sözleşmedir. Otel Sözleşmesi ile otelci, konaklama ve buna bağlı yan hizmetleri sunmayı, kar ya da komisyon ödemeyi yükümlenirken, seyahat acentası otele müşteri sağlamayı ve genellikle konaklama bedelini ödemeyi taahhüt ettiği için, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Otel Sözleşmesi, Turizm İlişkiler Yönetmeliğinin 6. maddesinde, acenta ve Otel arasında, bireysel olarak seyahat eden müşterilerle ilgili sözleşmeler, grup olarak seyahat eden müşteriler ile ilgili sözleşmeler ve belirli bir sürenin üzerindeki rezarvasyonlar için yapılacak ( kontenjan ) tahsis sözleşmeleri şeklinde üç çeşit Otel sözleşmesinin düzenleneceği belirtilmiştir. Kontenjan Sözleşmesi, Otel ile acenta arasında belirli bir dönemi kapsayacak şekilde, otelcinin acenta müşterine belirli sayıda oda tahsis etmeyi kabul ettiği, acentanında Otel tarafından tahsis edilen yerlere müşteri sağlamayı kabul ettiği sözleşme olarak tanımlayabiliriz. Kontenjan sözleşmeleri, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme tiplerindendir. Garantili kontenjan sözleşmelerinde ise, Otel belirli sayıda oda ayırmayı taahhüt etmiş ise bu odalarda belirlenen konaklama yapılmasa dahi, seyahat acentası bu bedeli ödeme yükümlülüğü altında olduğu için, Otel tarafından düzenlenen no Show faturalarını ticari kayıtlarına alıp ödeme yükümlülüğündedir. Somut davada ise sözleşme grup sözleşmesidir. Grup Sözleşmesi, Turizm İlişkiler Yönetmeliğinin 31. maddesinde “ Grup müşterilerle ilgili hizmetlerin tek bir rezervasyon belgesi ile talep edilmesi ve otelci tarafından bir arada teyit edilmesi gerekmektedir. Grup müşterilerinin sayısında daha sonra bir azalma olsa bile esas alınacak müşteri sayısı rezervasyonda gösterilmiş olandır” denilmiştir. Yine otel ile acenta arasında aksine anlaşmanın serbestçe kararlaştırılabiceği, taraflar arasında herhangi bir anlaşma mevcut değilse 10 müşteriden fazlasının grup olarak kabul edileceği anlaşılmaktadır. Grup Sözleşmesi sayılacak hallerde iptal süreleri Turizm İlişkiler Yönetmeliğinin 35. maddesinde düzenlenmiştir.Taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme ve sözleşme özelliği açıklandıktan sonra uyuşmazlık konularını irdelemek gerekecektir. Her iki taraf ta şirkettir. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nın 18. maddesinde tacir olmanın hükümleri üst başlığı ile 2. fıkrada, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekeceğine yer verilmiştir. Taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenen 06 Kasım 2014 tarihli 1. sözleşmenin 7. maddesindeki iptaller kısmında belirli şartlarda uygulanacak No- Show uygulamasına yer verilmişken, söz konusu sözleşmenin revize edildiği 27 Kasım 2014 tarihli sözleşmede iptallerde önceki sözleşmeden farklı olarak No – Showa yer verilmemiştir.Bu durumda revize sözleşmeye göre düzenlendiği kabul edilen takip konusu faturada No – Show bedeline yer verilmesi isabetli olmamıştır. Taraf şirketlerin serbest iradeleri ile imzalamış oldukları sözleşme hükmünde yer almayan bir alacak kalemine faturada yer vermek sözleşme hukukuna uygun düşmeyecektir. Diğer taraftan, ilk imzalanan sözleşmenin o hükmünün ayakta olduğunun kabulü durumunda ise mücbir sebebin genel hükümlere göre değerlendirilmesi uygun düşecektir. Revize sözleşmede, ilk sözleşmenin mücbir sebepler ve gerçekleşen iptaller nedeni ile mutabakata varılarak revize edildiği açıkça ifade edilmiştir.Konukların seyahat edeceği Yunanistan Havalimanında ki 24 saatlik greve dair 26 Kasım 2014 tarihli internet haber örneği, yine Cezayir Devletindeki Savaş nedeniyle Hava Sahasını uçuşlara kapattığına dair davacı iddiası ve davalı tarafın bu hususlarda açıkça itirazda bulunmadığı dikkate alındığında, her iki durumun mücbir sebep sayılmasında hukuka aykırılık kabul edilemeyecektir. Çünkü, grev ve savaş halinin bilinebilirliği, habere ulaşma kanalları dikkate alındığında bilinebilirliği kabul edilse dahi, hava limanının faaliyette bulunmaması veya uçuşa kapatılacağının bilinebilirliği davacı şirketten beklenemeyecektir. 6098 sayılı TBK ‘nın 136. maddesinde, ifa imkansızlığına yer verilmiş ve ilk fıkrada, borcun ifasının borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa borcun sona ereceği belirtilmiştir. Somut davada, davacı acentanın, yurt dışından gelerek organizasyona katılacak katılımcıların, kongreye, havalimanının uçuşa kapalı olmasından dolayı katılamamış olmasından dolayı sözleşme kapsamında sorumlu tutulması mümkün görülmemiştir. Bu nedenle, gerek asıl dava ve gerekse de birleştirilen dava konusu faturanın aynı olduğu da dikkate alındığında, asıl dosya davacısı acentanın faturadan dolayı borçlu olmadığı, davalı birleştirilen dosya davacısı otelin ise alacağının olmadığı sonucuna varılmış olduğundan, davalı karşı davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasındaki sözleşme, mücbir sebeple düzenlenen revize otelcilik Sözleşmesi ve hükümleri, mücbir sebepler, TBK ve TTK İle ilgili yasal mevzuat çerçevesinde, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen hükümde bir isabetsizlik olmadığından davalı birleştirilen dosya davacısının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1058 Esas, 2018/799 Karar ve 12.07.2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı birleştirilen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın, davalının peşin olarak yatırmış olduğu toplam 225,15 TL harçtan ( asıl ve birleştiren her bir dava yönünden 80,70 TL +80,70 TL )= toplam 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 63,75 TL harcın karar kesinleştikten ve talep halinde davalı birleştirilen dosya davacısına İADESİNE, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davalı birleştirilen dosya davacısının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24/03/2022