Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3360 E. 2020/1764 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3360 Esas
KARAR NO : 2020/1764
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/09/2018
NUMARASI : 2014/468 Esas, 2018/898 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/09/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya personel destek hizmeti verdiğini, taraflar arasında en son 01/06/2011 ile 31/05/2013 tarihleri arasında 24 ay süreli ve 78 kişilik özel güvenlik hizmet alımına ilişkin sözleşme imzalandığını, hizmetin verildiğini, müvekkilinin 78 çalışanın fazla mesai ücretleri ile senelik izinlerini ödediğini, ödeme belgelerinin davalıya ibraz edildiğini ancak davalının 222.515,24 TL bedelli faturayı ödemediğini, davalı aleyhinde İstanbul Anadolu …. İcra Müd’ nün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 24/05/2011 tarihinde imzalanan sözleşmeye dayalı olarak yürütülen ve 24 ay süreli 78 kişilik özel güvenlik hizmet alım işi ile ilgili personel destek hizmeti verdiğini, sözleşmenin 31/05/2013 tarihinde sona erdirildiğini, çalışanların 1 yıldan fazla süredir çalıştıklarını ve kıdem tazminatını hak ettiklerini, sözleşmenin 12. Maddesi ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 51. Maddesi gereğince, çalışanların hak etmiş oldukları kıdem tazminatlarının ödenmesi ve bu ödemeler yapıldıktan sonra çalışanlardan ibraname alınarak bu ibranamelerin kendilerine sunulması halinde fatura bedelinin ödeneceğinin davacıya bildirildiğini, hem sözleşme hem yasa hem de Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere, asıl işveren-alt işveren ilişkisinde çalışanlara karşı yükümlülüklerde alt işverenle birlikte üst işverenin de sorumlu olduğunu, davalının belgeleri ibraz etmediğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre; her ne kadar davalı tarafın, sözleşmenin 12. maddesinde açıkça öngörülen yetkiye istinaden ödeme için ibraname sunulmasını şart koşsa da, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde; davacı şirketin asli ediminin güvenlik hizmeti sunmak, davalı şirketin asli ediminin de aldığı bu hizmetin bedelini ödemek olduğu, işçilerin kıdem tazminatının ödenerek alınacak ibranamenin davalı şirkete sunulmasının ise bir yan edim olduğu, yan edimin ifası edilmemesinin asli edimin ifasına engel olamayacağı prensibinden hareketle ve fatura konusu hizmetin sunulmuş olmasında bir ihtilaf bulunmadığı değerlendirilerek takibe ekli ihtarnameden de tanınan 3 günlük sürenin sonu olan 19/07/2013 tarihi itibariyle davalı şirketin temerrüde düşürüldüğü kanaatiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle aynen devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sözleşme ve şartnamede belirtilen hususları yerine getirmediğini, taraflar arasında 24/05/2011 tarihinde imzalanan sözleşmeye gereğince davalının 24 ay süreli 78 kişilik personel destek hizmeti verdiğini, sözleşmenin 31/05/2013 tarihinde sona erdirildiğini, davacının sözleşme ve şartname gereğince 78 adet işçiden 1 yıldan fazla kıdemi olana 68 işçisinin kıdem tazminatlarını ödediğine dair belge ve ibranameleri müvekkili şirkete ibraz etmek zorunda olduğunu, belgelerin ibraz edilmediğini, kıdem tazminatından müteselsil sorumlu müvekkilinin bu ibranameleri isteme hakkının bulunduğunu, ilerde bir masraf ve külfet olarak bir alacak ortaya çıkmaması için ilgili davacı tarafından son hak edişinin şarta bağlandığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi gereğinc asıl işveren-alt işveren ilişkisinde çalışanlara karşı yükümlülüklerde alt işverenle birlikte üst işveren de birlikte sorumlu olduğunu, sözleşmenin 12. ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 51. maddesi gereğince davacının müvekkili tarafından talep edilen belgeleri ibraz yükümlülüğünün bulunduğunu, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının savunmalarını doğruladığını, mahkemece sözleşme ve şartname maddeleri dikkate alınmadan 08/11/2017 tarihli son bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, alacağın likit olmadığını, aleyhlerine vekalet ücreti taktirinin kabul edilemez olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, İİK’nun 67 maddesi gereğince davacının faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine başlattığı takibe karşı davalı itirazının iptali istemine ilişkindir.İstanbul Anadolu … İcra Müd’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhinde dayanak 15/07/2013 tarihli fatura gereğince 222.515,24 TL asıl, 1.257,36 TL faiz olmak üzere toplam 223.772,60 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ettiği, takibin durduğu, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacının sözleşme gereğince 78 kişilik Özel Güvenlik Hizmet Alım işi ile ilgili olarak davalıya personel destek hizmeti verdiği, sözleşmenin sona erdiği, davacının 78 personelle ilgili olarak davalıdan ödediği fazla mesai ve yıllık izin ücretlerini talep ettiği, davalının 68 personelin 1 yıldan fazla çalıştıkları, kıdem tazminatına hak kazandıkları, sözleşme gereğince bu işçilerin kıdem tazminatlarının ödendiğine ilişkin belge ile işçilerden alınacak ibranamelerin ibrazından sonra ücretlerin ödeneceğinden bahisle hakkındaki takibe itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Sözleşme ilişkisi ve takipte talep edilen bedel yanlar arasında çekişmesiz olup uyuşmazlık sözleşme ve şartname gereğince davacının 68 işçinin kıdem tazminatlarını ödemesi ve ilgili belgelerle ibranamenin davalı şirkete ibraz zorunluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece, deliller toplanmış, uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.01/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi gereğince asıl iş veren-alt işveren ilişkisinin bulunduğunu, davalının müteselsil sorumluluğu nedeniyle sözleşmenin 12. Maddesi gereğince ilgili belgeleri talep edebileceği belirtilmiştir.Mahkemece atanan ikinci bilirkişi 28/06/2016 tarihli raporunda; davacı şirketin davalı şirketin taşeronluğundan ayrıldığı 31/05/2013 tarihi itibariyle çalıştırdığı işçilerin hizmet akitlerini feshettiğini ve bu fesih olgusunun davacı şirketin resmi makama verdiği çıkış bildirgelerindeki beyanlarından açık şekilde belli olduğunu, davacı şirketin işçilerine kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün doğduğunu, davacı şirketin taşeron sıfatıyla davalı şirketin işyerinde çalıştırdığı kişilerin hizmet akitlerinin taşeronluğun sona erdiği 31/05/2013 tarihinde sona ermediğini, işçilerin aynı işyerinde faaliyet göstermeye başlayan yeni taşeronun işçisi olarak çalışmaya devam ettiklerini, bu şekilde asıl işverenin işyerinde çalışan işçilerin iş akitlerinin sona ermediğini, bu nedenle de söz konusu işçilere kıdem tazminatı ödemekle yükümlü olmadığını iddia ettiğini, eğer böyle olsaydı davacı şirketin işçiler hakkında S.G.K’na vermiş olduğu işyerinden ayrılış bildirgelerinde özellikle 34 numaralı kodu kullanarak işçilerin 31/05/2013 tarihinde işyerinden çıkış sebebini “İşyerinin devri, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih “ olarak beyan etmesi ya da 22 numaralı kodu kullanarak işçilerin işyerinden çıkış sebebini ” Diğer nedenler “ olarak beyan etmesi gerektiğini, oysa davacının fesih kodunu kulandığını, işçilere kıdem tazminatı ödeme sorumluluğunun doğduğunu, kıdem tazminatlarının ödendiğine dair belgelerin sunulmadığını, davalının müteselsil sorumluluğunun bulunduğunu, belgeleri istemekte haklı olduğunu bildirmiştir.3 kişilik bilirkişi heyeti 08/11/2017 tarihli raporlarında; davacı şirketin, hizmet alım sözleşmesinin sona ermesiyle 31/05/2013 tarihinde davalıya ait işyerinden ayrıldığını, bu tarihten sonra dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin ihale kapsamında aynı işi yapmaya devam ettiğini, davacının işyerinde çalıştırdığı işçileri gösterir bordro dökümleri incelendiğinde 2013/5. ay dönemine ait bordo listesinde 86 çalışanın bulunduğunu ve … isimli işçi hariç tüm çalışanların, davacıdan sonra ihaleyi alan dava dışı …San ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı yeni alt işverene ait 2013/6. ay dönemine ait bordro listesinde de yer aldıklarını, bu listede de yine 86 çalışanın bulunduğunu fakat … yerine … (listede 37. sırada) adlı başka bir çalışanın yer aldığını, uyuşmazlığın işyeri devri hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerektiğini, İş Kanunun 6. Maddesinde, devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz, hükmünün düzenlendiğini, bu nedenle işyeri devri neticesinde işçi devralan şirketin sigortalı çalışanı olarak aynı işyerinde çalışmaya devam etmişse, iş sözleşmesinin kesintisiz devam ettiğinin kabul edildiğini, bu durumda işçinin kıdem tazminatı hakkının da doğmayacağını, davacının işçilerle ilgili işten ayrılış bildirgelerinde işten ayrılış kodlarını 05 (belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi) olarak göstermişse de, esasen somut olayda işyeri devrinin bulunduğunu, sırf işyeri devrinin işçi açısından kıdem tazminatına hak kazandırır bir durum olmadığını, yasal olarak alt-işveren asıl işveren ilişkisinde, alt işverenlerin değişmesine rağmen işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi halinde, konuya alt-işveren asıl işveren ilişkisi ve işyeri devri açısından bakıldığında, ileride bahsi geçen işçilerin kıdem tazminatına hak kazanmaları durumunda, asıl işveren bu işçilerin işyerinde çalışmış oldukları tüm süre ve son giydirilmiş ücretleri üzerinden, alt işverenler ise işçilerin kendisinden önceki alt işverenler de dahil olmak üzere asıl işverene ait işyerinde ilk çalışmaya başladıkları tarihten kendi nezdindeki çalışmalarının sona erdiği tarihe kadar ve bu tarihte almış oldukları giydirilmiş ücret ile sınırlı olmak üzere kıdem tazminatlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını, somut olayda dava dışı …San ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı yeni alt işverene ait 2013/6. ay dönemine ait bordro listesinde adı yer almayan … adlı işçi hariç diğer tüm çalışanların, ihaleyi yeni alan firmanın işçisi olarak çalışmalarına devam etmekte olduklarından, kıdem tazminatına hak kazanmadıklarını, davalının savunmasının yerinde olmadığını, davalı şirketin sadece … yönünden kıdem tazminatının da ödenerek, kıdem tazminatının kalmadığına dair ibranameyi isteyebileceği düşünülebilecek olsa dahi, davalı şirketin itirazında, 78 adet personelden 1 yıldan fazla hizmeti bulunan 68 adedinin kıdem tazminatının da ödendiğine dair belgeleri davacıdan istediğini, bu nedenle davalı tarafın itirazının yerinde olmadığını, dosya kapsamından … işyerinde 1 yıldan fazladır çalışmakta olduğunu ve işten ayrılış bildirgesindeki çıkış kodunun 5 olarak gösterilmesi karşısında, kıdem tazminatına hak kazanmakta olduğunu, ancak …ın kıdem tazminatının ödenip-ödenmediği, şayet ödenmişse kim tarafından ödenmiş olduğunun tespit edilemediğini bildirmişlerdir.Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12. Maddesinde; “…Personelin her türlü ücret, vergi, harç, Sosyal Sigortalara ve Genel Sağlık sigortası Kanunun ve İşsizlik Sigortası primi vs. tüm yasal yükümlülüklerini eksiksiz olarak süresi içerinde yerine getirecek ve bunlarla ilgili ayrıntılı ücret Bordosu, İşçilerin aylık kazançlarının işçiler adına ayrı ayrı açılmış bulunan banka hesaplarına yatırıldığının gösteren banka makbuzu aslı, Aylık Sigorta primleri bildirgesi ve buna dair banka makbuzu aslı…..” belgeleri her ay düzenleyeceği faturanın ekinde Teşekküle verecektir.” Yukarıda sayılan belgeler dışında Teşekkülün talep edeceği her türlü belge de yüklenici tarafından ibraz edilecektir.Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 51. Maddesinde, ”…… Yüklenicinin sözleşme konusu işler nedeniyle idareye ve Sosyal Güvenlik kurumuna olan borçları ile ücret ve ücret sayılan ödemelerden yapılan yasal vergi kesintilerinin kabul tarihine veya varsa garanti süresinin bitimine kadar ödenmemesi halinde kesin teminat ve ek kesin teminat,………. paraya çevrilerek borçlarına karşılık mahsup edilir,varsa kalanı yükleniciye iade edilir…….” İfadesi yer almaktadır.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir.Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 12/02/2020 tarih, 2019/765 E, 2020/924 K. Sayılı ilamı) Yukarıda alınan yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere, … isimli işçi hariç davacının tüm çalışanlarının, davacıdan sonra ihaleyi alan dava dışı …San ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı yeni alt işveren nezdinde çalışmalarının kesintiye uğramadan devam ettiği, dolayısı ile kıdem tazminatı hesabının yapılmasının yasal olarak mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Davalı 68 çalışan için ibraname istemiştir. Somut olayda, kıdem tazminatına hak kazanan … isimli işçi için davacının, davalı tarafından talep edilen belgeleri vermemesinin, hak edişin ödenmemesi için haklı sebep oluşturup oluşturmayacağıdır. Davalının bu işçi için sözleşme ve şartname hükümleri gereğince ibraname istemesi, sözleşme hükümleri gereğince mümkündür. Ancak davalı, şartları oluşmadığı halde davacıdan 68 işçi için belge istemiştir. Sadece 1 işçi için davalının hak edişinin ödenmemesinin TMK’un 2. Maddesi göz önüne alındığında iyiniyet hükümleri ile bağdaşmayacağı açıktır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/468 Esas, 2018/898 Karar ve 07/09/2018 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Alınması gerekli 15.285,91 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 3.821,48 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.464,43 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24/09/2020