Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/3355 E. 2022/90 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/3355 Esas
KARAR NO: 2022/90
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2015/276 Esas, 2018/250 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; sigortalı … AŞ’nin depo olarak kullandığı Gebze, Pelitli Köyü’ndeki işyerinin 01/01/2010-01/01/2011 döneminde müvekkili nezdinde Yangın Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, 12/05/2010 tarihinde elektrik nakil hattı tellerinin kopması ile depoda hasar meydana geldiğini, hasar nedeniyle sigortalıya 28/07/2010 tarihinde 21.991,40 TL hasar tazminatı ödendiğini, ödenen bedelin rücuen tahsili için dava dışı … aleyhine takip başlattıklarını ve takibe itiraz üzerine Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/929 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açtıklarını, mahkemece depo üzerindeki hattın …’a ait olmayıp, davalıya ait olduğu gerekçesiyle davayı reddettiğini ve kararın kesinleştiğini, yangında sorumluluğun davalıya ait olduğunun kesin hükümle sabit olduğunu, ancak ödedikleri bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlatmışlarsa da, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; davacı şirkete sigortalı olan dava dışı şirket ile müvekkili arasında imzalanan Depo Kiralama Sözleşmesi sonucunda 6.400 m² depolama alanı ve ofislerden oluşan alt katının sigortalıya kiralandığını, sözleşmenin 4. maddesi uyarınca müvekkilinin sorumluğunun deponun kiralanması ile sınırlı olup, deponun yönetim, denetim ve sorumluluğunun sigortalıya ait olduğunu, bu nedenle müvekkilinin hasardan sorumlu tutulamayacağını, aynı maddede depo içerisinde meydana gelen maddi kayıplar için sigortalının müvekkiline rücu edemeyeceğinin kararlaştırıldığını, … aleyhine Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/929 Esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, bu dosyada karara esas alınan raporda yangın sonucu tellerin koptuğu ya da tellerin kopması sonucu yangının meydana geldiğinin iç içe geçtiği belirtilmesine rağmen müvekkilinin sorumluğundan bahsedildiğini, bahçe üzerinden geçen elektrik hattının müvekkile ait olduğunu kabul etmediklerini, olay günü depoda raf düzenlemesi nedeniyle yedek parça kolilerinin bahçeye çıkartıldığını, bu nedenle depoda bulunmayan ürünlerin hasara uğramasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yangının neden kaynaklandığının kesin olarak tespit edilemediği, kopan iletkenlerin oluşturduğu kıvılcımların yangına neden olabileceği, kopan iletkenlerin … Limited Şirketine ait bahçe içinde olduğu, yangına sebebiyet veren hattın …’ın sorumluluğunda olmadığı, sorumluluğun özel hat üzerinden beslenen müşterilerde olduğu, davacının müteselsil sorumluluğa dayanması sebebiyle yangına sebebiyet veren iletilerin başkaca müşterilere ait olup olmadığı hususunun huzurdaki davada ayrıca değerlendirilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne ve davalının takibe itirazının iptaline, alacak likit olduğundan alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; sigortalı ile müvekkili arasındaki sözleşme gereği zarardan sigortalının sorumlu olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kopan iletkenlerin sadece davalıya ait trafoyu besleyen hat mı olduğu, yoksa özel Enerji Nakil Hattında bulunan ve diğer özel aboneleri de besleyen Enerji Nakil Hattı mı olduğunun tespit edilemediği belirtilmesine rağmen müvekkilinin sorumlu olduğu sonucuna varılmasının doğru olmadığını, raporda bölgede özel hat bulunduğu ve birçok işletmenin trafo tesis ederek özel hattan enerji aldığının belirtilmesine rağmen, ilgili hattan enerji alan diğer müşterilerin tespit edilmediğini, Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/929 Esas sayılı dosyasının temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, tespit raporuna göre yangın sonucu tellerin koptuğunun ya da tellerin kopması sonucu yangın oluştuğunun açık olmadığını, mahkemenin de yangının neden kaynaklandığının kesin olarak tespit edilemediğine gerekçede yer verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; Yangın Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamından; sigortalı … AŞ’nin depo olarak kulladığı Gebze, Pelitli Köyü’ndeki işyerinin 01/01/2010-01/01/2011 döneminde davacı sigortacı nezdinde Yangın Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, 12/05/2010 tarihinde çıkan yangın nedeniyle depoda hasar meydana geldiği, hasar nedeniyle davacının sigortalıya 28/07/2010 tarihinde 11.178,47 Euro hasar tazminatı ödediği, davacının ödediği bedelin rücuen tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, cevaba cevap dilekçesinde davalıya yönelik olarak kiralayan sıfatı ile mecuru kiracının kullanımına uygun bulundurmama sebebine de dayanılarak iş bu rücuen tazminat davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü uyarınca, sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara bakmakla görevlidir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle, 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi ile HMK’nın 4. maddeleri gereğince dava dışı sigortalı ile davalı gerçek kişi arasındaki uyuşmazlık, sigorta poliçesinden kaynaklanmayıp, aralarındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece dava dilekçesinin Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmiş olması isabetli bulunmamıştır. Ne var ki yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1b-2 fıkrası gereğince hüküm düzeltilerek yeniden karar verilmesi gerekmiş ve bu amaçla davalı vekilinin istinaf başvurularının işin esası incelenmeksizin kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/276 Esas, 2018/250 Karar ve 06/03/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA, a-Açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK.114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava dilekçesinin usulden REDDİNE, b)6100 sayılı HMK’nın 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, c)İki haftalık süre içinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA, d) 6100 sayılı HMK 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden KARARA BAĞLANMASINA, e)Varsa artan gider avansının dosyasına AKTARILMASINA, f)Sair işlemlerin yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davalı tarafça peşin olarak yatırılan 575,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 494,47 TL harcın talebi halinde davalıya iadasine, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1b-2 bendi gereğince düzeltilerek aynı yasanın 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/01/2022